• Sonuç bulunamadı

nkılap Kanunlarına Aykırılık

Belgede Siyasi parti özgürlüğü (sayfa 146-148)

Anayasa Mahkemesi bir kararında Atatürk nkılapları’nın403 Cumhuriyetin dayana ı oldu unu ve bu inkılapların amacını belirtirken, “...Cumhuriyetimiz, milli uur ve bütünlük içinde, barı a ve insan hak ve özgürlü üne dayalı memleket kalkınmasını sosyal adalet ve Atatürk devrimleri ilkeleri do rultusunda amaçlayan siyasal bir varlıktır” izahatlarda bulunmu tur. Yüksek Mahkeme, bilim ve tekni in geli mesiyle modern toplum ya amın ko ullarının da sürekli olarak de i ikli e u radı ını, belirli bir

402 Oysa, söz konusu Anayasa kuralı, 22.4.1983 günlü, 2820 sayılı Siyasî Partiler Yasası’ndan sonra

23.7.1995’te yapılan Anayasa de i ikli i ile getirildi ini, Yasa koyucunun bu de i ikli e paralel olarak zaman geçirmeden Siyasi Partiler Yasası’ndaki uyumsuzlukları gidermesi gerekirken, bunu gerçekle tirmemi olması, aynı konuda ayrıntılı düzenleme getiren ve Yasa’ya göre üst hukuk normu niteli inde olan Anayasa kuralının, uygulanmaması sonucunu do urmayaca ı belirtilmi tir. Kısaca “Anayasanın ba layıcılı ı ve üstünlü ü” ilkesi olarak tanımlanan ve Anayasa kuralının “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve di er kurulu ve ki ileri ba layan temel hukuk kuralları oldu u, ‘Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz’ denilen Anayasa’nın 11. maddesinin de gere i oldu u altı çizilmi tir. E.1996/1, K.1997/3, K.T.:22.05.1997, RG, 02.06.2000 Tarih ve 24067 Sayı, s.47-48.

403 Anayasa Mahkemesi kararlarında inkılap kelimesi yerine e anlamlısı olan devrim sözcü ünü tercih

etmi tir. Bkz. E. 1973/37, K. 1975/22, K.T. 15.2.1975, AMKD S.13, s.116 vd. ; E. 1983/2, K. 1983/2, K.T. 25.10.1983, AMKD S.20, s.357 vd.

süre geçtikten sonra Atatürk Devrimlerinin amaçlarına ula tı ı ve artık yeni bir atılıma gereksinme duyulmayaca ını kabul etmeye olanak olmadı ını, bu durumun sebebinin, Atatürk Devrimlerinin, ça da uygarlık düzeyi do rultusunda sürekli hareket halinde oldu unu ve birbirini ara vermeden izledi ini; bilim özgürlü ünün devrim kavramını olu turan temel ö elerden biri oldu unun altını çizmi tir.404 Anayasa Mahkemesi, Atatürk Devrimlerinin Laiklik ilkesi açısından ta ıdı ı önemi kararlarında açıkça vurgulamı tır. “Atatürk Devrimlerinin hareket noktasında lâiklik ilkesi yatar ve devrimlerin temel ta ını bu ilke olu turur. Ba ka bir anlatımla lâiklik ilkesi açısından verilecek en küçük bir ödün Atatürk Devrimlerini yörüngesinden saptırarak, yok olması sonucunu do urabilir. Bu nedenledir ki Anayasanın “Hiçbir dü ünce ve mülahazanın ...Atatürk milliyetçili i, ilke ve inkılapları ve medeniyetçili inin kar ısında korunma göremeyece i ve lâiklik ilkesinin gere i kutsal din duygularının, devlet i lerine ve politikaya kesinlikle karı tırılmayaca ı;” yolunda kesin bir buyru a “ba langıç” ta yer vermek zorunlulu unu duymu bulunmaktadır” diye gerekçelendirdi i kararında hiçbir siyasi partinin de devrim kanunlarına aykırı davranamayaca ının altını çizmi tir405. Yüksek Mahkeme laiklik ilkesine aykırı faaliyetlerinden dolayı inceleme yaptı ı tüm davalarda devrim kanunlarına de inmi ve laiklik ilkesinin Atatürk ilke ve devrimlerinden ayrı dü ünülemeyece ini vurgulamı tır406.

