• Sonuç bulunamadı

3.3. Orman Yangınlarına Neden Olan Etmenler ve Çözüm Yolları

3.3.2. Orman Mühendisi Teknik Elemanların GörüĢleri

Ormancı teknik elemanların orman yangınlarına neden etmelere bakıĢları altı ana baĢlık altında toplanmaktadır (Çizelge 3.37). Teknik elemanlar orman yangınlarına neden olan etmenler olarak ilk sırada “teknik (%36,11)”

baĢlığını taĢımaktadır. Bu kapsamda; “Ormancılık politikalarının ve mevzuatın uygulanmasındaki aksaklık ve eksiklikler”, “Yangınla savaĢta etkin ekiplerin oluĢturamaması, destek güçlerin tecrübesiz olması organizasyona tam ve etkili katılamamaları”, “Yangın iĢçilerinin daimi kadroya geçiĢlerinin personelin yangına etkin katılım gücünü düĢürmüĢ olması” ve “Kadastrosu yapılan orman alanlarının orman sınırlarının düzenli takip edilmemesi” gibi konular açısından köy muhtarları ile farklı bakıĢ açılarına sahip oldukları ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan, “Anız yakma”

,”tarla açma” ve “Devlet ormanları ile yerleĢim birimlerinin iç içe bulunmaları” gibi konular açısından da kısmen ortak noktaların olduğu görülmektedir.

Çizelge 3.37: Orman Mühendisi Teknik Elemanların Orman Yangın Nedenlerine ĠliĢkin GörüĢleri

Table 3.37: Opinions on Forest Fire Causes of Forest Engineer Technical Elements

Nedenler/Resons Miktar/Value Oran (%)/Rate(%)

Teknik 13 36,11

Eğitim - Bilinçlendirme Ve Halkla ĠliĢkiler 10 27,78

KiĢisel Çıkarlar 5 13,89

Standart-Kasıt 4 11,11

TedaĢ 2 5,56

Piknik 2 5,56

TOPLAM 36 100,00

Ġkinci sırada “Eğitim-bilinçlendirme ve halkla iliĢkiler (%27,78) konusu gelmektedir. Bu baĢlık altında genel olarak; “Orman halk iliĢkilerinin bozulması”, “Ormancılık çalıĢmalarının basında yeterince yer almaması, basın yayın ve halkla iliĢkilerdeki eksiklikler” ile “Orman içinde veya bitiĢiğinde yaĢayan insanların sosyo-ekonomik problemleri” vb. gibi yaklaĢımlar yer almaktadır. Orman mühendislerinin bu konudaki bakıĢ açıları köy muhtarlarının konuya yaklaĢımlarından biraz daha farklılık göstermektedir.

Üçüncü sıradaki baĢlık olarak “KiĢisel Çıkarlar (%13,89)” yer almaktadır. Bu baĢlık altında; “Köy içi çekiĢmeleri (özellikle eski muhtar yeni muhtar )” ve “Orman arazilerinden açma yapmak için orman alanlarının yakılması” gibi yaklaĢımlar yer almaktadır. Bu kapsamda her iki grubun bakıĢ açılarının da birbirine paralellik gösterdiği görülmektedir. Dördüncü baĢlık ise “Standart-Kasıt (%11,11)” baĢlığıdır. Bu kapsamda; dikkatsizlik, sorumsuzluk ihmal gibi görüĢler yanında “siyaset ve hükümet politikaları”

yaklaĢımı dikkat çekicidir. Köy muhtarlarından farklı olarak burada karĢımıza farklı bir argüman çıkmaktadır. Yangın nedenleri arasında beĢinci baĢlık olarak karĢımıza “tedaĢ (%5,56)” çıkmaktadır. Bu baĢlık altında da köy muhtarları ile teknik elemanların benzer düĢünceleri içerisinde olduğu görülmektedir. Altıncı etmen “piknik (%5,56)” olarak görülmektedir. Bu konuda da köy muhtarları ile teknik elemanların görüĢleri örtüĢmektedir.

Ancak, köy muhtarları bu konuyu daha ayrıntılı olarak değerlendirmiĢlerdir.

