• Sonuç bulunamadı

Tipografik Hiyerarşinin Algılanabilirlik Üzerine Etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tipografik Hiyerarşinin Algılanabilirlik Üzerine Etkisi"

Copied!
116
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

TİPOGRAFİK HİYERARŞİNİN

ALGILANABİLİRLİK ÜZERİNE ETKİSİ

Mehmet YAPICI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

UYGULAMALI SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

GRAFİK EĞİTİMİ BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(4)

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ...(….) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Mehmet Soyadı : YAPICI Bölümü : İmza : Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı : Tipografik Hiyerarşinin Algılanabilirlik Üzerine Etkisi

(5)

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Mehmet YAPICI İmza: ………..

(6)
(7)

TEŞEKKÜR

Öncelikle danışmanım saygıdeğer hocam Yrd. Doç. Dr. Tutku Dilem ALPASLAN’a, sevgili aileme ve emeği geçen bütün herkese teşekkür ederim.

(8)

TİPOGRAFİK HİYERARŞİNİN

ALGILANABİLİRLİK ÜZERİNE ETKİSİ

(Yüksek Lisans Tezi)

Mehmet YAPICI

GAZİ ÜNVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ARALIK, 2016

ÖZ

Bu araştırmada “ Tipografik hiyerarşinin algılama üzerine etkisinin” ne olduğu ölçülmeye çalışılmıştır. Alt amaçlar doğrultusunda yazı karakteri, punto, bloklama şekilleri, renk, yazı karakterinin konumu, okuturluk ve okunurluk gibi alt amaçlara yer verilmiştir. Bu alt amaçlar doğrultusunda hazırlanan sorular uzman görüşüne sunulmuş uzman görüşü alındıktan sonra geliştirilen yedi soru kapsamında anket hazırlanmıştır. Anket çalışmasında hazırlanan sorular 19 Mayıs Üniversitesi Samsun Meslek Yüksekokulundaki grafik tasarım programı dışında yer alan 150 kişilik çalışma grubuna slayt eşliğinde büyütülerek sorulmuştur. Afiş çalışmalarının, tipografi düzenlemelerine etki eden faktörlerden yazı karakteri, punto, bloklama şekilleri, renk, yazı karakterinin konumu, okuturluk ve okunurluk hakkında sorulan sorulara yanıtlar alınmıştır. Ankete verilen yanıtlar ssps 21paket programa girilerek istatistikî veriler elde edilmiştir. Elde eden veriler tablolar halinde sıralanarak bulgular yorumlanmıştır. Elde edilen bulgulara dayanarak yapılan yorumların alan yazına ve afiş tasarım çalışmalarına katkı sağlaması düşünülmüştür. Araştırmanın içeriği üç bölümden oluşmaktadır. Tezin birinci kısmında; görsel iletişim, görsel iletişim tasarımı, tasarımların uygulama alanları ve görsel iletişimde afiş konusuna, ikinci kısımda, yazı karakteri, yazı ve zemin renginin okunurluğu-okuturluğu, punto büyüklüğü, yazının bloklanması ve yazının konumu hakkında genel tanımlamalara ve örneklere yer verilmiştir. Üçüncü kısım ise, tipografik afişlerde algılama ve bu algılamanın tipografik düzenlemelere göre seviyesi açıklanmıştır. Yapılan araştırmanın sonucunda alt amaçlar doğrultusunda afiş tasarımındaki tipografik hiyerarşinin algılamayı nasıl etkilediği görülmüştür. Yazı karakterlerinde serifsiz, bloklama türlerinde ise ortaya düzensiz bloklamaların algılamada etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yazı karakterinin

(9)

konumlandırılmasında ortada ve sağa dayalı konumlandırmalar, yazı karakterinde kıvrımsız, renklerde ise açık renklerin algılamayı kolaylaştırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Tipografi düzenlemelerinin algı seviyelerindeki değişikliklerin ne denli etkili olduğuna dair anket sonuçları değerlendirilerek önerilerde bulunmuştur.

Anahtar Kelimeler : Algı, görsel iletişimi, tipografi, tipografik hiyerarşi, Sayfa Adedi : 98

(10)

TYPOGRAPHIC HIERARCHY’S EFFECT ON PERCEPTIBILITY

(M. Sc. Thesis)

Mehmet YAPICI

GAZİ UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

NECENBER 2016

ABSTRACT

In this research,it has been tried to measure how typographic hierarchy affect perception.In accordance with this purpose ,some inferior purposes were included like font type,type size,shapes of blocking,color,place of font types,readability and visibility.Questions that prepared in accordance with these inferior purposes,were presented to expert point of view and after then a questionairre was prepared in the extent of seven basic questions.The questions that prepared in the questionairre were presented in company with a slide show to a sample group of 150 people who were outside the graphic design programme in 19 Mayıs University Samsun Vocotional High School. In poster works the answers were taken about font type.type size,shapes of blocking,color,place of font types readability and visibility that affect typographic regulation.From the answers given in the questionairre,statistics datas were optained by entering ssps 21 package programme.Datas were sorted in charts and findings were interpreted.It was considered that the comments based on these findings would contribute to the sources at that field and poster design works.The content of the research consists of three parts.In the first part of the thesis, communication, visual communication,visiual communication design,practising field of designs and poster in the visual communication were mentioned.In the second part ıt was located general definition and examples about font type,the readability and visibility of type and floor color,type size,blocking of type and place of type.In the third part perception of typographic posters and the level according to typographic arrangements were explained.As a result of the research,it was seen that these concepts like font type,type size,shapes of blocking,color,place of font type,readability and visibility dont affect the perception alone but affect the perception as a whole.We reached conclusion that using front types without serif and irregular blocking in the middle is effectice in perception.In

(11)

the positioning of font types in the middle and bottomed on right side positioning,unswept font types and light colors facilitate perception.As a result of the questionairre it was seen that how effective the typographic arrangements were on perception and results were evaluated and advices were given.

Key Words : Perception, visual communication, typographic hierarchy Page Number : 98

(12)

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

... i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

... ii

JÜRİ ONAY SAYFASI

... iii

TEŞEKKÜR

... iv

ÖZ

... v

ABSTRACT

... vii

İÇİNDEKİLER

... ix

TABLOLAR LİSTESİ

... xii

ŞEKİLLER LİSTESİ

... xiii

BÖLÜM I

... 1

GİRİŞ

... 1

1.1. Problem Durumu... 1 1.3. Araştırmanın Önemi ... 5 1.4. Sayıltılar ... 5 1.5. Sınırlılıklar ... 5 1.6. Tanımlar ... 6

BÖLÜM II

... 7

GÖRSEL İLETİŞİM KAVRAMI

... 7

2.1. Görsel İletişim ... 7

2.1.1. Görsel İletişim Tasarımı ... 7

2.1.2. Görsel İletişim Tasarımı Uygulama Alanları ... 8

2.1.3. Görsel İletişim Tasarımında Afiş ... 9

BÖLÜM III

... 12

TİPOGRAFİ TANIMI VE TARİHSEL GELİŞİMİ

... 12

(13)

3.1.1. Yazı Karakteri ... 17

3.1.1.1. Yazı Biçimi- Şekli ( Bloklama) ... 20

3.1.1.2. Serifli (Köşeli) ve Serifsiz Yazı Karakteri ... 22

3.1.1.3. Punto (Ölçü) ... 23

3.1.1.4. Yazı Karakteri Konumu ... 25

3.1.1.5. Renk Düzenlemeleri ... 27

3.1.2. Okunurluk – Okuturluk ... 29

BÖLÜM IV

... 33

TIPOGRAFIK AFIŞLERDE ALGILAMA

... 33

BÖLÜM V

... 35

YÖNTEM

... 35

5.1. Araştırmanın Modeli... 35

5.2. Çalışma Grubu ... 35

5.3. Ölçme Araçları ... 37

5.3.1. Tipografik Hiyerarşinin Algılanabilirliğinin Değerlendirilmesi Anketi ... 37

5.3.1.1.THADA Geliştirilme Süreci ... 37

5.3.1.2. THADA’ nın Uygulanması ... 37

5.3.1.2. THADA’ ya Ait Geçerlik ve Güvenirlik ... 37

5.4. Verilerin Toplanması ... 38

5.5. Verilerin Çözümlenmesi ve Yorumlanması ... 38

BÖLÜM VI

... 40

BULGULAR VE YORUM

... 40

6.1. Anket Katılımcılarının Frekans ve Yüzde Dağılımı ... 40

6.1.1. Tipografik Hiyerarşide Yazı Karakterinin (Serifli-Serifsiz) Algılamaya Etkisi Nedir ? ... 40

6.1.2. Yazı Karakteri Okunurluk (Kıvrımlı) Ölçümüne İlişkin Frekans Dağılımı . 42 6.1.3. Yazı Biçimi Tercihi Frekans Dağılımı ... 44

6.1.4. Yazı Konumu Tercihi Frekans Dağılımı ... 47

6.1.5. Zemin Rengi Tercihi Frekans Dağılımı ... 50

6.1.6. Yazı Karakteri Punto Tercihi Frekans Dağılımı ... 53

6.1.7. Yazı Karakteri Renk Tercihi Frekans Dağılımı ... 56

BÖLÜM VII

... 59

SONUÇ VE ÖNERİLER

... 59

(14)

7.2. Öneriler ... 63

KAYNAKÇA

... 65

EKLER

... 67

Ek 1. Anket Formu ... 68

(15)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1 1. ve 2. Afişteki Yazı Karakterinin Algılanmasına İlişkin Frekans Analizi ... 40 Tablo 2 1, 2, 3, ve 4. Afişteki Yazı Karakterinin Okunurluğuna İlişkin Frekans Analizi .... 42 Tablo 3 1, 2, 3, ve 4. Afişteki Yazı Biçiminin (bloklama) Algılanmasına İlişkin Frekans

