• Sonuç bulunamadı

ORTA TÜRKÇE SÖZLÜKLERİNDEKİ İSİMLERİN EŞ DEĞERLİKLERİ BAKIMINDAN KARŞILAŞTIRMAS

1.1.İNCELEME

ÄP:

“Abartı ve yineleme ifade eden bir ek”tir [I. 37/34] 29. Varak (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87).

Kökeni: Clauson ap/ep maddesinde, ekin pekiştirme anlamı taşıyan bir ön ek olduğunu söylemiştir. Ekin, genellikle isimlerden önce geldiğini belirten yazar, bunun renk ya da şekil ifade ettiğini aktarır. Daha sonraki zamanlarda iki sözcüğün kaynaşıp birleştiğinde sözlüksel bir malzeme olduğunu belirten Clauson, böyle durumlarda ekin son ünsüzünün ikizleştiğini ifade eder (Clauson, 1972: 3).

Bire Bir Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire bir eş değerliği yoktur. Bire Çok Eş Değerlik Bakımından:

ME (Yüce, 1993: 91)’de appaķ “appak, bembeyaz”; KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 87)’de apaķ “bembeyaz”; İML (Battal, 1997: 10)’de apak “açık ak, bembeyaz”; Kİ (Caferoğlu, 1931: 4)’de appaq “ap+aq –bem beyaz–”; EK (Toparlı, Çögenli, Yanık, 1999: 101)’de apak / appaķ “bembeyaz”; EM (Toparlı, 2003: 71)’de

apak “bembeyaz”; ML (Barutçu Özönder, 1996: 178, 778a-4)’de “ol şeyǿġa zāyid

ķılurlar. p miŝāli: ap aķ, ķap ķara, ķıp ķızıl, sap sarıġ, yup yumalaķ, yap yassı, ap açuġ, çup çuķur”; ŞS (Kunos, 1902: 12)’de apağ “büsbütün, beyaz, parlak” sözcükleri bu madede sözcükle bire bir eş değerdir.

Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

KM, Kİ, EZ, AL, ZT’de yer almayan sözcük bire hiç eş değerliğe sahiptir. Yalancı Eş Değerlik Bakımından

AP:

DLT’de “değil” anlamına gelen bir takı olduğu belirtilmiştir [I. 37/34] 29. Varak (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87).

Kökeni: Clauson bunun olumsuzluk bildiren bir bağlaç olduğunu bildirmiştir (Clauson, 1972: 3).

Bire Bir Eş Değerlik Bakımından:

ME (Yüce, 1993: 210)’de yoķ “yok”, ME (Yüce, 1993: 113)’de degül “değil”; İML (Battal, 1997: 91)’de yok “varın karşıtı”; Kİ (Caferoğlu, 1931: 127)’de yoq “bugünkü manasında”, Kİ (Caferoğlu, 1931: 33)’de dägül “değil”; EZ (Atalay, 1945: 287)’de yok “yok”, EZ (Atalay, 1945: 164)’de degül “değil”, EZ (Atalay, 1945: 267)’de

tüyül “değil”; EK (Toparlı, Çögenli, Yanık, 1999: 132)’de yoķ “yok”, EK (Toparlı, Çögenli, Yanık, 1999: 107)’de degül “değil”, EK (Toparlı, Çögenli, Yanık, 1999: 127)’de tügül “değil”; EM (Toparlı, 2003: 125)’de yoķ “yok, hayır”, EM (Toparlı, 2003: 113)’de tegil “değil”; ZT (Kara, 2011: 428)’de yoķ “yok, hayır” sözcükleri bu maddedeki sözcükle bire bir eş değerdir. Ayrıca DLT (Dankoff-Kelly, 1982-I: 300, III: 227, 221)’de “değil / yok” anlamlarına gelen tägül, dāġ / ḏāġ, yōq sözcükleri de bu sözcükle bire bir eş değerdir.

Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

KM, ML, AL, ŞS’de yer almayan sözcük bire hiç eş değerliğe sahiptir. Yalancı Eş Değerlik Bakımından:

Sözcüğün yalancı eş değerliği yoktur. ÜP:

DLT’de “renklerde pekiştirme bildiren bir takı” şeklinde açıklanmıştır [I. 37/34] 29. Varak (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87).

Kökeni: Clauson, bunu “ap/ep” maddesinde açıklamıştır. Yazar, bu ekin, renk isimlerini pekiştirmek için kullanıldığını belirtmiştir (Clauson, 1972: 3). Tuncer Gülensoy, bu eki “-p” başlığında değerlendirmiştir. Yazar, bu ekin, sıfatların önüne bu sıfatın ilk iki hecesini de alarak pekiştirme yapan bir ek olduğunu söylemiştir (Gülensoy, 2007: 684).

Bire Bir Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire bir eş değerliği yoktur. Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

Ele alınan sözlüklerde yer almayan sözcük bire hiç eş değerliğe sahiptir. Yalancı Eş Değerlik Bakımından:

Sözcüğün yalancı eş değerliği yoktur. OB OB:

DLT’de “eşeğin ayağı kaydığında söylenen bir söz” olduğu şeklinde bir açıklama yapılmıştır [I. 37/34] 29. Varak (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87).

Kökeni: Clauson, bu ikilemeyi “op” maddesinde açıklamıştır. Yazar, bunun eşeğin ayağı tökezlediğinde kullanılan bir ünlem olduğunu belirtmiştir (Clauson, 1972: 4).

Bire Bir Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire bir eş değerliği yoktur. Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

Yalancı Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün yalancı eş değerliği yoktur. OP:

Argu diyalektinde “harman öküzlerinin ortasında bulunan öküz” şeklinde açıklanmıştır [I. 37/34] 29. Varak (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87).

Kökeni: “Bir grup hayvanın harmanda yayılması; harman dövmek için koşulan öküzlerin ortasında bulunan öküz” olarak açıklanan sözcüğün kökeni hakkında bir bilgi verilmemiştir (Clauson, 1972: 4, DTS, 1969: 368).

Bire Bir Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire bir eş değerliği yoktur. Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

Ele alınan sözlüklerde yer almayan sözcük bire hiç eş değerliğe sahiptir. Yalancı Eş Değerlik Bakımından:

Sözcüğün yalancı eş değerliği yoktur. AT:

Bu sözcük DLT’de “at” şeklinde açıklanmış ve “quš qanatin är atin” cümlesiyle örneklenmiştir [I. 37/34] 29. Varak (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87).

Kökeni: Clauson, sözcüğün neredeyse her zaman “binek atı” imasıyla kullanıldığını belirtmiştir. “At” maddesini açıklarken “yılkı” ve “yund” sözcüklerini de veren Clauson “at”ın çok az modern dilde “damızlık at” sözcüğüne karşı “iğdiş edilmiş at” anlamında da kullanıldığını söyler (Clauson, 1972: 33). Drevne Tyurskiy Slovar’da at sözcüğü “at, yılkı” şeklinde açıklanmıştır (DTS, 1969: 65). Hasan Eren “binme, yük çekme veya taşıma gibi işlerde kullanılan hayvan” olarak açıkladığı at sözcüğünün Eski Türkçede “yunt” olarak da geçtiğini belirtmiştir (Eren, 1999: 24). Çeşitli etimolojik

sözlüklerde hakkında bu şekilde bilgi verilen sözcüğün kökeni hakkında bir bilgi verilmemiştir.

Bire Bir Eş Değerlik Bakımından:

