• Sonuç bulunamadı

ONUN ESERLERİ

Belgede Fikret Mualla: 1903-1967 (sayfa 59-65)

(G a le rie ü a rcel Bemheim) in 1957 y ılın d a y a y ın la d ığ ı broşürde Muallft, şöyle takdim e d iliy o r :

"Bütün a r t i s t l e r i n | a b lo la rın ı te ş h ir eden s a lo n la r ve g a le r ile r d e b ir deha bulabilm ek, hiç şüphe yok k i , b iz e hay­ r e t verecek o la y l rdandır. Muallft, şimdiye kadar, bizim p rofesyon el sanatkârların gözlerin d en kaçmış b ir kimse m idir? Z nnctfiiiyon® • Gerçekten mazhar olduğu m evk ii, d o ld u ra b iliy o r.Ş p f Onu, tanıtmakta fayda umuyoruz i

Istfin b u l’ d doğmuş, te k başına yaşayan, çok okuyan b i r adım. Tek düşüncesi ve sa b it f i k r i , reeirı sen t i d i r . Kendisi m eslek ta şla rın ı h iç z iy a r e t etmez. Onlarla pek dostluk kurnaz.

Resimde , h iç b ir ekole mensup d e ğ ild ir .

Kısa boylu, k a lın s i l u e t i i l e , bakışındaki hayret ve zekâsı gözden k:. mayan b ir sanatkârdır . Meslekt ş i a r ı arasında, bambaşka b ir y e r i v a r d ır •

B ir ressam içjn , sanatın if a d e s i, boya kutusundadır• Bu a r t i s t is e , parlak, k u v v e t li, zengin, dolgun ve r it m li re n k le rle muhteşem san t k f i r l ı ğ ı n ı t a n ıt ıy o r . Çoğuna gcke, ress jnh fı n r o lü , t a b ia t ı t ı p ı tıp ın a büyük b ir sadakatle tem sil etmek d e ğ ild ir • Gerek bunlar gerekse afcistre sanatı kabili etmeyenler , ç i z g i l e r l e ren k lerin im tiz a c ın ı istism ar etmekten memnun kalmayanlar ve bütün yeni resin akım larım a mensupları iç in , Muallft, sevd iğim iz b ir s ı n ı r iç e r is in d e durmasını b ilm iş tir •

Bütün e s e r le r i, resmin son u s ta la r ın ı a ra ya n la rı i l g i ­ len d irecek n i t e l i k t e d i r . K e s ic i, e l a s t i k i ş e k i l l e r i i l e bazı s i l u e t l e r i D*! ■.utrect e benzer. Bazen de Be Bonn ar d ve ¿ u illa r d ’ ın nâzik ve hassas t a r a f l a r ı n ı t a ş ı r . Sıcak r e n k le r i konuşur g ib id ir . C a z ib e li, iç te n gelen samimi b i r hava v a r d ır • lire -llâ . ş tıh s iy e tin i k â f i derecede bulmuş b i r sanatkâr olduğundan , asla kendisinden e v v e l k i l e r i kopya etmemiş ve onlardan miras kabili eylememiş t i r . Çünkü, kendi ç ığ ır ın d a tam başarıya u l ş m ış t ır ."

MRUJHİARIN R: .SSiîiI : FÎKP.AT T.TliATT.f EFSANESİ

Sanat e le ş tiıra e n i kare Ben rd , M uallâ*y ı şöyle yorumluyor* tt Muallft m esleğine, s e fa h tt kubbesinin k a r a n lık la r ı ara­ sın d a , b ir n'.ır g ib i in m iş ti. Ondaki hüner ve s i h i r , perm ık la n i l e f ır ç a s ın ın ? nl-.şm; sm d ayd ı. Rastgele^ dört k ö ş e li b ir kâğıda sürdüğü, boyalar,onu bir y ı l d ı z yapmaya y e t e r d i. Tüm h a y r e tle r i

h a y r a n lık la r ı üzerinde toplay. n ressam, b ir aşk , b ir düşünce y ı l d ı z ı g ib i p a r la d ığ ı sırada , günün b irin d e bu. sanat m ahallesin­ den kayboldu.