Analizi ... 44

Tablo 4 1, 2, 3, 4, 5 ve 6. Afişteki Yazının Konumunun Algılanmasına İlişkin Frekans

Analizi ... 47

Tablo 5 1, 2, 3, 4, ve 5. Afişteki Zemin Renginin Okuturluğuna İlişkin Frekans Analizi .... 50 Tablo 6 1, 2, 3, 4 ve 5. Afişteki Yazı Karakterinin Ölçüsüne İlişkin Frekans Analizi ... 53 Tablo 7 1, 2, 3 ve 4. Afişteki Yazı Karakterinin Rengine İlişkin Frekans Analizi ... 56

(16)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1 . İKSV “İstanbul caz festivali” 2010 ... 11

Şekil 2. İhap Hulusi Görey Afiş Çalışması ... 11

Şekil 3. Bülent Erkman “İstanbul Caz Festivali” 1994 ... 12

Şekil 4. Yazı karakterleri ... 14

Şekil 5. Metal harfler ... 14

Şekil 6. Yurdaer Altıntaş “Aptal Kız” (1961) ... 16

Şekil 7. Mengü Ertel “Keşanlı Ali Destanı” (1964) ... 17

Şekil 8. Yazı karakterleri örneği ... 18

Şekil 9. Mengü Ertel 1970 “Tiyatro Afişi ... 19

Şekil 10. Kemal Köksal 2012 “Konser Afişi” ... 19

Şekil 11. Bloklama türleri ... 20

Şekil 12. Yurdaer Altıntaş 2000. “Konser Afişi” ... 21

Şekil 13. 1977 “Film Afişi” ... 21

Şekil 14. Farhad Fazouni 2010 ... 22

Şekil 15. Mengü Ertel 1973 ... 22

Şekil 16. Muhammet Ali “Poster” ... 22

Şekil 17. Serifli ve serifsiz ... 23

Şekil 18. Kültür Bakanlığı 2012 ... 24

Şekil 19. Sadık Karamustafa 1988 ... 24

Şekil 20. Alper Zeki Afiş Çalışması 2016 ... 26

(17)

Şekil 22. İKSV Afiş Çalışması 2012 ... 26

Şekil 23. İKSV Afiş Çalışması 2012 ... 26

Şekil 24. Renkler ... 27

Şekil 25. İKSV 2009 Afiş Çalışması ... 28

Şekil 26 .Steve jobs poster ... 28

Şekil 28. Altın portakal film festival afişi ... 30

Şekil 27. İstanbul caz festivali afişi ... 30

Şekil 29. İKSV 2009 Afiş Çalışması ... 31

(18)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın problemine, araştırmanın amacına, araştırmanın önemine, sayıtlılara, sınırlıklara ve tanımına ilişkin bilgilere yer verilmiştir.

1.1. Problem Durumu

Görme, canlıların birbirleriyle iletişime geçmesinde önemli bir eylemdir. Berger (2010, s. 7)’in belirttiği üzere “Görme konuşmadan önce gelmiştir. Çocuk konuşmaya başlamadan önce, bakıp tanımayı öğrenir. Bizi çevreleyen dünyada kendi yerimizi görerek buluruz.” demektedir. Bulunduğumuz konumu ya da durumu anlama ihtiyacı duyarız. Anlamlandırdığımız durumları ise anlatma ve paylaşma gereksinimi duyarak iletişime geçeriz.

Oskay (2011, s. 1) iletişimi “ insanın var olma biçiminin bir ürünü ve insanın varlığını sürdürme biçimindeki gelişmelere göre değişimlere uğrayan insana özgü bir olgu” olarak tanımlamıştır. Mutlu (1995, s. 168) ise iletişimi şu sözlerle açıklamaktadır. “ İletişim bir anlam arama çabasıdır; insanın başlattığı, kendisini yönlendirecek ve değişen gereksinimleri karşılayacak şekilde, kişinin uyarıları ayırt etmeye ve örgütlemeye çalıştığı yaratıcı bir edimdir.” Görüldüğü üzere iletişim insanın var olma süreci içerisinde önemli bir kavramdır.

Görsel iletişim ise görme eylemiyle harekete geçen bir süreçtir. Yaban (2012, s. 984) yazmış olduğu makalesinde görsel iletişimi şöyle tanımlamaktadır: “ görsel iletişim en basit tanımı ile görüntülü bilgilerin iletilmesi ” eylemidir. Görsel iletişimin evrensel bir dil oluşturma çabası işaret, sembol vb. resimsel bir dil aracılığıyla iletişim kurmayı amaçlamaktır. Görsel iletişim, kendi dilini kullanılırken televizyon, reklam panoları,

(19)

afişler, bilbordlar ve hareketli animasyonlar gibi birçok aracı harekete geçirmektedir. Bu hareketliliğin oluşturduğu görsel iletişim ürünleri insanların duyularına hitap ederek, günlük yaşamı kolaylaştırma ve estetik anlayışını geliştirme çabasının yanı sıra temelde toplumu bilgilendirme amacını da gütmektedir. Bir görsel iletişim uygulaması, öncelikle açık, anlaşılır, dikkat çekici, ekonomik ve estetik özelliklere sahip olmalıdır. En az sayıda görsel imgenin, en yüksek sayıda bilgiyi aktarabilmesi görsel iletişimin ekonomikliğine işaret etmektedir (Becer, 1999, s. 28‐29). İletilmek istenen mesajı bilgi karmaşası yaratmadan anlaşılır bir şekilde yansıtmasının yanı sıra estetik kaygınında göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Görsel iletişimde estetik kaygı tasarım öğelerinin yerinde kullanılmasıyla sağlanabilmektedir.

Tasarım kavramı görsel iletişim oluşturulmasında iyi yönetilmesi gereken bir süreçtir. Bernard (2002, s. 32) tasarım için “ görülebilen ve iletişimsel ya da işlevsel amaç içeren şey iyi bir tasarımdır.” demektedir. Tasarım İngilizcede “design” kelimesinin Türkçedeki karşılığıdır. Tasarım, planlı ve programlı bir şekilde herhangi bir zemin üzerinde ya da alanda, yaratıcı süreçten geçirilerek, görsel olarak izleyiciye aktarılan düşüncelerden oluşmaktadır. Tasarım, düşüncelerin ve fikirlerin görsel olarak estetik bir biçimde aktarılmasındaki en önemli iletişim aracıdır. Bu iletişimi sağlayan önemli bileşenlerden biriside grafik tasarımdır.

Grafik tasarım; bir sorun ile başlamakta ve bu soruna etkili çözümler aramaktadır. Tüketici kitlede merak uyandırma, dikkat çekme ve kolay algılama gibi kavramlar grafik tasarımın en önemli amaçlarından birisidir. Grafik tasarım, kompozisyon, renk, görsel hiyerarşi, tipografi gibi elemanları aracılığıyla mesajı etkin kılma amacına yönelik hareket etmektedir.

Grafik tasarım denildiğinde ambalaj tasarımı, çevresel grafik, bilgilendirme grafiği, dijital-geleneksel illüstrasyon, basın-yayın grafiği, tipografi, hareketli animasyonlar gibi geniş bir alandan oluşmaktadır. Bu alanların elemanlarından biriside tipografidir (Öztuna, 2007, s. 78-85). Tipografinin grafik tasarım içerisinde önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Meggs (1989, s. 17) “Type and İmage” isimli kitabında tipografiyi “Gutenberg’in geliştirdiği metal harfler kullanılarak yapılan baskı tekniği” olarak tanımlamaktadır. Tipografi; Yazıyı kompozisyon haline getirerek baskı elde etme sanatı, harflerin tasarımı, seçimi ve dizilmesiyle basılı hale gelme süreci şeklinde de tanımlanmaktadır.

(20)

Tipografi; tasarımcıların özgünlük, anlaşılırlık, merak uyandırma, okuturluk ve algılanabilirlik gibi konularda önemli yardımcılarından birisidir. Tasarım uygulamalarının kendi içerisinde bütünlük taşıması gerekmektedir. Bütünlüğü sağlayan ise tasarım elemanları olan renk, çizgi, doku, ton, yön, biçim ve ölçü unsurlarıdır (Becer, 1999, s. 56-62). Birçok tasarım, tipografinin de elemanları olan çizgi, renk, doku, biçim ve ölçü gibi unsurları bir araya getirerek oluşmaktadır. Bütün görsel mesajlar, sunulan bilginin hiyerarşik düzenine sahiptir. Bu nedenle tasarıma başlamadan önce mesajın içindeki bütün elemanları mantıksal hiyerarşik bir düzen içine almak esastır.

Tipografik elemanların ayrılma ve birleşmesinin oluşturacağı kompozisyon bütünlük içerisinde uygulanmalıdır. Tipografik işaretlerin yuvarlak-düz, kalın-ince, geometrik-organik gibi görsel nitelikler, görsel vurgulama yolu ile belirgin hale getirilmektedir. Başka bir değişle görsel hiyerarşi tipografik bir birleşimdir. Tipografik birleşim; yapısal ilişkiler ve form tekrarları yoluyla, elemanların, tipografik bir kompozisyon içerisinde bağlanma ve birleştirilmesi demektir. Bu süreç tipografik etkinliğin artırılmasında önemli rol oynamaktadır. Tipografik etkinlik ise siyah ve beyaz oranlarının doğru değerlendirilmesi ve optik değerlerin kuralları hakkında derin bir bilgi gerektirmektedir. Tipografi etkinliğinin arttırılmak istenmesindeki amaç algılamanın kolaylaştırılmak istenmesidir (İstek, 2004, s. 15-17). Çünkü görme eylemiyle alınan tüm bilgiler, algıya dayalı bir sıra dâhilinde özümsenmektedir.