ME (Yüce, 1993: 94)’de aŧ “at, binek hayvanı”; KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 89)’de aṭ “at”, KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 160)’de yunt “otlakta otlayan atların tümü”; İML (Battal, 1997: 12)’de at “bildiğimiz hayvan”; Kİ (Caferoğlu, 1931: 7)’de at “beygir”, Kİ (Caferoğlu, 1931: 129)’de yunad “beygir sürüsü”, Kİ (Caferoğlu, 1931: 9)’de az “sarı renkli at”; EZ (Atalay, 1945: 143)’de at “at”, EZ (Atalay, 1945: 289)’de yunt “at”; EK (Toparlı, Çögenli, Yanık, 1999: 101)’de aŧ “at”; EM (Toparlı, 2003: 72)’de aŧ “at” sözcükleri bulunurken ML’de ise Nevāyį atları türlerine ve yaşlarına göre sınıflandırmıştır. Türlerine göre atlar sınıflandırması içinde “arġumaķ, tatu, tobuçaķ, yabu, yeke” sözcükleri yer alırken; yaşlarına göre atlar sınıflandırmasında “ķulun, tay, ġunan, dönen, tulan, çırġavlanġa” sözcüklerine yer verilmiştir (Barutçu Özönder, 1996: 76-80). At sözcüğünün ML’de geçtiği yerleri burada aynen aktarılmıştır: “… Meŝelā at lafzı ki bir maǾnâsı Ǿalemdür yana bir maǾnâsı merkebdür ve yana bir maǾnâsı emrdür ki taşnı yā oķnı at dip buyurġaylar.” (Barutçu Özönder, 1996: 174). At türleri ise metinde şöyle geçmektedir: “… Yana at envāǾıda ki tobuçaķ ve arġumaķ ve yeke ve yabu ve tatu yosunluķ barını Türkçe oķ ayturlar. Ve atnıng yaşın daġı köprekin Türkçe ayturlar. Bir kulunnı kürre dirler. Özge tay ve ġunan ve dönen ve tulan ve çırġavlanġa digünçe faṣįĥraķları Türkçe dirler.” (Barutçu Özönder, 1996: 176- 177). AL (Kaçalin, 2011: 902)’de at “aygır”; ŞS (Kunos, 1902: 15)’de at “feres, esb”; ZT (Kara, 2011: 306)’de at “at(hayvan)” sözcükleri bu maddedeki sözcükle bire bir eş değerdir. Ayrıca DLT (Dankoff-Kelly, 1982-I: 277, III: 149)’de yer alan ve “at” anlamına gelen köčüt, yund sözcükleri de bu sözcükle bire bir eş değerdir.

Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

At, sözcüğü Orta Türkçenin sözlüklerinde çeşitli karşılıklarla bulunduğu için sözcüğün bire hiç eş değerliği yoktur.

ME (Yüce, 1993: 94)’de at “ad, isim”; İML (Battal, 1997: 12)’de at “isim”; EK (Toparlı, Çögenli, Yanık, 1999: 101)’de aŧ “isim”; AL (Kaçalin, 2011: 902)’de at “isim”; ŞS (Kunos, 1902: 15)’de at “ad, nam, şöhret”; ZT (Kara, 2011: 306)’de at “ad, nam, ün” sözcükleri bu maddede yer alan at sözcüğüyle yalancı eş değerdir.

ÄT:

DLT’de “et” şeklinde açıklanmış ve “ät yer (yumuşak yer)” sözcük grubuyla

örneklenmiştir [I. 37/34] 29. Varak(Dankoff-Kelly, 1982-I: 87).

Kökeni: Clauson, bu sözcüğün hem “yaşayan et” hem de “kasabın sattığı et” anlamına geldiğini belirtirken “etöz” sözcüğünün insan vücudu anlamına geldiğine dikkat çeker (Clauson, 1972: 33). Hasan Eren, sözcüğü “insanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka” olarak açıklamıştır. Yazar, sözcüğün Orta Türkçede ve Eski Kıpçakçada da et olarak kullanıldığını belirtir (Eren, 1999: 140). Tuncer Gülensoy, sözcüğün “et” anlamına geldiğini ve Eski Türkçede “etöz” sözcüğünün vücut anlamında kullanıldığını aktarmıştır (Gülensoy, 2007: 345-346). Sözcüğün kökeni hakkında bir bilgi verilmemiştir.