Çizelge 3.38: Orman Mühendisi Teknik Elemanların Orman Yangınlarına Neden Olan Etmenlerin Çözümüne ĠliĢkin GörüĢleri

Table 3.38: Factors Causing Forest Engineer Technical Elementsin the Solution of forest Fires on the Feedback

Nedenler/Resons

Miktar/Valu

e Oran (%)/Rate(%)

Teknik 23 48,94

Eğitim-Bilinçlendirme Ve Halkla

ĠliĢkiler 18 38,30

TedaĢ 3 6,38

Standart-Kasıt 2 4,26

Denetim 1 2,13

TOPLAM 47 100,00

Orman mühendisi teknik elemanların “orman yangınlarına neden olan etmelerin çözüm yolları” konusundaki yaklaĢımları beĢ ana baĢlık altında toplanmıĢtır (Çizelge 3.38). “teknik (%48,945” konular ilk sırada yer almıĢtır. Bu kapsamda; “Teknik elemanların liyakat sistemiyle yükselmesinin sağlanması donanımlı amirlerin olması”, “Yangın esnasında

tam ve etkin organizasyon” önemli yer tutmaktadır. Çağlar „2009‟a göre de orman yangınlarıyla etkin mücadelede yönetsel ve organizasyonel yetersizlikler önemli bir rol oynamaktadır. Antalya Orman Bölge Müdürlüğü teknik elemanlarının konuya yönelik görüĢleri ile bu yaklaĢımın örtüĢtüğü görülmektedir. Orman yangınlarının önlenmesindeki organizasyonel boyutun ulusal Kalkınma Planları Özel Ġhtisas Komisyon Raporlarına da yansıdığı görülmektedir. Bu raporda “… orman yangınları ile mücadele organizasyonumuz yangınların söndürülmesine yönelik çalıĢmaları kapsamaktadır. Bunun için yeterli bilgi birikimi, deneyim ve eğitilmiĢ insan gücü mevcuttur. Ancak yangın önlemeye yönelik çalıĢmalar yeterli değildir.”denilmektedir (DPT, 2006). Yine “orman ve tarla sınırlar yol ile ayrıĢtırılmalıdır” konusuyla ortaya çıkan yaklaĢım da AkkaĢ ve ark. 2008‟e göre geliĢtirilen yaklaĢımlarla paralellik göstermektedir. Diğer yandan, NeyiĢçi ve ark 1999‟a göre; yangın emniyet yolları büyük yangınlardan çok küçük yangınlar için fonksiyonel olduğu belirtilmektedir. Büyük yangınların bu yolları rahatlıkla atlamasına karĢın, yangınlara il müdahale ve daha sonra ekiplerin yangınla mücadelesi esnasında mevcut yol ağlarına ek olarak yeni yangın emniyet yollarının acilen tamamlanması gerekmediği vurgulanmaktadır (NeyiĢçi ve ark. 1999). Ayrıca “Kadastrosu yapılan orman alanlarındaki orman sınırlarının düzenli takip edilmesi” gibi yaklaĢımlar baĢlıca çözüm yolları olarak sıralananlardandır.

Çözüm önerileri olarak ikinci sırada “Eğitim-Bilinçlendirme ve Halkla ĠliĢkiler (%38,30)” konu gelmektedir. Orman yangınları konusunda eğitim ve bilinçlendirme orman yangınlarıyla mücadele de koruyucu önlemler olarak görülmektedir (Eroğlu, 2009). Buna göre halkın eğitimi, öğrencilere yönelik eğitimler, broĢür dağıtılması, pankart asılması, tabela konulması ile kamu kurum ve kuruluĢları ile yardımlaĢma bu kapsamda değerlendirilmektedir. Orman yangılarının söndürülmesinde halkın katılımı orman-halk iliĢkileri çok önemlidir. Haklın katılımının sağlanabilmesi için haklın isteklerinin değerlendirilmesi, yasal çerçeve içerisinde yerine getirilmesi, orman köylüsüne güven veren bir iliĢki orman köylüsü açısından kuruma olan güveni artırmaktadır. Hedef kitleye yönelik bilinçlendirme faaliyetleri gelen olarak; a) çocuklara ve gençlere yönelik faaliyetler, b) orman köylülerine yönelik faaliyetler, c) genel kapsamlı faaliyetler Ģeklinde tanımlanmıĢtır (Eroğlu, 2009). Bilinçlendirme ve halkın katılımına yönelik bir yaklaĢımı ise ġenyaz 2000‟e göre; “… mevcut yangın politikası ve yangınla savaĢım organizasyonu yeniden ele alınarak, katılımcı yaklaĢımlar sivil toplum örgütleri, medya, yerel yönetimler, orman köylüleri arasında orman yangınları bir katılım ve uzlaĢma konusu yapılmalıdır.” Ģeklinde saptanmaktadır. Ülkemizde orman yangınlarının önlenmesine yönelik

yapılan dıĢ kaynaklı bir proje de uygulanarak sonuçlandırılmıĢtır. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) desteği ile 1997–1999 yıllarında yürütülen