Algı, Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde “Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak” olarak tanımlamaktadır. Bu tür tasarım faaliyetlerinin asıl amacı ise mesaj iletisindeki algı yönetimi olarak aktarılmaktadır. Algının gerçekleşebilmesi için görme eyleminin gerçekleşmesi gerekmektedir. Algının harekete geçmesi içinde dikkat yoğunlaşması esastır. Tipografik düzenlemelerin birçoğu, mesajın iletilmesinde ve dikkati artırmada, afiş tasarımının önemli elemanlarından birisi olarak adlandırılmaktadır.

Günümüzde okuyucu kitlesi birçok basılı materyaller, hareketli animasyonlar ve görsel düzenlemelerle karşı karşıya gelmektedir. Bu yoğun bombardıman karşısında insanlar satır satır okumak yerine ilgi çeken ve merak uyandıran düzenlemelere daha çok yönelmektedir. İlgi çekici ve merak uyandıran afiş tasarımlarının ortaya konulma çabası tipografinin önemini artırmıştır. Tipografiye gösterilen önemin arttığını günümüzde birçok basılı materyaller üzerinde görebilmekteyiz. Bu materyallere Ambalajlar, afişler, kutular, gazeteler, dergiler, t-shirtler gibi görsel düzenlemeler örnek olarak gösterilebilmektedir.

(21)

Tipografiye verilen önemin artması ile birlikte iletişim gücünün de artması sağlamıştır. İnsanlar tipografinin neyi anlattıklarıyla birlikte görsel olarak kendilerinde bıraktıkları izleri de önemsemeye başlamışlardır. Bu nedenle tipografik çalışmaların hiyerarşik düzeni, algılama açısından önemli bir yere sahip olmuştur. Naime ŞİMŞEK YÜKSEKBİLGİLİ 2013 yılında “Afiş Tasarımında Dikkate Alınan Kriterlerin Analizi” konulu çalışmasında şu ifadeleri kullanmıştır. “Afiş tasarımı değerlendirme kriterlerinin farklı yaş, eğitim ve cinsiyet gruplarına göre öncelikli algılanması ile ilgili olarak, tüm grupların farklı kriterlere göre afişleri algıladıklarını göstermiştir. Bu durumda, afiş tasarımcılarının afişin hedef kitlesini belirledikten sonra, her farklı hedef kitleye farklı kriterleri öne çıkararak tasarım yapmaları gerekliliği ortaya çıkmıştır.”

Ayrıca Erdiç ÇAKIR “Cumhuriyet Dönemi afiş Tasarımında Başlangıcından Günümüze Tipografi” isimli çalışmasında alana katkılarda bulunmuştur. Bu alandaki araştırmasında ulaştığı sonuç şu şekildedir. Tipografide yalnız başına veya benzer özellikteki yazı karakterlerinin kullanılması ile tipografik açıdan başarılı tasarımlar yapılabileceği gibi gereğinden fazla çeşitlilikte yazı karakterlerinin kullanılması da büyük ölçüde karmaşıklığa ve başarısızlığa neden olacaktır. Başka bir çalışmada ise Setenay SEZER “ Tipografide Okunabilirlik ve Algılanabilirlik isimli araştırması sonucunda şu ifadeleri söylemektedir. Elde edilen verilere göre; okunabilirlik ve algılanabilirlik genel olarak, tipografik elemanların (harf, kelime, cümle, noktalama işaretleri gibi) doğru ve disiplinli kullanılmasıyla ilgilidir. Ahmet ÇELİK ise “ Tipografik Kompozisyonun Grafik Tasarımdaki Önemi” İsimli araştırmasında şu ifadeleri kullanmıştır. Tipografiden amaç sadece muhteşem bir sanatsal değer ortaya atmak değil doğru mesajı en etkili şekilde vererek hem görselin ilgisini artırmak, hem de dikkati çekilmiş kişiyi ürün hakkında sıkmadan bilgilendirme ve satıştır. Tipografi kullanımında tek düze kullanımın yanında olağan dışı olarak da tasarlamak mümkündür. Öncelikli olarak yazı dizisinin okunabilirliği, algılanabilirliğini arttırıp kurallı şekilde ifade edebilme yetisi olarak bir yönünden bahsedersek diğer yönü ile kurallara uymayan, geneleneksel yapı kullanımının dışında ifade edilen ama göz zevki noktasında güzel olan tasarımlarda mümkündür. Bu çalışmaların sağladığı katkılardan farklı olarak yapılacak araştırma “ Tipografik Hiyerarşinin Algılama Üzerine Etkisi Var mıdır?” sorusundan yola çıkılarak günümüzdeki etkililiği sorgulanacaktır.

(22)

1.2. Problemin Amacı

Tipografik hiyerarşinin algılama üzerine etkisinin olup olmadığı sorusu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Genel amaç doğrultusunda aşağıdaki alt amaçlara yanıtlar aranmıştır. 1. Tipografik hiyerarşide yazı karakterinin (serifli-serifsiz) algılamaya etkisi nedir ? 2. Tipografik hiyerarşide bloklama türünün algılamaya etkisi nedir?

3. Tipografik hiyerarşide yazı düzenlemelerinin konumunun algılamaya etkisi nedir? 4. Tipografik hiyerarşide yazı düzenlemelerinin puntosu algılamaya etkisi nedir? 5. Tipografik hiyerarşide tipografik düzenlemelerin renginin algılamaya etkisi nedir?

1.3. Araştırmanın Önemi

Görsel düzenlemelerde kullanılan tipografiler iletilmek istenen mesajı hedef kitleye doğru şekilde verebildiği oranda başarılıdır.

Araştırmayla toplanan verilerin özellikle:

1. Görsel iletişimde tipografi konusunda alan yazına katkı sağlaması açısından;

2. Grafik tasarım eğitiminde yer alan görsel iletişim, tipografi gibi konulara kaynak ve destek olması açısından;

3. Sektörde çalışan grafik tasarımcılara tipografik düzenlemelerde yeni fikirler üretmeye yardımcı olması açısından;

4. Bu konudaki yeni araştırmalara temel oluşturabileceği ve yol gösterebileceği; açısından önemli olduğu düşünülmektedir.

1.4. Sayıltılar

1. Ankete katılanların görüşlerinin doğru ve samimi olduğu varsayılmaktadır.

1.5. Sınırlılıklar

Araştırma rastgele yöntemle seçilmiş 25 adet tipografik afiş ile sınırlandırılmıştır. Bu araştırma 19 Mayıs Üniversitesi Samsun Meslek Yüksekokulu 2015-2016 eğitim öğretim yılı kayıt yaptıran grafik tasarım programı dışındaki 150 öğrenci ile sınırlıdır.

(23)

1.6. Tanımlar

Tipografiyi, Sarıkavak (2004, s. 1) “ harf, sözcük ve satırlarla, boşluklarının düzenlenmesi gereken diğer öğelerle belirlenmiş bir sayfa üzerinde yapılan görsel ve işlevsel düzenlemeler olarak” tanımlamaktadır.

Algı, Türk Dil Kurumunun sözlüğünde “Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak” olarak tanımlanır.

Afiş, Türk Dil Kurumu Sözlüğünde “bir şeyi duyurmak veya tanıtmak için hazırlanan, kalabalığın görebileceği yere asılmış, genellikle resimli duvar ilanı, ası” şeklinde tanımlanmıştır.

Hiyerarşi, Hiyerarşi (Yunanca “Ἱεραρχία”)Bir toplulukta veya bir kuruluşta yer alan kişileri alt-üst ilişkileri, görev ve yetkilerine göre sınıflandıran sistemdir.

http://www.bilgilersitesi.com/hiyerarsi-sozluk-anlami-nedir-tanimi-hakkinda-ansiklopedik-bilgi-turkce-sozluk.html

Tipografik Hiyerarşi ise, kitleye aktarılacak bilgilerin veya verilecek mesajların önem sırasına göre ya da okunma önceliğine göre renk, punto, doku, yazı karakteri gibi tasarım elemanları aracılığı ile bir düzen içerisine sokulması denilebilmektedir.

(24)

BÖLÜM II

GÖRSEL İLETİŞİM KAVRAMI

2.1. Görsel İletişim

Görsel iletişim; görme eylemiyle birlikte başlayan iletişim sürecini ifade etmektedir. Becer, (2005, s. 12) kitabında iletişim için şu ifadeyi kullanmaktadır. “İletişim bir çeşit düellodur. Bütün iletişim araçları, okuyucuyu cezp etmeye ve sürekli olarak kendi mesaj alanları içine çekmeye çalışır. İletişim organları, dikkat çekmeye çalışan birçok mesaj arasından sadece birini seçerek izleyiciyi etkilemeye çalışır.” Bu iletişim araçlarının süreç içerisinde aktif olabilmesi, görme eyleminin başlamasıyla mümkün olabilmektedir. Uçar, (2004, s. 17) görme duyusu için şu ifadeleri kullanmaktadır: “ Görme duyusu, insanoğlunun en önemli duyularındandır. Çevremizdeki nesneleri, olayları, durumları önce görerek tanımlar ve anlamaya çalışırız.” Bu tanımlama, görsel iletişimin başlangıcı sayılan görme eyleminin ne denli önemli olduğuna vurgu yapmaktadır. İnsanlar, iletişim sürecinde gördüklerini önce algılayıp sonra yorumlamaya başlamaktadırlar. İşte bu bağlamda, görme duyusunun harekete geçirilmesiyle başlayan eylemler bütününe ve bu eylemler sonucunda alınan mesaj ve bilgi alışverişine görsel iletişim adı verilmektedir (Ketenci ve Bilgili, 2006, s. 265).

