• Sonuç bulunamadı

3. KÜRTLER VE YAŞADIKLARI COĞRAFYA

1.1 ANA COĞRAFÎ BÖLGELER

1.1.1 Cezîre ( (ُةَريِزَجلا

Güzel şehirleri, hisarları, kaleleri, sıhhatli bir havası, zengin doğal kaynakları ve birçok ürünün yetiştiği verimli arazileri116 olan el-Cezîre bölgesi, Müslüman coğrafyacı ve gezginlerin eserlerinde “Mabeyn en-Nehreyn” (iki Nehir Arası), Yunan ve Bizans kaynaklarında ise “Mezopotamya” diye isimlendirilmiştir. Yâkût ise Mu‘cemü’l-

büldân’da “Cezîretu’l-Akûr”117 ismini kullanmıştır. el-Cezîre Dicle ve Fırat nehirlerinin arasında kalan bölgenin kuzeyidir. el-Cezîre bölgesi Tikrit’ten başlayarak Dicle tarafında güneyde Fırat üzerinde el-Hadise ve ‘Ane’ye kadar uzanır. Daha sonra kuzeyde Dicle ve Fırat’ın kaynağına doğru devam eder. Bazı coğrafyacılar bu bölgeden ve bu iki nehrin kıyılarından uzak olmalarına rağmen ‘İmadiye, Erbil ve el-Bevazih gibi bazı şehir, kasaba ve köyleri de bu coğrafi bölgeden saymışlardır. İlk dönem Müslüman coğrafyacılar el-Cezîre’nin bu sınırları konusunda hemfikirdirler.118

Ebu’l-Fidâ’ya (ö.732/1331–1332) göre ise Cezîre’nin sınırları şunlardır. el- Cezîre’nin sınırları Bizans hududu tarafında Fırat ile başlar. Burası Cezîre’nin Güneybatı sınırıdır. Güneybatı sınırı Fırat ile beraber Malatya’dan Sumeysat’a, Bizans kalesine, el-Bire’ye, Menbic’in karşısına, Balis, Rakka, Rahbe, Hit ve Enbar’a kadar uzanır. Fırat Enbar’da Cezîre’nin sınırını oluşturmaktan çıkar. Daha sonra sınır, Enbar’dan Tikrit, Sinn, Hadise, Musul, Cezîret İbn Ömer ve Âmid’e kıvrılır. Daha sonra sınır batıda, Âmid’i aştıktan sonra Ermeniye ve Bizans sınırına ulaşarak, başladığımız yerden Malatya yakınına kadar uzanır. Böylece Ermeniye ve Bizans’ın bir kısmı el- Cezîre’nin batısını, Şam’ın ve Badiye’nin bir kısmı el-Cezîre’nin güneyini, Irak doğusunu ve Ermeniye kuzeyini oluşturur.119

116

Yâkût, II, 134.

117

Yâkût, II, 134-136.

118

E. Xelil, “İslam’da Kürtlerin Vatanı”, yayınlanmamış makale, s.1.

119

Ebü’l-Fidâ, Ebü’l-Fidâ, ‘İmadüddin İsmail b. Muhammed b. Ömer, Takvim el-büldân, 1. bs., (nşr. M.Le Baron Mac Guckın De Slane), Paris 1840, s. 273; el-Cezire’nin sınırları için bkz. İbn Havkal, Sûretü’l-

el-Cezîre bölgesi ve sınırları coğrafi olarak incelendiğinde göz ardı edilmemesi gereken konulardan biri de el-Cezîre’nin İslam öncesi sürekli Farslar ile Bizanslılar arasında el değiştirmesidir. Bölge zaman zaman Bizanslılar’ın zaman zaman da Farslar’ın nüfuzu altına giriyordu. Ancak genel olarak İslam sonrası dönemde Diyar Rabi‘a diye isimlendirilen bölge,“ Dicle boyunca Tell Feğan’dan Tegrit’e kadar, nehrin sağ sahilinde Habur -Hirmas- Sarsar arazisi ile sol sahilinde küçük Habur’un aşağı mecrası ile Zab’ın aşağı ve yukarı mecralarını ihtiva eder. Merkezi Nusaybin’dir. Cezîret İbn Ömer, Dârâ, Sıncâr bu bölgenin meşhur şehirleridir.”120 Bu bölge İslam öncesi Fars egemenliği altında bulunuyordu. İslam sonrası Diyar Mudâr olarak isimlendirilen bölge, “Sumaysât’tan ‘Âna’ye kadar Fırat bölgesi, Balih civarını ihtiva eder. Merkezi Harran olup Urfa, Rakka, Suruc, Bira, Ca‘bar ve Karkisya bu bölgenin en meşhur şehirleridir. Sumaysat ve Malatya bu bölgenin Bizans’a karşı suğûr121 ve müdafaa şehirlerini teşkil ediyordu”122

