• Sonuç bulunamadı

NEVŞEHİR EFSANELERİNİN YAPI ÖZELLİKLERİ

Erken dönem halk bilimi çalışmalarında, Grimm Kardeşler efsaneyi tanımlanmak için “masal daha şiirseldir, efsane ise daha tarihî” (Dégh, 2001, s. 24) diyerek efsane ve masalı muhteva özelliklerini göz önünde bulundurarak

kıyaslamışlardır. Efsanenin masal gibi sabit bir şekle sahip olması gerektiğini düşündüren bu tanım neticesinde efsanenin şeklini belirleme çalışmaları sonucunda, efsaneyi destan veya masal gibi edebî bir şekle sahip kılabilmek için çeşitli görüşler ileri sürülmüştür; lakin efsanelerin nesir olmaları dışında sabit bir şekli yoktur. Efsane, anlatıcı ve dinleyici çevresine bağlı olarak her türlü konuşmanın içine girebilen ve içinde yer aldığı konuşmanın özelliklerine göre şekil alabilen bir türdür. Bu durumu L. Schildt, “Efsane sabit bir şekle sahip değildir, her çeşit konuşmanın içine girebilir. Bu durumda hangi çeşit konuşmanın içine giriyorsa veya malzeme

50

olarak kullanıldığı konuşmanın özelliklerine dayalı bir şekil alıyor demektir” (Çobanoğlu, 2003, s. 42) şeklinde açıklamaktadır. Çalışmamızda yer alan eş metinlerde bu durum açıkça görülmese de anlatıcının hünerine ya da dinleyicinin tavrına bağlı olarak yapıları farklılaşan metinler yer almaktadır. Efsanelerin bir kısmı bir veya iki epizottan oluşurken, bazıları üç-dört epizottan oluşabilmektedir.

Efsaneler masaldan daha kısadır, bundan dolayı, bir efsane metninde masala nazaran daha az yapısal birim vardır (Petikainen, 2003, s. 223). Nevşehir

efsanelerinin de pek çoğu tek veya iki epizottan oluşmaktadır. Ancak tarihî şahıslar ve olaylarla ilgili efsaneler birkaç epizottan meydana gelmiştir. Bu tür efsanelerde tarihî olaylar ayrıntılı olarak anlatıldığı için diğer konulardaki efsanelere göre daha fazla epizoda sahiptir, fakat bu tür efsanelerde anlatmayı genişleten ve tasvire dayalı ayrıntılardan oluşan bazı epizotların atılmasının olay örgüsünü bozmadığı tespit edilmiştir.

Efsanelerin bir diğer özelliği ise amaca yönelik bilgiyi kapsaması ve sade bir anlatımı olmasıdır. Efsanedeki sanatsal özellikler oldukça basit ve gösterişsizdir (Luthi, 2003, s. 315).

Bununla birlikte, efsane anlatımı sırasında bazı formel ifadeler

kullanılmaktadır. Nevşehir efsaneleri hakkında yapılan alan araştırmasında anlatıma giriş oluşturan ve anlatmanın sonuçlandığını bildiren “başlangıç” ve “bitiş”

formellerinin kullanıldığı tespit edilmiştir. Burada dikkat çekici olan nokta ise, efsanelerdeki formel ifadeler, masalların aksine, yapının ayrılmaz ve değişmez bir parçası değildir. Çünkü bazı efsanelerde bu formel yapılara rastlanmadığı gibi, tespit edilen formel ifadelerin de pek çok çeşidi olduğu görülmektedir. Nevşehir

efsanelerinde tespit edilen başlangıç formellerinin bazıları şunlardır: “Geçmiş zamanlarda…”, “Günlerden bir gün…”, “Vakti zamanında…”, “Çok eski

51

göre…”, “Rivayetlere göre…”, “Rivayete göre zamanın birinde…”, “… adını bir söylenceden almış olup bu söylenceye göre…”, “… ile ilgili şöyle bir efsane

anlatılmaktadır”, “Rivayete göre…”, “Ninelerimizden hikâye olarak dinlediğimiz …”, “… buradaki bir … ile ilgili şu efsane anlatılıyor:”,“Sizlere …’nın nasıl ve niçin oluşturulduğunu rivayetlere göre anlatacağım…”, “… şu söylenceyle

anlatılmaktadır:”, Anlatılan bir menkıbeye göre…”.