“Türkiye‟de Modern Orman Yangın Önleme Stratejilerinin GeliĢtirilmesi”

konulu çalıĢmada halkın bilinçlendirilmesi konusu kapsamında, ġenyaz 2009‟a göre “… orman yangınlarının önlenmesinde kamuoyu bilinçlendirme ve eğitim çalıĢmalarına gereken önem vermenin yanı sıra orman kaynaklarının yönetiminde yerel halk ile orman idaresi arasındaki sorunlar çözülmelidir. Orman yangınlarıyla mücadelede yerel halkın katılımı dikkate alınmalıdır. Yangınların sebepleri arasında yer alan kasıt, eğitimle giderilmesi söz konusu olmayan bir durumdur. Bu nedenle ormancılık politikaları dıĢındaki kamu politikalarının da gözden geçirilmesi gerekmekte ormancılık politikalarıyla aralarında uyum sağlanmalıdır.” saptamasının yer aldığını belirtmektedir.

Orman yangınlarına karĢı eğitim ve bilinçlendirme konusuna yönelik çok sayıda çalıĢma bulunmaktadır. Bu konudaki bir yaklaĢımda, Ġnsanlar doğuĢtan bilgilerle dünyaya gelmediği için her çeĢit bilgiyi, alıĢkanlığı sonradan kazanmak zorundadır. Herkesin aldığı bilgiler ve görgüler birbirinden farklı olduğu için insanları toplumun ortak menfaatleri ve değerleri konusunda eğitmek gerekmektedir. Bu nedenle eğitim belli bir zamana bağlı olmadan ve değiĢi senaryolarla eğitilecek kiĢileri bezdirmeden sürekli olarak yapılmalıdır. Ormanın önemi ve ormanların korunması için her kesimden insanımızın eğitilmesi, baĢta Çevre ve Orman Bakanlığı olmak üzere devletin sahip olduğu tüm eğitim olanaklarının koordinasyonu ile sağlanabilir. Eğitim verilecek olan insanların psikolojik ve sosyolojik durumları eğitimin Ģeklini belirleyeceği gibi ormanda ne Ģekilde suç iĢlendiği (kasıt, ihmal veya dikkatsizlik) de dikkate alınmalıdır (Reis ve Olcay, 1981). Bu konuda Orman Genel Müdürlüğü‟nün konuya iliĢkin yaklaĢımı ise “…Ülkemizdeki orman yangınlarının %91‟inin insan kaynaklı olduğu bilinmektedir. Buna göre bütün önleme çalıĢmalarının emeli insanımızın, yani hedef kitlenin eğitiminden geçmektedir. Halkın eğitimi için üniversiteler, liseler, ilköğretim okulları, köyler Ģehir halkı, askeri birlikler, turizmciler kamp sakinleri, yazlık tatil siteleri ve köylerinde gerekli bilinçlendirme çalıĢmaları yapılmalıdır” yaklaĢımını benimsediği görülmektedir (Doğan, 2009) .

Eğitim ve bilinçlendirme konusunda; ülkemizde ormanların korunmasında karĢımıza çıkan ana problem insandır. Ormanlarımızda suç iĢleyen kiĢiler arasında eğitilmemiĢ kiĢilerin oranının yüksek olduğu görülmektedir. Çocuklarımıza ve genç kuĢaklara ormanı sevdirir, onun maddi ve manevi yararlarını tanıtarak aynı zamanda ormanlarda nasıl

davranılacağını öğretirsek Ģüphesiz ki orman suçlarında da azalma olacak ve ormanlarımızın daha iyi korunarak gelecek kuĢakların yararlanmasına sunulması sağlanacaktır (Küçükosmanoğlu, 1993).

