• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1. MESLEKİ TEKNİK EĞİTİM İLE İLGİLİ KAVRAMLAR VE

1.9. Türkiye’de Uygulanan Mesleki Teknik Eğitim Projeleri

1.9.1. Okul Sanayi Ortaklaşa Eğitim Projesi OSANOR

Okul Sanayi Ortaklaşa (OSANOR) Eğitimi bir Proje olarak Milli Eğitim Bakanlığı ile Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Eğitim Araştırmaları Merkezinin ortaklaşa yürüttükleri bir çalışmadır. Proje Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Hıfzı Doğan ve Prof. Dr. İlhan Akhun tarafından yürütülmüş ve 1978- 1980 yılları arasında Adana, Bursa, İstanbul ve İzmir illerinden deneme okulu olarak seçilen birer endüstri meslek lisesinde uygulanmıştır. Bu okullar Adana Endüstri Meslek Lisesi, Bursa Tophane Endüstri Meslek Lisesi, İstanbul Kartal Endüstri Meslek Lisesi ve İzmir Mithatpaşa Endüstri Meslek Lisesidir (Akhun, 1987:203).

Programın başlatılmasında öne sürülen nedenler incelendiğinde bu nedenlerinde önemli ölçüde geçerliliğini koruduğunu görmekteyiz. Bu durum da projeye özel olmasa da daha sonraki süreçler ve günümüzde gelinen noktada genel anlamda ilerlemenin yetersiz kaldığını göstermektedir. Bahsedilen nedenler projede şöyle ifade edilmiştir: (Doğan, 1984:249)

1. İş hayatında kullanılan makine ve cihazlar hızla değişmektedir. Bugün okullarda bulunan araçlar sanayinin gerisinde kalmıştır. Okul ile sanayi arasındaki mesafe gittikçe açılmaktadır.

2. Meslek öğrenmek için okula başvuran öğrencilerin ilgileri, okulun kazandırabileceği meslek sayısını aşmış bulunmaktadır.

3. Ülkemizde çeşitli kuruluşlarca yürütülen mesleki eğitim faaliyetleri arasında iletişim noksanlığı ve koordinasyon eksikliği bulunmaktadır. Kaynaklardan tam olarak yararlanılamamaktadır.

Açıklanan sorunlara çözüm bulmak için, okulun toplumu meydana getiren çeşitli kuruluşlarla ve iş hayatı ile işbirliği yapması ve onların yardımlarını sağlaması uygulanabilir bir çözüm yolu olarak görülmüştür. Projede iş dünyasının öğrencilere kendi fiziki olanaklarını ve insangücü kaynaklarını, bir laboratuar olarak kullanmalarına fırsat vermek suretiyle öğrencilerin eğitim ortamlarını, gerçek koşullara uygun olarak genişletmesi ve zenginleştirilmesi öngörülmüştür (Doğan, 1984:249-250).

Projenin temel amaçlarından biri MTE ile ilgili kararların istihdam kesimi ile birlikte alınmasını sağlayacak bir yapı oluşturmaktır. Bu amaçla projenin uygulandığı illerde ve

