• Sonuç bulunamadı

B. Ġç Hukuk Bakımından Sonuçları

2. Olağanüstü Kanun Yolları

Olağanüstü kanun yollarında kanun yolu muhakemesinin muhtevası, kesin olan mahkeme hükümleridir. CMK, Cumhuriyet BaĢsavcısının itirazı189

, yasa yararına bozma ve yargılamanın yeniden yapılası, olağanüstü yasa yolları olarak kabul etmiĢtir. Mülga CMUK‟ da yer alan karar düzeltmeye CMK‟ da yer verilmemiĢtir190

.

Olağanüstü kanun yollarında olağan kanun yollarından faklı olarak ortada kesinleĢmiĢ uygulanmaya hazır belki de uygulanmıĢ bir karar vardır. Kanun koyucu

186 Yargıtay 11. CD 14.03.2007 tarihli kararı 187 Günay; s. 23.

188YaĢar, Osman; Uygulamalı ve Yorumlu Ceza Muhakemesi Kanunu, C1, 2007, s. 1673.

189 20.07.2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle, “Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcısının Ġtirazı” bölüm baĢlığından “Yargıtay” ibaresi çıkarılmıĢtır. Ayrıca CMK‟ya “Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet baĢsavcılığının itiraz yetkisi” baĢlıklı 308/A maddesi eklenmiĢtir.

190

Demir, Mehmet; “Kanun Yararına Bozma”, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2010, s. 15.

kesinleĢmiĢ bir kararın tekrar incelenmesini sınırlı sayıda tutmak için oldukça sıkı Ģartlara bağlamıĢtır.

Cumhuriyet BaĢsavcısının itirazı CMK m. 308 ve 308/A‟da düzenlenmiĢtir. Buna göre; Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karĢı Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcısı, resen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz yapılabilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz. Ġtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir. Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir.

Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin olan hükümlerine karĢı bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet BaĢsavcılığı, kendiliğinden veya talep üzerine, hükmün kendisine tebliğ edildiği tarihten itibariyle otuz gün içinde hükmü veren daireye itiraz yapabilir. Sanığın lehine yapılacak itirazın süresi olmaz. Daire, mümkün olan en yakın zamanda ilgili itirazı inceler ve yerinde görürse hükmünü düzeltir, aksi takdirde itirazı reddeder. Ġtirazın reddine iliĢkin verilen hüküm kesindir. Bir diğer olağanüstü kanun yolu kanun yararına bozmadır. CMK 309. maddesine göre, yargıç tarafından veya mahkemece verilen ve istinaf veya temyiz aĢamalarından geçmeyerek kesinleĢen karar veya hükümde hukuka aykırılık olduğunu haber alan Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün bozulması talebini, kanuni sebeplerini Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığına yazılı Ģekilde gönderir. Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcısı da bu sebepleri aynı Ģekilde belirterek Yargıtay‟ın ilgili dairesine baĢvurur. Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcısı da sınırlı hallerde (hükümlünün mahkûmiyetinin kaldırılması veya daha az cezaya çaptırılması gerekiyorsa) yasa yararına bozma yoluna kendiliğinden baĢvurabilir. Fakat kanun yararına bozmaya Adalet Bakanlığı baĢvurursa, Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcısının yolu kapanmaktadır.

Bozma, mahkûmiyete iliĢkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul iĢlemlerine iliĢkin ise, kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre

gereken hüküm verilir. Bu hüküm, önceki hükümle belirlenmiĢ olan cezadan daha ağır olamaz191

.

Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendindeki “davanın esasını çözmeyen yönüne” ve “savunma hakkı kaldırılması veya kısıtlama sonucunu doğuran usul iĢlemlerine iliĢkin” hukuka aykırılıklar, yeni bir yargılamanın yapılmasını ve bu nedenle de yeni bir hüküm kurulmasını zorunlu kılan bozma nedenleridir. Davanın esasını çözmeyen yönüne iliĢkin hukuka aykırılıklara, mahkemenin kanuna göre teĢekkül etmemiĢ olması, Cumhuriyet savcısı olmaksızın duruĢma yapılmıĢ olması, ön ödeme ve uzlaĢma hükümlerinin uygulanmamıĢ olması, görevsiz mahkemece yargılamanın devam ettirilerek hüküm kurulması, iddianamede sanık olarak gösterilmeyen kiĢi hakkında hüküm kurulması örnek olarak gösterilebilir. Savunma hakkının kaldırılması veya kısıtlanması sonucu doğuran usul iĢlemlerine, sanığın savunmasının alınmamıĢ olması192, zorunlu müdafii olmaksızın sorgunun yapılmıĢ olması, ek savunma hakkı tanınmamıĢ olması193, sanığa CMK 147. maddesindeki hakları hatırlatılmadan sorgusunun yapılmıĢ olması, yeterli savunma süresinin tanınmamıĢ olması, duruĢma yapılmadan veya sanığın yokluğunda duruĢma yapılarak mahkûmiyet kararı verilmesi gibi hukuka aykırılıklar örnek olarak verilebilir194

.

