• Sonuç bulunamadı

Israa Sami Ahmad Al Jorani, Özgen Işık, Murat Şen, Ahmet Tuncay Yılmazlar

General Surgery, Bursa Uludag University Faculty of Medicine, Bursa, Turkey

Background: Fluorescence imaging (FI) technology allows real-time visualization of blood supply and perfusion of the soft tissues and skin. We present our new technique of fluorescence perfusion mapping guided surgical debridement in Fournier’s gangrene (FG).

Methods: Intravenous injection of indocyanine green (ICG) was performed at the beginning and after initial debridement.

Consecutive FI was performed initial debridement for evaluating the adequacy of surgical debridement in order to show whether residual necrotic tissues persist.

Results: The FI mapping guided surgical debridement technique was utilized in ten FG patients.

Conclusions: The FI mapping guided surgical debridement technique in FG may improve sufficiency of surgical debridement, reduce debridement count and hospital stay.

Keywords: Fournier’s Gangrene, Indocyanine Green

V-39 Rektal Prolapsus Cerrahi Tedavisinde Levatorplasti ile Kombine Edilmiş Delorme Prosedürü

Mesut Yavaş1, Bengi Balcı3, Sezai Leventoğlu2, Ramazan Kozan2, Serdar Şen2

1Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi, Genel Cerrahi, Zonguldak, Türkiye

2Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı, Ankara, Türkiye

3Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi,Genel Cerrahi, Ankara, Türkiye

Giriş: Rektal prolapsus genellikle ileri yaştaki hastaları etkileyen benign bir rektal hastalıktır. Hastaların %15-65’inde konstipasyon, prolapsus ile ilişkilidir. Tenesmus, anüsten dışarı taşan ve spontan olarak azalan veya azalmayan duyu dokusu ve tam boşaltamama hissi en sık görülen semptomlardır. Çıkıntı ile birlikte mukus akıntısı görülebilmekte ve hastalar inkontinans ve ishalden kabızlığa kadar geniş bir şikayet skalasında bulunabilmektedir. Rektal prolapsusun birincil tedavisi cerrahidir ve abdominal ve perineal olmak üzere iki ana yaklaşım uygulanabilir. Perineal işlemler de levatorplasti ile kombine edildiğinde düşük nüks oranları, düşük morbidite ve neredeyse sıfır mortalite ile tedavi yapılabilmektedir.

Metod: Videoda inkontinense neden olan rektal prolapsusu sebebiye Levatorplasti ile beraber Delorme Prosedürü uygulanan 73 yaşındaki erkek hastanın ameliyatı sunulmuştur.

V-43 Laparoskopik retrorektal Schwannom eksizyonu: olgu sunumu

Muhammet Berkay Sakaoglu, Tayfun Bisgin, Mucahit Unal, Berke Manoglu, Selman Sokmen

Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye Schwannomlar çoğunlukla periferik ve kraniyal sinirlerdeki Schwann hücrelerinden kaynaklanan tümörlerdir.

Retroperitoneal schwannomalar nadirdir, tüm schwannomların

%0.5 ila 3’ünü ve tüm retroperitoneal neoplazilerin %1’ini oluşturur. Genellikle asemptomatiktir ve bu nedenle başka amaçlar için görüntüleme testleri yapıldığında teşhis edilir.

Büyük çoğunluğu benign natürdedir. Kesin histolojik tanı için cerrahi gerekir. Konumları, büyüklükleri ve damarlara ve üreterlere yakınlıkları nedeniyle presakral schwannomlar cerrahi bir zorluk teşkil eder. Cerrahi yaklaşımlar, S3-S4’ün altındaki küçük lezyonlar için posterior; ve tümörün boyutuna ve sakral tutuluma bağlı olarak S3–S4 üzerindeki lezyonlar için anterior veya kombine yaklaşımlar şeklinde olabilir.

Laparoskopik yaklaşımla yeterli net sınırlara sahip tam bir rezeksiyon elde etmek zor olabilir. Ancak iyi seçilmiş uygun hasta gruplarında laparoskopik yöntemler minim invaziv cerrahinin avantajlarını sağlayabilir. Bu videoda presakral alanda sakral 3-4 seviyesiden kaynaklanan 4.5x5cm boyutlarında radyolojik olarak schwannom ile uyumlu bir kitlenin laparoskopik olarak eksizyonunu paylaşıyoruz.

Anahtar Kelimeler: retrorektal kitle, schwannom

V-44 Ventral mesh rektopexy in patients with obstructive defecation due to internal rectal prolapsus and rectocele

Pırıltı Özcan, Abdullah Yıldız, Ömer Faruk Özkan

Health Sciences University Umraniye Research And Training Hospital, General Surgery Department Istanbul-Turkey

Background: In patients with internal rectal prolapsus and rectocele causing obstructive defecation, Laparosopic Ventral Mesh Rektopexy (LVMR) has been associated with positive outcomes due to protection of autonomous nerves.

