• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. Kavramsal Çerçeve

2.1.3. Analitik Hiyerarşi Süreci

2.1.3.5. Analitik Hiyerarşi Sürecinin Aşamaları

2.1.3.5.5. Nihai Karar

“AHSY'nin son aşaması, karar probleminin çözümlenmesi aşamasıdır. Bu aşamada problemin ana hedefinin gerçekleştirilmesinde karar alternatiflerinin sıralaması olarak hizmet edecek bir karma (composite) öncelikler vektörü oluşturulur. Bu vektörü oluşturmak için her değişken için belirlenen öncelik vektörlerinin ağırlıklı ortalaması alınır” (Zahedi, 1986: 96).

Tutarlılıklar test edildikten sonra alternatiflere ilişkin final göreli ağırlıklar bulunur. Final göreli ağırlıkların hesaplanabilmesi, öncelikle alt kriteri bulunan ana kriter için, bileşik göreli önem vektörünün hesaplanması gerekir. Hesaplamalar, matrisin her satırındaki alternatifin alt kriter için almış olduğu göreli önem değerleri ile, her bir alt kriterin göreli önem değerlerinin çarpılması ve bu çarpımların toplanması ile bulunur. Bu hesaplamalar sonucu, alt kriteri bulunan ana kriter için bileşik göreli önem vektörünün elde edilmesinden sonra, alternatifler için final göreli önem vektörü bulunabilir. Bunun için alternatifin ana kriterler için almış olduğu göreli önem değerleri ile her bir ana kriterin göreli önem değerlerinin çarpılması ve bu çarpımların toplamının alınması ile bulunur. Böylece karar vericinin yargılarına göre en iyi alternatif elde edilmiş olur (Arıkan, 2008: 43-44).

2.1.3.5.6. Duyarlılık

Final göreli ağırlıkların sonuçlarına göre alternatiflerin öncelik sıralaması yapıldıktan sonra, yargıların yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Bu irdeleme sayesinde yargılardaki yanlışlıklara ışık tutulabilecektir.

Bu incelemenin önemli bir bileşeni, alternatiflerin sıralamalarının ve nihai kararın yargılardaki değişikliklere karşı ne kadar duyarlı olduğunun değerlendirilmesidir. Duyarlılık analizi başlığı altında yapılan bu inceleme, ikili karşılaştırmaların oluşturulmasında yargıların kişiden kişiye farklılık gösterebileceği veya daha önce belirli bir yargıda bulunan kişinin zamanla düşüncelerinin farklılaşabileceği varsayımına dayanmaktadır (Kuruüzüm ve Atsan, 2001: 92).

Duyarlılık analizi “….olursa…..ne olur?” sorusuna cevap verir. Duyarlılık analizinde, “Eğer modelin herhangi bir elemanı veya elemanlarında değişiklik yaparsak, bundan optimal çözüm nasıl etkilenir?” sorusunun cevabı aranır. Eğer herhangi bir elemandaki değişimin optimal karar üzerindeki etkisi fazla ise, kararın o elemandaki değişime karşı duyarlı

olduğu sonucuna varılır. Bu durumda karar vericinin ilgili elemanı daha dikkatli incelemesi gerekecektir (Erdogan, 2010: 62).

Duyarlılık analizinde; alternatiflerin, kriter ve alt kriterlerin değişmesi durumları tek tek incelenebilir. Bu amaçla, hiyerarşide yer alan alternatifler, kriter ya da alt kriterlerden biri çıkarılarak değerlendirmeler tekrar yapılabilir ve değişikliklerin sonuçlara etkisi izlenebilir.

2.1.3.6.Analitik Hiyerarşi Süreci İle Grup Kararı

AHSY, ikili karşılaştırma sürecinde birden çok kişinin yargılarının değerlendirilmesine olanak tanımaktadır. Bu kritik bir konudur, çünkü bir grubun her üyesinin tüm kriterler için yargıda bulunacağı düşünülürse, bu yargıların bir uzlaşma sağlayacak şekilde birleştirilmesi gerekecektir. Bu duruma ilişkin literatürde önerilen bazı yöntemler vardır. Bunlar (Kuruüzüm ve Atsan, 2001: 92).

