• Sonuç bulunamadı

Narlı Ovası‟ndan Bir Görünüm(kuzeyden güneye)

Ova genelinde eğim özelliklerine bakıldığında ise bölgede eğim değerlerinin oldukça düĢük olduğu görülür. Burada eğim değerleri % 1-2 civarında olması yanında genel anlamda buradaki eğim değerleri en fazla % 5‟e kadar yükselmektedir. Ova içerisinde bazı lokal alanlarda eğimli alanlar da yer almaktadır. Buralar daha önce de bahsettiğimiz ova içerisinde yer alan küçük tepelik alanlardır. Ovalık alanda eğim çok az olmasına karĢın ovayı çevreleyen platoluk alanlar ile ova sınırında yer alan yamaçlarda eğim oldukça fazladır. Özellikle Narlı Ovası‟nın güney ve

güneydoğu kesimindeki ovalardan platolara geçiĢ yapıldığı yamaçlarda eğim değerleri yer yer % 30/40‟lara kadar yükselmektedir. Bazı yamaçlarda ise daha bir hafif geçiĢ görülür.

Narlı Ovası‟nı jeolojik açıdan incelediğimizde, ovanın güney ve güneydoğu kesimlerinde birçok fayın var olduğu görülmektedir. Buradaki fayların varlığına bağlı olarak meydana gelen faylanmalar sonucu buralarda bir tektonik basamak meydana getirmiĢtir. Yine ovanın kuzeyinde yer alan Bölükçam ve Söğütlü civarlarına küçük kırıklar Ģeklinde faylar yer almaktadır. Ovayı oluĢturan jeolojik birimlere bakıldığında diğer ovalar gibi buranın da Kuvaterner alüvyonları ile kaplı olduğu görülmektedir. Bu Alüvyonlar güneybatıda Ġncirli, Emirler, Bayramgazi yakınlarında Mesozoik Ofiyolitleri ile çevrelenmektedir. Biraz kuzeye gidildiğinde Cennetpınar yakınlarında ise Üst Miyosen Bazaltları yer almaktadır. Burada yer yer Eosen Neritik KireçtaĢları ile Üst Miyosen Bazaltları birbirine karıĢmıĢ durumdadır. Kuvaterner Alüvyonlar Köprüağzıdemirciler köyü yakınlarında batıya doğru geçiĢ yaparak Türkoğlu Ovası‟na geçiĢ yapar. Buradaki eĢiği yine kuzeyden ve güneyden Eosen Neritik kireçtaĢları sınırlandırmaktadır. Narlı‟nın batısında yine Denizli köyü yakınlarında Mesozoik Ofiyolitleri ve kuzeydeki KarataĢ Tepesi (828 m) civarında Üst Miyosen Bazaltları yer almaktadır. Diğer yönlerden Narlı Ovası güney ve doğu kesimleri tamamen Eosen Neritik kireçtaĢlarıyla sınırlandırılmaktadır. Kuzeyden ise Doğanlıkarahasan‟ın kuzeyinde Söğütlü yakınlarında yine Eosen Neritik KireçtaĢları olmakla birlikte Orta Triyas ve Kretase Pelajik kireçtaĢları ovalık alanı sınırlandıran diğer birimleri oluĢturmaktadır.

Ova‟nın yerleĢme durumuna bakıldığında, üzerinde birçok yerleĢmeye ev sahipliği yaptığı görülmektedir. Bu yerleĢmelere örnek olarak, güneyden kuzeye doğru, Evri, Akdemir, Ördekdede, Hanobası, Osmandede, Çiçekköy, Eğlen, DedepaĢa, Emiroğlu, Sarıerik, Karaçay, Kadıncık ve Narlı sayılabilir. Daha kuzeyde ise Eski Narlı, Doğanlı ve Denizli gibi birçok köy yerleĢmeleri yer aldığı görülmektedir. Aksu Çayı, Narlı Ovası sınırları içerisinde akıĢı esnasında eğimin az olmasından dolayı birçok yerde menderesler çizerek akar. Ayrıca yine bu bölgede Aksu menderesler çizdiği yerlerde akıĢı birçok yerde örgülü mecra oluĢturmaktadır.