Yâkût el-Hamevî’ye göre ise el-Cezîre bölgesi, Diyarbekir ve Diyar-ı Mudar’ı şamil olan Şam civarında Dicle ve Fırat arasındaki bölgedir. Dicle Fırat arasında yer aldığı için ada anlamında el-Cezîre diye isimlendirilmiştir. el-Cezîrenin doğal sınırları olan Dicle ve Fırat nehirleri Basra yakınlarında buluştuktan sonra denize dökülürler. el- Cezîre 37˚ 50ʹ boylam ile 36˚ 50ʹ enlem arasında yer almaktadır.123

Arz, 1. bs., (nşr. M. J. De Geoje), Leiden 1939. s. 208; İdrisî, a.g.e., 655- 665 Kazvinî, Zekeriyya b. Muhammed b. Mahmud, Âsar el-Bilad ve Âhbar el-İbad, Dâr u Sâdır, Beyrut, 351.

120

G. le Strange, “Diyar Rabiʿa”, İ.A. III, İstanbul, 1988, s. 601.

121

Suğûr, Suriye-el-Cezîre’nin Bizans İmparatorluğu tarafındaki hudut kaleleri mıntıkası. (bkz. E. Honigmann, “Suğûr”, İ.A., XI, 2.)

122

G. le Strange, “Diyar Mudar”, İ.A. III, İstanbul, 1988, s. 601.

123

Yâkût’un Mu‘cemü’l-büldân’da verdiği bilgilere göre124 Müslümanların bölgeyi fethinden sonra el-Cezîre, buraya yerleşen Arap kabileleri esasına göre şu üç bölgeye ayrılmıştır:

Diyar Rabiâ: Re’s ‘Ayn cihetindeki Musul arazileri ile Nusaybin, Re’s ‘Ayn,

Duneysir, Habur ve bunlar arasında kalan şehir ve köylerden oluşmaktadır.

Diyar Mudâr: Fırat’ın doğusunun yakınlarında düz arazilerde bulunan Harran,

Rakka, Şimşat, Suruç ve Tell Mevzen’den oluşmaktadır.

Diyar Bekir: Sınırları Dicle’nin batısından Nusaybin’e nazır el-Cebel,

Hısnkeyfâ, Âmid, Meyyâfârıkîn, Siirt, Hizan, Hânî ve bunların arasında kalan yerlerden oluşmaktadır.

Cezîre’nin Müslümanlar tarafından fethedilişi ise Mu‘cemü’l-büldân’da Seyf İbn Ömer’den yapılan bir rivayetle anlatılır. Sa‘d b. Ebi Vakkas (r.a.) 17/638-639 senesinde Kufe şehrini imar ettiği esnada bir araya gelen Rumlar, Humus’ta Ebu Ubeyde b. el- Cerrah’la (r.a.) birlikte Müslümanları muhasara altına alılar. Ömer (r.a.), Sa‘d b. Ebi Vakkas’a yazarak Irak’lı Müslümanlarla birlikte Ebu Ubeyde’nin imdadına yetişmesini istemesi üzerine Sa‘d b. Ebi Vakkas askerlerini komutanlarıyla birlikte Iraklı Müslümanların yardımına gönderir. Gönderilen komutanlardan biride İyad b. Ganm’dı. Humus’ta bulunan Rumlara, Iraklıların geldikleri haberi ulaşınca Humus’tan çekilerek kendi ülkelerine dönerler. Akabinde Sa‘d, İyad b. Ganm’e yazarak el-Cezîre’ye saldırmasını ister. İyad b. Ganm 17/638–639 senesinde saldırıya geçerek el-Cezîre’yi fetheder.

el-Cezîre, İyad b. Ganm tarafından en kolay şekilde fethedilen ülkelerden biridir. el-Cezîre’nin Irak ve Şam arasında kalan ahalisi bu iki ülkeninde Müslümanların elinde olduğunu görünce gönüllü olarak itaat etmeyi, haraç ve cizye karşılığında sulh yapmayı kabul ederek el-Cezîre’nin kolaylıkla fethedilmesinin önünü açtılar.125

124

Ebü’l-Fidâ, a.g.e., 277-289. İbn Havkal, a.g.e., s. 188-189; Yâkût, II, 136.

125

Benzer Belgeler