 Grup üyelerinin tartışma yoluyla konu üzerinde uzlaşma sağlaması

 Üyelerin yargılarından bir uzlaşma çıkarma görevini alacak bir aracıya (facilitator) başvurmak

 Her ikili yargıyı matematiksel bir ifade yoluyla, örneğin geometrik ortalama ile, toplamak.

Grup karar vermede 4 yol söz konusudur. Bunlar; fikir birliği, oy vermek ya da uzlaşmak, bireysel yargıların geometrik ortalamasının alınması ve her karar verici için ayrı modellerin çözülmesidir. Fikir birliği; katılımcıların hiyerarşiyi ve yargıları ortak kararla oluşturmasıdır. Eğer fikir birliği sağlanamıyorsa, grup yargılarda oy birliği ya da uzlaşma seçilebilir. Grup, bu iki yolun da kullanılmasını istemiyorsa, bireysel yargıların geometrik ortalaması hesaplanabilir. Bunun yanında grup farklı önemli kriterlere sahipse ve karara varılamıyorsa bu durumda, her grup üyesi için ayrı modele dayalı ayrı yargılar elde edilebilir (Lai, Wong ve Cheung, 2002: 135; Aydın, 2006: 56).

2.1.3.7.Analitik Hiyerarşi Sürecinin Kısıtları ve Katkıları

AHS yöntemi, diğer çok kriterli karar verme yöntemlerine göre daha fazla kullanıma sahiptir. AHS, karar verme sürecine pek çok katkı getirmekle birlikte, her yöntemde olduğu gibi bir takım kısıtları da bünyesinde barındırmaktadır.

AHS’nin katkı ve kısıtlarını su şekilde açıklamak mümkündür (Kuruüzüm ve Atsan, 2001: 93):

Kısıtları:

1. Sıra değiştirme olgusu AHS'nin uygulanmasında dikkat edilmesi gereken

bir konudur ve herhangi bir karar alternatifi probleme eklendiğinde veya çıkarıldığında karar alternatifleri sıralamasının değişmesi durumudur. Sıra değiştirme durumunun geçerliliği konusunda literatürdeki tartışmalar devam etmektedir.

2. Modelleme sürecinin sübjektif doğası AHS’nin bir kısıdı olarak

görülmektedir. Bu, metodolojinin “kesinlikle doğru” kararları garanti edemeyeceği anlamına gelmektedir.

3. Bir karar hiyerarşisindeki kademe sayısı arttıkça ikili karşılaştırma sayısı

da artar. Bu durum, AHS modelini kurmak için daha fazla zaman ve çabayı gerektirmektedir. Expert Choice ve diğer yazılım programlarının kullanılması gereken zaman ve çabayı azaltmasına rağmen, metodolojinin yine de daha az biçimsel yöntemlere göre daha fazla zaman ve çabayı gerektirdiği ileri sürülmektedir.

Katkıları ise şunlardır:

1. AHP karar vericinin hedefe ilişkin tercihlerini doğru bir şekilde

belirlemesine olanak veren, uygulaması kolay bir karar verme metodolojisi sağlamaktadır.

2. Karmaşık problemleri basitleştiren bir yapısı/süreci vardır.

3. Karar vericilerin karar probleminin tanımı ve unsurlarına ilişkin

anlayışlarını arttırmaktadır.

4. Bir karar problemine ilişkin hem objektif hem sübjektif düşüncelerle, hem

nitel hem de nicel bilgilerin karar sürecine dahil edilmesine olanak vermektedir.

5. Karar vericinin duyarlılık analizi yaparak nihai kararın esnekliğini analiz

etmesini sağlamaktadır.

6. Karar vericinin yargılarının tutarlılık derecesini ölçmesine imkan

vermektedir.

7. Grup kararlarında kullanımı uygundur.

8. AHSY’ne ait yazılım paketi Expert Choice, karar vericinin uygulamayı

hızlı ve doğru bir şekilde gerçekleştirmesine imkan verir

.

