• Sonuç bulunamadı

2. AFYONKARAHİSAR İLİ’NİN BAŞLICA COĞRAFÎ ÖZELLİKLERİ

4.2. Nüfus Sayımlarında Uygulanan Metod

Nüfus sayımı, “bir memlekette, belli bir anda, bütün fertleri kapsayacak şekilde demografik bilgilerin toplanması ve bunların işlemeye hazır hale getirilmesi, belli gayelere uygun tarzda tertip edilmesi ve yayınlanması” olarak tanımlanmaktadır (Tandoğan,1998:9).

Nüfus sayımları, belli başlı iki kritere göre yapılır. Türkiye’de uygulanan ve hazır-fiili (De Facto) adı verilen yöntem, sayım anında sayım bölgesinde fiilen hazır bulunan her fert sayılır, bulunmayanlar sayılmaz. Bu tarife göre ülkede bulunan yabancılar sayıma dâhil edilmesine rağmen, ülkede bulunmayan vatandaşlar da sayım dışı kalmaktadır. De Jure adı verilen ikinci nüfus tarifinde, daimi ikamet göz önünde bulundurulur. Bu usule göre, fertler sayım anında nerede bulunurlarsa bulunsunlar daimi ikametgahların da imiş gibi tespit edilirler (Tandoğan,1998:10).

Ülkemizin farklı coğrafi bölgelerden meydana gelmesi dolayısıyla sayımların ikametgâha göre yapılması gerekmektedir. Çünkü Ülkemizde gerçekleştirilen nüfus sayımlarında kullanılan De Facto yöntemi yerleşik nüfusun demografik yapısını öğrenmemize imkân vermemektedir. İkametgâha göre nüfusun bilinmesi her türlü planlama faaliyeti için büyük önem arz eder. De Jure sayım yönteminin uygulanabilmesinde herkese bir “TC Kimlik No” verilmesi bir başlangıç sayılabilir.

Her iki sayım yönteminin beraber kullanılması gerek Avrupa Ülkelerine uyum sağlamak için gerekse bundan sonra De Jure sayım yönteminin uygulanması ve sayımların 10 yılda bir yapılması ülkemiz menfaatleri için faydalı olacaktır. De Jure sayım yöntemine geçmek zor görünse bile bu imkânsız değildir. Fakat bu yöntem değişikliğinin çok dikkatli yapılması, gerekli alt yapının yöntemin koşullarını sağlayabilecek noktaya getirilmesi gereklidir.

4.2.1. De Jure (İkametgâha Göre Sayım)

De Jure adı verilen nüfus tarifinde, daimi ikamet göz önünde bulundurulur. Bu usule göre, fertler sayım anında nerede bulunurlarsa bulunsunlar daimi ikametgahlarında imiş gibi tespit edilirler (Tandoğan,1998:10).

De Jure yönteminin avantajları; idari birimlerin (il, ilçe, belde, köy) yerleşik nüfuslarını tam olarak tespit etmek mümkündür. Nüfus istatistikleri doğrultusunda oluşturulan plan ve programlar gerçeğe daha yakındır. Sayımın uygulanması esnasında daha az sayım memuru ve daha az soru kâğıdı kullanılmasından dolayı sayımın maliyeti düşüktür. De Jure sayım yöntemiyle gerçekleştirilen nüfus sayımlarının sonuçları daha kısa zamanda değerlendirilebilmektedir ve doğruluk derecesi daha yüksektir.

De Jure yönteminin dezavantajları; sayımın uygulanması daha uzun zamanı kapsamakta bu da birtakım aksaklıklara ve sorunlara neden olmaktadır. Örneğin sayım esnasında daimi ikametgâhında bulunmayanların yazımının zor olması ve sorulan soruların kısıtlı olmasından dolayı demografik yapı ile ilgili daha az bilgi alınabilmektedir. Amerika, Kanada, Küba, Haiti, Avustralya, Belçika ve İsviçre gibi ülkeler bu yöntemi kullanmaktadırlar. Bunun yanında Birleşmiş Milletler de bu sayım yöntemini tavsiye etmektedir. De Jure sayım yöntemini uygulayan ülkelerin, sayımları kayıt-kütüğe dayalı gerçekleştirildikleri için ileride doğacak eksiklikleri güncel anketler aracılığıyla ortadan kaldırabildikleri görülmektedir. Sorular birebir görüşme yoluyla

değil soru kâğıtları posta ile sayım yapılacak hanelere gönderilerek cevaplandırılmaktadır. Sayım yapılacak haneye erişimde zorluk ortaya çıkarsa sayım memuru gönderilmekte ve sayım gerçekleştirilmektedir. Böylece, De Facto sayım yöntemine göre maliyet daha düşük olmakta ve yerleşmelerin gerçek nüfuslarına erişilebilmektedir.