Nevşehir efsanelerinde anlatının bir sonuca bağlanması ve anlatılanların somutlaştırılması bağlamında bitiş formellerinin de yer aldığı görülür. Bunlardan bazıları şöyledir: “… bundan sonra da …’nın adı … olmuştur”, “… o tarihten sonra …’ya … denilmiş”, “… ordan galıyo”, “…’ya o günden sonra … adı verilmiştir, “… bu yüzden …’ya … dendiği söylenmektedir”, “…’nın adı … kalıyor”, “…’ya … derler şimdi.”, “… bundan dolayı ….’ya … ismini vermişler”, “… o yüzden … adını almış”, “adı … olarak kalır”, “… bundan sonra da …’ya … denilmeye başlanmıştır”, “…bunun üzerine adı … olur”, “işte şimdi ….’ya … deniliyor”, “der ve …’nın ismi … olur”, “… diyorlar ondan sonra”, “… derken …’nın adı … kalıyor”, “buranın adı … kalmış, “… adını bu olaydan almış”, “…’nın adı sonradan öyle kalmış”, “… oluyor adı”, “… ismi bu rivayetten etkilenilerek konulmuştur”, “… demiş ve o zamandan beri bu …’nın isminin … olduğu söylenir”, “…’nın adı da … olur”,

“…’nın burada yatan mübarek zatın adından dolayı … adını aldığı söylenmekte”, “… demişler ve o …’nın adı … olmuş”, “… bunun üzerine …’nın adı … kalır”, “ve …’nın adına da … denmiştir”, “sonra da …’nın adı kalır”, “…o günden beri kutsal bilinmektedir”.

Efsaneyi diğer anlatı türlerinden ayıran iki temel özellikten biri “inanma”dır. Nevşehir efsanelerinde de anlatılanların gerçek olduğuna inanıldığının vurgusunun yapıldığı bazı formel ifadelerin yer aldığı görülür. Bunlardan bazıları şöyledir:“Bu efsanenin bizim yaşımızda yani küçükken doğru olduğu söylenir; ama ben hep doğru

52

olduğuna inanmışımdır.”, “… gerçekten de …”, “Bu olay çok eski bir olay; ama gerçek…”,“Bu gerçek, yani şahitli…”, “Bizzat kendilerinin gördüğünü söyleyenler var. Gök gözlü, aksakallı bir ihtiyar.”, “Babam yaşamış, gerçek yani.”, “Yaşanmış, olmuş bir şey bu”. Gerçek hayatta yaşanması imkânsız, içinde olağanüstülükler barındıran olayları konu aldığı hâlde “gerçek” kabul edilen anlatmaların, olağanüstü olayların büyük bir kısmı dinî şahıs ve olaylarla ilgilidir. Nevşehir yöresinde; efsanelere inanılmasında dinî konuların, efsanelerin gerçek kabul edilmesinde ise tarihî olay ve şahıslarla ilgili efsanelerin etkili olduğu söylenebilir.

Sonuç olarak, nesir anlatmalar olan Nevşehir efsaneleri, belirli sosyal çevre ve şartlar (contex/bağlam) dâhilinde müstakil bir tür olarak anlatılmaktadır. Masal ve destanlar gibi sabit bir şekle sahip olmayıp masala göre daha kısa olan; “kendine özgü bir üslubu olmayan, her türlü üslup kaygısından yoksun, düz konuşma diliyle

bildirilen” (Boratav, 1995, s. 99) anlatmalar olmakla birlikte vermek istediği öğüdü az ve öz bir hacim içinde sunan efsanelerin, masallar gibi kalıplaşmış, gelenekselleşmiş, duyar duymaz masal türünü anımsatan bir formel girişi, geçişi ve sonucu yoktur, fakat bazı başlangıç ve bitiş formellerine efsaneler içinde de yer verilmektedir. Bunun yanı sıra “Odabaşı Çeşmesi İnancı”, “Belha Efsanesi” ve “Yallı Efsanesi” adlı efsane metinlerinin sonunda birer nazım yaratım yer almaktadır.

Benzer Belgeler