Orman yangınlarıyla mücadelede eğitim ve bilinçlendirme konusu bir çok araĢtırmacı tarafından değiĢik boyutlarıyla irdelenmiĢtir. Buna yönelik temel yaklaĢımlar burada ana hatlarıyla ortaya konmuĢtur.

ÇalıĢmayla elde edilen yaklaĢımlarla ana hatlarıyla vurgulanan bu saptamaların örtüĢtüğü görülmektedir.

Öneriler; “Halkın hafızası yangın konusunda sürekli diri tutulmalı ulusal kanallarda sürekli yangın ve yangın zararları ile ilgili programlar yapılmalı”, “orman yangınları ile ilgili mücadeleler reklamlarda gösterilmeli”, “Sivil toplum kuruluĢlarının desteğinin de mutlaka yangın konusunda da sağlanması gerekmektedir”, “Eğitici toplantıların halkın içinde yapılması (Köylerde ve belediyelerde)” ile “Orman içinde veya bitiğinde bulunan insanların sosyo-ekonomik durumların iyileĢtirilmesi” vb gibi alt baĢlıklar halinde toplanmıĢtır. Konuya iliĢkin bir çalıĢmada; eğitim konusunda geliĢen iletiĢim ve propaganda araç ve yöntemlerinden etkin bir Ģekilde yaralanmak temel bir zorunluluktur. Bu faaliyetlere harcanacak para yangından sonra ortaya çıkacak maddi ve manevi kayıplarla kıyaslandığında yok denecek kadar azdır (Ayberk ve ark., 2009).

Üçüncü sıradaki çözüm önerisi “tedaĢ (%6,38)” konusunda olmuĢtur. Bu kapsamdaki öneriler; “Ormandan geçen her türlü yol, ENH, telefon hatlarının bakımları yapılmalıdır” ve “Orman içerisinde tesis izni verilen Elektrik, yol vb. kurum ve kuruluĢlara yeterli ve etkin yasal yükümlülük yüklenmesi” Ģeklinde oluĢmuĢtur. Dördüncü çözüm öneri grubunu “standart-kasıt (%54,26) oluĢturmuĢtur. Bu konudaki en dikkat çekici öneriler ise “siyasetin ormancılık üzerindeki baskısının tamamen yok edilmesi” ve “EĢit iĢe eĢit ücret uygulaması hayata geçirilmelidir”

Ģeklindedir. Son çözüm önerisi grubunu ise “denetim (%2,13)” konusunda olmuĢ ve “Yasal ve idari yaptırımların artırılması” Ģeklinde ifade edilmiĢtir.

Diğer yandan, farklı bir bakıĢ açısı olarak; özellikle güvenlik güçlerimizin soruĢturmalarında, vatandaĢların taraf olmaktan çekindikleri yangının gerçek dıĢı sebebini söylemektense bölgeden geçen enerji hatlarını gerekçe göstermek en kolaycı yol olarak seçilmekte bu durumda da yanıltıcı ve gerçek yangın nedeninin tespitini engelleyen sonuçların ortaya çıktığı görülmektedir. Ayrıca, farklı iki alanda faaliyet gösteren Elektrik Dağıtım ġirketleri ile Orman Genel Müdürlüğü‟nün birbirinin görev alanında hizmet vermesinin ne kadar sağlıklı sonuç vereceği dikkate alınmalıdır (Doğan, 2009). Kurumlar arsındaki taahhüt senedinin 7. ve 5. maddelerinin tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir.

4.TARTIġMA, SONUÇ ve ÖNERĠLER

Bu çalıĢmada; Antalya Orman Bölge Müdürlüğü‟nün 1998–2008 yılları arasındaki yangın istatistikleri değerlendirilerek yangınların sayısal ve alansal dağılımları yıllar, örneklenen orman iĢletme müdürlükleri ve bu örneklemde yer alan köy ve beldeler düzeyinde saptanmıĢtır.

Örneklemi oluĢturan ilçeler ve orman iĢletme müdürlüklerine bağlı olan orman köyleri ve beldeler bazında elde edilebilen veriler; orman yangınlarına neden olan sosyo-ekonomik değiĢkenler olarak çoğul sayısal analizlerde kullanılmıĢtır. Orman yangınlarına neden olan etmenler ve buların çözüm yolları konusundaki görüĢler; örneklem içerisindeki orman köy muhtarlarının ve orman iĢletme müdürlükleri ile Antalya Orman Bölge Müdürlüğü teknik elemanlarının katılımıyla belirlenmiĢtir. ÇalıĢmada yukarıda vurgulanan üç aĢamada elde edilen bulgular ıĢığı altında yapılan değerlendirmeler aĢağıda sonuç ve öneriler olarak sunulmaktadır.