4.2.2. De Facto (Hazır Bulunuşluğa Göre Sayım)

Türkiye’de uygulanan ve hazır-fiili (De Facto) adı verilen yöntemde, sayım anında sayım bölgesinde fiilen hazır bulunan her fert sayılır, bulunmayanlar sayılmaz. Bu tarife göre ülkede bulunan yabancılar sayıma dahil edilmesine rağmen, ülkede bulunmayan vatandaşlar da sayım dışı kalmaktadır.

De Facto yönteminin uygulanması çok pahalı olması, sayım sonuçlarının çok geç alınması ve yöntem gereği kişilerin bulundukları yerde sayıma tabi olmaları nedeniyle idari birimlerin, özellikle belediye örgütlü yerleşmelerin nüfuslarının tespit edilmesinde zorluklar ortaya koymaktadır. Bunun yanında idari birimlerin merkezi bütçeden aldıkları payın nüfus ölçüsüne bağlı olması, sistematik gerçek olmayan hatalı nüfus yazımına neden olmakta, bu da idari birimlerin (belde ve ilçe merkezleri) haksız kazanç elde etmelerine yol açmaktadır. Hâlbuki De Jure sistemi ile sayımın uygulanmasında maliyette düşüş olacak, ilçe merkezleri ve belediyeler haksız kazanç elde edemeyecekler.

De Facto yönteminin avantajları; sayımın bir günde uygulanabilmesi ve kolay olması, çok soru sorularak daha fazla demografik bilgi toplanabilmesidir. Sayımın yüz yüze yapılması nedeniyle bilgilerin güvenilirliği yüksektir.

De Facto yönteminin dezavantajları; idari birimlerin (il, ilçe, belde, köy) yerleşik nüfusları tam olarak tespit edilememektedir. Ülke politikalarının, plan ve programlarının oluşturulmasında kullanılan nüfus istatistikleri tam olarak gerçeği yansıtmamaktadır. Çağımıza yakışmayan sokağa çıkma yasağı, sayımın pazar günü uygulanmasına rağmen ticari işleyişin olmaması nedeni ile ekonomik olarak maliyeti yüksektir. Sayımın uygulanmasının da maliyeti yüksektir. Bununla birlikte ülkemizde De Facto sayım yönteminin kullanılmasında birçok neden vardır:

De Facto sayım yönteminin en önemli nedeni sağlıklı bir kayıt-kütük sisteminin var olmamasıdır. Ülkemizde nüfus kayıtları il, ilçe nüfus müdürlükleri,

belediyeler ve muhtarlıklar bazında tutulmaktadır. Tutulan bu nüfus kayıtları yetersizdir. Özellikle belediyelerde tutulan nüfus kayıtları gerçeği yansıtmamaktadır. Bu nedenle T.U.İ.K’in daha yetkili kılınması gerekmektedir.

Yürürlükteki yasalar Nüfus Sayımlarını zorunlu kılmaktadır. Bu yasaların en önemlilerini;

a) İllere göre milletvekili sayısı, b)İllere göre belediye encümen sayısı,

c) İlçelere göre belediye meclis üyelikleri sayısı

d) Belediyelerde toplam nüfus miktarına göre merkezi bütçeden verilen payın miktarı

e) Belediye örgütünün kurulması f) Köy kurulması oluşturmaktadır.

Ayrıca ülkemiz coğrafyasının çok parçalı olması ve yerleşmelerin dağınık olması, şehirleşmenin plansız, okuryazar oranı ve eğitim düzeyinin düşük olması, bina ve konut sayımı ile numaratajın sağlıklı olmaması, nüfus sayımının bir günde bitirilmesi, soruların çokluğu, bazı bölgelerimizde sayımının gereğine yeterince inanılmaması ve göçler, nüfus sayımlarını zorlaştırmaktadır.

Benzer Belgeler