2.5.Vadiler

Aksu Çayı Havzası içerisinde Aksu Çayı ve kolları tarafı bölgede etkili olan Neotektonik hareketler sonucunda birçok derice yarılmıĢ boğaz vadiler oluĢmuĢtur. Bu vadilerin bulunduğu yerler, derinlikleri, uzanıĢ doğrultuları ve uzunlukları ile üzerinde vadiyi oluĢturdukları jeolojik birimler birbirinden farklılık göstermektedir. Havza genelinde görülen belli baĢlı boğaz vadiler aĢağı çığırdan yukarı çığıra doğru ele alınarak incelenecektir.

2.5.1.Köprüağzıdemirciler Boğaz Vadisi

Narlı Ovası ile Türkoğlu Ovası‟nı birbirine bağlayan Köprüağzıdemirciler Boğazı havzanın da ana akarsuyu olan Aksu Çayı‟nın içinden geçtiği güneydoğu- kuzeybatı yönünde bir uzanıĢ göstermektedir. Aksu Çayı‟nın Kartalkaya barajından sonraki güneybatıya doğru akıĢını Emiroğlu‟nun kuzeybatısındaki bir noktadan bir dirsek oluĢturarak kuzeybatıya yöneldiği bölgede yer almaktadır. Vadi ve çevresinin jeolojisini oluĢturan birimler aĢağıda verilmiĢtir.

Harita 4: Köprüağzıdemirciler Boğazı ve Yakın Çevresinin Jeolojisi

Of-Mesozoik Ofitolitleri (harzburgit, dunit, serpantin). m3b-Üst Miyosen Bazalt, e- Eosen Neritik KireçtaĢı Q-Kuvaterner Alüvyonları.

Vadi tabanı boyunca bakıldığından Aksu Çayı‟nın yatağının geçtiği yerler ovalık alanları oluĢturan Kuvaterner Alüvyonları ile kaplı olduğu görülmektedir.

Kuzeyde ve güneyde Eose Neritik KireçtaĢları yer almaktadır. Diğer yandan bunların yanında Üst Miyosen Bazaltları bulunmaktadır. Güneyde Karalar Tepesinin de olduğu bölgede ise Eosen kireçtaĢları ve Üst Miyosen Bazaltları, Mesozoik Ofiyolitleri çevrelenmektedir (harita 4).

Korkmaz (2001:173)‟a göre Üst Miyosen Bazaltları içerisinde yer alan kayma düzlemleri, ezilme sonları ve breĢlerin varlığı bu fay boyunca bir hareketlenmenin olduğunu göstermektedir ve bu hareketler sonucunda Köprüağzıdemirciler grabeni biraz alçalmıĢtır. Bu alçalma sonucunda ise Narlı Ovası, Köprüağzıdemirciler Boğazı tarafından hızlı bir Ģekilde drene edilmesine nende olmuĢtur. Burada graben alanının derine aĢındırılması sırasında oluĢan eğim farkı nedeniyle daha önceleri narlı ovasına boĢalan Aksu Çayı, keskin bir dirsekle ovadan graben alanına yönelmiĢ olmalıdır. Böylece bu dirseğin bir kaptür dirseği olduğu düĢüncesinin de yanlıĢ olduğu buranın bir kaptür dirseği olmadığını ileri sürmüĢtür. Vadinin yamaçlarındaki yükselti durumuna bakacak olursak aĢağıda verilen profilde bu açıkça görülebilmektedir.