Yangın Ġstatistik Verileri: Yapılan çalıĢmayla bölgede 1998–2008 yıları arasında çıkan orman yangınları değerlendirilmiĢtir.. Yıllık ortalama yangın sayısı 96,30‟dur. Geçen 11 yıllık süreçte yaĢanan orman yangınlarında 23.843 ha alanın yandığı tespit edilmiĢtir.. Yıllık yanan orman alanı miktarı ise 2167,56 ha‟dır.

Süreç içerisinde ortaya çıkan yangın sayılarının sınıflandırılmasında, toplam yangın sayıları içerisinde en büyük pay 0–5 ha sınıfında olmuĢtur..

Yani, 0–5 ha büyüklüğündeki yangınların toplam yangın sayısı içerisindeki oranı, %93,20‟dir. Yanan alan büyüklüğü bakımından konu irdelendiğinde;

yanan alanlar toplamında 0–5 ha sınıfında meydana gelen yangınların toplam yanan alan içerisindeki oranı oldukça düĢük olmuĢtur.(%1,43). Yangın sayısı bakımından en yüksek orana sahip olmasına karĢın. Alan büyüklüğü en düĢüktür. Oysa yanan alanlar içerisinde önemli bir payı olan sınıfı 50–200 ha alan grubu oluĢturmaktadır. Bu durum; bölgede ortaya çıkan orman yangınlarına hızlı bir Ģekilde müdahale edilerek baĢarılı sonuçların elde edildiğini göstermektedir. Ancak, 50–200 ha alan grubunun yanan alanlar oranında önemli yeri olması da dikkat çekicidir. Söz konusu sınıfa ait oranın yüksek olmasında yangın anındaki hava koĢullarının da etkili olduğu bilinmektedir. Diğer açıdan konu irdelendiğinde; hızlı müdahale edilmesine karĢın etkin söndürme çalıĢması ve/veya organizasyonun oluĢturulamadığı da ortaya çıkmaktadır. Aktif savunma sistemi olarak ifade edilen yaklaĢımların, büyüme durumunda olan yangınların önlenmesinde etkili olabilecek bir anlayıĢ olduğu savunulmaktadır. Bu ve benzer yaklaĢımların hızla tartıĢılarak örnek uygulamalarına baĢlanmalıdır.

Yanan alan/Yangın sayısı oranı bakımından; TaĢağıl (Ġlçe mi?) ve Serik iĢletmelerinin ilk sıralarda yer aldığı görülmektedir. Üçüncü sırada Kumluca ilçesi gelmektedir. Bu sıralamada 2008 yılındaki Cumhuriyet tarihimizin en büyük yangınının yaĢanmıĢ olmasının etkisi büyüktür. Fakat Kumluca ilçesinin de üçüncü sırada olması dikkat çekicidir.

Orman ĠĢletme Müdürlüklerinde meydana gelen orman yangınlarının köy ve beldelere dağılımı irdelendiğinde; Finike Orman ĠĢletme Müdürlüğü‟nde, Alacadağ ilk sırada, Arif, Turunçova, Yalnız köyleri ikinci sırada yer almaktadır. Kumluca Orman ĠĢletme Müdürlüğü‟nde; Mavikent, Kumlucayazırı ve Kumluca merkez ilk sırada gelmektedir. Ġkinci sırada, ÇavuĢköy, Çayiçi, Güzören, Karacaören ve Sarıcasu köyleri gelmektedir.

Manavgat Orman ĠĢletme Müdürlüğü‟nde; Kalemler ilk sırada, Manavgat merkez ikinci sırada gelmekte, bunları Yaylaalan, Sırtköy, Salu ve Evrenseki izlemektedir. Serik Orman ĠĢletme Müdürlüğü‟nde; Etler ile Yumaklar ilk sırada, AkbaĢ ve Alacami ikinci sırada yer almaktadır. TaĢağıl Orman ĠĢletme Müdürlüğünde; Sağirin ilk sırada, Çardak köyü ikinci sırada ve Karabük, Bozyaka ile Altınkaya üçüncü sırada yer almaktadır. TaĢağıl Orman ĠĢletme Müdürlüğü dıĢındaki örnek alanlarda yangın sayıları bakımından ilk sıralarda belde ve ilçe merkezlerinin olması dikkat çekicidir.