2.1.1. Görsel İletişim Tasarımı

Günümüzde hız kazanan teknolojik gelişmeler, kitleler arası etkileşimi artırmaktadır. Bu bağlamda, artan iletişim hareketliliği bilgiden haberdar olma ihtiyacını tetiklemektedir. İletişim hareketlerinin sonucu olarak ortaya çıkan bilgi alışverişi, kitleleri farklı çalışmalar içerisine sürüklemektedir. Mesajı güçlü ve kalıcı kılmanın yollarını arayan insanoğlu, tasarım kavramıyla karşılaşmış ve bu olguyu geliştirme gayreti içine girmiştir. Tasarım

(25)

kavramındaki bütünleme, parçalama, ayrıştırma ve bir araya getirme çabası grafik tasarım olgusunu gün yüzüne çıkarmıştır. Grafik tasarım kavramı ise görsel iletişim tasarımı ile aynı süreçte anılmaya başlamıştır. Gerek grafik tasarım gerekse görsel iletişim tasarımının ortak amacı, mesaj iletme kaygısı olarak ifade edilmektedir. Sözel ve görsel mesajların etkili hale getirebilmesi, görsel iletişim ve grafik tasarımın ortak konusu olarak tanımlanmaktadır. (Becer, 2005, s. 12-14).

Dur, (2015, s. 444) görsel iletişim tasarımını “Oldukça geniş uygulama yelpazesi olan disiplinler arası bir alan” şeklinde tanımlamaktadır. Kurumsal kimlik, tanıtım ve reklam, yayın grafiği, resimleme (illüstrasyon), ambalaj tasarımı, bilgilendirme tasarımı, yönlendirme tasarımı, sergileme tasarımı, fotoğraf, web tasarımı, animasyon, hareketli görüntüler, oyun tasarımı, 3 boyutlu modelleme, multimedya prodüksiyon gibi pek çok uygulama alanı, görsel iletişim tasarımı kapsamında” olduğunu belirtmiştir.

Görme duyusu çok etkin bir algı ve uğraş olarak karşımıza çıkmaktadır. Görsel iletişim tasarımcısının ya da grafik tasarımcısının hükmetmeye çalıştığı olgu, görme duyusu olarak bilinmektedir. Görsel iletişim tasarımcısının gören ile görünen arasında âdeta fark edilemeyen sanal bir köprünün oluşmasına sebep olduğu söylenmektedir. Bahsi geçen sanal köprü, mesajın iletilmesi konusunda etkin rol oynamaktadır. Bu köprüyü sağlamlaştıran kavram ise mesajın kitlelere nasıl ve ne şekilde iletilmesi gerektiği düşüncesinin sonucu olarak bilinen görsel iletişim tasarımı olarak tanımlanabilmektedir. Görme, iletişim ve tasarım kavramlarının birleşmesiyle farklı bir anlamı ifade eden görsel iletişim tasarımı, farklı kitlelere fikir ve bilgi aktarımını sağlayan, çarpıcı imgelerin yanı sıra yaratıcı fikirlerin ön plana çıkarıldığı geniş iletişim araçları yelpazesinden yararlanarak bir mesaj iletim ürünü ortaya koyma süreci olarak tanımlanmaktadır. (Ambrose ve Harris’ den aktaran Uslu, 2012, s. 26)

2.1.2. Görsel İletişim Tasarımı Uygulama Alanları

Kaynak ve hedef kitle arasında kurulan ilişkide, daima bir iletişim ortamı vardır. Aksi takdirde, iletişim gerçekleşemez. Hedef kitleye ulaşmak için görsel iletişim bir araç olarak kullanılmaktadır. Bu durum, görsel iletişim tasarımı kavramını da beraberinde getirmektedir. Görsel iletişim tasarımları kitleye en uygun yoldan ulaşmanın yollarını aramaktadır. Görsel iletişim tasarımı uygun olan her ortamı ya da uygulama alanını kullanmak ister. Bu alanların bazıları şu şekilde sınıflandırılmaktadır.

(26)

Basılı reklam ortamları Yayın organları Diğer ortamlar

Gazeteler Radyo ve Televizyon Fuarlar

Dergiler Açık hava reklam

Araçları ve Afiş

El İlanları Doğrudan postalama

Kataloglar Sinema Broşürler malzemeleri Satış yeri reklam Telefon - İnteraktif ortamlar (CD – VCD - DVD, multimedya, internet v.b. bilgisayar ortamları) olarak sınıflandırılabilir.

Bu sınıflama içerisinde afiş çalışmaları daha çok açık hava reklamcılığında karşımıza çıkmaktadır (Özen, 2006, s. 32-42). Bu sınıflama, “Afiş çalışmaları sadece açık havada yapılır.” anlamı doğurmamalıdır. Kapalı alanlarda da afiş çalışmaları tercih edilebilmektedir. Örneğin, AVM’ler gibi. Afiş çalışmaları, kendi içerisinde üç sınıfa ayrılmaktadır:

1. Reklam Afişleri: Hizmet ya da ürün tanıtan afişler

2. Kültürel Afişler: Sempozyum, seminer ya da konferanslar gibi daha çok kültürel etkinlikleri tanıtan afişler.

3. Sosyal Afişler: Daha çok çevre ile ilgili sağlık, trafik gibi konularda eğitici ve uyarıcı nitelik taşıyan afişlerdir. Politik içerikli afişlerde bu grupta yer almaktadır (Becer, 2005, s. 201-202).

2.1.3. Görsel İletişim Tasarımında Afiş

Tepecik, (2002, s. 72) çalışmasında afiş için şu ifadeleri kullanmaktadır: “ Afiş, tanım olarak, bir haberi ya da bir olayı siyasi, sosyal, ekonomik, sanatsal ve kültürel açıdan topluma duyurmak amacıyla, değişik yüzeyler üzerine yapılan ve belirli boyutlarda köy, kasaba ve şehirlerin çeşitli yerlerine asılan duyurulardır.” Teker, (2009,s. 139) ise afişi, “ Bir ürün ya da hizmetin tanıtımı için caddelerde ve açık mekânlarda yer alan en önemli dış mekân reklam araçlarından birisi.” olarak ifade etmektedir. Becer, (2005, s. 201) ise afişler için şu ifadeleri kullanır: “ Afiş, tasarım ve sanat kaygısının eşit ağırlıkta olduğu grafik ürünleri olmasının yanı sıra; Kübizm, Dışavurumcu, Art Nouveau, Art Deco, Bauhaus, Uluslararası Tipografik stil gibi modern sanat ve tasarım akımlarının, çağdaş afiş dilinin gelişimine büyük etkisi olduğundan” söz etmektedir. Baskı tekniklerinin gelişmesiyle

(27)

afişin duvarlarda görülmeye başlaması, afişin tarihi için geçerli bir başlangıçtır. Modern tarzda afiş çalışmaları ise 19. yüzyılın ikinci yarısında, imgenin sözle birleştiği an olarak kabul edilmektedir. Endüstri devriminin ortaya çıkardığı tüketim toplumunda, pazarlama çalışmaları daha çok satma ve inandırma uygulamaları ile tüketiciyi etkileme yoluna gidilmiştir. Bununla beraber, gelişen baskı teknikleri ortaya çıkmış, kitlesel üretimi etkin kılmıştır (Quintavalle’den aktaran Aysan, 1994, s. 12 )

Propaganda, bilgi verme veya tanıtım reklamı amacıyla da kullanılabilen afiş tasarımı geniş kitlelere seslenmektedir. Toplumları ve insanların davranış biçimlerini etkileme konusunda önemli bir yapıya sahip olan afiş çalışmalarının asıl amacı, insanları ikna etmenin yanı sıra, aydınlatma ve yönlendirme yaparken sosyal amaçlı samimi bir iletişim aracı olarak görevini yerine getirme kabiliyetidir (Gümüştekin, 2013,s. 36).

Grafik tasarım sanatçılarının özgün olma çabası, farklı türde afiş çalışmalarının ortaya çıkmasına zemin oluşturmaktadır. Afiş çalışmalarındaki tipografi düzenlemeleri, bu farklılığı ortaya koyan önemli uygulamalardandır. Teknolojik gelişmelerle birlikte, yazı karakterlerinin ve yazı düzenlemelerinin artış göstermesi, afiş çalışmalarını olumlu yönde etkilemektedir. Afiş çalışmalarında, tipografik söz diziminin önemli yere sahip olduğu bilinmektedir. Tipografinin söz dizimini oluşturan yazı karakteri, punto değeri, renk uygulamaları, yazı karakterinin afişteki konumu gibi öğeler düzen içerisinde sunulmalıdır. Afiş çalışmasında kullanılacak tipografik öğeler, bütünlüğü sağlayacak şekilde imgelerle ilintili olarak kullanılmalıdır. Tipografik öğe düzenlerinin bir bütünlük içerisinde sunulması, afişin kendine has dilini oluşturmaktadır. Bu bilgilerin yanı sıra, afiş çalışmalarının birinci görevinin kendini okutmak olduğu unutulmamalıdır. Her tasarımcının tipografinin dilini iyi bilmesi gerekmektedir. Aksi halde tipografi uygulamaları bir tasarımdan çok görsel bir karmaşayı ortaya çıkarabilmektedir (Becer, 2005, s. 108-202).

Sonuç olarak, görsel iletişim tasarımında tipografi düzenlemelerini de içine alan afiş; iç ya da dış mekânlar için hazırlanmış geniş kitlelere görsel olarak hitap edebilen reklam, kültürel ve sosyal içerikli sınıflara ayrılmış etkin bilgi aktarma, haberleşme ve iletişim kurma aracı olarak tanımlanabilmektedir. Şekil 1 ve Şekil 2 de farklı tipografik uygulamalara örnek oluşturacak afiş çalışmaları yer almaktadır.

(28)

Şekil 1’de “İstanbul caz festivali” afişi görülmektedir. İlk dikkati çeken, sarı pipo ve üzerine çizilmiş gemi formunun denizi ve İstanbul’u temsil etmesi düşünülmüş, akabinde pipo aynı zamanda saksafon formuna da dönüştürülmüş. Kadın figürünün dikkat çekici dudakları ve şapkasında yer alan kız kulesi formuyla, sadece İstanbul’a ait bir özelliğe dikkat çekilmiştir. Tipografinin afiş konseptine ve caz atmosferine uygunluğu hareketli ve kıvrımlı yazı karakteriyle bütünlük içerisinde sunulmuştur. Her ne kadar yazı karakterlerinin okunurluk oranı izleyici kitleyi zorlasa da, caz festivalinin izleyici kitlesine göre yazarı karakterinin daha çok görsel etkisinden faydalanılmıştır.