Profil 17: Köprüağzıdemirciler Boğazı’nın Kuzeybatı-Güneydoğu Yönündeki Profili

Profilde 17‟de görüldüğü gibi Köprüağzıdemirciler Boğazının genel olarak kuzey-güney yöndeki geniĢliğine baktığımızda yaklaĢık 1.5 km‟lik bir geniĢliğe sahip olduğu görülmektedir. Fakat bu geniĢlik boğaz içerisinde az çok değiĢiklik göstermektedir. Boğazın kuzeyde yer alan Demirciler Tepesi (613 m) civarındaki

yamaçlarındaki yükseltisi yaklaĢık 594 metre civarlarındadır. Güney-güneybatı kesiminde yükselti kuzey kesimlere göre daha yüksekte yer alır ve yaklaĢık burada yükselti 600 metre civarlarındadır. Bu boğaz vadi güneydoğu-kuzeybatı doğrultusunda yaklaĢık 3 km‟lik biz uzunluğa sahiptir. Vadi içerisinde akan Aksu Çayı, yaklaĢık 516 metre civarlarında bir yükseltide akıĢ göstermektedir.

2.5.2.Kartalkaya Boğazı

Kartalkaya Barajı‟nın sularını Narlı Ovası‟na ulaĢtırdığı noktada yer alan bu boğaz vadi, Aksu Çayı tarafından Eosen Kalkerleri üzerinde yatağını kazması sonucu oluĢmuĢtur. Kartalkaya Barajı‟nın hemen çıkıĢında Esoen Kalkerleri içerisine yar alan bu vadi güneybatıya doğru akıĢını sürdürür ve burada Narlı Ovası‟na Mesozoik Ofiyolitlerini aĢındırarak giriĢ yapar (harita 5).

Harita 5: Kartalkaya Boğaz Vadisi ve Yakın Çevresinin Jeoloji Haritası

e: Eosen Neritik KiraçtaĢları, of: Mesozoik Ofiyolitleri, t2k:Orta Triyas-Kretase Pelajik KireçtaĢları, Q: Kuvaterner Alüvyonları

Kartalkaya Boğaz Vadisi, kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda yaklaĢık uzanıĢı Antesedant karakterde bir vadi olan bu boğaz, Pliyo-Kuvaterner‟de bölgenin epirojenik olarak yükselmesi sonucunda Aksu Çayı‟nın yatağını derince kazarak temele ait Üst Jura-Üst Kretase ofiyolitlerini derince kazması sonucu oluĢmuĢtur.

Sözü edilen epirojenik yükselmenin Pliyosende baĢladığı, Kartalkaya Boğazının kuzeyinde bulunan Post Pliyose aĢınım düzlüklerinden anlaĢılmaktadır (Korkmaz, 2001:167).

Profil 18: Kartalkaya Boğaz Vadisi’nin Kuzey-Güney Yöndeki Profili

Aksu Çayı ile Büyükgöl Deresi‟nin birleĢtiği yerin hemen batısındaki bir noktadan alınan profil 18‟e baktığımızda boğaz vadinin yamaç özellikleri çok açıkça görülmektedir. Vadinin kuzey yamaçları güney yamaçlarına göre daha yüksek ve daha da eğimli olduğu görülmektedir. Kuzeyde yaklaĢık 800 metrelerde olan vadi yamacının yükseltisi güneyde yaklaĢık 790 metre civarlarındadır. Baraj çıkıĢında yaklaĢık 700 metrelik bir yükseltide akıĢ gösteren Aksu Çayı, Narlı Ovası giriĢinde yaklaĢık 630 metrelerdeki yükseltilerde de akıĢ göstermektedir. Vadi tabanı ortalama 650 metre civarlarındadır. Vadi‟nin yamaçları oldukça dik ve eğimli yamaçlardır. Buradaki yamaçların eğim değerleri genel olarak 20 civarlarında olmasına karĢın yer yer % 20-40 arasında değiĢtiği görülmektedir. Çok az da Kartalkaya Barajı‟ndan sonra Büyükgöl Deresi ile Aksu Çayı‟nın birleĢtiği kavĢaktaki güney yamaçlarda eğimin % 50‟lere ulaĢtığı yerler görülür.