Özellikle örnekleme bölgesindeki kırsal alan nüfus artıĢ hızının negatif boyutlu olması köylerden ana yerleĢim birimlerine göçün yaĢandığını göstermektedir. Ġncelenen sosyo-ekonomik değiĢkenler içerisinde iĢsiz nüfus oranının ilk sıralarda çıkması; bu bölgelerdeki kentsel mekânlarda göçe rağmen geçim sıkıntısının çözümlenemediğini göstermektedir. Oysa ormanlar önemli bir doğal kaynaktır. Küçük de olsa geçim kaynağı olabilmektedir. Kentsel mekanlarda alanların rant amaçlı kullanımı ise konunun diğer ve önemli boyutunu oluĢturmaktadır. Konunun bu boyutunun yöredeki yöneticiler tarafından ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.

OKTĠK, 2001‟e göre, “… özellikle turizmin geliĢmesiyle birlikte bu bölgede piknik ateĢi, sigara gibi nedenler gittikçe hız kazanırken bu bölgede toprağın kıt olması nedeniyle yapılaĢma sağlanabilmesi için yine köy dıĢı kaynakların yangın çıkardığı köylülerce vurgulanmaktadır” Ģeklindeki saptaması yukarıdaki vargımızla da örtüĢmesi bakımından anlamlıdır.

Sosyo-Ekonomik DeğiĢkenlerin Analizi: Sosyo-ekonomik değiĢkenlerin kullanılmasıyla ilçeler düzeyinde elde edilen ve ilk sırada yer alan sosyo-ekonomik değiĢkenler AkkaĢ ve ark. 2008 tarafından önerilen sosyal yangın tehlike oranlarını elde etmek üzere ortaya çıkan değiĢkenler Ģeklinde de değerlendirilebilir. Sosyo-ekonomik değiĢkenler olarak elde edilen verilerin çoğul sayısal analizleri irdelendiğinde; Turizm sektöründe

çalıĢanların da dönemsel iĢsiz olduğu dikkate alındığında “ĠĢsizlik” temel etmen olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Kumluca Orman ĠĢletme Müdürlüğü‟nde; birinci faktör grubunda ortaya çıkan sosyo-ekonomik değiĢkenlerin oldukça farklı değiĢkenlerden meydana geldiği görülmektedir. Burada sosyal, ekonomik ve teknik nitelikli değiĢkenler bulunmaktadır. Nüfusun eğitim özellikleri,dikkati çeken unsurlardandır. Bu bölgedeki nüfusun eğitim durumu üzerinde özellikle durulması gerekmektedir. Diğer yandan, tarımsal mekanizasyon durumu olarak da dile getirebileceğimiz traktör baĢına düĢen tarım alanı oranı önemlidir. Orman alanlarının yangına hassaslığı olarak adlandırabileceğimiz bir değiĢken buradaki faktörler içerisinde yer alan diğer önemli değiĢkendir.

Manavgat Orman ĠĢletme Müdürlüğü‟nde; önemli olarak ortaya çıkan değiĢkenler arasında özellikle tarım ve turizm sektöründeki nüfus oranı değiĢkenleridir. Burada iĢsiz ve iĢgücünde olmayan nüfus oranı da önemli bir alt grub değiĢkenini oluĢturmuĢtur. Nüfusun eğitim özellikleri de ayrıca bir grup oluĢturmaktadır. Tüm bu alt gruplar içerisinde erkek ve kadın nüfus oranlarının arasında kadın nüfus oranının ağırlıkla yer alması cinsiyet üzerinde de durulması gerektiğini göstermektedir.