Bire Bir Eş Değerlik Bakımından:

ME (Yüce, 1993: 121)’de et “et”; KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 106)’de

et “et”; İML (Battal, 1997: 31)’de et “canlıların dersi ile kemiği arasındaki malûm

madde, et”; Kİ (Caferoğlu, 1931: 12)’de ät “bugünkü mânâsında”; EZ (Atalay, 1945: 170)’de et “et”; EK (Toparlı, Çögenli, Yanık, 1999: 108)’de et “et”; EM (Toparlı, 2003: 83)’de et “et”; AL (Kaçalin, 2011: 938)’de ėt “et”; ZT (Kara, 2011: 332)’de ét “et” sözcükleri bu maddedeki sözcükle bire bir eş değerlik oluşturur.

Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

ML ve ŞS’de yer almayan sözcük bire hiç eş değerliğe sahiptir. Yalancı Eş Değerlik Bakımından:

OT:

“Bitki” anlamında kullanılır [I. 37/34] 29. Varak (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87).

Kökeni14

: Clauson, sözcüğü “ot, bitki” şeklinde açıklamıştır. Ot, yetiştirilen ekili ürünün zıddı olarak kullanılır. Sözcüğün çağrıştırdığı üç temel alan oluşmuştur. Bunlar “şifalı ot, deva”, “yabanî ot”, “zehirli ot” anlamlarıdır (Clauson, 1972: 34). Drevne Tyurskiy Slovar’da sözcüğün “ateş, yeşillik, ilaç” anlamlarına geldiği belirtilmiştir (DTS, 1969: 372-373). Hasan Eren, sözcüğün “toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir süre sonra kuruyan küçük bitkilere verilen ortak ad; ağı, zehir; ilaç” ifadeleriyle açıklamıştır. Yazar, sözcüğün Eski Türkçe, Orta Türkçe ve Eski Kıpçakçada da “ot” şeklinde kullanıldığını aktarmıştır (Eren, 1999: 310). Tuncer Gülensoy, sözcüğün anlamını “ot, küçük bitkiler; ilaç, em; zaman, vakit; ateş” şeklinde vermiştir. Ancak zaman anlamıyla “öd” sözcüğünden geldiğini ve ateş anlamındaki ot sözcüğünde de uzun o (ō) sesinin kullanıldığını göstermiştir. Gülensoy, sözcüğün Eski Uygur Türkçesindeki “ot, oot” şeklinden geldiğini düşünmektedir (Gülensoy, 2007: 634-635).

Bire Bir Eş Değerlik Bakımından:

ME (Yüce, 1993: 164)’de ot “ot, nebat”; KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 131)’de oṭ “ot”; İML (Battal, 1997: 54)’de ot “bitki, ilaç”; Kİ (Caferoğlu, 1931: 63)’de

ot “nebat”; EZ (Atalay, 1945: 223)’de ot “ilaç”; EM (Toparlı, 2003: 101)’de oṭ “ot”; AL

(Kaçalin, 2011: 983)’de ot “ot, yerde(n) biten bitki”, AL (Kaçalin, 2011: 983)’de bitik “ot, yerden biten bitki”; ZT (Kara, 2011: 372)’de ot “yeşil ot” sözcükleri bu maddedeki sözcükle bire bir eş değerlik oluşturur.

Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

EK’de yer almayan sözcük bire hiç eş değerliğe sahiptir. Yalancı Eş Değerlik Bakımından:

14 “Bitki, hayvan yemi, ilaç, zehir” anlamlarındaki “ot” sözcüklerinin kökeni de bu maddede verilmiştir.

ME (Yüce, 1993: 163)’de ot “ateş, yangın”, ME (Yüce, 1993: 163)’de ot “ilaç”; KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 131)’de oṭ “ateş”, KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 131)’de oṭ “ilâç”; İML (Battal, 1997: 54)’de ot “ateş”; Kİ (Caferoğlu, 1931: 63)’de ot “ateş”, Kİ (Caferoğlu, 1931: 63)’de ot “ilaç”; EM (Toparlı, 2003: 101)’de oṭ “ateş”, EM (Toparlı, 2003: 101)’de oṭ “deva, ilâç”; ML (Barutçu Özönder, 1996: 175, 777a-1)’de ot “tapılur, hem vāvįsi ve hem yāyįsi. Vāvįsi andaķ ki ot ki şeyǿ-i muĥriķdur ve öt mürūr maǾnâsı bile ve ut muķmmirġa bürd cihetidin emr”; ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot “ağu, zehir”, ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot “ateş, nar”, ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot “geç”, ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot “sal-i türkanın ikinci senesi”; ZT (Kara, 2011: 372)’de ot “ateş” sözcükleri bu sözcükle yalancı eş değerdir. Ayrıca DLT (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87)’de yer alan ve “hayvan yemi; ilaç, zehir” anlamlarına gelen