Kartalkaya Barajı‟nın çıkısından sonra burada Büyükgöl Deresini de kendine bağlayarak Kuzeydoğu-güneybatı yönünde yaklaĢık 6-7 km‟lik bir uzanıĢ gösteren Aksu Çayı burada birçok menderes oluĢturarak akmaktadır. Yatağı içerisinde birçok

ırmak adaları oluĢturur. Vadi yamaçlarında bölgede meydana gelen yükselmeler sonucu oluĢmuĢ taraçalar yer almaktadır.

2.5.3.Kısıkdere Boğazı

Kısıkdere Boğazı, GölbaĢı Depresyonu‟nun en güneydoğusunda Aksu Çayı‟na batıdan katılan aynı zamanda Aksu Çayı‟nın bir kolu olan Kısıkdere tarafından Çataldağ ile Sakarya Dağı arasında oluĢturulmuĢ bir vadidir. Kuzeybatı- güneydoğu yönünde uzanan bu boğaz yaklaĢık 4 km‟lik bir uzunluğa sahiptir.

Harita 6: Kısıkdere Boğazı ve Yakın Çevresinin Jeoloji Haritası

e

: Eosen, Neritik KireçtaĢları,

e1

: Alt Eosen, Karasal Kırıntılar,

m2: Orta Miyosen, Kırıntılılar ve Karbonatlar, Kesik kırmızı çiziler: Olası Fay. Kuzeybatıda Orta Miyosen, Kırıntılı ve Karbonatlı birimler içerisinde akan Cacık Dere‟ni devamı Ģeklinde olan Kısık Dere, burada Eosen Neritik KireçtaĢları içerisinde yatağını kazarak bu boğaz vadiyi oluĢturmuĢtur. Kuzey ve güneyde Miyosen birimleri arasında yer alan Eosen Kalkerleri derin Ģekilde yarılmıĢtır. Boğazın kuzeyinde Miyosen Birimleri ile Eosen birimleri keskin bir sınırlar

birbirinden ayrılır. Bu durum burada olası bir fayın olma ihtimali olduğunu göstermektedir. Kısıkdere Boğazı‟na batıdan Kandil Dağ ile Çataldağ arasında yer alan geçici bir akarsu niteliği taĢıyan Kandil Dere bağlanmaktadır. Vadinin her iki yamaçlarında özellikle de güney kesimler Eosen Neritik KireçtaĢları içerisinde Alt Eosen Karasal Kırıntılı birimlerden oluĢan adacıklar yer almaktadır (harita 6).

Profil 19: Kısık Dere Boğazının Batı-Doğu Yönündeki Profili

Profil 19‟a bakıldığında Kısık Dere‟nin vadi tabanında ortalama 1000 metre civarında bir yükseltide akıĢ gösterdiği görülmektedir. Bu yükselti akarsuyun akıĢ yönüne bağlı olarak güneye doğru gidildikçe alçalır. Kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan Kısık Dere boğazını oluĢturan Kısık Dere, güneyde tekrar doğuya dönerek GölbaĢı Depresyonun güneybatı ucu bitiĢ noktasında Aksu Çayı ile birleĢir ve Aksu Çayı buradan itibaren Güneye yönelir. Her iki tarafta doğudan be batıdan yüksek dağlarla çevrili olan boğazın yamaçları oldukça diktir. Vadi yamaçlarının eğim değerlerine baktığımızda, boğazın en eğimli alanların Eosen kalkerleri içerisinde olan kesimlerin oluĢturduğu görülür. Eğim değerleri boğazda çoğunlukla genelde % 30‟larda olduğu görülmektedir. Ancak bunun yanında eğim değerlerinin % 40-50 arasında değiĢtiği oldukça eğimli alanlar da önemli yer kaplamaktadır. Bunun yanında Miyosen birimlerinin olduğu yerlerde eğim değerleri ciddi bir Ģekilde düĢer ve % 5-10‟lara kadar geriler.