Şekil 2’de yer alan afiş çalışmasında ise görsel figürün hareket yapısı ve baskın yazı karakterleri birlikte sunulmuştur. Figür, merkezde yer alarak bizi yüz ifadesi ile sıkıntılı bir duruma işaret ederken; altta yer alan ilacın romatizma ağrılarında başarılı olduğu yazı karakterinin büyük yapısı ile anlatılmaya çalışılmıştır. Her ne kadar figür ön plandaymış gibi görünse de, yazı karakterinin ince ve kıvrımlı yapısı dikkatleri üzerine toplamayı başarmıştır.

Şekil 1 . İKSV “İstanbul caz

festivali” 2010

(29)

BÖLÜM III

TİPOGRAFİ TANIMI VE TARİHSEL GELİŞİMİ

“Tipografi, yazılı bir fikre görsel bir biçim verilmesi anlamına gelir. Tipografi bir tasarıma duygu veren en etkili unsurlardan biridir, aldığı görsel biçim söz konusu fikrin erişilebilirliğini ve okuyucunun tepkisini çarpıcı biçimde değiştirir” (Ambrose ve Harris’den aktaran Uslu, 2012, s. 38)

Uçar, (2004, s. 95) ise yazmış olduğu kitabında şu ifadeleri kullanmaktadır: “Tipografi; dilin, insanlığın, form ve biçimlere yansımış varlık yansımasıdır. Kültür tarihi içinde, dil olgusuna koşut olarak, tipografi de, onu formlar yardımı ile kâğıt veya herhangi bir malzeme üzerine aktararak, bir ölçüde yaşanan zamanı kaydedendir.”

Bir diğer kaynakta ise Teker, (2009, s. 177 ) tipografiyi, “Yazı aracılığı ile gerçekleştirilen grafik iletişim” olarak ifade etmektedir. Görsel iletişim süreci içerisinde tipografi, afiş çalışmalarının adeta vazgeçilmezidir. Aynı zamanda, iyi düzenlenmiş tipografi, afiş çalışmalarında algılamayı ve dikkati artıran tasarım elemanlarındandır.

(30)

Şekil 3’de Bülent ERKMEN’in 1994 yılında yapmış olduğu afiş, tipografinin uygulanma tarzına örnek oluşturmaktadır. Her ne kadar karmaşık bir yapıya sahipmiş gibi görünse de, hitap ettiği kesim düşünüldüğünde, dönemi itibari ile tipografiyle oluşturulmuş iyi örneklerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Dağınık görünen harf yapıları ikişerli bloklar halinde asimetrik ve simetrik unsurların bir arada kullanılmasıyla oluşturulduğu göze çarpmaktadır.

Rönesans hareketinin sebep olduğu hümanist felsefenin Avrupa’da yayılmaya başlaması ile klasik tarzdaki edebiyat yapısının incelenmesi, toplumsal yapıdaki laik düzenin oluşmasına sebep olduğu bilinmektedir. Bu dönemde ortaya çıkan farklı arayışlar, grafik tasarım ve baskı teknolojisinde yeni bir düzenin oluşmasını sağlamıştır. Johann GUTENBERG ‘in icat ettiği matbaa sistemi, 1450’lerde ilk kez bir kitabın tipografi tekniği ile basılmasına zemin hazırlamıştır. Gutenberg tahta kalıplara oyulan harf yapısını geliştirirken, “ Xylo-typography” adı verilen baskı tekniğinden esinlenmiştir. Gutenberg, birbirinden bağımsız hareket edebilen metal harfler oluşturarak yer değiştirip tekrar kullanılabilmelerini sağlamıştır. Tipografi uygulamalarının gelişme göstermesiyle birlikte, Almanya’da resimli kitap basımı hız kazanmıştır. Almanya’dan sonra İtalya’da gelişme göstermeye başlayan tipografi sanatı, ikinci basım evinin Venedik’te kurulmasına sebep olmuştur. Textur yazı karakteri ile başlayan süreç, İtalya’da roman, Fransa’da Garamond, Caslon Old Style, Baskerville ve yine İtalya’da Bodoni yazı karakterlerinin yaratılmasını sağlamıştır. François Ambroise Didot, tipografik ölçü sistemini değiştirerek günümüzde uluslararası düzeyde kullanılan punto biriminin uygulamasını sağlamıştır (Becer, 2005, s. 92-93). O dönemde kullanılan yazı karakterleri ve metal harflere Şekil 4 ve Şekil 5’te yer verilmiştir. Dönemin yazı karakterlerine dikkatle bakıldığında, görsel iletişim tasarımında daha çok serifli yazı karakterlerinin kullanıldığı göze çarpmaktadır.

(31)

CASLON OLD STYLE

BASKERVILLE

ROMAN

TEXTUR

BODONİ

GARAMOND

Şekil 4. Yazı karakterleri

Şekil 5. Metal harfler

3.1. Afişlerde Tipografik Sözdizimi

Görsel İletişim tasarımında tipografi uygulamaları dil bilgisi kurallarını da içerisinde barındırmaktadır. Tipografi çalışmaları, dilbilgisi kurallarından bağımsız düşünülmemelidir. Bu kuralların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Sözdizimi adı verilen bu kurallar tipografi uygulamalarında iletişimin doğru kurulması için yerinde ve doğru kullanılmalıdır. Dilbilgisinde, sözcüklerin ifade, cümlecik ve cümle oluşturmak üzere bir araya gelmelerine söz dizimi adı verilir. Tipografik elemanların tutarlı bir bütün oluşturacak biçimde düzenlenmesi ise tipografik söz dizimi olarak tanımlanır. Tipografik

(32)

söz dizimi yelpazesi, en temel unsur olan harfle başlayıp, sözcük, satır, sütun ve sayfa kenarlarında bırakılan boşluklara (margin) kadar genişler. (Çakır, 2008, s. 25)

Tipografik söz dizimi, yazının en temel birimiyle başlar. Harf çevresini kuşatan boşlukla karşılıklı bir etkileşim içine giren tipografik simge, görsel olarak dinamik bir yapıya sahiptir. Harflerin kendi aralarında kurdukları anlam-biçim ilişkisinde de bir söz dizimi olgusu vardır. (Becer, 2005, s. 183). Söz dizimi oluşturulurken en temel elemanlardan birisi “espas” kavramıdır. Espas, basım ve yayımcılıkta harfler ve satırlar arasındaki açıklığı tanımlayan bir boşluk ifadesidir. Tipografik düzenlemelerde espasın kullanımı, yazım kuralı kadar önemlidir. Harfler, kelimeler ve satırların arasındaki düzenlemeri içeren espas uygulamalarında negatif ve pozitif alan kullanımı, dikkat edilmesi gerekenlerdendir. “Tasarımda negatif alanlar” olarak adlandırılan boşlukların kullanımının önemini İstek, (2004, s. 17) kitabında şöyle ifade etmektedir: “ Bir sayfa tasarımcısı, kâğıdın üzerindeki pozitif alanlar kadar negatif alanları da tasarlar. Dolayısıyla boşluklar (negatif alanlar), tasarımda kullanılması gereken alanlardır.”

Afiş çalışmalarında tipografi düzenlemeleri oluşturulurken, harflerin ve kelimelerin daima aynı aralıklarla konumlandırılmadıkları görülmektedir. Harflerin ya da kelimelerin aynı aralıklarla düzenlenmemesi, afiş tasarımının yapısından kaynaklanabilmektedir. Afiş tasarımlarında önemli olan, aralık (espas) mesafelerinin dikkat edilerek uygulanmasıdır. (Güngör, 2005, s. 60) Bu tür tipografik düzenlemeler, afiş çalışmalarında kullanılan yazının daha iyi algılanabilmesi ve okunabilmesi için uygulanmaktadır. (Ambrose ve Harris’den aktaran Bayrak, 2012, s. 104) Boşlukların gereksiz olarak artırılmasının okuma güçlüğü yarattığı bilinmektedir. Çünkü boş alanların her birisi, tasarım elamanı olarak düşünülmektedir. Boşluklar profesyonel düşünce ile karşılanmalı, puntosu, anatomisi, sütun genişliği, satır arası boşluğu, yazı karakteriyle ilişkisi iyi irdelenerek kullanılmalıdır. Tipografik düzenlemelerde, harflerin inceden kalına doğru farklı vurgulara sahip olduğu unutulmamalıdır. Vurgulamalar harfin kütlesiyle yakından ilişkilidir. Harfin kütlesi harfi oluşturan alanlar ile negatif alanların birbirine oranına işaret etmektedir. Örneğin, kalın harfler ile ince harflerin boşluk oranları farklılık göstermektedir. Kalın harflerde mesafe oranı uzak tutulurken; ince harflerde mesafe biraz daha yakın aralıklarla yerleştirilmektedir. Bu durumun tersi uygulandığında, algılama güçlüğü ile karşılaşılmaktadır. Aynı zamanda, sadece geometrik olarak uygulanan harf biçimleri optik sorunlar doğurabilmektedir. Harfler tasarlanırken optik kriterler göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, yatay hatların dikey hatlara göre daha ince tutulması gerektiği

(33)

vurgulanmaktadır (İstek, 2004, s. 17) Görsel iletişim tasarımında uygulanan tipografik düzenlemelere bakıldığında, ne çok sık ne de çok gevşek boşluklar uygulanmalıdır. Uygun boşlukların nasıl olması gerektiği düşüncesi, afiş çalışmalarında ortaya konacak tipografinin algılanabilirliği ile doğrudan ilgilidir. Buradan hareketle, her afiş çalışmasındaki tipografik düzenlemelerin ilk görevi, algılanmak ve iletişimi sağlıklı kılmaktır. Bunlarla birlikte, elbetteki afiş çalışmalarının hitap ettiği kitle yönlendirici bir etkendir. Çünkü toplumun eğitim yapısı, sosyoekonomik düzeyi ve kültürel yapısı, afiş çalışmalarındaki tipografik düzenlemelerin ana kaynağı olarak bilinmektedir. Aşağıda yer alan Şekil 6,7,8 ve 9 no’lu örnek afişlere yer verilmiş ve tipografik uygulamalar hakkında yorumlarda bulunulmuştur.

