• Sonuç bulunamadı

TAŞIMACILIĞI VE KABİN PERSONELİ

3. BÖLÜM: HAVACILIK SEKTÖRÜNDE DUYGUSAL EMEK VE İŞ PERFORMANS

3.5. Duygusal Emek Önceller

3.5.1. Bireysel Faktörler

3.5.1.2.1. Olumlu ve Olumsuz Duygulanım

Olumlu duygulanım, coşku ve iyimserlik ile ilişkili iken, olumsuz duygulanım karamsarlık ve itici duygu durumlarıyla ilgilidir (Grandey, 2000:107). Örneğin, neşe, mutluluk veya minnettarlık gibi pozitif duygular kişiler üzerinde olumlu bir his yaratırken; suçluluk veya kızgınlık gibi olumsuz duygular ise bunun tam tersini hissettirir (Robbins & Judge, 2012: 102). Ancak duygu

Duygulanım, Duygular ve Duygu Durumlar

Duygulanım

İnsanların yaşadığı, farklı duyguları ve duygu durumları içeren birçok deneyimi kapsayan geniş kapsamlı bir terim

Duygu Durumlar

• Nedenleri genellikle belirsiz ve geneldir • Duygulardan daha uzun sürerler (saatler veya günler)

• Daha geneldirler (birden çok duygudan oluşan olumlu ve olumsuz olmak üzere iki türleri vardır). • Genellikle, belirli mimiklerle gösterilmezler. • Doğaları bilişseldir.

Duygular

• Belirli bir olaydan dolayı açığa çıkarlar. • Çok kısa sürerler (saniyeler veya dakikalar.) • Doğal olarak belirli ve çok sayıdadırlar (korku, üzüntü, mutluluk, iğrenme, şaşırma, vb.)

• Genellikle yüzde belirli mimiklere neden olurlar. • Doğaları, aksiyonlara bağlıdır.

66

değerlendirilmesinde ‘nötr olmak’ belirli bir duyguyu değil, duygusuzluğu ifade etmektedir (Menderes, 2009:26).

Şekil 10: Duygu Durumları Yapısı

Kaynak: Robbins, Stephen P. & Judge Timoty A (2012). Örgütsel Davranış Organizational Behavior,

14.Basımdan çeviri. s.103

Duygular, olumlu ve olumsuz olarak gruplandırılğında, bazı duygu durumlara dönüştürülmüş olurlar ve Şekil 10'da gösterildiği üzere, tek bir duygu yerine duygu grubu oluştururlar. Buna göre, ‘heyecanlı’ yüksek bir olumlu duygulanım göstergesi iken, ‘sıkıntı’ düşük bir olumlu duygulanımın göstergesidir (Robbins & Judge, 2012: 102).

Empati 3.5.1.3.

Empati, “bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması” (Dökmen, 1996; 135-136) şeklinde tanımlanmaktadır. Diğer bir deyişle empati, bir bireyin başka bir bireyin duygu ve düşüncelerini yargılamadan kavrayabilmesini ifade etmektedir. Kişi karşısındaki ile empati kurduğunda kendi bakış açısından soyutlanmış olarak,

67

karşısındaki kişiye odaklanıp ihtiyacına daha duyarlı olacak ve duygu durumunu daha iyi anlayabilecektir. Özellikle hizmet sektöründe işgörenin empati kurma yeteneğinin önemi çok büyüktür, zira müşteriyi doğru anlamak ve buna uygun yaklaşım ve davranış içinde bulunmak müşteri memnuniyeti ile yakından ilişkilidir. Aynı şekilde, Hochschild (1983:162-184), empati yeteneğinin duygusal emek gerektiren mesleklerde son derece önemli olduğunu belirtmiş ve kabin personeli işe alım süreçlerinde empati yetenğine önem verildiğinden bahsetmektedir (aktaran: Oral ve Köse, 2011: 468).

Kendini Uyarlama 3.5.1.4.

Kendini uyarlama (self-monitoring), bireylerin kendi benlik sunumunu izleme ve dışavurumsal davranışlarını kontrol etme düzeyini kapsamaktadır (Snyder, 1974, aktaran: Grandey, 2000: 106). Kendini uyarlama düzeyi düşük olan kişilerin aksine, kendini uyarlama düzeyi yüksek olan kişiler, başkalarının duygusal işaretlerini daha rahat fark eder ve kendi duygusal ifadelerini karşılaşılan duruma uygun olacak şekilde uyarlama konusunda daha istekli ve yetkindir. Kendini uyarlama düzeyi düşük bireyler, içsel duygularına sadık kalma eğilimlidir. Kendi kendini uyarlama, duygusal emek yaklaşımında önemli bir yere sahiptir. Çünkü, yoğun duygusal emek gösteriminin gerekli olduğu sektörlerde, kendini uyarlama düzeyi düşük işgörenler hissettikleri duyguları bastırmakta zorlandıkları için sarfedecekleri duygusal emek düzeyleri yükselecektir. Bu nedenle, kendi kendini uyarlama düzeyi düşük işgörenlerde daha yüksek düzeyde duygusal emek ve buna bağlı daha yüksek stres seviyeleri ortaya çıkabilmektedir. (Abraham, 1998, aktaran: Grandey, 2000:106).