2.5.4.Erince Boğazı

Aksu Çayı, Küçükcerit Köyü yakınlarından kaynağını aldıktan sonra güneye doğru akıĢ gösterdikten sonra Akdere Köyünün doğusunda Akdere ile Mercan Dere‟leri birleĢir. Mercandere Mahallesinin güneyinden itibaren bütün kolları kendine bağlayan Aksu Çayı tek bir akarsu olarak kabaca kuzeybatı-güneydoğu yönünde yaklaĢık 7.5 km‟lik bir uzanıĢla GölbaĢı Depresyonuna kadar devam eder. Aksu Çayı‟nın Mercandere Mahallesi ile GölbaĢı Depresyonu üzerinde yer alan Abbasiye ve Bozlar arasında oluĢturduğu bu derin vadiye bu çalıĢmada “Erince Boğazı” adı verilmiĢtir ( harita 7).

Harita 7: Erince Boğazı ve Yakın Çevresinin Jeoloji Haritası

M2: Orta Miyosen, Kırıntılılar ve karbonatlar,

e:

Eosen, Neritik KireçtaĢları Q: Kuvaterner, Alüvyonları

Erince Boğazı‟nın kuzeybatısında Orta Miyosen, Kırıntılı ve Karbonatlı birimleri yer alır. Güneydoğusunda ise Kuvaterner, Alüvyonları bulunmaktadır. Erince Boğazı ise burada yer alan Eosen, Neritik KireçtaĢları birimlerinin Aksu Çayı tarafından derince aĢındırılması sonucunda oluĢmuĢtur.

Profil 20: Erince Boğazı’nın Peygamberağılı Tepesi ile Kılıca Tepe Arasının Kuzeydoğu- Güneybatı Yönündeki Profili

Profil 20‟ye baktığımızda Erince Boğazı içerisinde Aksu Çayı‟nın akıĢ yükseltisi yaklaĢık 920 metre civarında olduğu görülmektedir. Vadi geniĢliği ise genel olarak iki yamaç arasında 500 metre civarında bir geniĢliğe sahip olduğu görülmektedir. Yükseltisi ise ortalama 90-100 metre arasında değiĢtiği görülmektedir. Boğaz içerisinde Aksu Çayı menderesler Ģeklinde bir akıĢ göstermektedir. Fakat burada akarsuyun akıĢ yükseltisinin ve akıĢ hızının fazla olması nedeniyle akarsuyun buradaki derin vadiyi oluĢturmasında bölgede meydana gelen yükselme olaylarının etkili olduğunu göstermektedir. Vadi içerisinde oluĢan birikim alanları vadinin tabanını düzleĢtirmiĢ ve bu yerler yöre halkı tarafından vadi tabanında bahçe olarak kullanılmaktadır. Vadi tabanında eğim % 5 civarında olup oldukça azdır. Yamaçlar ise oldukça eğimli olup eğim değerleri % 30-40 civarlarındadır. Vadiden yükseldikçe dağlık alanlara doğru geçildikçe eğim azalır. Çok dar bir alan kaplamasına rağmen yamaçlarda eğimin % 50 civarında olduğu yerler de bulunmaktadır.

2.5.5.Aksu Çayı Vadisi

Aksu Çayı Vadisi, havza içerisinde yer alan aynı zaman da Türkiye‟nin en büyük neotektonik yapılarından biri olan Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ) ve buna bağlı olarak oluĢan birçok tektonik hareketlerin etkisi altında geliĢmiĢ ve ĢekillenmiĢtir. Türkiye‟nin en önemli neotektonik yapılarından birini oluĢturan

(DAFZ, Alt Pliyosende oluĢmuĢtur. Pliyosenden önce kurulan büyük akarsular bu fay tarafından ötelenmiĢtir. Pliyosen ve geç dönemlerde kurulan birçok akarsu fay zonuna yerleĢmiĢtir. Faydaki gençleĢmeler, akarsu ağlarında ötelenme ve keskin dirseklerin oluĢmasına neden olmuĢtur. Drenaj sistemlerindeki değiĢiklikler fayın bölgedeki atımı konusunda ve gençleĢme dönemleri ile ilgili önemli ip uçları vermektedir (Özdemir ve Ġnceöz, 2003:89).