Ama onun g e lip g e ç t i ğ i , y a şa d ığı , sokakların , mey­ h a n elerin , kahvehanelerin, e v le r in duvarlarında Mu&Llfi'nın

ölümsüz hayat h ik âyesi unutulmayan b ir tebessümle y şamaktadır. . . M uallâ*nın bütün i ş i gücü iç k i içmekle resim yapmaktan i b a r e t t i r . Az yemek y e r , ç‘ok ez'u yu r, fa k a t ş a ş ı r t ı c ı harikulade resim ler

y p r d ı . Bu h a rik u la d e liğ i yanında., ö lç süz d a v ra n ış la rı da

v a r d ı. Bazen r e s im le r in i, i l k gördüğüne d eğerinin çok a ltın d a s a t ı v e r i r d i . "

ESER VE ARTİST

Ünlü İspanyol sanat t e n k it ç is i Pernondo Landazuri . 1957 y ılın d a (E ser ve A r t i s t ) b a ş lık a ltın d a İspan­ y o lc a y a zıs ın d a , Muallfi*y ı şöyle a n la tıy o r :

"Muallfi, ressam olarak doğmuştur* Fauvisme ve E xpresio- nisme g ib i tem a yü lleri b ir le ş t ir e n k ro n o lo jik ve p la s tik b ağların m üm essilidir. Muallfi re s im le rin in süjesinde i p t i d a l i ğ i , akla ay­ k ı r ı l ı ğ ı i f r a t a vardırm aktadır. Resim lerine garabet ve dramatik b i r hava v e r iy o r . O b je k tif ve s ü b je k t if h ayatı b irle ş tir m e k onda b e lir e n b ir arzudur, ^endi ananesi, zengin ır k ın ın gelen eği,-b ü tü n s a d e liğ i ve t a z e l i ğ i ile -M u a ll fi *nm a r t is t liğ in d e yaşamaktadır. T a s v irle rin d e , be.zan Ch a g a ll1 a benzeyen, l a t i f e c i l i l t göze çarpar. Fakat daima b ir holde ve Kunch’ un heyecanını t a ş ı r . Muallfi*nın

te r c ih e t t i ğ i resim ustllü ve boyası kolay s n ı l ı r . Bu onda ik in c i derecede r o l oynam k ta d ır . A s ıl ç i z g i l e r i büyük k ym et taşımakta­ d ır . Bunlar muhteşem ve k u d r e t lid ir . Çok re n k li resim lerin d ek i re n k le rin göz a l ı c ı z e n g in liğ i, hoş b ir ölçü iç e r is in d e d ir ."

KEDERİNİ TUALE DÖKEN RESSAM

P a r is ’ in ünlü resim o to r ite le r in d e n Japon kökenli YOUKİ DESNOS-FOUJITA. ressamımızın yakın d ostla rın d a n d ır. B ir zamanlar P a r is ’ te aynı sokakta komşuluk yapm ışlar.

YOUKİ DESNOS, F ik re t Muallfi’ ya n ıııiiilrm d a ir P a r is ’ te enjçok makale yazanlardandıffo

1957 y ılın d a , Muallfi i l e i l g i l i broşürde onu tanımlayan k ısa b ir y a z ıs ı v a r d ır D E S N O S a y r ı c a (MOULL.ı) a d lı, onun 4 güzel desenini de içeren n e f is , fakat y a ln ız 100 0 adet no,lanmış b ir eser y a y ın la m ış tır. Desenler, M u all*’ nın en h a r a r e t li çalışma y ı l l a r ı olan 1955-1957 arasında y a p ılm ış t ır . Broşür sonradan

Muallfi s e r g is i i ç i n y a y ın la d ığ ı broşüründe yeralan yazısından , a n ıla r ı i l e k a r ış ık birkaç s a t ı r ı aktarmakla y e t in e c e ğ iz ,

"Bazen anlaşılmayacak derecede konuşmalarla b ir fu tb o l topu g ib i büyük b a ş lı Muallfi, evime g e l i r d i ! K ısacık a y a k la rı, k a lın vücudunu b ir top g ib i döndürür dururdu! Mazarine sokağındaki

evimin k a p ıs ın ı ça l; r d ı . Ne m k s a tla , n eyi konuşmak iç in veya n e le r düşünerek bunu yapardı ? Tam i s t e ğ i kafasında da b elirm em işti ama, ben onun g e l i ş s e b e p le rin i hissederdim . Gaipten b i r t Ocım s e s le r i ş i t i y o r , kom ünistler , k e n d is in i t a c iz e d iy o r la r d ı! Bunun kor­ kusu i l e g e l i r d i ,

C-erçekten Muallfi böyle s e s le r iş it iy o r d u ve bu h a l, onun muhteşem e s e r le r yaratm asını sa ğlıyord u .