“Sanığa atılı müessir fiil suçunun Ģikâyete bağlı olması ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK m. 73 ve 5271 sayılı CMK m. 253,254‟de düzenlenen uzlaĢma hükümlerinin sanık lehine olması nedeniyle uygulanması ve bu nedenle duruĢmalı inceleme yapılması gerektiği nazara alınarak duruĢma yapılması gerekirken evrak üzerinde karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle kanun yarına bozma istemi yerinde görüldüğünden Niğde Sulh Ceza Mahkemesince verilip kesinleĢen 13.06.2005 gün ve 831/604 sayılı kararın CMK m.

191 Aygün EĢitli, Ezgi; “Ceza Muhakemesi Kanunu‟nda Kanun Yararına Bozma”, Türkiye Barolar

Birliği Dergisi, Sayı 122, 2016, s. 227. 192 Yargıtay 7. CD. 29.03.2006 tarihli kararı 193 YCGK. 27.02.2007 tarihli kararı 194 Demir; s. 79.

309/4-b uyarınca bozulmasına, müteakip iĢlemlerin mahallinde yerine getirilmesine karar verilmiĢtir195

.

Savunma hakkı kısıtlılığının kesinleĢmiĢ bir mahkeme kararını bozduracak nitelikte yani olağanüstü bozma sebebi sayılması bu hakka verilen ehemmiyetin yansımasıdır. Kanun koyucu, savunma hakkına yargılama esnasında, istinaf ve temyiz incelemesinde verdiği önem kadar karar kesinleĢmeden sonra önem vermiĢtir. Savunma hakkının kısıtlanmasının olağanüstü bozma nedeni sayılmasının bir diğer önemi de AHĠM öncesi ülkemize fırsat tanımasıdır. Kanun yararına bozma, kesinleĢen bir mahkeme kararın savunma hakkı ihlali sonrası verildiği tespit edilirse iç hukukumuzda baĢvurulabilinecek bir düzenlemedir.

Olağanüstü kanun yollarından sonuncusu ise yargılanmanın yenilenmesidir. Yargılanmanın yenilenmesi sanığın lehine olabileceği gibi aleyhine de olabilir. CMK m. 311‟e göre; “KesinleĢen bir hükümle sonuçlanmıĢ bir dava, aĢağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:

DuruĢmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaĢılırsa,

Yemin verilerek dinlenmiĢ olan bir tanık veya bilirkiĢinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dıĢı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaĢılırsa,

Hükme katılmıĢ olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dıĢında, aleyhine ceza kovuĢturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiĢ ise,

Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmıĢ olup da bu hüküm kesinleĢmiĢ diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmıĢ ise,

Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız baĢına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini

gerektirecek nitelikte olursa. Ceza hükmünün, Ġnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair SözleĢmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesinin kesinleĢmiĢ kararıyla tespit edilmiĢ olması. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleĢtiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.

Yargılamanın yenilenmesi istemi hükmün infazını ertelemez. Ancak mahkeme, infazın geri bırakılmasına veya durdurulmasına karar verebilir.”

Savunma hakkının kısıtlanması, yargılamanın yenilenmesi açısından ancak ikincil olarak incelenebilir. Çünkü yargılanmanın yenilenmesinin sebepleri arasında doğrudan savunma hakkının kısıtlanması belirtilmemiĢtir. Ancak CMK m. 311/1- f‟de belirtilen AĠHM kararı savunma hakkının kısıtlanması ile ilgili olabilir. ġöyle ki; savunma hakkı kısıtlanmıĢ biri iç hukuk yollarını tüketerek AĠHM‟ne baĢvurur ve baĢvurusu kabul edilerek AĠHS m. 6/3 kapsamında ülkemiz mahkûm edilirse ilgili kiĢi yargılanmanın yenilenmesi yoluna baĢvurabilir. Yargılanmanın yenilenmesi talebi kabul edilen kiĢi hakkında yeniden yargılama yapılır ve AĠHM kararına uyulması gerekir.

Benzer Belgeler