Aksu Çayı‟nın bölgeye kuruluĢu DAFZ‟dan daha eskidir. Aksu Çayı‟nın baz kollarlında meydana gelen ötelenme bu durumu kanıtlamaktadır. Özdemir ve Ġnceöz (2003)‟e göre Aksu Çayı kollarından olan Kısık Dere ve Koca Dere‟de 5 km‟lik ötelenmeler meydana gelmiĢtir. Yine aynı çalıĢmaya göre bölgedeki akarsularda ortaya çıkan ötelenmeler akarsuların kuruluĢlarına bağlı olarak değiĢmekte be belirli değerler sıkça görülmektedir. Yapı ve morfoloji iliĢkisine bağlı olarak bu değerler 0- 250 m‟ye kadar Holosen, 250-1500 m ve 4-5 km‟ye kadar Pleyistosen, 5-32 km‟ye kadar ise Pliyosen dönemlerine ait olduğu belirtilmiĢtir.

Miyosen‟deki sıkıĢma rejimine bağlı olarak tektonik çukurluklar belirmeye baĢlamıĢtır. SıkıĢma rejimi sonucu faylanmalar ve bunlara bağlı olarak çöküntü alanları oluĢmuĢtur. Aksu Çayı Vadisi de bu fay ve çöküntü alanlarını takip ederek geliĢimini sürdürmüĢtür. Özellikle Pliyo-Kuvaterner de epirojenik hareketler bölgedeki tektonik hatların da daha da belirgin hale getirmiĢ ve tektonik hatların oluĢturduğu depresyon alanları flüvyal etkilerle doldurulmuĢ ve günümüzdeki görünüm ortaya çıkmıĢtır ( Korkmaz,2001:162).

Aksu Çayı Vadisi‟nin uzanıĢına baktığımızda Aksu Çayı, kaynağını Çağlayancerit ilçesinin Küçükcerit Köyü‟nün hemen doğusunda Isırgan Tepe (1966 m)‟nin güney eteklerinden 1250 metre yükseklikteki bir noktadan almaktadır. Daha sonra Aksu Çayı kaynağından itibaren yaklaĢık 5,5 km güneye doğru yol aldıktan sonra Mercan deresi ve Akdere ile birleĢerek güneydoğuya doğru devam eder. YaklaĢık 14 km devam eden bu güneydoğuya doğru akıĢı daha sonra GölbaĢı Depresyonuna varınca burada bir dirsek oluĢturarak Güneybatıya yönelir. Aksu Çayı buradan 5 km güneybatıya yönelirken Ġnekli Gölü ve çevresindeki dereleri de kendine katar ve daha ileri bir noktada Dokuzçınar Deresi, Boz Dere, Cacık Deresi, Kamalak Deresi sularını da bünyesine katarak güneye yönelir. YaklaĢık 8,5 km de güneye devam eden Aksu Çayı, Haydarlı yakınlarından tekrar güneybatıya yönelir.

Aksu Çayı buradan yaklaĢık 13 km akıĢını devam ettirerek Kartalkaya Barajına ulaĢır. Barajdan sonra akıĢı devam eden Aksu Çayı birçok sulama kanalına sularını dağıtarak güneybatı yönünde 26 km yoluna devam ederek Emiroğlu Kasabasının kuzeybatısında bir noktadan yönünü kuzeybatıya çevirir.

Benzer Belgeler