• Sonuç bulunamadı

3.1. Afişlerde Tipografik Sözdizimi

3.1.2. Okunurluk – Okuturluk

İletişim teknolojilerinin gelişmesiyle farklılaşan yeni iletişim ortamları, yazının ve kullanıldığı ortamların çeşitlenmesini sağlamıştır. Yazının kullanıldığı ortamların farklılaşması, yazının okunur kılınması sorununu da beraberinde getirmiştir. Günümüz teknolojik gelişmeleri, iletişim ortamlarında kullanılan yazının akılcı bir yaklaşımla kullanılmasını gerekli kılmaktadır. Eğer yazılar okunur kılınmamışsa, farklı bir ifade şekli ya da tasarım yaklaşımının ifade biçimleri olarak kullanılmaktadır. Günümüz tipografi çalışmalarındaki farklı arayışlar, yine yazı öğesinin grafik tasarımda dikkat çekiciliği artırma amaçlı kullanıldığını göstermektedir. Bütün bu çalışmalar ışığında, bir toplumun iletişim kurmadaki en önemli aracı o toplumun kullandığı dildir. Anlaşılabilir bir dil ve okunabilir bir yazı olmalıdır ki iletişim olabilsin. Yazı düzenlemelerinde okunurluk kavramı, bir tür sorun değil olması gerekendir. ( Sarıkavak, 2006, s. 83)

Becer, (2005, s. 185) çalışmasında okunaklılıktan bahsederken “ Tasarımcıların genellikle ihmal ettikleri bir olgudur. Tipografik mesaj iletimi, yazıları okunur kılan niteliklerin bir araya getirilmesiyle sağlanır. Okuyucu; yazılı bilgiyi en az çaba ve zorlukla algılayabilmelidir.” tanımlamasını yapmaktadır. Tipografi, okunmak için vardır. Tasarımcılar, tipografi kullanımını iyi bilmeli ve uygun yazı karakterini doğru seçerek

kullanmalıdırlar. Biçimsel bloklamalar, simge ve renkler yapılandırılarak yazı bloklarının okuyucu tarafından kolay algılanabilir ve okunabilir kılınması gerekmektedir. (Teker, 2009, s. 177-178)

Tipografinin okunabilir kılınması, yazının anatomik yapısıyla ilgili olduğu kadar, kullanım alanıyla da yakın ilişkilidir. (Ketenci, 2006, s. 247) Okunabilirlik kavramı, anlamayı ve kavramayı kolaylaştırma kavramıyla eşleştirilmektedir. Namık Kemal Sarıkavak, okunabilirlik kavramını ikiye bölerek okuturluk ve okunurluk olarak aktarmıştır. Okunurluğun ve okuturluğun farklı iki kavram olduğundan bahsetmektedir. Okunurluğun harf boyutları ya da ölçüsü ve yazı karakterinin kendi yapısıyla ilgili olduğunu söylerken, okuturluğun yazı karakterlerinden tutunda kağıt seçimi, renk ilişkisi ve bütün baskı nesneleriyle ilgili olduğunu vurgulamaktadır. (Sarıkavak, 1997, s. 32) Okunaklılığı ve algılanabilirliği kolay bir yazı, etkin mesaj iletisi için tek başına yeterli değildir. Harflerin biçimsel olarak düzenlenmesi, iletişim yöntemindeki boşlukların algılanabilirlik düzeyi kitlenin anlama düzeyini etkileyebilmektedir. Uçar, (2004,s. 139)’a göre ‘‘Tipografinin temel işlevi okunurluluktur tasarımda yazının işlevi budur.” Şekil 27 ve 28 da yer alan afişlere baktığımızda, zemin rengi ile yazının rengi ayrışmış olduğu ve yazı karakterinin de okunur ve okutur kılındığı görülmektedir.