Serik Orman ĠĢletme Müdürlüğü‟nde; incelenen sosyo-ekonomik değiĢkenler içerisinde iĢsiz, iĢgücünde olmayan yani 65 + yaĢ grubu ile tarım ve turizm sektöründe çalıĢan nüfus oranlarının ağırlıklı olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Tüm değiĢkenler içerisinde tarım ve turizm alanındaki nüfusun da dönemsel iĢsizlik yaĢadığı dikkate alındığında bu grupta da önemli bir Ģekilde “iĢsizlik” faktör olarak karĢımıza çıkmaktadır. Köy nüfusu içerisinde istihdam edilen kadın nüfus oranı ile ortaokul ve üstü mezunu olan kadın nüfus oranının bu değiĢkenler içerisinde yer alması cinsiyet rolünün de etkin bir unsur olduğunu göstermektedir. Hane baĢına düĢen aktif çalıĢabilir nüfus ve hane baĢına nüfus oranları ise, bölgedeki hanelerin çalıĢma potansiyelinin ve kalabalıklılığının önemli bir sosyal gösterge olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla hem ekonomik içerikli ve hem de sosyal içerikli değiĢkenler ön plana çıkmıĢtır.

Köy Muhtarları ve Teknik elemanların GörüĢleri: Yapılan çalıĢmada köy muhtarların ve orman mühendisi teknik elemanların orman yangınlarına neden olan etmeler için görüĢleri sınıflandırılmıĢtır. Bu sınıflandırmada her iki ilgi grubunun da öncelikli nedenler içerisinde

“teknik” nedenlere iĢaret ettikleri görülmektedir. Bunu “eğitim-bilinçlendirme ve halkla iliĢkiler” konusu izlemektedir. Benzer yaklaĢımın sorunun çözümü yönündeki yaklaĢımlar noktasında da ortaya çıktığını

görmekteyiz. Bu olgu bize her iki kesimin de Öncelikli ölçütlerin “teknik”

ve “eğitim-bilinçlendirme ve halkla iliĢkiler” olduğu noktasında ortak algılama içerisinde olduğunu göstermektedir.

Orman yangınlarına neden olan sorunlar ve çözümler konusundaki öncelikli ölçütler noktasında birleĢen iki ilgi grubu bu konuların deyatlarında

? bazı faklı yaklaĢımlar içerisinde oldukları da gözlemlenmektedir.

Muhtarların teknik nitelikli sorunlar kapsamında orman alanlarındaki yol yoğunluğu, ormanların bakım gereksinimleri, kesim artıklarının ormanda bulundurulması, çoban, otlatma ile yangın havuzları gibi konular ağırlıklı olarak yer almaktadır.

Teknik elemanların teknik içerikli sorunlar çerçevesindeki belirttiği konular ise; politika uygulamalarındaki kaygılar,ve yangın organizasyonu gibi konulardır. Çözümler de bu bağlamda farklılıklar içermektedir. Önemli bir konu olarak her iki ilgi grubu tarafından saptanan konu ise, enerji nakil hatlarıdır. Ġki ilgi grubu da hem sorunlar ve hem de çözümler aĢamasında oldukça benzer yaklaĢımlar içerisindedir.

ÇalıĢmada, sosyo-ekonomik değiĢkenler ile orman yangınları arasındaki iliĢkiler regresyon analizi ile bağıntılar ortaya konmuĢtur. Bu bağıntılarda değiĢkenlerin iĢareti orman yangınları ile değiĢkenler arasındaki iliĢkinin yönünü belirlemektedir. Bu çalıĢmayla ortaya konan bağıntılar Ġlçeler için “sosyo-ekonomik yangın tehlike” bağıntıları olmuĢtur..

ÇalıĢmada elde edilen bulgular doğrultusunda ortaya çıkan sonuçlar kısaca ortaya konmuĢtur. Bu sonuçlara bağlı olarak ortaya çıkan öneriler ise aĢağıda sunulmaktadır.

Yangın söndürme etkinliklerinde çeĢitli teknik ve sosyal içerikli etkinlik ve etkenlik kavramlarının geliĢtirilmesi gerekmektedir. Bunlar;

a)yangın sayı sınıfları b) yanan alanların bu sınıflardaki dağılımı c)yanan alan/yangın sayısı oranının yine bu sınıflamada yer alması,d)sosyal yangın tehlike oranlarının bu sınıflandırmalarda yer alarak iĢletmelerin ve iĢletmeler

a)yangın sayı sınıfları b) yanan alanların bu sınıflardaki dağılımı c)yanan alan/yangın sayısı oranının yine bu sınıflamada yer alması,d)sosyal yangın tehlike oranlarının bu sınıflandırmalarda yer alarak iĢletmelerin ve iĢletmeler

Benzer Belgeler