2.1.4. Erkek Gömleği

“Gömlek, vücudun üst kısmına giyilen, kollu veya yarım kollu, yakalı bir giysidir” (Türk Dil Kurumu). Dokunmuş kumaştan imal edilen, ceket içine giyilebilen ve erkek giyiminin yaz-kış değişmeyen önemli bir parçasına, erkek gömleği

denilmektedir. Tarihi süreç içerisinde gömlek, erkek giyimi içinde önemli bir yere sahip olmuştur.

Akgül (2006: 71-72) tarafından, gömleğin geçmişten günümüze kadar olan gelişim ve tarihçesi kısaca şu şekilde incelenmiştir;

1530-1539; Gömlek iç giyim olarak, erkeklerde kullanılmıştır. Oldukça bol ve kabarık kollu, kol ağzı fırfırlı, hakim yaka ve şömiziye yakalı modeller kullanılmıştır. 13. Yüzyılda haçlılar batıya düğmeyi getirmiş ve düğme, kopçanın yerini almıştır.

1550; Gömlekte görülen aşırı bolluk, yerini normal bolluğa bırakmıştır. 1568; Kullanılan kumaşlarda sade olmayan desenler vardı.

1572; Şifon kumaştan kollar kullanılmaya başlandı. Kollarda haç şekli görülmekteydi.

1574; Kol ağızları üç düğme ve pat çalışması görülmektedir.

1583; İşlemeli şömiziye yakalar, yakadan kalça hizasına kadar düğmeli modeller kullanılmaya başlandı. Kabarık kollar ve japone kol çalışmaları görülmeye başlandı.

1598; Vücuda oturan parlak kumaşlar, yakada danteller kullanılmış, kollardaki abartılar sona ermiştir.

1613; Transparan kumaştan yakalar kullanılmıştır. Kollar iyice daralmaya başlamıştır.

1625; Transparan kol ağızları ve süslemeler dikkati çekmektedir. 1642; Çok abartılı ve süslü gömlekler hakimdir.

1645; Klasik gömlek yakaları belirginleşmeye başlamıştır. 1650-1655; Yakalar sade, fakat büyükçe yapılmaya başlanmıştır.

1790-1791; Yakalar fiyonk seklinde bağlanmaktadır. Patlar fırfırla süslenmiştir.

1792; Kruvaze kapamalarda beden rahat bir görünümdeydi. 1795; Gömlek dış giyim olmaya başlamıştır. Kollar düşüktür. 1799; Uzun şömiziye yakalar mevcuttur

1813; Yaka uçları orta ve sivri bir bicimdeydi.

1846; Gömlek yakaları papyon ve fularlarla süslenmiştir.

1872; Yakalar oldukça küçük ve kolalıdır, kravat kullanılmaya başlanmıştır. 1901; Minik hakim yaka ve minik şömiziye yakalar kullanılmaktadır. 1912; Fantezi modeller ve fantezi kumaşlı gömlekler kullanılmaktadır. 1936; Kadınlar döpiyes içine gömlek kullanmaktadır.

1950; Gömlek, ciddi kalıplardan sıyrılıp rahat, spor bir havaya büründü. Kısa kollu modeller, manşetler, cepler görülmeye başladı.

1962; Aplike cepler kullanılmış, gömlekte etek uçları belde toplanmış, düğümlenmiştir.

1967; Pilise yapılmış kumaşlar, büyük filkulağı tarzı yakalar kullanılmaya başlanmıştır.

1976; Safari gömlekler kadın ve erkekler tarafından beğenilip kullanılmaya başlanmıştır.

1978; Bu dönemde gömlek yakaları uzamış, kadın gömlek yakaları fularlarla süslenmiştir. Kollar bol ve manşet kol ağzına doğru genişlemiştir.

80’li ve 90’lı yıllarda oldukça rahat, bol, manşetli, cepli spor modeller tercih edilmiştir.

Türkiye’ ye ilk olarak Osmanlı Döneminde giren gömlek, başta belli kesim tarafından kullanılmasına, kolalı ve sert yakası, manşetleri ile halk arasında rahatsız bir giyim olarak ilgi görmesine karşın; Cumhuriyetin ardından gerçek popülaritesine kavuşmuştur (Akgül, 2006: 72).