Methods: Forty-five years old female patient presented with constipation, hand-manuelled defecation and fecal incontinance symptoms. It was evaluated as functional defecation disorder according to Roma 3 criteria. Rectosel was diagnosed with bimanuel rectal examination. In conventional defecography, internal prolapsus (Oxford type1) and rectocele (grade 3) was diagnosed In colonic transit, pilis were collected in pelvis. Anal manometry was evaluated as normal. Laparoscopic ventral mesh rectopexy was applied to the patient due to obstructive defecation caused by internal rectal prolapsus and rectocele. (video presentation)

Results: Findings: In control examinations in 6th and 12th months postoperatively, smyptoms and complaints due to

V-41 Step by Step Stapled Mesh Stoma Reinforcement Technique (SMART)

Muhammed İkbal Akın, Wafi Attaallah

General Surgery, Marmara Univercity, Istanbul, Turkey

Background: Parastomal hernia is most common complication of permanent stomas with incidence up to 50-80% due to enlargement of the stoma site fasial defect by the time. It has been showed that prophylactic reinforcement of the fascial defect leads to decrease the incidence of parastomal hernia.

Methods: A cylindrical subcutaneous fat tissur is removed up to anterior rectus sheath. A linear small incision is created on the rectus sheath and muscle splitting is performed. A collagen mesh (Permacol TM) which is configured in a circular design with a diameter of 7 cm is stapled to the posterior rectus sheath using 28mm –diameter circular stapler. The outer edges of the mesh is next sutured to the anterior rectus sheath with interrupted 2/0 prolene sutures. The colon is then pulled through the precise, rigid aperture created by stapler and mesh.

The stoma is matureated by conventional way.

Keywords: ileostomy, smart

V-42 Ciddi anal stenozda house advance flep ile anaoplasti

Tayfun Bisgin, Muhammet Berkay Sakaoglu, Yasemin Yildirim, Selman Sokmen

Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye Anal stenoz, anal cerrahi özellikle hemoroidektomi sonrası gelişen nadir ancak ciddi bir komplikasyondur. Ağır anal stenoz Y-V, V-Y, diamond veya house flep gibi anoplasti prosedürleri ile tedavi edilebilir. House flep ile % 90 oranında başarı bildirilmiştir. Kliniğimize 3 yıldır süren ciddi konstipasyon ve uzun süredir laksatif kullanımı şikayeti ile başvuran 47 yaşında bir erkek hastanın anal muayenesinde ciddi anal stenoz vardı ve anüs çapı yaklaşık 7 mm idi.

Özgeçmişinde 5 yıl önce hemoroidektomi işlemi vardı.

Hastaya spinal anestezi altında litotomi pozisyonunda house flap prosedürü uygulandı. Saat 3 hizasından anal darlığa neden olan striktüre dentate line seviyesine kadar bir insizyon yapıldı.

House şeklinde hazırlanan cilt flebi dentae çizgiye 3/0 vikril dikişlerle tespit edildi. İşlem sonrası hastada bir komplikasyon gelişmedi. Hasta post-op 1. günde sorunsuz taburcu edildi.

İşlemi takip eden 3 aylık izlem sonunda hastada bir yakınma görülmedi. Ciddi anal stenoz varlığında, house flep basit, ciddi komplikasyonları olmayan ve yüksek başarı oranlarına sahip bir yöntemdir.

Anahtar Kelimeler: anal stenoz, house advance flep

radyoterapi sonrası total pelvik ekzenterasyon planlandı.

Radyoterpinin 9. Gününde enteroperineal fistül gelişen hasta opere edilip fistülize ince barsak ansı rezeke edilip anastomoz yapıldı. Oluşan pelvik boşluk 150 cc salinle doldurulmuş ekspander meme protezi kullanılarak rekonstrükte edildi.

Hasta post-op 10. gün radyotertapisini tamamlamak üzere taburcu edildi.. Expander meme protezi kolay ulaşılabilir, ucuz ve güvenli bir materyaldir. Tarif edilen bu yöntem ekzenteratif işlemler sonrası boş pelvis sendromundan kaçınmak için kullanımı basit ve komplikasyonları minimal bir seçenek olabilir.

Anahtar Kelimeler: boş pelvis sendromu, meme protezi

V-47 Sakruma invaze lokal ileri primer rektum kanserinde en-blok LAR ve S3-4-5 sakretomi sonrasında koloanal anastomoz

Tayfun Bisgin1, Yasemin Yildirim1, Berke Manoglu1, Omer Akcalı2, Adnan Menderes3, Selman Sokmen1

1Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye

2Dokuz Eylül Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye

3Dokuz Eylül Üniversitesi Plastik, Rekons. ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye

Lokal ileri ya da rekürren rektum kanserinde eğer presakral fasya veya sakrum invazyonu varsa cerrahi prosedür en blok rektumla birlikte sakrumun parsiyel veya total çıkarılmasını gerektirir. Parsiyel sakrektomi sonuçlarını bildiren çalışmalar sıklılla S2/3 disk aralığının altıdaki rezeksiyonları içerir. Bu seviyenin yani sakrumun alt üç segmentinin rezeksiyonu genellikle önemli bir nörolojik defisit veya yapısal instabilite olmaksızın tolere edilebilir. Buna rağmen parsiyel sakrektomi morbidite potansiyeli yüksek radikal bir prosedürdür.