ot sözcükleri de bu sözcükle yalancı eş değerdir.

OT:

“Hayvan yemi” anlamında kullanılır [I. 37/34] 29. Varak (Dankoff-Kelly, 1982- I: 87).

Bire Bir Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire bir eş değerliği yoktur. Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

EK’de yer almayan sözcük bire hiç eş değerliğe sahiptir. Yalancı Eş Değerlik Bakımından:

ME (Yüce, 1993: 163)’de ot “ateş, yangın”, ME (Yüce, 1993: 163)’de ot “ilaç”, ME (Yüce, 1993: 164)’de ot “ot, nebat”; KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 131)’de oṭ “ot”, KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 131)’de oṭ “ateş”, KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 131)’de oṭ “ilâç”; İML (Battal, 1997: 54)’de ot “bitki, ilaç”, İML (Battal, 1997: 54)’de ot “ateş”; Kİ (Caferoğlu, 1931: 63)’de ot “nebat”, Kİ (Caferoğlu, 1931: 63)’de ot “ateş”, Kİ (Caferoğlu, 1931: 63)’de ot “ilaç”; EZ (Atalay, 1945: 223)’de ot “ilaç”; EM (Toparlı, 2003: 101)’de oṭ “ot”, EM (Toparlı, 2003: 101)’de oṭ “ateş”, EM

(Toparlı, 2003: 101)’de oṭ “deva, ilâç”; ML (Barutçu Özönder, 1996: 175, 777a-1)’de ot “tapılur, hem vāvįsi ve hem yāyįsi. Vāvįsi andaķ ki ot ki şeyǿ-i muĥriķdur ve öt mürūr maǾnâsı bile ve ut muķmmirġa bürd cihetidin emr”; AL (Kaçalin, 2011: 983)’de ot “ot, yerde(n) biten bitki”; ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot “ağu, zehir”, ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot “ateş, nar”, ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot “geç”, ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot “sal-i türkanın ikinci senesi”; ZT (Kara, 2011: 372)’de ot “yeşil ot”, ZT (Kara, 2011: 372)’de ot “ateş” sözcükleri bu sözcükle yalancı eş değerdir. Ayrıca DLT (Dankoff- Kelly, 1982-I: 87)’de yer alan ve “ot; ilaç, zehir” anlamlarına gelen ot sözcükleri de bu sözcükle yalancı eş değerdir.

OT:

“İlaç” anlamında kullanılır [I. 37/34] 29. Varak (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87). Bire Bir Eş Değerlik Bakımından:

ME (Yüce, 1993: 129)’deki Ǿịlāc “ilaç, em”, ME (Yüce, 1993: 163)’de ot “ilaç”; KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 131)’de oṭ “ilâç”; İML (Battal, 1997: 29)’de em “ilâç”, İML (Battal, 1997: 54)’de ot “bitki, ilaç”; Kİ (Caferoğlu, 1931: 63)’de ot “ilaç”; EZ (Atalay, 1945: 223)’de ot “ilaç”; EM (Toparlı, 2003: 101)’de oṭ “deva, ilâç”; ŞS (Kunos, 1902: 11)’de am “deva, ilaç, derman” sözcükleri bu maddedeki sözcükle bire bir eş değerdir. Ayrıca DLT (Dankoff-Kelly, 1984-III: 229, I: 90)’de “ilaç” anlamına gelen äm sām, äm ifadeleri de bu sözcükle bire bir eş değerdir.

Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

EK’de yer almayan sözcük bire hiç eş değerliğe sahiptir. Yalancı Eş Değerlik Bakımından:

ME (Yüce, 1993: 163)’de ot “ateş, yangın”, ME (Yüce, 1993: 164)’de ot “ot, nebat”; KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 131)’de oṭ “ot”, KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 131)’de oṭ “ateş”; İML (Battal, 1997: 54)’de ot “ateş”; Kİ (Caferoğlu, 1931: 63)’de ot “nebat”, Kİ (Caferoğlu, 1931: 63)’de ot “ateş”; EM (Toparlı, 2003: 101)’de oṭ “ot”, EM (Toparlı, 2003: 101)’de oṭ “ateş”; ML (Barutçu Özönder, 1996:

175, 777a-1)’de ot “tapılur, hem vāvįsi ve hem yāyįsi. Vāvįsi andaķ ki ot ki şeyǿ-i muĥriķdur ve öt mürūr maǾnâsı bile ve ut muķmmirġa bürd cihetidin emr”; AL (Kaçalin, 2011: 983)’de ot “ot, yerde(n) biten bitki”; ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot “ağu, zehir”, ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot “ateş, nar”, ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot “geç”, ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot “sal-i türkanın ikinci senesi”; ZT (Kara, 2011: 372)’de ot “yeşil ot”, ZT (Kara, 2011: 372)’de ot “ateş” sözcükleri bu sözcükle yalancı eş değerdir. Ayrıca DLT (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87)’de yer alan ve “ot; hayvan yemi, zehir” anlamlarına gelen ot sözcükleri de bu sözcükle yalancı eş değerdir.

OT:

“Zehir” anlamında kullanılır [I. 37/34] 29. Varak (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87). Bire Bir Eş Değerlik Bakımından:

ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot sözcüğü “ağu, zehir” anlamına geldiği için bu sözcükle bire bir eş değerlik oluşturur.

Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

EK’de yer almayan sözcük bire hiç eş değerliğe sahiptir. Yalancı Eş Değerlik Bakımından:

ME (Yüce, 1993: 163)’de ot “ateş, yangın”, ME (Yüce, 1993: 163)’de ot “ilaç”, ME (Yüce, 1993: 164)’de ot “ot, nebat”; KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 131)’de oṭ “ot”, KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 131)’de oṭ “ateş”, KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 131)’de oṭ “ilâç”; İML (Battal, 1997: 54)’de ot “bitki, ilaç”, İML (Battal, 1997: 54)’de ot “ateş”; Kİ (Caferoğlu, 1931: 63)’de ot “nebat”, Kİ (Caferoğlu, 1931: 63)’de ot “ateş”, Kİ (Caferoğlu, 1931: 63)’de ot “ilaç”; EZ (Atalay, 1945: 223)’de ot “ilaç”; EM (Toparlı, 2003: 101)’de oṭ “ot”, EM (Toparlı, 2003: 101)’de oṭ “ateş”, EM (Toparlı, 2003: 101)’de oṭ “deva, ilâç”; ML (Barutçu Özönder, 1996: 175, 777a-1)’de ot “tapılur, hem vāvįsi ve hem yāyįsi. Vāvįsi andaķ ki ot ki şeyǿ-i muĥriķdur ve öt mürūr maǾnâsı bile ve ut muķmmirġa bürd cihetidin emr”; AL (Kaçalin, 2011: 983)’de ot “ot, yerde(n) biten bitki”; ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot “ateş, nar”, ŞS (Kunos, 1902:

152)’de ot “geç”, ŞS (Kunos, 1902: 152)’de ot “sal-i türkanın ikinci senesi”; ZT (Kara, 2011: 372)’de ot “yeşil ot”, ZT (Kara, 2011: 372)’de ot “ateş” sözcükleri bu sözcükle yalancı eş değerdir. Ayrıca DLT (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87)’de yer alan ve “ot; ilaç, hayvan yemi” anlamlarına gelen ot sözcükleri de bu sözcükle yalancı eş değerdir.

