• Sonuç bulunamadı

2.2 Orta Asya Cumhuriyetleri’nin Genel Durumu

2.2.3 Orta Asya’da Çevresel Sorunlar

Orta Asya Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını kazanmalarıyla, SSCB döneminden itibaren süregelen çevresel sorunları da devir almışlardır. Bölgenin en büyük ekolojik sorununu Aral Gölü’nün kuruması ve nükleer sanayi ve denemelerinin etkileri oluşturmaktadır.

Aral Gölü, Amudarya ve Sırdarya nehirlerinin Turan ovasında birikimiyle oluşan dünyanın büyük iç denizlerinden biridir. Hazar Denizi, Superior (ABD, Kanada) ve Victoria (Kenya, Tanzanya) göllerinden sonra dördüncü sıradaydı. 1960’lı yıllarda, gölün su yüksekliği 53,40 m, su yüzeyi 69 bin km2 ve su hacmi de 1083 km3 idi ve Amudarya ile Sırdarya’dan toplam 64 km3 hacminde su almaktaydı. (Aşırbekov ve Zonn, 2003:6-63).

1946 yılından itibaren Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’da pamuk mono kültürüne dayanan büyük sulama projeleri ve kontrolsüz tarım ilaçları kullanımı (20-25 kg/ha) Aral Gölü’nü susuz bırakmaya başlamıştır. Örneğin, Özbekistan’da 1964 yılında 4 milyon ton pamuk üretilmiştir. (Kıyaslama için - 2002’de 3,1 milyon ton, 2003’de 2,8 milyon ton).

2001 yılına gelindiğinde, gölün su yüksekliği 22 m’ye ve su hacmi 143 km3’e düşmüş ve Amudarya ile Sırdarya’dan gelen su toplamı ancak 3,2 km3 hacminde olmuştur. (Aşırbekov ve Zonn, 2003:38).

Suyun azalmasıyla bölge toprağının 4 milyon hektardan fazlası çölleşmiştir. Bununla birlikte, gölün çevresine her yıl yayılan 43 milyon tonluk mineral ve tuzlar 1,5- 2 milyon km2’lik tarım alanlarını etkilemektedir. Bu nedenlerle, 4 milyondan fazla olan bölge halkının yaşam standartları ve geliri düşmüş, biyoçeşitlilik önemli ölçüde azalmış ve içme suyu kalitesi bozulmuştur. Özellikle bölge halkında solunum yolu hastalıkları, kanser türleri gibi çeşitli sağlık sorunlarda önemli artışlar meydana gelmiştir. (MFSA, 2003:14-15).

Aral Gölü’nün kuruması dünyanın yaşadığı en büyük ekolojik olaylardan biridir. 1993 yılında OAC, Aral bölgesinin ekolojik ve sosyo-ekonomik durumunu düzeltmek amacıyla Aral’ı Kurtarma Uluslararası Fonu’nu kurmuşlardır. 2002 yılında da AKUF’un nezdinde 2003-2010 yıllarını kapsayan Geliştirme Programı kabul edilmiştir. (Kosov, 2007:44).

Program içerisindeki çalışmalar, Aral havzasındaki sorunların giderilmesi ve su ile tarım alanlarının yönetiminin iyileştirilmesi yönündedir. Program çerçevesinde Dünya Bankası, UNDP, UNESCO, TİKA, USAID, JICA gibi uluslararası kuruluşların girişimleri devam etmektedir. (MFSA, 2003:6).

Ancak, finansman yetersizliği, sektörler arası koordinasyon bozukluğu ve kurumsal denetimde aksamalar gibi sorunlar nedeniyle plan ve projeler istenilen zamanda ve düzeyde hayata geçmemektedir.

Ayrıca, bölgenin büyüme hızı ve tarım için elverişli toprakların azalması, iklim değişimi gibi faktörler yakın zamanda Aral Gölü’nün eski haline kavuşmasına engel olmaktadır.

Orta Asya bölgesinin bir diğer önemli ekolojik sorunlarından biri de nükleer silah denemelerinin etkileridir. Sovyet döneminde Kazakistan topraklarında 500’den fazla nükleer silah denemesi yapılmıştır. En çok Semipalatinsk, Azgir ve Kapustin Yar’da yapılmış olup ülkede 20’ye yakın poligon mevcuttu. (Zhukov ve Reznikova, 2001:351).

Denemelerin yapıldığı bölgelerde insan sağlığını tehdit eden hastalıklarla beraber genetik bozukluklar, kanser çeşitleri, çocuk ölümleri önemli derecede artmıştır.

Ayrıca, Orta Asya ve özellikle Kazakistan’a, Çin Halk Cumhuriyeti poligonu olan Lobnop’ta 1964’ten beri devam eden nükleer denemeler de olumsuz etki etmektedir. Rüzgarın etkisiyle poligondaki radyoaktif maddeler bölgeye yayılmaktadır. (Zhukov ve Reznikova, 2001:351).

