• Sonuç bulunamadı

3. KÜRTLER VE YAŞADIKLARI COĞRAFYA

2.2 KÜRTLERİN YAŞADIĞI YERLERDEKİ DAĞ VE NEHİRLER

2.2.2 Nehirler

Dicle (ُةَل ْجِد): Yâkût’un verdiği bilgilere göre; Bağdat nehridir. İki farklı ismi

daha vardır: Arnek Rûz ve Kudek Derya (küçük deniz). Yâkût’un Ebu Abdullah Muhammed b. Umran b. Musa el-Merzubanî den yaptığı rivayette: Ebu’l-Hasan Ali b. Harun bana Ali b. Mehdi el-Kisrevî’nin el yazısı olduğunu zikrettiği bir kâğıt verdi. Bu kâğıtta “Dicle’nin kaynağı” adını taşıyan ilk çıkış yeri bilgisini buldum. Bu yer Diyarbekir’den iki buçuk günlük bir mesafede. Dicle, Helüres diye bilinen bu yerde karanlık bir mağaradan çıkar. Dicle’ye ilk dökülen nehir Rum topraklarında Şimşat havalisinden gelen “Nehru’l-Kilab”tır (köpekler nehri). Dicle’ye bağlanan ilk nehir yatağı Meyyâfârikîn ve Âmed arasındadır. Rivayete göre bu nehir Helüres’den çıkıyor. Helüres ise, Ali el-Ermenî’nin şehit edildiği yerdir. Sonra Satidma, arkasından Zûr, Meyyâfârikîn nehri, sonrasında Serbet Dicle’ye bağlanan nehirlerdir. Daha sonra Dicle Tell Fafan diye bilinen bir yerden geçer. Bundan sonra Dicle’nin suyunu artıran Rezm nehir yatağı Dicle’ye bağlanır. Sonrasında sırasıyla Buyarnî, Baaʿynasa, Duşa, Habur, Büyük Zap ve Küçük Zap nehirleri de Dicle’ye dökülür. Dicle, daha sonra Rey’e bağlı Sarr’den geçer.(Kisravî)535

Başka bir rivayete göre; Dicle nehrinin çıkış yerinin aslı, Âmid’e yakın Zülkarneyn diye bilinen kalenin yanında bir dağdır. Dicle’nin kaynağı bu dağın altıdır.

533 Yâkût, III, 349. 534 Yâkût, II, 54. 535 Yâkût, II, 440-441.

Dicle oradan uzadıkça Diyarbekir dağlarının suları Dicle’ye katılır. Deniz menziline yaklaşıncaya kadar bu böyle devam eder. Dicle’yi Âmid’de gördüm, Dicle binek hayvanları ile geçilebirdi. Dicle buradan Meyyâfârıkîne doğru ilerliyor, sonra Hısn Keyfâ ve oradan da Cezîretü İbn Ömer’e uzanıyor. Dicle, Cezîre’nin etrafını kuşattıktan sonra oradan da Beled ve Musul’a buradan da Tikrit’e ulaşır. Her iki Zap’ın da Tikrit’te Dicle’ye döküldüğü söylenir. Büyük Zap Tell Fafan denilen bir yerde, Küçük Zap ise Sinn’in yanında Dicle’ye dökülür. Dicle bunlarla büyür. Sonra Bağdat, Vasıt, Basra ve Abadan’dan sonra Hint Denizine (Basra Körfezi) dökülür. Vasıt’dan ayrıldıktan sonra gemilerin yüzebildiği beş büyük nehre ayrılır. Bu nehirler Sasi, Ğarraf, Dekle, Ca’ter ve Misan nehirleridir. Daha sonra bu nehirlerin tamamı ve Fırat’dan bunlara katılanlarla birlikte Metare yakınlarında birleşirler. Metare Basra ile arası bir günlük mesafe olan bir köydür.536

Furat ( ُتاَرُفلا):Yâkût’un verdiği bilgilere göre; Fırat’ın kaynağı Ermeniye, sonra

Ahlat yakınlarında Kalikala’dır (Erzurum). Rum (Anadolu) topraklarına ulaşıncaya kadar bu dağlarda dolanır. Sonrasında Kemah’a oradan da Malatya’ya ulaşır, sonrasında Sumeysat’dan çıkar. Sence, Keysum, Deysan ve el-Belih gibi küçük nehirler Fırat’a dökülür. Menbec’in karşısında Necm kalesine ulaşıncaya kadar bu böyle devam eder. Sonra Balis’in kenarından ilerler oradan da Devser, Rakka, Rahbet Malik b. Tavk, ‘Ane ve Hit’e ulaşır. Akabinde es-Sevad’ın zirai alanlarını sulayan kollara ayrılır. Sora, el- Melik (Serser), İsa b. Ali, Kosa, Suk Esed, Sera, Kufe, Antik Fırat ve Hille Beni Mezyed bu nehirlerden bazılarıdır. Zirai alanlar bu sularla sulandıktan ve insanlar bu sulardan yararlandıktan sonra arta kalan sular Dicle’ye dökülür. Bunlardan bazıları Vasıt’ın yukarılarında bazıları da Vasıt ile Basra arasında Dicle’ye dökülür. Bu noktadan sonra Dicle ve Fırat ikisi genişliği bir fersah olan büyük bir nehir olurlar. Sonra da Hint denizine dökülürler. Fırat’ın birçok fazileti vardır. Nil, Fırat, Seyhun ve Ceyhun nehirlerinin cennetten olduğu rivayet edilmiştir.537

536

Yâkût, II, 441-442.