Şekil 29. İKSV 2009 Afiş Çalışması

Şekil 29’de yer alan afişe baktığımızda ise yazı zeminden ayrılmış olarak karşımıza çıksa da okunurluk konusunun da sıkıntılar yarattığı söylenebilmektedir. Renklerin oldukça yoğun ve hareketli oluşu, gözün algılamasını etkilemektedir. Bu durum harflerin parçalanmış halde algılanmasına etki etmektedir. Buda kitlenin afiş çalışmasını okuma ve algılamada çaba harcamasını gerektirmektedir. Bilgi aktarımı ve haber paylaşımında önemli bir unsur olan tipografi için, okunabilirlik hayati önem taşımaktadır. Okunabilirlik, yazı karakterlerinin seçimi, ölçüsü, bloklamalar, boşluklar, doku, tonlamalar ve renklerden bağımsız olarak düşünülmemelidir. Süslü karakterlerin karmaşıklığı, zeminde kullanılan renklerin yazı karakterleriyle uyumsuzluğu, boşluklar arası dengesizlik, ölçülerde aşırıya kaçma okunurluğu ve okuturluğu doğrudan etkilemektedir. “Okunabilirlik, okuyucu tarafından ilgiyi ve okuma kalitesini artırmak için kullanılması gerekmektedir. Yazıyı ilgi çekici hale getirmek için aşırıya kaçmalar yazının okunma kalitesini düşürebilmektedir. Bu nedenle tipografi kullanımında okunaklılık dikkat edilmesi gereken önemli bir olgudur.” (İstek, 2004, s. 117) Şekil 30’te bir hip hop konseri afişi yer almaktadır. Aslında hip hop kültürünün içerisinde yer alan rap hareketinin içeriği yansıtılmaya çalışılmıştır. Rap müziğinin hareketli ve sert tarzı, tipografi uygulamalarıyla yansıtılmaya çalışılmıştır. Daha çok grafiti uygulamalarını içerisinde barındıran afişin okunma kaygısından ziyade, anlam birikimini ve rap müziğinin ruhunu himaye etmeye çalışıldığı düşünülmektedir. Bu tür uygulamalarda afiş çalışmalarının da yeri olduğunun unutulmaması gerekir.

Şekil 30. 2013 “Hio Hop” Konser Afişi

Okunurluk ve okuturlukla ilgili yapılan başka bir çalışmada ise, Ambrose ve Harris (çeviren Bayrak, 2012, s. 158) şunları söylemektedir:

“ Bu iki terim çoğunlukla eş anlamlı kullanılır. Doğrusunu söylemek gerekirse, okunurluk bir harf biçimini, karakter biçimi, kapatılmış alan büyüklüğü ve yazı ağırlığı gibi harf biçimin kendine özgü fiziksel özellikleri yoluyla bir diğerinden ayrılabilme özelliğine işaret eder. Okuturluk ise bir yazı parçasının veya tasarımın okuyucunun anlama becerisini etkileyen özellikleriyle ilgilidir. Bu şu anlama gelir. Bir şeyi anlamak için okuya bilmek zorunda değilsiniz. Örneğin, grafiti okunaksızda olsa grafitiyi yapanın öfkesini okumasına olanak sağlar.”

BÖLÜM IV

TIPOGRAFIK AFIŞLERDE ALGILAMA

Duyu organlarının harekete geçmesi, algılamanın başlangıcı olarak adlandırılmaktadır. Nesnel çevrenin algılanmasında ilk basamak, görme olayıdır. Nesnelerin üzerine düşen ışık yansır ve gözün bilinen yapısı sonucu göz küresinin içinde bir görüntü oluşmaktadır. (Uçar, 2004, s. 15-18) İnsanların algı hareketliliğinin %80’lik kısmının görme eylemiyle başladığı söylenmektedir. Bu durum, algılamada görme eyleminin önemli olduğunu göstermektedir. Buna dayanak olarak da insan vücudundaki göz organında yer alan retina tabakasının algılayıcıların %70’lik kısmının burada yer aldığı aktarılmaktadır. (Kılıç, 2009,s,76)

