• Sonuç bulunamadı

Ortodoks İttifakı Teşebbüsleri

B- PATRİKHANE’NİN EKÜMENİKLİĞİNİN DİĞER ORTODOKS KİLİSELERİ

1- Ortodoks İttifakı Teşebbüsleri

Patrikhanenin Ortodoks kiliseleri ile ittifak kurma girişimleri Cumhuriyetin ilk yıllarına dayanmaktadır. O zaman için çok dikkate alınmayan bu girişim, Patrikhane ile Polonya Devlet başkanı arasında karşılıklı verilen nişanlardan öteye gidememiştir431.

Patrikhane ile ilgili olarak özellikle 1990’lı yıllar ağırlıklı olmak üzere, SSCB’de Komünizmin din faktörünü ikinci plana çekmesi ve Ortodoks ittifakı içerisinde ABD’nin ağırlığının hissedilmeye başlanmasının ardından bir Ortodoks ittifakı kurmaya çalıştığı şeklinde görüşler ortaya konulmuştur.

Patrikhane önderliğinde, Ortodoks kiliseleri arasındaki yakınlaşma oluşturma çabaları çok öncelere dayanmaktadır. Patrikhane, Haziran 1926’da Başbakanlığa mü- racaat ederek Heybeliada Ruhban Okulu'nda İskenderiye, Antakya, Kudüs, Sırbistan, Romanya patrikleriyle Rusya, Kıbns, Yunanistan ve Lehistan kiliselerinden birer veya

ikişer papazın Heybeliada Ruhban Okulu'na daveti için izin istemiş, ekümenik olarak addedilecek bu talep reddedilmiştir432.

Patrikhane bu dönemden sonra da bu çabalarına devam etmiş, Finlandiya, Litvanya, Letonya, Polonya, Çekoslovakya ve Macaristan Ortodoks kiliseleri ile yakın temaslar kurmuştur. Bunun yanında Moskova Ortodoks Patrikhanesi'nin şemsiyesi ve güdümü altında hareket eden Batı ve Orta Avrupa'daki Ortodoks kiliseleri de Rusya'nın din karşıtı tutumundan dolayı Amerika'daki kardeş kiliselere yaklaşma politikasına girmişlerdir433.

1950 Seçimleri yaklaşırken, O yıllarda İstanbul'da yaşayan Rumların oy potansiyelini iyi kullanan Patrik Athenagoras, Demokrat Parti ileri gelenleri ile konuşarak, Heybeliada papaz mektebinin yüksek okul haline getirilmesinin sözünü almış ve Demokrat Parti iktidara geldikten sonra bu söz yerine getirilmiştir434.

15 Kasım 1964 tarihinde Rodos Adası’nda Patrik Athenagoras başkanlığında büyük bir Ortodoks ruhanileri toplantısı düzenlenmiştir. Amacı, bir yandan Ortodoks kiliselerinin birliğini gerçekleştirmek, bir yandan da Katolik Kilisesi ile daha mahiyeti belli olmayan birleşme işini tartışmak olarak gösterilmiş olan Panortodoks Kongresi sonunda her iki konuda da herhangi bir anlaşma sağlanamamıştır435.

Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecine girmesi üzerine Rusya kilisesi ile ilişkiler geliştirilmeye başlanmış, Fener Patriği, 1989 yılında Moskova'yı ziyaret ederek Moskova Metropolitliğine Patriklik payesi vermiştir436.

1991 yılında Patrik seçilen Bartholomeos göreve geldikten sonra, bütün dünyadaki üst seviyedeki Ortodoks ruhbanları bir çatı altında toplamayı hedefleyen, “Ekümenik Patrikhane Archonlar Biraderliği”ni kurmuştur437.

432

Elçin Macar, a.g.e., s.143.

433 Erol Türkmenoğlu, a.g.m., s.123. 434 A.g.m., s.125.

435 Bu toplantı ile ilgili olarak Niyazi Berkes’in yorumu şöyledir; “Bu meselelerde anlaşma olmamasının

nedeni, işin aslının bir din meselesi olmayıp, bir siyaset meselesi olmasıdır. Salt dini meseleler üzerine tartışacak ne var? Ruhaniler, din meselelerinde söyleyeceklerini en aşağı 1500 yıl önce söylemişler, teolojik hünerlerini son damlasına kadar tüketmişlerdir. Bunların sonucu olarak ortaya getirdikleri kesin dogmalardan ayrılmadıkları için yeni din meseleleri tartışmalarına gerek yoktur, bkz. Niyazi Berkes, a.g.e., s.40.