537

Hâbûr (ُروُباخلا): Yâkût’un verdiği bilgilere göre; İbn el-Arabî Habur’un bir yer

ismi olduğunu söyler. Ben ise, Hâbûr’unbu nehrin mi yoksa başka bir nehrin mi ismidir, bilemiyorum. Hâbûrise Cezîre topraklarında Fırat ile Re’s ‘Ayn arasında büyük bir nehrin ismidir. Hâbûrismi geniş bir vilayet ve çok sayıda beldeyi kapsar. Kırkısya, Makısin, Mecdel ve Eraban’dan birçok yer Hâbûr’a nispet edilmektedir. Bu nehrin kökü Re’s ‘Ayn’daki su kaynaklarıdır. Nusaybin nehri olan Hermas nehrinden artan sular ile yükselen sular da bu nehre dökülür. Böylece büyük bir nehir olur ve bu beldeleri sular. Daha sonra Kırkısya’da (ءايصصسيقرق) son bulur ve buradan Fırat’a dökülür. Hâbûru’l- Haseniye (ةّينسحلاروباخ) ise Dicle’nin doğusunda Musul’a bağlıdır. Musul’un kuzeyinde kıyılarında köylerin ve geniş bir bölgenin bulunduğu dağlardan akan bir nehirdir. Bölgenin sulama ihtiyacını karşıladıktan sonra Dicle’ye ulaşır. Kaynağı ez-Zevzan topraklarıdır. Mesudiye göre bu nehrin kaynağı Ermeniye topraklarıdır. Dicle’ye döküldüğü yer ise, Musul topraklarından Karda şehrine bağlı Fisabur ile Basorin nahiyeleri arasındadır.538

Haşşek (كّش َحلا):Dicle ve Fırat arasında bir vadi veya nehirdir. Nusaybin nehri el-

Hermas’tan suyunu alır ve Dicle’ye akar.539

Hâzir (ُرِزاسسَخ): Yâkût’un verdiği bilgilere göre; Erbil ile Musul arasında bir

nehirdir. Daha sonra yukarı Zap ile Musul arasında bir nehre dönüşür. Bu nehrin kıyısında Nahla denilen bir kûre vardır. Nahla ahalisi el-Haziru’yu “Berrişo” diye isimlendiriyor. Nehrin başlangıç yeri Nahla nahiyesinden Ebrun denilen bir köydür. Hılbêta dağı ile el-Ümraniye arasından çıkar ve el-Merc kûresinden Akra ve Şûş kalesine uğrar, oradan da Dicle’ye dökülür.540

Hevser ( ْر َسسسو َخ): Yâkût’un verdiği bilgilere göre; Musul’un doğusunda suyu

Dicle’ye dökülen bir nehirdir. Nehrin yatağı Musul’un karşısında tanınan Bacebbre 538 Yâkût, II, 335. 539 Yâkût, II, 262. 540 Yâkût, II, 337.

köyündedir. Nehir, hala mevcut olan kemerli taş köprülerin altından akar. Bu kemerli taş köprülerden birinin üzerinde bir cami vardır ve bu caminin minaresi hala mevcuttur.541

Nehru’l-Kilâb (بلكلا ُرهن):Kaynağı Ardu’r-Rum’dan Şimşat’ın yukarısı olan ve

Dicle’ye dökülen ilk nehirdir.542

Nehru Saîd (ٍديعس ُرهن): Yâkût’un verdiği bilgilere göre; Rakka’dan aşağıda Diyar

Mudar’da bir nehirdir. Kendisine Said el-Hayr denilen Said b. Abdulmelik b. Mervan buraya nispet edilmektedir.543

Sance (ُة َجْن َسسص):Yâkût’un verdiği bilgilere göre; Nasr’ın rivayetine göre Diyar

Mudar ile Diyarbekir arasında bir nehirdir. Bu nehrin üzerinde yeryüzünün harikalarından bir taş köprü vardır.544

Sence (ة َجْنَس):Yâkût’un el-Udeybî’ye dayanarak verdiği bilgilere göre; bu nehre

girmek güvenli değildir. Çünkü tabanı kaygan kumdur. İnsan üzerine bastıkça ayaklarının altından kayar. Diyar-ı Mudar’a bağlı olan Hısn Mansur ile Keysum arasında akar. Bu nehir üzerinde dünya harikası bir taş köprü vardır. Bir kıyıdan karşı kıyıya kadar tek kemerden oluşur. İki yüz adımlık bir kemerdir. Düzgün kesme taşlardan yapılmıştır. Bazı taşların uzunluğu on yüksekliği beş zirâ‘dır. Bu köprü ile ilgili ilginç bir rivayete göre, tılsımlı bir levha sayesinde köprünün zarar gören yeri tespit edilir. Bu levha köprünün zarar gören yeri onarılıncaya kadar suyu başka bir yöne

541 Yâkût, II, 406. 542 Yâkût, V, 323. 543 Yâkût, IV, 242. 544 Yâkût, III, 425.

akıtır. Onarımdan sonra levha kaldırılır ve su da kendi mecrasında akmaya devam eder.545

Tâmarrâ (اّرماَت):Şehrezûr dağlarından ve civar dağlardan çıkıp Bağdat sevadına

akan bir nehirdir.546

Yernî (ين ْرَي):Ermeniye’nin dışından çıkan ve el-Cezîre’nin dağlarında Dicle’ye

dökülen bir nehirdir.547

545 Yâkût, III, 264. 546 Yâkût, II, 7. 547 Yâkût, V, 435.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

MU’CEMÜ’l-BÜLDÂN’A GÖRE KÜRTLERİN SOSYO-

KÜLTÜREL VE EKONOMİK HAYATLARI

Benzer Belgeler