68

Duygusal Zeka (EQ) 3.5.1.5.

Duyguların psikolojide oynadığı önemli rol ve Gardner'ın çoklu zekâ tanımlamasından hareketle, duygusal zeka konusu son zamanlarda birçok akademik araştırmaya konu olmuştur. Daha evvel sosyal zeka adı altında araştırmalara konu olmuşken, ilk kapsamlı teori ve duygusal zeka tanımı 1990'ların başında psikolog Peter Salovey ve John Mayer tarafından yapılmıştır (Luthans, 2011: 231).

Salovey ve Mayer (1993) duygusal zekayı; “kendi ve başkalarının duygularını izleyebilmek, aralarında ayrım yapmak ve kişinin düşünce ve davranışlarını yönlendirmek için bilgiyi kullanma yeteneğini içeren bir sosyal zekâ türü” olarak tanımlamaktadır. Duygusal zekânın kapsamı, sözlü ve sözsüz değerlendirmeleri ve duyguların ifadesini, kendisinin ve başkalarının duygularını dengeleyebilmesi, sorunların çözümünde duyguların kullanılmasını içermektedir (Mayer ve Salovey, 1993: 433).

Duygusal zekası yüksek olan kişiler, olumsuz duyguları hafifleterek ve olumlu duyguları geliştirerek, kendi hissettiği duyguları ve dışardan gelen duyguları etkin bir şekilde yönetebilme (Karim ve Weisz, 2010:188) ve mevcut duygusal durumunu işinin gerektirdiği forma kolayca sokabilme yeteneğine sahiptir (Oral ve Köse, 2011:469)

Duygusal zekâ kavramının bu denli popüler olması Daniel Goleman’ın 1995 yılında yılında yayınladığı Duygusal Zeka (Emotional Intelligence) kitabı sayesinde olmuştur. Goleman duygusal zekâyı; “kişinin kendi ve başkalarının duygularını doğru algılayabilme, değerlendirme ve duyguları günlük yaşama uygun bir şekilde aktarabilme kapasitesi” olarak tanımlamakta ve duygusal zekâ bileşenlerini; öz-bilinç,

69

kendini ayarlama, motivasyon, empati ve sosyal beceri olmak üzere beş grupta toplamaktadır.

Tablo 2: Duygusal Zekâ Bileşenleri

Duygusal Zeka

Bileşeni Tanım Ayırıcı Özellik Öz-bilinç Kişinin güçlü ve zayıf yanlarını, güdülerini, değerlerini ve diğerleri üzerindeki etkisini bilmek • Özgüven

• Gerçekçi bir kişisel değerlendirme • Mütevazı bir mizah anlayışı • Yapıcı eleştirilere açlık

Kendini ayarlama

Zararlı dürtüleri ve ruh hallerini kontrol edip yönlendiıebilmek

• Dürüstlük • Ahlaklı olmak

• Belirsizliğe ve değişime açık olmak

Motivasyon Başardığı işlerden zevk

almak

• İşin kendisine ve yeni mücadelelere tutkuyla yaklaşmak

• Gelişim için bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji • Başarısızlık karşısında iyimser olmak

Empati Karar alırken

diğerlerinin duygularını da dikkate almak

• Yetenekleri tespit edip etki alanına almakta uzmanlık

• Başkalarını da geliştirme yeteneği

• Kültürler arası farklılıklara karşı duyarlı olmak

Sosyal beceri Diğerlerini

yönlendirebilmek için dostane ilişkiler kurmak

• Değişime önderlik etmek • İkna kabiliyeti

• Geniş bir tanıdık ağı

• Ekip kurup liderlik etmede uzmanlık Kaynak: Esaslar – Daniel Goleman “Lideri Lider Yapan Nedir?” – 2012, s. 92

Duygusal zekâ seviyemiz genetik olarak sabitlenmiş ve yalnızca çocukluk döneminde gelişen bir olgu olmadığı gibi, IQ'dan farklı olarak, büyük oranda öğrenilmiş bir zekâdır ve bu öğrenme süreci hayat boyu devam etmektedir (Luthans, 2011: 233).