“Türk Standartlar Enstitüsü, gömlekleri kullanım amacına ve kullanacak şahsa göre iki grupta sınıflamaktadır. Kullanım amacına göre yapılan sınıflamada gömlekler ikiye ayrılmaktadır: Resmi gömlekler, spor gömlekler. Kullanacak şahsa göre yapılan sınıflandırmada gömlekler dörde ayrılmaktadır: Erkek gömlekleri, kadın gömlekleri, erkek çocuk ve kız çocuk gömlekleri” (TSE,1995:1).

“Devlet İstatistik Enstitüsü sınıflamalarında ISIC kodu esas alınarak gömlekler iki grupta incelenmektedir. 32220211 Bluz (kadın ve kız çocuklar için), 32220212 Gömlek (erkek ve erkek çocuklar için)” (DİE).

Bu sınıflamaların yanında Türk Standartlar Enstitüsünce belirlenen ‘TS 9690/Nisan 1995 Tekstil Mamulleri-GÖMLEK’ standartlarında tüm detaylar yer almaktadır. Gömleklik kumaşların; ‘TS 10250/Nisan 1992 Tekstil- Gömleklik Kumaşlar-Dokunmuş’ ve ‘TS 11612/Nisan 1995 Tekstil Mamulleri- Spor Gömleklik Kumaşlar – Dokunmuş ve Örülmüş’ standartlarına uygun olması istenmektedir. Yapım özelliklerinden dikiş özelliğinin; “TS 606/Mayıs 1990 Pamuk-Dikiş, Nakış ve Dantel İplikleri” ile “TS 8288/Nisan 1990 Kısmen veya Tamamen Sentetik Liflerden Yapılmış Dikiş İplikleri” standartlarında belirtilen ipliklere uygun olması belirtilmektedir. 10cm de 40–60 dikiş adımı için; “TS 7565/Ekim 1989 Dikiş İplikleri Sınıflandırma ve Terimleri” ve “TS 7566/Ekim 1989 Dikim Tipleri Sınıflandırma ve Terimleri “ standartlarına uygun olması belirtilmektedir.

Söz konusu standartlarda, ilik özellikleri, hata payları, boyutlar ve toleranslar, numune alma-muayene ve deneyler, muayene ve deney sonuçlarının değerlendirilmesi, muayene ve deney raporları ile piyasaya arz ile ilgili hususlar detaylı olarak belirtilmektedir.

Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan, erkek gömleği üretimi ile ilgili veriler aşağıdaki Tablo 8’de sunulmuştur.

Tablo 8.

Erkek Gömleği Üretiminin Yıllara Göre Dağılımı (32220212 Erkek ve Erkek Çocuklar İçin Gömlek)

Yıl İşyeri Sayısı Ölçü

Birimi Üretim Miktarı

Üretim Değeri (YTL) 2005 101 Adet 20 805 547 304 885 117 2006 111 Adet 24 787 669 446 274 913 2007 107 Adet 28 296 934 543 892 791 2008 126 Adet 26 975 404 534 151 440 2009 145 Adet 26 452 841 502 159 759

Tablo 8’deki veriler incelendiğinde; 2005-2009 yılları arasında erkek ve erkek çocuklar için gömlek üreten işyeri sayısının, 2007 yılı hariç artış gösterdiği; ancak 2007 yılında işyeri sayısında düşüş yaşandığı görülmektedir. 2007 yılında işyeri sayısında düşüş yaşanmasına rağmen üretim miktarının ve üretim değerinin bir önceki yıla göre artış gösterdiği görülmektedir. 2008 ve 2009 yıllarında ise, işyeri sayısının artmasına rağmen üretim miktarında düşüş yaşandığı dikkat çekicidir.