İT:

DLT’de sözcük “it” maddesinde “köpek (kalb)” açıklamasıyla bulunmaktadır [I. 37/34] 29. Varak (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87).

Kökeni: “Köpek” anlamına gelen sözcüğün kökeni hakkında bir bilgi verilmemiştir (Clauson, 1972: 34, DTS, 1969: 221, Eren, 1999: 196, Gülensoy, 2007: 442).

Bire Bir Eş Değerlik Bakımından:

ME (Yüce, 1993: 132)’de it “it, köpek”; KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 123)’de köpek it “köpek”, KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 110)’de it “it, köpek”; İML (Battal, 1997: 35)’de it “köpek”; Kİ (Caferoğlu, 1931: 41)’de it “köpek”; EZ (Atalay, 1945: 180)’de it “it, köpek”; EK (Toparlı, Çögenli, Yanık, 1999: 110)’de it “it, köpek”; EM (Toparlı, 2003: 86)’de it “it, köpek”; ML (Barutçu Özönder, 1996: 174, 776b-16)’de “Yana it lafžı ve anda daġı bu nev῾ üç ma῾nâ bar. Andak ki beyt:

İy raķįb özni anga tutsang hem it Bizge raĥm eylep anıng kūyıdın it Gerçi bar dūzaħça ῾ışkıng şu῾lesi Bizni öz ilging bile ol sarı it”

AL(Kaçalin, 2011: 950)’de it “it, köpek”; ZT (Kara, 2011: 341) it “köpek, seg” sözcükleri bu maddedeki sözcükle bire bir eş değerdir.

Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

Yalancı Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün yalancı eş değerliği yoktur. AČ:

DLT’de “Arapçadaki seslenme ünlemiyle aynı şekilde kullanılan bir ifade” olduğu belirtilmiştir. Kaşgarlı, bununla ilgili “ač bärü käl (sen, buraya gel)” cümlesini örnek vermiştir [I. 37/34] 29. Varak (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87).

Kökeni: Bir ünlemdir ve Arapça yā ünlemine denktir. Clauson, bunun hemzeli

ve ikilemeli şeklinin ise hayvanları yönlendirmede kullanıldığını aktarmıştır (Clauson, 1972: 17).

Bire Bir Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire bir eş değerliği yoktur. Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

İML, EZ, EK, EM, ML, AL, ŞS’de yer almayan sözcük bire hiç eş değerliğe sahiptir.

Yalancı Eş Değerlik Bakımından:

ME (Yüce, 1993: 83)’de aç “aç”; KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 85)’de aç “aç, tok olmayan”; Kİ (Caferoğlu, 1931: 1)’de aç “acıkmış kimse”; ZT (Kara, 2011: 299)’de aç “aç, acıkmış olan” sözcükleri DLT’deki sözcükle yalancı eş değerdir.

ÜČ:

DLT’de “üç sayısı” olarak verilmiştir [I. 37/34] 29. Varak (Dankoff-Kelly, 1982-I: 87).

Kökeni: Clauson, sözcüğü “üç” olarak göstermiş ve son ünsüzünün bazen değişebildiğini de belirtmiştir. Kökeni hakkında bir bilgi verilmemiştir (Clauson, 1972: 18).

Bire Bir Eş Değerlik Bakımından:

ME (Yüce, 1993: 197)’de üç “üç”; KM (Toparlı, Çögenli, Yanık, 2000: 151)’de

üç “üç(sayı)”; İML (Battal, 1997: 81)’de üç “ikiden sonra gelen sayı”; Kİ (Caferoğlu,

1931: 114)’de üç “bugünkü manasında”; EZ (Atalay, 1945: 273)’de üç “sayıda üç”; EK (Toparlı, Çögenli, Yanık, 1999: 128)’de de üç “üç”; EM (Toparlı, 2003: 117)’de üş “üç”, EM (Toparlı, 2003: 117)’de üç “üç sayısı”; ZT (Kara, 2011: 413)’de üç “üç” sözcükleri bu maddedeki sözcükle bire bir eş değerdir.

Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

ML, AL, ŞS’de yer almayan sözcük bire hiç eş değerliğe sahiptir. Yalancı Eş Değerlik Bakımından:

Kİ (Caferoğlu, 1931: 114)’de üç “üç yaşındaki keçi veya koyun”; EZ (Atalay, 1945: 273)’de üç “uç, taraf” şeklinde verilen sözcükler bu maddedeki sözcükle yalancı eş değerdir.

UČ:

DLT’de “iyi bilinen bir şehir” olarak geçmektedir [I. 38/35] 30. Varak(Dankoff- Kelly, 1982-I: 88).

Kökeni: Clauson “uç” sözcüğünün art ünlülü şeklinin iyi bilinen bir şehir olduğunu söylemiş ve bunu “Uç Turfan” olarak göstermiştir (Clauson, 1972: 18).

Bire Bir Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire bir eş değerliği yoktur. Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

Yalancı Eş Değerlik Bakımından:

ME (Yüce, 1993: 193)’de uç “uç”; Kİ (Caferoğlu, 1931: 110)’de uç “bir şeyin ucu; oturak yer, arka”; EZ (Atalay, 1945: 268)’de uç “taraf, yan; işaret isimlerinde uyatma bildirir” ifadesi yer alır. EM (Toparlı, 2003: 117)’de uç “kenar, uç” olarak açıklanan sözcük AL (Kaçalin, 2011: 1029)’de uç “uç”; ZT (Kara, 2011: 408)’de de uç “uç; iğne, bıçak vb. nesnelerin ucu” sözcükleri bu maddedeki sözcükle yalancı eş değerdir. Ayrıca DLT (Dankoff-Kelly, 1982-I: 88, 94)’de “kendisinden iğne ve sopa da yapılan, kalem yapımında kullanılan bir dağ ağacı; bir şeyin sonu, bir şeyin tükenmesi” anlamlarına gelen uč, ūč sözcükleri de bu sözcükle yalancı eş değerdir.

UČ:

Sözcük “kendisinden iğne ve sopa da yapılan, kalem yapımında kullanılan bir dağ ağacı” şeklinde açıklanmıştır [I. 38/35] 30. Varak(Dankoff-Kelly, 1982-I: 88).

Kökeni: “Yazmak için kalem, baston v.b. şeyleri yapmak için kullanılan ağacın ismi” anlamına gelen sözcüğün kökeni hakkında bir bilgi verilmemiştir (DTS, 1969: 603).

Bire Bir Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire bir eş değerliği yoktur. Bire Çok Eş Değerlik Bakımından: Sözcüğün bire çok eş değerliği yoktur. Bire Hiç Eş Değerlik Bakımından:

KM, İML, EK, ML, ŞS’de yer almayan sözcük bire hiç eş değerliğe sahiptir. Yalancı Eş Değerlik Bakımından:

ME (Yüce, 1993: 193)’de uç “uç”; Kİ (Caferoğlu, 1931: 110)’de uç “bir şeyin ucu; oturak yer, arka”; EZ (Atalay, 1945: 268)’de uç “taraf, yan; işaret isimlerinde uyatma bildirir” ifadesi yer alır. EM (Toparlı, 2003: 117)’de uç “kenar, uç” olarak açıklanan sözcük AL (Kaçalin, 2011: 1029)’de uç “uç”; ZT (Kara, 2011: 408)’de de uç “uç; iğne, bıçak vb. nesnelerin ucu” sözcükleri bu maddedeki sözcükle yalancı eş değerdir. Ayrıca DLT (Dankoff-Kelly, 1982-I: 88, 94)’deki “iyi bilinen bir şehir; bir

şeyin sonu, bir şeyin tükenmesi” anlamlarına gelen uč, ūč sözcükleri de bu sözcükle yalancı eş değerdir.

İČ:

Sözcük DLT’de “bir şeyin iç kısmı” olarak açıklanmıştır [I. 38/35] 30. Varak (Dankoff-Kelly, 1982-I: 88).

Kökeni: Clauson’a göre “iç, bir şeyin içi” anlamına gelen sözcüğün kökeni

Benzer Belgeler