Çağlayan, S. , Korkmaz, M., ve Öktem, G. (2014, s. 171) yazmış oldukları makalede, algı için şu tanımlamayı yapmaktadırlar: “Algı, duyu organlarının aldığı enformasyonların değerlendirilmesi ve yorumlanmasının etkilediği dinamik bir olgudur.” Dökmen, (1995, s. 97) ise algıyı “Duyu organlarından beyne ulaşan verilerin örgütlenmesi, yorumlanması ve anlamlandırılması süreci” olarak ifade etmiştir. Diğer bir tanımlamada ise Özer (2012, s. 148) algının sözlük anlamını, “Nesnel dünyayı duyular yoluyla öznel bilince aktarma” olarak belirtmektedir. Algılama ise Ünlü, (2001, s. 50) tarafından şöyle tanımlanır: “Duyu organlarını uyaran nesnelerin, niteliklerin veya olayların farkında olunması durumudur.” Özer (2012, s. 151) ‘e göre ise “ Bir farkına varma, farkına varılma, bilgi setimiz içinde yer bularak yakıştırma ve söz konusu olguyu nitel ve nicel olarak yargılayıp değerleme süreci” olarak ifade edilmektedir.

Çağlayan, Korkmaz ve Öktem, (2012, s. 170) görsel algıyı tanımlarken şu ifadeleri kullanmışlardır: “Zihinsel bir süreç olan algılama; göze, kulağa ve diğer alıcılara gelen uyarıcılara zihinde anlamlı hale getirilmesi ve yorumlanması” şeklinde tanımlanmaktadır.

Buradan hareketle, görsel iletişim araçlarından birisi olan afişler düzenlenirken, algılamayı kolaylaştırıcı etkenler göz önünde tutulmalıdır. İyi bir afiş düzenlemesi, en kısa yoldan mesajı doğru bir şekilde aktarabilmelidir.

Teker, (2009, s. 139) afiş tasarımlarını “yalın tipografik ve görsel tasarımı ile reklam mesajını hedef kitleye en etkileyici ve hızlı bir şekilde ilettiği en önemli reklam araçlarından biri” olarak ifade etmektedir. Tasarımcı, afişi bir araç olarak kullanıp aktarmak istediği mesajı açık ve dolaysız bir şekilde ulaştıracak görsel sistemler bütünü oluşturmalıdır. İmge bütünlüğü için fotoğraf ya da sadece tipografi ile güçlü bir vurgunun oluşturulacağını belirlemelidir. Sözel bir hiyerarşi, tasarımcının etkin kullanımıyla mesajın önem sırasını yapı olarak kurabilmelidir. Bütün bunlarla beraber, fark edilirlik sağlamak adına, yukarıdaki uygulamalar yapılsa dahi etkin mesaj iletisi oluşamayabilir. Bu durumu ancak tasarımcının hayal gücü ortadan kaldırabilmektedir. Yeni olan birçok buluş, afiş tasarımına yansıtılabilmektedir. Buradaki en önemli kriter de dikkat çekme ve fark edilebilirlik olmalıdır (Becer, 2011, s. 202). “Fark edilebilirliği yüksek olan afişlerin mesaj iletimi güçlüdür demek” doğru değildir. Fark edilebilirliği yüksek tutmanın yanı sıra, okunabilirlik ve mesajın anlaşılması da önemli kriterler arasında yer almaktadır. Görsel iletişim tasarımında tipografik hiyerarşinin algılama üzerine etkisi göz önünde bulundurulduğunda, bütün tasarım elemanları dikkatle hazırlanarak uygulanmalıdır.

BÖLÜM V

YÖNTEM

Bu bölümde, araştırmanın modeli, evren ve örneklem, verilerin toplanması, verilerin analizi üzerinde durulacaktır.

Benzer Belgeler