okullarda okul sanayi kurulu ve meslek kurulları kurulmuştur (Doğan, 1983:177) Bu kurullar bugünkü il istihdam ve mesleki eğitim kurullarının öncülleridir. Bu işbirliğinin sağlanması projede yer alan “yerel düzeyde işbirliği ve katılma” ilkesinden hareketle sağlanmaya çalışılmıştır. İlkeye göre; belirli bir bölgedeki mesleki eğitim ihtiyacı, en geçerli olarak o bölgede bulunan kurumların katılması ile saptanabilir. MTE ile ilgili bir çok sorun, bu eğitimle ilgili karar verenlerin bu eğitimi yeteri kadar tanımamalarından kaynaklanmaktadır. OSANOR projesinde mevcut sistemin aksaklıklarını gidermek için, MTE’nin planlanmasına, yönlendirilmesine bu eğitimle doğrudan ilişkisi olan tarafların katılması esas alınmıştır. Eğitimci-İşveren-İşçi üçlüsünün her düzeyde MTE’nin planlanmasına ve yönlendirilmesine katılmaları sağlanmıştır (Doğan, 1984:252-253). Uygulamada ortaya çıkan iki önemli sorun sigorta ve ücret olmuştur. İlke olarak öğrencileri sigorta ettirmeyen işyerlerine öğrenci verilmemiştir. Bir kısım işyerleri öğrencilere asgari ücret ödemiş ve sigortalı olarak çalıştırmışlardır. Öğrencileri Sosyal Sigortalar kapsamında çalıştırmayan işyerleri bunları iş kazalarına karşı topluca sigorta ettirmişlerdir. Ücret bu tür uygulamada en çok istismar edilen bir konu olmuştur. Öğrencilere işverenin ödediği ücret il'den il'e ve aynı il'de bir işyerinden diğer işyerine değişmiştir. Okul yetkilileri öğrencilere ödenen bu ücretlerdeki farklılaşmayı en aza indirmek için büyük çaba göstermişlerdir. Ancak ücretin her zaman bir sorun olmadığı da görülmüştür. Çünkü, bu tür uygulamada önemli olan öğrencinin okulda öğrendikleri bilgileri ve kazandığı mesleki becerileri gerçek üretim koşulları içinde geliştirmesidir (Akhun, 1987:208)

Projenin mimarlarından Hıfzı Doğan projenin ortaya çıkış felsefesinde okula bağlı kalmanın uygulamadan kopmayı beraberinde getirdiğini ve uyum sağlamak için devletin kaldırabileceğinden fazla bir külfet olduğunu düşünmüş ve bu noktada İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun 1927 yılında MTE programlarının yapısı ile ilgili görüşlerini örnek almıştır. Bu görüşler Doğan tarafından şöyle aktarılmıştır: (Kılıç 2008:180) Eski okulun ilkesi okul içinde atölye idi. Yeni okulun ilkesi atölye içinde okuldur. Yeni okulun öğrencisi de eski okulun öğrencisi gibi kurumsal dersler okuyacaktır. Aradaki fark yeni okulun okuyacağı kuramlar herhangi bir kuram değil, tarladaki, fabrikadaki işlere ait kuramlardır. Yeni okulda kuram soyut bir zekanın terbiyesi değildir. İş için,

üretimin selameti ve kudreti içindir. Yeni okulda bütün öğretim atölyelerden, işlerden hareket ederek, kavramlara varacaktır.

Projenin verimliliğini sağlamak için ortaya atılan önemli bir ilke de “öğrencilerin seçilmesi” ilkesi olmuştur. Yani oluşturulmak istenen yapıda verilen mesaj günümüzdeki genel eğilimin aksine seçme öğrenci profili oluşturarak kalite potansiyelini öne taşımaktadır. Bu konu şöyle ifade edilmiştir:

MTE’nin yararlı olabilmesi için bireylerin ihtiyaç ve yeteneklerine uygun bilgi ve becerileri kazandıracak şekilde özel olarak düzenlenmesi gerekir. Bu ilkeye göre belirli bir programa alınacak öğrencilerin o meslek için verilen bilgi ve becerilerden yararlanabilecek ilgi ve yeteneklere sahip olması gerekir. Endüstri Meslek Lisesine alınacak öğrencileri seçmek ve mesleklere yetiştirmek üzere mekanik yetenek testi geliştirilmiş ve uygulanmıştır. Mekanik yetenek testi iki kısımdan oluşmuş, birinci kısım uygulamalı fen ve mekanik ile ilgili soruları, ikinci kısım ise iki boyutlu ilişkileri içermektedir (Doğan, 1984:266).

Projede endüstri meslek lisesi mezunlarının gerçek üretim koşullarında atölye çalışmalarını yapmasıyla öğrenci, okul, endüstri ve çevre için bazı önemli faydalar sağlanmaya çalışılmıştır. Bu faydalar gruplara göre şöyle sıralanmıştır: (Akhun, 1987:205-206)

Öğrenci

• Teorikle pratiği bütünleştirir.