Erkek gömleği üretiminin ilk aşamasını, model tasarımı oluşturmaktadır. Tasarım sürecinde; pazarlama araştırmaları (tüketici profili, sezon eğilimleri, ürünün piyasadaki fiyat düzeyi, pazarlama teknikleri, sipariş durumları, satış imajı vb.), erkek gömleği üreten rakip firmalara ilişkin araştırmalar (satış politikaları, üretim maliyetleri, makine parkurları, üretim ve tasarlama teknikleri, kalite kontrol teknikleri, geleceğe yönelik planları vb) yapılmalıdır. Elde edilen bilgiler ışığında, bir ilham kaynağı doğrultusunda, tasarımı yapılan modelin üretime kabul edilmesiyle beraber kalıp tasarımına geçilir. Kalıp tasarımı esnasında üretilecek modelin fonksiyonelliği, biçimi ve üretim teknikleri göz önünde bulundurulur. Erkek gömleği kalıplarında boyun-yaka ölçüsü esas alınır. Hazırlanan kalıpların benzer kumaştan ve gerçek kumaştan örnek dikimleri yapılır.

Hazırlanan örnek dikim, fonksiyonellik, kalite, biçim, şekil ve estetik düzeyi, tüketici tercih ve beklentileri doğrultusunda, eldeki mevcut araştırma verilerine göre test edilir. İstenilen kalite, fonksiyonellik ve kabul edilebilir maliyet sınırları doğrultusunda incelenir. Bunun sonucunda giysinin üretim kriterleri belirlenir. Bu belirlemelere bağlı olarak giysinin çalışma çizimleri hazırlanır.

“Kalıp tasarımından gelen ayrıntılı tasarım ve dokümanlar doğrultusunda ön üretim yapılır. Ön üretim sonunda feed back/dönüt/geri besleme bilgileri elde edilir. Elde edilen dönütler, üretim için ve pazar için olmak üzere yeniden değerlendirilir ve üretime başlanır” (Çakar vd, 2003) .

Erkek gömleği üretim sürecinde tasarım, kesim, hazırlık, ara montaj, ana montaj, kalite kontrol, paketleme işlemleri kendinden önce gelen ve onu takip eden işlemlerle birbirine bağlıdır.

Şekil 7. Erkek Gömleği Üretim Sürecine Etki Eden Faktörler (Çakar, 1996:28)

a. Tüketici özellikleri,

b. Kalite kontrol parametreleri,

c. İşletme stratejisine uygun maliyet hesapları, d. İşletme talimatları,

e. Hammadde ve yardımcı malzeme temini, standartlar, maliyetler, f. İşletme karakteri ve yapılacak gelişmeler.

Şekil 7’de görüldüğü gibi, bir erkek gömleği üretiminde yatay ve dikey girdi verileri üretim süreci içerisinde değerlendirilerek çıktıya dönüşmektedir. Burada çıktı iki şekilde elde edilmektedir. Birincisi ürün yani erkek gömleği, diğeri ise ürün ile ilgili verilerdir. Burada ürün ile ilgili veriler, kalite ve

ERKEK GÖMLEĞİ ÜRETİMİ Tasarım Bilgileri

Kullanılacak hammadde

Satış, Pazarlama, Maliyet Bilgileri Eski-Yeni Tasarım Karşılaştırmaları Tüketici talepleri-düzeltmeler Tasarım kuralları (öğe ve prensipler) Üretim bilgileri-üretim süreçleri

a b c d e f

ÜRÜN

ERKEK GÖMLEĞİ ÜRETİMİ TEKNİK BİLGİLER KALİTELİ BİLGİLER

teknik bilgilerle birlikte, düzeltme ve yeniliğe uğrayarak üretim sürecine girdi olarak tekrar katılmaktadır. Burada sistemin özü, tasarım girdi ve çıktıları arasında görüş birliğini sağlamaktır. Erkek gömleği üretim sürecinde ürün yani çıktı, girdi şartlarını sağlamalıdır. Esas amaç, tasarımın doğrulanmasıdır (Çakar,1996: 28).

2.2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Yapılan araştırmada, AHS’nin tekstil sanayinde çeşitli konulara ilişkin çok kriterli karar problemlerinin çözümünde kullanıldığı görülmektedir. Ancak, hazır giyim sanayinde üretilen erkek gömleğinin, üretim sürecine ilişkin kararların AHS ile belirlendiği herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Araştırma probleminin alt yapısını hazırlayarak geçmişte yapılanları özetlemek amacı ile çeşitli araştırmalar aşağıda kısaca sunulmuştur.