1992 yılında Fener Rum Patrikhanesi'nin önderliğinde İstanbul'da bir toplantı düzenlenmiştir.Yunan TV’si tarafından naklen yayınlanan toplantıda Bizans ilahilerinin okunması dikkat çekmiştir438

1993 Ekim ayında, Yunanistan-Sırbistan ve Rusya arasında ortak bir bildiri hazırlanmış, daha sonra Boris Yeltsin’le o zamanki Başbakan Mitsotakis arasında bir savunma paktı imzalanmıştır. 12 Maddelik bu antlaşmaya göre; İslam ve Türk tehlikesine karşı ortak askeri savunma, Balkanlar’daki Türk-İslam tehlikesine karşı ortak mücadele ile Yunan ve Ortodoks kiliselerinin işbirliği konusunda anlaşma sağlanmıştır439.

Bartholomeos, 1993 Ağustos ayında İstanbul’da, yedi patriğin hazır bulunduğu bir toplantı düzenlemiştir. Üç gün süren toplantıya Yunanlı gazeteciler alınırken, Türk gazeteciler “Kin Kapısı”nın önünde bekletilmişlerdir440.

Patrik 15 Mart 1994’te İstanbul'da, Antakya, Kudüs, Moskova, Belgrad, Bükreş, Sofya, Atina, Varşova, Prag, İskenderiye ve Helsinki Patrik ve Metropolleri ile bir araya gelmiştir441.

1995 Eylül ayında Rusya Dışişleri Bakanı Andrei Kozoyrev Atina'ya gelerek Bulgaristan'ın Burgaz şehrinden Yunanistan'ın Dedeağaç Limanı'na ulaşacak ve on milyar dolara malolacak olan petrol hattı yapımına dair bir anlaşma imzalamıştır. “Yunan medyası bu olayı Yunan, Rus Ortodoks dayanışmasının başarısı olarak” duyurmuştur442.

Yunanistan, 1996 Aralık ayında AB’ye üye ülkelerin Hıristiyan Demokrat Partileri'nin milletvekillerini, konusu “Hıristiyan Ortodoksluğun dünyaya, Anadolu'ya, Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu'ya yayılması” olan ve Selanik'te düzenlenen bir

437 “Archon”, Kilise dilinde üst düzey ruhbanlara verilen addır. Mesela, İncil’i korumakla sorumlu ruhban

veya kiliselerde Ekmek-Şarap Ayini’nde ekmek ve şarapları dağıtan, ruhbanları bir masada toplayan kişi gibi, bkz. Uğur Yıldırım, a.g.e., s.135.

438 Erol Türkmenoğlu, a.g.m., s.125. 439 Elçin Macar, a.g.e., s.131. 440 Uğur Yıldırım, a.g.e., s.138. 441 A.g.m., s.125.

toplantıya davet etmiş ise de Yunan basını tarafından toplantının Fener Rum Patrikhanesi tarafından düzenlendiği açıklanmıştır443.

Yunanistan Cumhurbaşkanı Kostis Stefanopulos, 20-28 Eylül 1997’de Din- Bilim ve Çevre Sempozyumu’nun son durağı olan Selanik’teki törende yaptığı konuşmada; “Ortodoks Kilisenin misyonunun sadece dini geleneği korumak olmadığını,

dünyevi sorunlarla da ilgilendiğini vurgulayarak, Patriğin Birleşik bir Avrupa ve Birleşik bir Ortodoks Dünyası için verdiği mücadeleden” övgüyle bahsetmiştir444.

1990’lı yıllarda üzerinde çok konuşulan Ortodoks ittifakı ile ilgili olarak sunduğumuz bu çoğunluğu siyasi içerikli ve ABD destekli olan faaliyetlerde istenilen ittifak kurulamadığı gibi, aksine kiliseler arasında bir çok ihtilafın yaşandığı gözlenmiştir. Patrikhanenin siyasi olarak kabul ettirmeye çalıştığı ekümeniklik iddiasının, dini gerekçelerinin diğer Ortodoks kiliseleri tarafından kabul edilmediği çok açıktır. Bunun en güzel örneği, yine aynı yıllarda Kudüs ve Rus Patrikliklerinin ekümenliğin kendilerine ait olması gerektiği yönündeki söylemleridir.

1994’te, Bulgaristan Ortodoks Kilisesinde Fener Patriğini destekleyen Bulgar Patriği Maksim’e karşı büyük bir muhalefet hareketi gelişmiş ve muhalefet eden grubun başkanı olan ve Bulgaristan’daki kilise çevrelerince milliyetçilik çizgisinde yürüyen ekip olarak bilinen Papaz Pimen ve arkadaşları bu muhalefetin liderliğini ele geçirmişlerdir. Aynı yıl içerisinde Romanya Patriğine karşı da benzer bir muhalefet başlamıştır445.