Genellikle parsiyel sakrektomi abdominoperineal rezeksiyon (APR), ekstralevator APR veya pelvik ekzenterasyon ile birlikte yapılır ve intestinal devamlılığın bir anastomoz ile sağlanması oldukça nadiren tercih edilir. Lokal ileri primer rektum kanseri ve sakrum invazyonu olan ve neoadjuvan kemoradyoterapi sonrası sakrum invazyonunda (sakrum 3-4) gerileme olmayan hastamız multidisipliner tümör konseyinde değerlendirilerek en blok parsiyel sakrum rezeksiyonu ile birlikte low anterior rezkeisyon (LAR) planlandı. Ortopedi ve plastik cerrahi ekiplerinin katıldığı multidisipliner bir ekiple hastamıza en blok LAR, sakrum S3-4-5 rezeksiyonu sonrası elle koloanal anastomoz yapıldı. Perineal rekonstrüksiyon gluteal rotasyon flebi ile yapıldı. Hasta post-op 10. gün sorunsuz bir şekilde taburcu edildi. Sakrum S2/3 bileşkesi altındaki parsiyel sakrektomi; sakruma atake/invaze lokal ileri primer veya rekürren rektum kanserinin en blok rezeksiyonu için güvenli bir yaklaşımdır. Seçilmiş hastalarda bu yaklaşım, kabul edilebilir morbidite oranları ile sağ kalıma katkı sağlayabilir.

Anahtar Kelimeler: sakrektomi, lokal ileri primer rektum kanseri

obtructive defecation were regressed.

Conclusions: In patients presenting with obstructive defecation symptoms, and diagnoed with rectal intusseption and rectocele, LVMR is an effective and functional method.

Keywords: rectal prolapsus, ventral mesh rectopexy

V-45 Anal fistül tedavisinde fistülektomi + primer Onarım (FIPS)

Barış Gülcü1, Ersoy Taşpınar1, Ersin Öztürk2

1Medicana Bursa Hastanesi Genel Cerrahi

2KTO Konya Karatay Üniversitesi, Genel Cerrahi ABD

Giriş: Basit anal fistül tedavisinde fistülotomi hala altın standarttır. Ancak fistülotomi sonrası anahtar deliği deformitesi görülme oranları hiç de az değildir. Önemsiz gibi görünse de, anahtar deliği deformitesi anal kaşıntı ve fekal kirlenme gibi rahatsız edici semptomlara yol açabilir. Biz de bu sunumda anahtar deliği deformitesinin önlenmesi amacıyla uyguladığımız fistülektomi + primer onarım (FIPS) tekniğini sunacağız.

Olgu: 32 yaşında erkek hasta. Nisan 2021 de anal fistül nedeniyle ameliyata alıp saat 1 hizasında anterior yerleşimli yüksek transsfinkterik fistülüne gevşek ipek seton konmuştu.

Seton sonrası fistülü kontrollü hale gelen ve yüzeyelleşen hasta ameliyata alınarak seton çıkarılıp FIPS yapıldı.

Sonuç: FIPS basit fistüllerin tedavisinde anahtar deliği gelişimini önleyen etkili bir tedavidir.

Anahtar Kelimeler: Anal fistül, sfinkteroplasti

V-46 Boş pelvis sendromu: expander meme protezi rekonstrüksiyonda yardımcı olabilir mi?

Tayfun Bisgin, Yasemin Yildirim, Selman Sokmen

Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye Boş pelvis sendromu ve radyoterapi ilişkili bağırsak hasarı;

nüks rektum kanseri cerrahisi sonrası gelişen iki ciddi sorundur.

Boş pelvis sendromu özellikle total pelvik ekzenterasyon sonrası pelviste oluşan ölü boşluktan kaynaklanan abse, hematom, barsak obstruksiyonu, perforasyon ve enterokutanöz fistül gibi komplikasyonları tanımlar. Özellikle radyoterapi alan hastalarda oluşan enteroperineal fistül iyi bir örnektir.

Morbiditeye yol açan bu durumu ortadan kaldırmak için pelvis boşluğu çeşitli yöntemler ile doldurulmaya çalışılmıştır.

Ölü pelvik boşluğu expander meme protezi kullanarak doldurduğumuz bir hastamızdan bahsedeceğiz. Hastamıza 3 yıl önce lokal ileri rektum kanseri tanısı ile neoadjuvan kemoradyoterapi sonrası low anterior rezeksiyon ve kolorektal anstomoz yapılmış. İzlemde 1.5 yıl sonra lokal nüks nedeni ile abdominoperineal rezeksiyon yapılan hasta izlemde ikinci lokal nüks gelişmesi üzerine hastanemize yönlendirildi. Hasta multidisipliner tümör konseyinde değerlendirilip ikinci sıra

XI. Kolorektal

Cerrahi Hemşirelik

Kongresi

Sözlü Bildirileri

SB-01

Stomalı Bireylere ve Bakım Verici Yakınlarına

Benzer Belgeler