Ressam çok mueijtâripti, Parası olm adığı i ç i n züğürt malzeme k u ll n ır , fak at güçlü e s e r le r y a r a t ır d ı* Y4y ecek b ir lokma bulamadığı zamanlarda, b i l e , h iç kimseye k a rş ı g ö zlerin d e b ir düşmanlık ve k ıs ­ k an çlık e s e r i görülm edi. Kimseye dargın, küskün d e ğ ild i. Y a ln ız , ken­

d is in i g e c e le r i ra h a tsız eden hay İ l e r e dü şm andı.,.,"

GÖZLERİ K;JvU T İ M PâRÎS RESS/MI

İta ly a n kök en li koleksiyoncu ve sanat g a l e r i s i sahibi Bruno Bossano, M u a llfi'y ı ta n ıta n , 12 Kasım 1964 t a r i h l i yazısında ö z e t le şu n la rı s ö y le r :

" Y ı l l ; ; r öncesi, Saint sokağındaki küçük b ir meyhanede, M u a llfi'y ı tanıdım. Kısa boylu, geniş ve b ir s ir k a y ıs ı g ib i yürü- yüşlü d i! Deniz renginde ş e f f a f g ö z le r i v a r d ı. Taranmamış ak ve siyah s a ç la r ı b ir b ir in e k ; n ı ş ı k t ı . Kalan dudaklıydı. Ağzından s ig a ra düşmüyordu. D i l i a ğ z ın ı ve k a lın dudaklarını süpürüyor g ib iy d i. Ş e k ils iz yüzü soluk r e n k liy d i. Alkolün ta h rib a tm â uğra­ m ış t ı.

G iy in iş i ç ık ç a y d ı. Açık r e n k li k a d ife b ir kostümü v a r d ı. Gömleği ve göğsü a ç ık t ı. Bjr b o ^ boyunlu i d i . Küçük meyhane,güzel sanatlar okulunun Ö ğ re n c ile ri, ressamlar ve esnaf i l e doluydu. Pek de gü rü ltü lü i d i . Fakat b izim k i, tek başına, susuz s a f iç k i dolu kadehi önünde, e l h a re k e tle ri yaparak oturuyordu. Y a ln ızd ı ve daima y a ln ız kalmayı â$ te r c ih ed erd i. Sözün k ıs s ı , h iç b ir

kimseye ehemmiyet verm ezdi. Kendi kendine konuşan ve hareket eden bu tuhaf dam kimdir diye düşünüyordum. İlgilen m ek üzere yaklaştım . Ken d is iy l e konuşmay*- b ağladığım nnıam totmi totudi...h a l buki ben"

^nn h ig nfnmmiyarda-...OîW“ b i r yerde- m*»TÎ" ttüjrrSÜT at tik im i h ıv * «— 1 ı,,y.n»nrrl-ra^ ITev rıtyag iv *&-' ^™Vİİ yy+rft—y "k ?

Bu meyhanede te s a d ü fi buluşm n ın sonucunda e s e r le r i

hakkında,bende büyük alâka uyfindı. Gülünçlü, y a r ı t a t l ı y a r ı a c ı , s e r t , y a k ıc ı, merh metsiz , s o y ta r ı resim lerin e k a rşı h a yran lık duydum. Bu hayretim g eçtik ten sonra, z a v a l l ı bana eski a f i ş l e r ve ilâ n la r arkacına yapılm ış y a ğ lı boya r u lo la r ın ı g ö s te rd i •