Şekil 6 ve şekil 7 dikkatle incelendiğinde, iki farklı yazı karakterini görmekteyiz. Şekil 6’daki yazı karakterinin daha kalın bir imaj yaratmaktadır. Harfler arasındaki mesafeler yaklaştırıldığında, leke alanının çoğalması yazının bold olarak algılanmasını doğurmaktadır. Harf kütlesinin oranı sıklaştırıldığında, yapısı kalın olan harflerde yakınlık mesafesinin algılamayı zorlaştırdığı görülmektedir.

Şekil 6. Yurdaer Altıntaş “Aptal Kız”

(34)

Yine şekillerdeki afişler incelendiğinde, tam tersi bir uygulama yapılmıştır. İnce yazı karakterlerinin yakınlığı algılamayı kolaylaştırırken; harf aralarındaki mesafenin algılamayı düşürdüğü göze çarpmaktadır. Algılamayı artırıcı nedenler dikkate alındığında, sadece espas içerikli elemanlar tek başına düşünülmemeli, kompozisyonun ve toplumun beklentileri ile birlikte bir bütünlük içerisinde sunulması gerekmektedir. Sadece espası tek başına konu edinmek, görsel iletişimde tipografinin tam manasıyla algılamayı etkilediğinden söz etmek doğru değildir.

3.1.1. Yazı Karakteri

Görsel iletişim tasarımında, insanoğlunun duygu ve düşünceleri iletmedeki en önemli ifade biçimi yazı karakteridir. Her ne kadar geçmişten günümüze kadar farklı iletişim biçimleri oluşturulsa da, yazı karakteri özgün varlığını ve önemini korumaktadır. Yazın sanatı sadece bir yazı olmaktan çok, iletişimin gücünü artırmak ve kalıcılığı sağlamak amaçlı da kullanılmaktadır. Teknolojik gelişmeler, iletişim ortamlarında kullanılan yazının akılcı bir yaklaşımla kullanılmasını gerekli kılmaktadır. Eğer yazılar okunur kılınmamışsa, farklı bir ifade şeklini ya da tasarım yaklaşımını yansıtmaktadır. Günümüz yazı ve tipografi çalışmalarındaki farklı arayışlar, yazı öğesinin grafik tasarımda dikkat çekiciliği artırma

Şekil 7. Mengü Ertel “Keşanlı Ali

(35)

amaçlı kullanıldığını göstermektedir. Bir toplumun iletişim kurmadaki en önemli aracı, o toplumun kullandığı dildir. Anlaşılabilir bir dil ve okunabilir bir yazı olmalıdır ki, iletişim olabilsin. (Sarıkavak, 2006, s. 80-83) Afiş tasarımlarında etkin iletişim kurulabilmesi, tipografi uygulamalarının temel elemanlarından yazı karakterinin doğru seçilmesiyle sağlanabilmektedir. Tipografik bir karakterin kendi içerisindeki kalınlığı, eğimi veya genişliği gibi kavramlar “yazı ailesi” olarak adlandırılmaktadır (Becer, 2005,s. 182; Sarıkavak, 1997, s. 11). “Yazı karakteri olarak adlandırılan ve İngilizce söylenişi ile dilimizde de kullanılan font, bir harf biçiminin yani bir ölçüdeki belli karakter sayısındaki bütünün abecesidir. Aynı dizide, ölçüde ve hizada, sayıları ve noktalama işaretlerini de içeren bütün, parçalarıyla öznel harflerin toplamasıdır.” şeklinde ifade etmektedir. Şekil 11’de bazı yazı karakterleri örneklerine yer verilmiştir.

Times New Roman

Times New Roman

Arial

Arial

Monotype Corsiva

Monotype Corsiva

Şekil 8. Yazı karakterleri örneği

Yazı karakterleri, birçok afiş çalışmasında karşımıza çıkmaktadır. Tasarımcılar, yazı karakterlerini afiş çalışmalarına uygularken, toplumun kültürel ve sosyal yapısının yanı sıra eğitim düzeyini de göz önünde bulundurmak zorundadırlar. Aksi halde, afiş tasarımlarında iletilmek istenen mesaj, kitleye ulaşmama sorununu doğurabilmektedir. Yazı karakterini ilgi çekici hale getirme çabası adına yapılan aşırıya kaçmalar, afiş tasarımlarındaki tipografik düzenlemelerin algılanması konusunda sıkıntılar doğurabilmektedir (İstek, 2004, s. 117). Görsel iletişim tasarımında afiş çalışmaları düzenlenirken, “her tipografik uygulamada yer alan aşırı farklılıklar sıkıntı yaratmaktadır” anlamı doğurmamalıdır. Hedef kitlenin sosyokültürel yapısı ve eğitim düzeyi tipografik

(36)

düzenlemelere yön verebilmektedir. Örneğin, ilkokullarda eğitim için uygulanan afiş çalışmalarındaki tipografik düzenleme ile caz festivali için düzenlenen tipografi uygulamaları, afişler için oldukça farklılık gösterebilmektedir. Buradan hareketle, afişlerin algılanma düzeylerinin hangi kitleye hitap ettiğini bilmek gerekmektedir. Aynı zamanda, deneysel tipografi ve organik tipografi farklı uygulamalarda günümüzde karşımıza çıkmaktadır. Görsel iletişimde, tipografik düzenlemelerin algılanabilirlik düzeyleri sanatçının tasarımın tüm elemanlarına hâkimiyeti, konuyu çözümleyebilmesi ve hedef kitlenin yapısını iyi araştırmasıyla etkin sonuca ulaşacağı kanısına varılmaktadır. Şekil 11 ve 12’de yer alan yazı karakterlerinin hangi konularla ilintili oldukları ve nasıl bir karakteristik özellikler taşıdıkları örneklerine yer verilmiştir.

Şekil 11’de yer alan ve vurguyu üzerinde toplayan IV. Murat ifadesi, Osmanlıca harflerin bir araya getirilmesiyle oluşturularak, döneme atıfta bulunulmuştur. Yazı karakterinin izleyici kitleyi o dönemin etkisi altına aldığını söylemek mümkündür. Şekil 12’de ise, düz bir yazı karakterine renklerle vurgu yapılarak hareketlilik kazandırılmış, bu hareketliliğin yarattığı ritim etkisiyle birlikte beyaz alan ve yazının sade oluşuyla izleyici kitle, etkilenmeye çalışılmıştır.

Şekil 10. Kemal Köksal 2012 “Konser Afişi” Şekil 9. Mengü Ertel 1970 “Tiyatro Afişi

(37)

3.1.1.1. Yazı Biçimi- Şekli ( Bloklama)

Görsel iletişim araçlarında metin düzenlemeleri önemli aşamalardan birisidir. Görsel iletişim araçları oluşturulurken tasarıma genel şeklini veren metin ve başlık çalışmalarının hazırlanmasıdır. (Tepecik, 2002, s.95) Bir tasarımcı metinleri oluştururken, metnin sayfada nasıl duracağına ve metinlerin ne şekilde yerleştirilmesi gerektiğine karar vermek zorundadır. Metin düzenlemeleri sola, sağa, ortaya ve her iki tarafa bloklama olarak dört şekilde yapılmaktadır. (İstek, 2004, s. 33). Şekil 12, sola bloklanmış yazı düzenlemeleri, soldan sağa doğru okuma sistemini kullanan, yaygın olduğu toplumlarda en çok tercih edilen düzenleme sistemidir. Bu tür bloklamalar, gözün hareket şeklini kolaylaştırır ve satır başına rahat ulaşmasını sağlar. Şekil 13, ortadan blok ve Şekil 14, sağdan blok başlıklar, ara başlıklar için tercih edilen bir yöntemdir. Şekil 15, her iki taraftan bloklama yapılmış metinlerde ayrışmayı sağlamaktadır. Metnin başlıklardan ayrışmasını kolaylaştırmada önemli rol oynamaktadır. Ortadan bloklamalar, gözün farklı zeminlere ulaşma isteğine etki ettiğinden metin düzenlemelerine uygun değildir. Kısa metinler için uygun olan ortadan bloklamalar, uzun metinler için tercih edilmemektedir (Uçar, 2004, s. 128-129). Farklı bir çalışmada ise, dört metin düzenleme elemanına Şekil 16 asimetrik bloklama eklenerek, beş tür metin düzenleme elemanından bahsedilmektedir (Becer, 2005, s. 192)

Şekil 11. Bloklama türleri

e. Asimetrik bloklama d. Her iki yana bloklama

(38)

Metin düzenlemelerinin etkili bir şekilde izleyiciye aktarılmasında, metin başlığının önemli bir yeri vardır. Başlıklarında, afişte yer alması nasıl ve ne şekilde bloklandığının önemini artırmaktadır. Tipografik başlıklar, afiş çalışmalarında okuyucuyu etkilemek için hazırlanmaktadır. Başlıkların düzen içerisinde izleyici ya da okuyucu kitleye sunulması gerekmektedir. Aksi durumda ise görüntü kirliliğine ve algılama zorluğuna sebep olabilmektedir. İyi bir başlık okuyucuyu, metnin içeriğinden haberdar edebilmelidir. Tasarımcının yapması gereken, içeriği başlıkla birlikte yansıtabilmektir. Başlıklar, aynı zamanda afiş çalışmalarının karakterini yansıtmaktadırlar. (İstek, 2004, s. 120) Bu nedenle, etkili bir mesaj iletisi, afişlerde sloganın veya başlığın ne şekilde sunulduğu ile doğrudan ilişkilidir. İyi bloklanmış bir başlığın, afişte mesaj iletiminin gücünü artırmakta olduğu bilinmektedir. Aşağıda yer alan şekil 17, 18, 19, 20 ve 21’deki afiş çalışmalarında, bloklama örneklerine yer verilmiştir. Örnekler dikkatli incelendiğinde, merkeze asimetrik bloklamanın (şekil 21) daha çok dikkat çektiği ve algılandığı söylenebilmektedir. Fakat, bu afişlerde yer alan diğer bloklama türlerinin etkisiz olduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Çünkü bloklama türlerine renklerin, yazı karakterlerinin ve görselde kullanılan simgelerin de etkili olduğu gerçeği unutulmamalıdır.