Bölgenin başka bir çevresel sorunu, Kırgızistan ve Tacikistan’daki uranyum işletmeleri ile ilgilidir.

Kırgızistan ve Tacikistan’da uranyum üretimi 1940’larda başlamış ve çevresel etkileri pek dikkate alınmamıştır. Örneğin, Kırgızistan’daki Min-Kuş, Kacı-Say, Sunsar – Şekettar fabrikalarında 40 yılı aşkın bir süre radyoaktif maddeler işlenmiş ve milyonlarca m3 radyoaktif atıklar yer altındaki sığınaklara hapsedilmiştir. Aynı durum Tacikistan için de geçerlidir. (Kosov, 2007:44).

Her iki ülkenin de dağlık ve deprem riskinin yüksek olduğu düşünülürse, olabilecek toprak kayması, deprem gibi doğal afetler sonucu yeraltındaki atıklar nehirler yoluyla tüm Orta Asya’ya yayılabilecek ve insan sağlığı ile çevreyi tehdit edebilecektir. Bunlarla birlikte, Hazar denizinde artan petrol ve doğal gaz üretimi de bölgenin çevresel kirliliğini artırmaktadır.

Orta Asya Cumhuriyetleri, 1992 yılında Rio de Jenairo’da kabul edilen Rio Deklerasyonu ile BM İklim Değişikliği Çerçeve Anlaşması, Biyolojik Çeşitlilik Anlaşması, Viyana Ozon Tabakasını Koruma Anlaşması ve Kioto Protokolü gibi birçok uluslararası çevre koruma konvensiyonlarını imzalamışlardır. (UN, 2007:314).

Orta Asya ülkelerinin çevre konusunda kurumsal yapıları mevcut olup çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması konusunda ulusal stratejileri kabul etmişlerdir. Gün geçtikçe ülkelerarası işbirliği artmaktadır. Bu noktada uluslararası kuruluşların maddi ve teknik yardımlarının katkısı büyüktür.

Bu bağlamda, 2001 yılında, OAC’nın Çevre ve Ekoloji Bakanlıkları arasında “Orta Asya Bölgesel Çevre Koruma Hareketler Planı” kabul edilmiştir. (UN/WSSD; 2006:11).

Plan, kısa ve uzun dönemli projeleri içermekte ve denetimini Sürdürülebilir Kalkınma Ülkelerarası Komisyonu yürütmektedir. Plan çerçevesinde çözümünü bekleyen öncelikli çevresel sorunlar aşağıdaki gibi belirlenmiştir. (UN/WSSD, 2006: 12).

- Bölgesel düzeyde çöp atıklarının yönetimi, - Hava koruması ve yönetimi,

- Su kaynaklarının kalitesinin korunması ve yönetimi, - Toprak arazilerinin sürdürülebilir kullanımı ve yönetimi, - Dağ ekosisteminin korunması ve yönetimi,

- Çevresel sürdürülebilir kalkınma için toplum bilincinin artırılmasıdır. Orta Asya Cumhuriyetleri’nın öncelikli ulusal çevre sorunları ise aşağıdaki gibi özetlenebilir. (UN/WSSD, 2006:47).

Kazakistan

1. Su kaynaklarının yetersizliği,

2. Otlak ve tarım alanlarının bozulması, 3. Şehir hava kirliliği,

4. Petrol üretim bölgelerindeki çevresel kirlilik, 5. Katı atık ve çöplerin çevreye verdiği kirlilik, 6. Akarsuların kirliliği.

Kırgızistan

1. Su kaynaklarının verimsiz kullanımı, 2. Topraklarının bozulması,

3. Orman alanlarının tahribi ve aşırı kullanımı, 4. Biyoçeşitliliğin korunması,

5. Madencilik sektörünün çevreye etkisi,

6. Atıkların depolanması ve geri dönüşümün sağlanması.

Tacikistan

1. Su kaynaklarının aşırı kullanımı, yanlış drenaj ve sulama sisteminden kaynaklanan çölleşme ve toprak bozulması,

2. Toprak erozyonu,

3. Tarım alanlarının tükenmesi ve verimliliğinin azalması, 4. Su kaynaklarının kirliliği,

5. Çevresel sorunlardan kaynaklanan sağlık sorunları, 6. Sanayi sektörünün yarattığı çevre kirliliği,

7. Çöp atıklarının toplanması ve depolanması.

Türkmenistan

1. Toprakların bozulması (tuzlanma, kirlilik), 2. İçme ve sulama sularının kirliliği,

3. Doğal gaz üretimine bağlı çevre kirliliği, 4. Biyoçeşitliliğin korunması.

Özbekistan

1. İçme suyu yetersizliği, 2. Su kirliliği

4. Çevresel sorunlara bağlı sağlık sorunları, 5. Biyoçeşitliliğin korunması,

6. Çöp atıklarının depolanması ve toplanması.