Gözlerim kamaştı, büyük b ir meftunluk iç e r is in d e kaldım. Bana öy le g eliy o rd u k i , bu ilâ n k â ğ ıtla r ın a yapılan besimi erden, b ir &KBm-r volkanın a l e v i g i b i , g ö z le r i kamaştıran ren k ler fış k ır ıy o r d u . 0 gündenberi bu ad-mm e s e r le r in i h ayran lık la sevdim. Kendisine gaipten b a zı ilham lar ve s e s le r gelen bu adam, daima hayal görü­ yordu. Bu d e lin in e s e r le r in i sevdim. B e li dediğim iz bu adamlar, normal ç iz iden d ış a r ı ç ı k t ı k la r ı iç in d ir . Bugün onun eserlerin d en derlediğim p a rça la rla b ir s e rg i açmış bulunuyorum. Adına (P a r is ’ in aşağı tabaka ressamı llu e llâ ) dediğimin s e b e p le ri v a r d ır . Toulouse- Lautrec g i b i , Muallâ b i z i merkezinden fır la m ış , yolund n sapmış kusurlu P a r is 'in a ş a ğ ılık te r fla r ın d a g e z d ir iy o r . B ize âdi şeh ri t a n ıt ıy o r . Besimdeki bu kerhane res im le rin e , meyhane elem lerin in

1 ı/gjriimi'lpMi: t a s v ir le r in e bakini Kötü ş e y le re i p t i l s ı d o la y ıs iy le e t l e r i gevşemiş, çökmüş şu ç ıp la k la ra bakın 1 Edepsiz k a d ın la rın sok k kavgalarına b k ı n j Rakkaselere, b e rb e rle re , nadiren y a p tığ ı manzaralara bakın! Bunların hepsi gerçek, gülünç, t r a je d ik fa c ia

sahnelerinden örneklerdir'. î ş t e bu sebeple, bizim ki Toulouse-lautrecte benzemektedir. Y a ln ız zamanımız başka olduğu g i b i , M u all*’ nın k u llan ­ d ığ ı v a s ıt a la r da başkadır. Bunl ,r, ins n ruhunu heyecanlandırmakta ve s e y re d e n leri uzun müddet düşündürmektedir. Eunun iç in d ir k i, kendi k ıym etin i bilmeyen ve e s e r le r in in herhalde kendisinden sonra yaş ya ca ğın ı sezmeyen bu sanatkâra, ben , b ira z m elankolk g ö zle bakıyorum. "

ISSIZ KÖYÜN, TIK BAŞINA YAŞ/Of AN RESSAMI

(Leí M erid ion al-La Frence) da 30 Nisan 1964 tarihinde F ik r e t Muallft iç in yayınlanan b ir y a zın ın ö z e t i ş ö y le !

"R e illa n n e 'm münzevi ressamı F ik re t Muallft, sonsuz ren k ler okyanusunun iç in e gömülmüş, şayanı temaşa, c a z ib e li gülüm­ seyen b i r yerde, 16 aydanberi resim yaparak yaşamaktadır*. Bütün ömrü s ı k ı n t ı l a r l a , m üşküllerle tuz k la r la savaşarak g eç m iş tir. Tek s e v g is i

ve tutkusu başında,yaratmak ih t iy a c ı g e liy o r , P a r is ’ ten R e illa n n e ’ a g e lin c e a r t ık Muallft, h a y a tın ı zehreden bütün en gellerd en , o korkunç tuz k İ;u d in kurtulmuşturl Muhteşem b i r pen rom önünde St,Denişe

tep esin d e, Belediyenin sevim li b ir evinde, asude b ir hayat sürüyor. Eski Mebus ve yen i L e le d iy e R e is i Raoul Angles’ in k ib ar ve zengin e ş i , Muallft i l e b ir mukavele yapmış, a r tık Muallfifiçin para s ı k ı n t ı s ı sö^konusu d e ğ ild ir .

Bu (ÎUrk ress minin köydeki h ayatı ve ş a h s iy e ti köy sâkin­ le r in in eemp t i s i n i çekmektedir. Muallft mesuttur, sükûnet ve ra h a tlık

iç e r is in d e ş e h ir gürü ltülerinden uzak, dimağını ze h irle y e n meyhane­ l e r i n a lk o llü buğularından ve in sa n lığa a y k ırı olarak tas i r e t t i ğ i büyük ş e h irle rin baskısından kurtulmuş,. .Muallft, şim diki y a ln ız ha­ yatından memnun."

WUk")

U'K

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Belgede Fikret Mualla: 1903-1967 (sayfa 59-65)

Benzer Belgeler