Şekil 12. Yurdaer Altıntaş 2000.

“Konser Afişi”

(39)

Şekil 16. Muhammet Ali “Poster”

3.1.1.2. Serifli (Köşeli) ve Serifsiz Yazı Karakteri

Yazı, sessel bir dilin dizge haline dönüşmesi olarak tanımlanmaktadır. Her uygarlığın sessel dildeki farklılıkları, yazınsal olarak da farklı sembollere bürünmektedir. Bu nedenle, iyi bir tasarımcı afiş çalışmasını yaparken, yazıyı görsel bir bütünlük içerisinde

Şekil 15. Mengü Ertel 1973

(40)

hazırlayarak insanlara sunmalıdır. Yazı karakterinin yapısının kitleler üzerinde nasıl bir etki oluşturacağını bilerek afiş çalışmalarına yansıtabilmelidir. (Uçar, 2004, s. 94) Bu genel bilgiler ışığında, yazıyı oluşturan harflerin genel yapısı iyi irdelenmeli ve bilinmelidir. Harfte yer alan kalınlık, incelik, eğimler ve tırnak yapıları, görsel iletişimde dikkati artıran önemli bir etken olarak bilinmektedir. Tırnak (serif) bir harfin görüntüsünü etkileyen elemanlardandır.

Bilgili, C. ve Ketenci, H. 2006, s. 244-245). “Serif karakterlerin uçlarından çıkan tırnaklar/çentiklerdir. Serif, Latince "çentik" demektir. Bunlara Roma karakterleri de denilir. Çünkü uçlarındaki serifler/çentikler Roma anıtlarına kazınan harflerin uçlarındaki keski İzlerinden sembolleşerek günümüze kalmışlardır. Bu nedenledir ki, serifli karakterlerin isimlerinin içinde "Roman" ibaresi bulunur. Örneğin; "Times Roman" gibi. Bu ibare, dik karakterli yazıların italiklerden ayrılması için kullanıldığında ise roman" şeklinde yazılır. Örneğin; Times roman- times italik gibi. Roman yazıların, kare tırnaklı yazılar ve yuvarlak tırnaklı yazılar v.b gibi yapısal genel özellikleri.

Tırnaksız (Serifsiz/Çentiksiz) Yazılar: Bu yazı karakterlerinin uçlarında tırnak yoktur. Serifsiz karakterlere gotik yazı da denilir. Gotik yazı, tek çizgi, tırnaksız yazı, yapısal genel örnekleridir.”

Şekil 17. Serifli ve serifsiz

3.1.1.3. Punto (Ölçü)

Görsel iletişim tasarımında tipografik uygulamalar, kendi içinde belirli bir ölçüye sahiptir. Bu ölçü, aynı zamanda birbirlerine olan oranlarıdır. Tipografik uygulamalara sorulan “Kim ne kadar alan kaplıyor? sorusunun karşılığı olarak söylenen hacim kavramı, aynı zamanda ölçüyü, başka bir ifadeyle de punto değerine işaret etmektedir. (Evliyagil,1985, s. 32 ) Ağırlık ölçüsü gram, uzunluk ölçüsü santim, sıvı ölçüsü ise litredir. Tıpkı bu ölçüler gibi basım sanayinde de birtakım standart ölçüler bulunmaktadır. Harf ölçümünde de üç temel birim kullanılmaktadır. Bunlar; punto (point), pika (pica) ve birim (unit)dir. Fransız yazı tasarımcısı Pierre Simon Fournier de Jeune tarafından 1737 yılında geliştirilen ölçü birimi 'punto'dur. Harfin büyüklüğünü ve iki satır arası genişliği ölçmeye yarayan punto, günümüzde uluslararası bir geçerliliği olan tipografik bir ölçü birimidir. 1 punto 0.37583 milimetredir. Görüldüğü üzere punto, harflerin ne kadarlık bir alana hükmettiğinin göstergesi olarak da tanımlanabilir. Punto, her türlü basılı materyallerdeki tipografik

(41)

düzenlemelerde oldukça önemlidir. Görsel iletişimde tipografik bir hiyerarşi oluşturmada, punto etkin rol oynamaktadır. Afiş tasarımlarında punto değerleri, hiyerarşik düzen oluşturmada kullanılabilmektedir. Gözün algılama şekli daima büyük değerden küçük değere doğru hareket etmektedir. Fakat her afiş çalışmasında kullanılan puntonun büyüklüğü, yazı karakterinin okunduğu anlamına da gelmemektedir. Afişin mesaj iletimi, yazıları okunur kılan niteliklerin bir araya getirilmesiyle sağlanır. Bunu sağlayan en önemli unsurlardan birisi de punto değerlerinin nasıl kullanıldığına bağlıdır. Afiş tasarımlarında iyi ayarlanmış bir punto değeri, mesajı doğru olarak aktarabilmektedir. Mesaj ne kadar doğru ve anlaşılır olursa, okur, haberi anlamak için o kadar az çaba harcayacaktır. Aksi takdirde mesaj hedefine ulaşamamış demektir. Tasarımcı, afişi bir araç olarak kullanıp aktarmak istediği mesajı açık ve dolaysız bir şekilde görsel sistemler bütününü oluşturmalıdır (Becer, 2011, s. 202) Görsel iletişim tasarımında, tipografik hiyerarşiyi etkin hale getirmek için bütün tasarım elemanları bir bütünlük içerisinde sunulmalı ve punto değerlerinin algıyı kolaylaştıracak şekilde uygulanması gerekmektedir.

Yukarıda şekil 18’te yer alan afişe dikkatli bakıldığında, punto değerlerinin algılamayı hiyerarşik bir düzen içerisinde etkilediği açıkça görülmektedir. Tasarımcı, izleyici kitleyi düzenlenen 36. Turizm Haftası’nın Nisan ayında gerçekleştirileceği bilgisini sıra ile algılatmayı başarabildiğinden söz etmek mümkündür. Şekil 19’te yer alan afişe bakıldığında ise, punto değerleri büyük olmasına rağmen algılamada güçlüklerin

Şekil 19. Sadık Karamustafa 1988 Şekil 18. Kültür Bakanlığı 2012

(42)

oluştuğundan söz etmek mümkündür. Fakat buradan kasıt, afişin anlaşılmadığı yargısı değildir. Afişlerin hangi konuya ve kesime hitap ettiği gerçeği unutulmamalıdır. Tek başına punto değerinin algılanabilirliği, elbetteki diğer tasarım elemanlarının nasıl uygulandığı ile yakından alakalıdır. Diğer bir önemli etken ise afişin nasıl bir iletişim kurmak istediği ile alakalıdır.

3.1.1.4. Yazı Karakteri Konumu

Görsel iletişim tasarımında tipografi uygulamalarının afiş çalışmalarında nasıl konumlandırıldığı oldukça önemlidir. Başlıkların ya da sloganların hiyerarşik düzen içerisinde sunulması, afişin kitleleri nasıl yönlendirdiği ile doğrudan alakalıdır. Afiş çalışmalarındaki hiyerarşik düzenin algılamaya yön verdiği ya da tasarımcının önce neyin algılanmasını istemesi yazının konumlandırma yerini etkilemektedir. Yazı, sadece harf değil, rakam olarak da kullanılmaktadır. Afiş çalışmalarındaki tipografik düzenlemeler, aynı zamanda sembollere de işaret edebilmektedir. Bu semboller, gerek seslerin gerekse matematiğin anlaşılmasında tanımlanmış bir rol oynamaktadır. Afiş çalışmalarında sembol ve işaretlerin tasarımın hangi noktasına konumlandırıldığı algılamayı etkilemektedir. Bu konumlandırmalar, kitleye mesajın ne olduğu konusunda işaret etmektedir. İşaretler, iletişimde önemli bir aracı konumuna gelmiştir. İletişimdeki aracıların bir tasarım öğesi şeklinde kullanılması, tipografiyi meydana getirmektedir. Afiş tasarımlarında tipografik düzenlemelerdeki her bir karakter, büyük bir emeğin ürünüdür. Yazının afiş tasarımlarında estetik boyutta konumlandırılması farklı kompozisyon çalışmalarının da ortaya çıkmasını sağlamaktadır. (Uçar, 2004, s. 94) Sonuç olarak, görsel iletişimdeki tipografik hiyerarşinin algılama etkililiği, tipografik düzenlemenin nasıl konumlandırıldığı ile yakından ilişkilidir. Afiş çalışmasındaki yazı karakterinin konumu, bize afişin nasıl algılanmak istediğine hareketlilik kazandırmaktadır. Gözün hareketliliği, algılamanın yönünü belirlerken; afişte konumlandırılan slogan, başlık, metin veya logolar, simgeler, illüstratörler algılamamızı doğrudan etkilediği söylenebilmektedir.

(43)

Şekil 20, 21, 23 ve 24 incelendiğinde, yazı karakterleri konumlandırılırken, yazının konumunun tek başına bir anlam ifade etmediği bütün tasarım elemanları ile birlikte afiş çalışmalarının etkinlik kazandığı gözlemlenmektedir.