3. Hukuk Kurallarına Din Kurallarını Dayanak Yapma

404 E. 1973/37, K. 1975/22, K.T. 15.2.1975, AMKD S.13, s.116. 405E. 1983/2, K. 1983/2, K.T. 25.10.1983, AMKD S.20, s.357-358.

406 Karar örnekleri için bkz. E. 1997/1, K. 1998/1, K.T.:16.1.1998 AMKD S.34/2, s.313 ; E. 1983/2, K.

1983/2, K.T.: 25.10.1983 AMKD S.20, s,362-363. ; E.1999/2, K.2001/2, K.T.:22.06.2001, AMKD S.37/2, s.922-1522 ; Anayasa Mahkemesi Refah Partisi kararında Devrim Kanunlarına aykırı kıyafetli ki ilerin ba bakanlık konutuna davetini laiklik ilkesine uygun olmadı ının altını çizmi tir. Yüksek Mahkeme’nin bu hususta görü ü öyledir: “ ktidar Partisi’nin Genel Ba kanı sıfatını ta ıyan bir kimsenin lâiklik kar ıtı söz ve eylemlerden kaçınmada herkesten daha dikkatli ve özenli olması gerekir. Parti Genel Ba kanlı ı yanında Ba bakan olan bir kimsenin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulu undan sonra lâiklik ilkesinin gerçekle tirilmesine yönelik Anayasa’nın 174. maddesinde sayılan devrim yasalarına aykırı kıyafetler içindeki ki ileri ba bakanlık konutuna davet ederek bunların Devlet katında kabul gören ki iler oldu u görüntüsünü vermesi lâik hukuk düzeninin reddi anlamına gelmektedir... N.E.’in, 1970’de, Milli Nizam Partisi’nin kurulu undan beri dine dayalı hukuku devlete egemen kılmak dü üncesini kararlılıkla sürdürdü ü anla ılmaktadır. Bu nedenle, N.E.’in yasama sorumsuzlu u kapsamında oldu unu ileri sürdü ü çok hukuklulu a ili kin konu ması, Anayasa’nın 4. maddesiyle de i tirilemeyece i kabul edilen lâiklik ilkesinin sonucu olan hukuk birli i yerine çok hukuklulu u, di er bir anlatımla dine dayalı hukuk sisteminin getirilmesini amaçlamaktadır. Milli Nizam Partisi’nden beri devam eden ve yinelenen bu dü ünce ve konu maların lâiklik ilkesine açık aykırılık olu turdu u tartı masızdır” E. 1997/1, K. 1998/1, K.T. 16.1.1998, AMKD S.34/2, s.1037.

Yüksek Mahkeme böyle bir dü üncenin laik devlette asla kabul edilemeyece ini ve bu yönde taleplerin laiklik ilkesinin özüyle çeli ir oldu unu kararlarında sıkça vurgulamı tır. Hukuku, inançlara göre ayırmanın vatanda ların birbirleriyle hukuksal ba lantılar kurmalarını ve ili kilerini geli tirmelerini zorla tıraca ını, inanç farklılıklarına dayanan de i ik hukukların uygulanması sosyal geli meyi önleyece i gibi, ulusal bütünlü ü de bozaca ının da altını çizmi tir. Ulus olmanın ko ullarından birisinin de hukuk ve yargı birli inin sa lanması oldu unu belirten Anayasa Mahkemesi, hukukun din, mezhep ve etnik farklılıklara de il, ça da de erlere göre düzenlenmesi gerekti ini; bireylerin inançları nedeniyle farklı hukuka ba lı olmalarına yol açacak çok hukukluluk’un dinî ayrımcılı a neden olaca ı, akıl ve ça da bilime dayalı lâik düzeni sarsaca ına vurgu yaparak, böyle bir dü üncenin Anayasa ve evrensel de erleri yansıtan nsan Hakları Sözle meleri kar ısında da koruma görmesinin olanak dı ı oldu unu belirtmi tir. Özetle, hukuk birli i yerine çok hukuklulu u yada dine dayalı hukuk sisteminin getirilmesinin amaçlanmasının kabul edilmez ve laik devletle çeli ir oldu u vurgulanmı tır407.

Belgede Siyasi parti özgürlüğü (sayfa 146-148)