• Mesleki becerilerini gerçek üretim koşulları içinde geliştirir. • iş bulma olanağını artırır

• Mezuniyetten sonra işe uyumu kolaylaştırır • Öğrenirken gelir sağlar

• Kendine güveni artırır

• Olumlu çalışma alışkanlıkları geliştirir • Sorumluluk duygusunu artırır

• İşbirliği içinde ve ekip halinde çalışmayı kuvvetlendirir • İş güvenliği kurallarına gerçek koşullar içinde uymayı öğrenir Okul

• Yürüttüğü mesleki eğitimin daha gerçekçi ve verimli olmasını sağlar.

• Endüstrideki teknolojik yenilikleri ve gelişmeleri yakından izler ve gerekli önlemleri alır.

• Eğitim programlarını endüstrinin gereksinimlerine göre yeniler ve geliştirir. • Endüstri okulun laboratuarı olur ve endüstrideki yetişkin elemanlar da okulun

eğitimine katkıda bulunurlar

• Ekonomik kavramlara uyularak öğretim yapılmasını sağlar

• Endüstrideki araç gereç ve insangücünden yararlanarak eğitim yapılan meslek dallarının sayısını artırır ve kalitesini geliştirir.

Endüstri

• Daha sonra tam zamanlı olarak işe alacağı becerili elemanları önceden denemiş olur

• İşyeri koşullarını bilen ve işe kolayca uyum sağlayabilen elemanlar eğitileceğinden intibak eğitiminin süresi kısalır ve masrafları azalır

• İşçi devri azalmış olur

• İşyerinde çalışan elemanların eğitimleri, okul ile işbirliği yapılmak suretiyle daha planlı olarak yürütülür ve işyerinin eğitim yükü azaltılmış olur

• Eğitim programları hazırlanırken endüstrinin gereksinmeleri yansıtılır

• Ülkenin ve işyerinin gereksinim duyduğu becerili elemanların eğitiminde katkıda bulunmaktan gurur duyar.

Çevre

• Topluma, ekonomik yönden kendi kendine yeterli elemanlar kazandırılır

• Topluma, mesleklerin birey ve toplum yaşamındaki yer ve önemini kavrayan bireyler yetiştirir

• Toplumda meslek eğitimine ilişkin olarak olumlu tavırların yaygınlaşmasına yardım eder

• Öğrenci para kazandığından veli üzerindeki masraflar hafiflemiş olur.

Proje de yer alan mezunları izleme ilkesine göre MTE’nin değerlendirilmesinde dikkate alınan üç önemli ölçüt; öğrencilerin eğitim gördükleri meslek dalında ya da bununla ilgili dallarda çalışma yüzdesi, bu eğitimi görenlerin görmeyenlere oranla mesleki başarısı, seçtikleri meslekte eğitilenlerin o meslekten duydukları tatmin duygusu şeklinde sıralanmıştır. Bu konuda mezunlar üzerinde yapılan anketlerin olumlu sonuçlar gösterdiği belirtilmiştir (Doğan,1984:285). Bu durumda proje sayesinde verilen MTE’nin geçerliliğinin artması olarak yorumlanmıştır.

Okul-sanayi ilişkilerinin güçlendirilmesi bakımından önemli bir girişim olan OSANOR projesinin esas önemi yapılan bu pilot uygulamalar ve elde edilen uygulama deneyimleri ve sonuçları itibari ile proje amaçları büyük ölçüde gerçekleştirilmiş ve uygulama genişletilerek günümüze kadar devam etmiştir. 2089 sayılı Çıraklık Kanunu ve OSANOR projesi, bu günkü MTE sisteminin temel yapısını oluşturan 3308 sayılı kanuna zemin hazırlamıştır. 3308 sayılı kanun 5 Haziran 1986 yılında “Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanunu” adı ile kabul edilmiştir (Demir ve Şen, 2009:49).