Şekil 23. İKSV Afiş Çalışması 2012 Şekil 22. İKSV Afiş Çalışması 2012

(44)

3.1.1.5. Renk Düzenlemeleri

Renk kavramının ışık ile birlikte ele alınması gerekmektedir. Prizmadan geçen ışığın ortaya koyduğu görüntü, renk olarak tanımlanabilmektedir. Prizmadan geçerek ayrılan ışık, mor, kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mor renkleri ortaya çıkarmaktadır. Sonuç olarak, ışık rengin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Renklerin, insanoğlu üzerinde bıraktığı etkiler olduğundan bahsedilmektedir. Renkler, bu etkiyi oluştururken kendi içerisinde barındırdığı sembolik, estetik, psikolojik gibi olguları harekete geçirerek sağlamaktadır. Görsel iletişim tasarımındaki tipografik hiyerarşi, renklerin yarattığı etkiden hareketle düzenlenmektedir. Renkler, tipografik hiyerarşinin nasıl oluşturulması gerektiğini doğrudan etkilemektedir. Parlak, mat, sıcak, soğuk gibi kavramlara karşılık gelen renkler, afiş çalışmalarındaki tipografik hiyerarşi oluşturulurken ön planda tutulmaktadır. Renkler, afiş çalışmalarındaki tipografiye sosyal ve toplumsal olarak da kimlik kazandırdığından söz etmek mümkündür. Örneğin, Batı’da heyecan ve enerji anlamını taşıyan turuncu rengin; Doğu’da kutsal bir renk olduğu (Hindistan) bilinmektedir. Afiş çalışmalarındaki renk, aynı zamanda tipografik hiyerarşide mesajı güçlü kılmaktadır. (Uçar, 2004, s. 168-171) Şekil 27 de bazı renklere yer verilmiştir.

Şekil 24. Renkler

Grafik tasarımın her alanında yer alan renk, afiş tasarımlarında önemli bir role sahiptir. Afiş çalışmalarında etkili mesaj iletmek ve hedef anlatımı güçlendirmek, tipografide kullanılan rengin dağılımıyla mümkündür. Çünkü, tasarımın zengin anlatım kabiliyeti, renge yüklenen sembolik anlamlar, anlatıma yoğunluk kazandırmasının yanı sıra nesnelere karakter de kazandırmaktadır. İşte bu noktada etkin renk kullanımı, tipografik çalışmalarda da yerini almıştır (Tepecik, 2002, s. 35-36). Şekil 28 ve şekil 29’da yer alan afişlerde,

(45)

renklerin tipografik hiyerarşinin nasıl algılandığına etki ettiğine bakıldığında faklı iki çalışmayla karşılaşılmaktadır.

Şekil 25 ve 26’u incelersek 25 nolu afişte oldukça renkli bir zemin üzerine beyaz bırakılmış yazı karşımıza çıkmaktadır. Zeminde uygulanan renkler, slogan şeklinde kullanılan “JOPS” fontunu önplana çıkarmaktadır. Hiyerarşik etki olarak algılanmak istenen ilk “JOPS” fontunun akabinde “ASHTON KUTCHER” fontunun algılanması istenmiştir. Daha sonra alt zeminde ortada yer alan açıklamalar ise siyah renkte bırakılarak tipografik hiyerarşide algılamada üçüncü sırada bırakılmak istendiği düşünülmektedir. Vurgunun “JOPS” kelimesinde olduğu açıkça görülmektedir. Beyaz renkte bırakılan kelime, dikkatleri üzerinde toplayarak algılamada kolaylık sağlandığı düşünülmektedir. Şekil 26 ise, zemin beyazda bırakılarak renklerin tüm gücü yazıya aktarılmıştır. Afiş çalışmasındaki tipografik hiyerarşik düzene bakıldığında ise, öne çıkan bir kelime sıralaması göze çarpmamaktadır. Buradan hareketle tasarlanan afişteki vurgu, çalışmanın tamamına yayılmak istendiği yorumuna ulaşılabilmektedir. Afiş çalışması her ne kadar dikkat çekici olsa da, gözü yorduğu ve renklerin algılamayı zorlaştırdığı düşünülmektedir. Afişte hangi mesajı iletmek istediği konusunda izleyici kitleyi yorduğu kanısına varılmaktadır. Afiş çalışmalarının ilk amacının mesajı açık ve anlaşılır bir şekilde kurgulanması gerektiği düşünüldüğünde şekil 25’de yer alan çalışma, daha anlaşılır ve algılanabilir gözükmektedir.

Şekil 26 .Steve jobs poster

(46)

İnsan fizyolojisi üzerinde önemli bir etkiye sahip olan renk, tek başına mesaj verebilmesinin yanı sıra, insan davranışlarını da yönlendirebilmektedir. Bu durum, fizyolojik bir etkiye sahip olan rengin sembol haline dönüşmesinde de etkilidir. Doğal bir çekiciliğe sahip olan renk, tipografi çalışmalarında da mesajı etkili hale dönüştürmede en uygun yöntemlerden biridir ( Uçar, 2004, s. 45).

Renk, tipografi çalışmalarında bilgi aktarımı ve tasarımın bütünsel yönünü görsel olarak etkili hale getirmek için kullanılmaktadır. Renk, tipografi çalışmalarında açıklık ve koyuluk oluşturmanın yanı sıra, görsel bir hiyerarşi oluşturmak için de kullanılmaktadır. Yazı karakterlerine yüklenen sembolik anlamların yanı sıra, mesajın izleyici kitleye kolay ulaşmasını sağlayan ve kalitesini de arttıran renk düzenlemeleridir. (Ambrose ve Harris’den aktaran Bayrak, 2012, s. 134) Renk her türlü çalışmalarda bir dil olarak kullanılabilmenin yanı sıra, düzen ve uyumun işareti olarak karşımıza çıkmaktadır. Tipografi uygulamalarında kullanılan renk olgusu, görsel olarak merak uyandırmanın en çekici yoludur (Bayraktar, Tamer, Tekel, Gürer, Kızıltaş ve Köroğlu, 2012, s. 21-22)

3.1.2. Okunurluk – Okuturluk

İletişim teknolojilerinin gelişmesiyle farklılaşan yeni iletişim ortamları, yazının ve kullanıldığı ortamların çeşitlenmesini sağlamıştır. Yazının kullanıldığı ortamların farklılaşması, yazının okunur kılınması sorununu da beraberinde getirmiştir. Günümüz teknolojik gelişmeleri, iletişim ortamlarında kullanılan yazının akılcı bir yaklaşımla kullanılmasını gerekli kılmaktadır. Eğer yazılar okunur kılınmamışsa, farklı bir ifade şekli ya da tasarım yaklaşımının ifade biçimleri olarak kullanılmaktadır. Günümüz tipografi çalışmalarındaki farklı arayışlar, yine yazı öğesinin grafik tasarımda dikkat çekiciliği artırma amaçlı kullanıldığını göstermektedir. Bütün bu çalışmalar ışığında, bir toplumun iletişim kurmadaki en önemli aracı o toplumun kullandığı dildir. Anlaşılabilir bir dil ve okunabilir bir yazı olmalıdır ki iletişim olabilsin. Yazı düzenlemelerinde okunurluk kavramı, bir tür sorun değil olması gerekendir. ( Sarıkavak, 2006, s. 83)

Becer, (2005, s. 185) çalışmasında okunaklılıktan bahsederken “ Tasarımcıların genellikle ihmal ettikleri bir olgudur. Tipografik mesaj iletimi, yazıları okunur kılan niteliklerin bir araya getirilmesiyle sağlanır. Okuyucu; yazılı bilgiyi en az çaba ve zorlukla algılayabilmelidir.” tanımlamasını yapmaktadır. Tipografi, okunmak için vardır. Tasarımcılar, tipografi kullanımını iyi bilmeli ve uygun yazı karakterini doğru seçerek

Şekil

Şekil  2’de  yer  alan  afiş  çalışmasında  ise  görsel  figürün  hareket  yapısı  ve  baskın  yazı  karakterleri birlikte sunulmuştur
Şekil 3.  Bülent Erkman “İstanbul Caz Festivali” 1994
Şekil 4. Yazı karakterleri
Şekil  6  ve  şekil  7  dikkatle  incelendiğinde,  iki  farklı  yazı  karakterini  görmekteyiz
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Hizmet kavramı, Müşteri kavramı, HMK Stratejik Hizmet Yönetimi Modeli-Kavramsal Analiz, HMK Stratejik Hizmet yönetim Süreci, HMK Stratejik Hizmet Yönetimi Süreci’nin

Kazanç paylaşım planları, prim ödemelerinin aylık olarak yapılmasını öngörürken, kâr paylaşımı sisteminde ödemeler, yılda sadece bir kez veya nadiren üç ayda

Bunlardan birincisi GOS nedeni ile ba ş ka bir merkezde opere edilmi ş , ikincisine sadece kon- servatif tedavi uygulanm ış , üçüncüsünde de üniver- sitemiz d ışı nda

In order to improve the quality of the protein produced, a minimal CMV promoter was previously tested and found could be used for strong foreign protein expression without protein

The downward and forward direction of facial growth results from displacement of the maxilla in this direction along with:.. Ⓐ upward and backward remodeling of the

Çalışma kapsamında yazı karakterleri anatomik, sınıfsal, biçimsel ve içeriksel özellikleri açısından incelenecek olup bu özelliklerden elde edilen bilgiler

Yukarıda yer alan kılavuz görselde kırmızı kesik çizgilerle belirtilen ve dairenin yüzde 25’lik dilimine oturan diğer iki modül ise tasarım bütünlüğünü koruyacak

One of active directions of the theory of general orthogonal polynomials is the exploration of the case of non-discrete measures that are singular with respect to the Lebesgue