Yoo ve Choi (2006); “Analytic Hierarchy Process Approach For İdentifying Relative İmportance of Factors to İmprove Passenger Security Checks at Airports” adı makale çalışmasında; hava alanlarında yolcuların güvenlik kontrollerini etkileyen en önemli faktörün AHS ile seçimi yapılmıştır. Çalışmada yolcuların güvenlik kontrollerini etkileyen faktörler olarak; insan kaynakları, ekipmanlar ve faaliyetler, prosedür ve sorumluluklar olmak üzere üç faktör belirlenmiş; oluşturulan hiyerarşik yapı doğrultusunda bu faktörlerin AHS ile göreli önemler ağırlığı belirlenmiş ve en önemli faktör tespit edilmiştir. Analizler sonucunda en önemli faktörün insan kaynakları faktörü olduğu tespit edilmiştir.

Arıkan (2008); “Fasoncu Seçimi İçin AHS Modelinin Bir Tekstil İşletmesinde Uygulanması” adlı Yüksek Lisans Tezinde; Yeşim Tekstil’in Nike müşterisi için en iyi fasoncu seçiminde AHS’yi kullanılmıştır. Modelde; kalite kontrol sistemleri, sosyal uygunluk, maliyet, plana uyum, teknik kapasite, firmanın yerleşim yeri, finansal kapasite, tecrübe ve işi isteme isteği olmak üzere 8 ana kriter ve bunlara bağlı çok sayıda alt kriter belirlenmiştir. Alternatif olarak, altı tane fasoncu firma seçilmiştir. Modelin çözümü sonucunda, en yüksek ağırlığa sahip kriterler sırasıyla, plana uyum, sosyal uygunluk, maliyet, kalite kontrol sistemleri, finansal kapasite, teknik kapasite, firmanın yerleşim yeri, tecrübe ve işi isteme isteği izlemektedir. Modelin çözümü

neticesinde, fasoncu firmalardan “Fita”, en iyi fasoncu firma olarak ilk sırada yer almış; bunu sırasıyla; Çıma, Asena-4, Asena-1, Asena-3, Akgün izlemiştir.

Aydın’ın (2006); “Tutundurma Karması Elemanlarının AHS İle Değerlendirilmesi: Türk Ev Tekstili Sektöründe Bir Uygulama” adlı Yüksek Lisans Tezinde; problemin AHS ile çözümünde öncelikle ev tekstili sektörünün pazarlama bölümünde görevli olan üst düzey yöneticileri ve üniversitede pazarlama alanında uzman öğretim üyeleri ile birlikte bir ekip oluşturulmuştur. Türk ev tekstili sektöründe faaliyet gösteren tek bir işletme için en uygun tutundurma karması elemanının belirlenmesi yerine, sektörde faaliyet gösteren işletmelerin uyguladıkları tutundurma çalışmalarının belirlenmesine karar verilmiştir. Çalışmada grup karar verme yöntemi uygulanmıştır. Elde edilen teorik bilgiler ışığında ve ekip görüşleri doğrultusunda, çalışmanın alternatifleri olarak tutundurma karması elemanları olan; reklam, halkla ilişkiler, kişisel satış ve satış tutundurma belirlenmiştir. Yapılan analizler neticesinde; firma hedefleri kriterinin en önemli kriter olduğu, bunu ise rekabet ortamı kriterinin izlediği görülmektedir. Tüm katılımcılar için en az öneme sahip kriter ise dağıtım kanalıdır. Çalışma sonucunda en uygun tutundurma karması elemanının kitlesel satış olduğu; bunu sırasıyla; reklam, halkla ilişkilerin izlediği tespit edilmiştir.

Başkaya ve Akar’ın (2005); “Üretim Alternatifi Seçiminde Analitik Hiyerarşi Süreci: Tekstil İşletmesi Örneği” adlı makale çalışmasında; bir tekstil işletmesinin ham kumaş, boyalı kumaş, perdelik kumaş alternatifleri arasından en uygun olanı belirlenmiştir. Çalışmada, sektörde faaliyet gösteren bir işletmenin sahibi ve yöneticileriyle görüşülmüş, üretim alternatifi seçim kararını etkileyen faktörler olarak; satılabilirlik, hammadde temini, verimlilik ve karlılık olarak belirlenmiştir. Yapılan analizlere göre; ürünün ne kadar işleneceğini etkileyen en önemli kriter karlılık kriteri olarak tespit edilmiştir. Bu kriteri satılabilirlik, hammadde temini ve verimlilik izlemektedir. Yapılan analizlere göre; satılabilirlik açısından en önemli alternatif perdelik kumaş; hammadde temini açısından ham kumaş; karlılık açısından perdelik kumaş; hammadde verimliliği açısından ham kumaş; isçilik verimliliği açısından perdelik kumaş; makine verimliliği açısından yine perdelik kumaş olarak bulunmuştur. Araştırma sonucunda; dikkate alınan dört önemli kritere göre perdelik kumaş 0,488 önem ağırlığıyla en uygun üretim alternatifi olarak görülmektedir. Onu 0,303 ile apre ve boyalı kumaş ve 0,209 ile ham kumaş izlemektedir.

Güner’in (2003); “Analitik Hiyerarşi Sürecinin Fason İşletme Seçiminde Kullanılması” adlı makale çalışmasında; bir tekstil işletmesinde en uygun fasoncu seçimi yapılmıştır. Çalışmada; güven-emniyet, kalite tutturma, temin, fiyat uygunluğu, makine parkuru uygunluğu olmak üzere beş tane ana kriter belirlenmiştir. Ayrıca, alternatif olarak A, B, C, D olarak kodlanan dört tane fason işletme tespit edilmiştir. Belirlenen 5 ana kriterden güven-emniyet kriterinin en önemli önceliğe (0,498 veya % 49,8) sahip olduğu görülmüştür. Tüm alternatiflerin birbirine göre avantaj ve dezavantajlarını sayısal olarak görebilmek için tüm alternatifler, kriterler doğrultusunda karşılaştırılmıştır. Çözümlemeler neticesinde şu bulgular elde edilmiştir:

A firması: En uygun fiyatı vermiş olan fakat güven-emniyet konusunda en kötü firmadır. Kalite tutturma ve temrin tutturma konularında en iyi olan D Firmasından sonra ikinci sıradadır. Makine parkur uygunluğu açısından bakıldığında D ve B firmalarından sonra ancak üçüncü sırayı alabilmiştir.

B Firması: Güven- emniyet konusunda en iyi firmadır. Kalite tutturma konusunda C firmasından daha iyidir, A firmasından daha kötüdür ancak üçüncü sıradadır. Temrin tutturma ve fiyat uygunluğu açısından incelendiğinde en kötü firmadır ancak makine parkuru uygunluğuna bakıldığında ikinci sıradadır.

C Firması: Termin tutturma konusunda en iyi firmadır. Güven emniyet konusunda B firmasından sonra en iyi ikinci firmadır. Kalite, tutturma konusunda ve makine parkuru uygunluğu açısından bakıldığında en kötü firmadır, ancak fiyat uygunluğu açısından incelendiğinde ikinci sıradadır.

D Firması: Kalite tutturma ve makine parkuru uygunluğu konusunda en iyi firmadır. Temrinde en kötü firmadır. Güven ve emniyet konularında üçüncü sırayı almıştır.

Güner (2007); tarafından yapılan “Konfeksiyon Üretiminde Temel Kriterlerin Hiyerarşik Modellenmesi İle Üretilecek En Uygun Ürünün Belirlenmesi” adlı makale çalışmasında; bir konfeksiyon işletmesinde üretimde, istenilen kriterlere en uygun ürün belirlenmiştir. Bu amaçla dört ayrı pantolon modeli belirlenmiş ve bu modeller; Model 7434 (T17 chino), Model 4106 (T54 klasik), Model 8493 (T17 beş cepli), Model 8618

(T17 beş cepli) olarak kodlanmıştır. Alternatif modelleri değerlendirebilmek için; üretim tekniğini çok iyi bilen, konusunda uzman kişilerin oluşturdukları bir gurup tarafından beyin fırtınası ile değerlendirme kriterleri belirlenmiştir. İşletme yapısına uygunluk, üretim kolaylığı, müşteri talep düzeyi olmak üzere üç ana kriter ve bu

Benzer Belgeler