• Sonuç bulunamadı

Modernite Sonrası Dönemde Özel Sigortaların Gelişimi

2.2. ÖZEL (TİCARİ) SİGORTALAR

2.2.2. Modernite Sonrası Dönemde Özel Sigortaların Gelişimi

Ortaçağ Avrupası’ndaki kaosun aşamalı olarak ortadan kalkışı ve kültürel alanda Rönesans’ın başlamasıyla, ekonomi alanında ciddi bir yapısal gelişim ve büyüme evresine geçilmiştir. Modernitenin başlangıcını sağlayan bu koşullar içerisinde deniz ticaretinin gelişimi, beraberinde deniz sigortacılığını da olumlu yönde etkilemiştir. Deniz sigortacılığındaki gelişme, özellikle deniz ticaretinin geliştiği Venedik, Floransa ve Cenova’da kendini göstermiştir. Modern sigortacılık kapsamına giren ilk uygulamalar, XIV. yüzyıldan itibaren değişen ekonomik koşullarla ticarette önemli gelişmelerin yaşanmasına dayanarak deniz ticaretine yönelik farklı uygulamaları da beraberinde getirmiştir (Kayaköy Taş, 2015: 135). Gerçek anlamda ilk sigorta poliçesi olarak kabul edilen mukavele ise, 23 Ekim 1347’de İtalya’dan Mayorka’ya hareket eden “Santa Clara” adlı geminin yükünü teminat altına almak için düzenlenmiştir (Nelli, 1972: 217). Sigortalama yöntemi, riziko paylaşımı esasına dayanan uygulamalarla gemideki yükün teminat altına alınmasıdır. Söz konusu risklerin yolcular ve gemi personeli için de hayati tehlike oluşturduğu göz önünde

tutularak “hayat sigortası” fikrinin modern temelleri de atılmıştır (Çekici ve İnel, 2013: 137).

İtalya’daki deniz sigortacılığına dair ilk uygulamalar, daha sonraları İngiltere’ye ulaşarak yeni bir gelişim sürecini başlatmıştır. Kurumsallaşma temelindeki yeni gelişmeler 1574’te ilk sigorta ofisinin İngiltere’de açılmasıyla başlamış, 1601’de ise sigortacılıkla ilgili düzenlemelerin İngiliz hukuk sistemine girişi gerçekleşmiştir. İngiltere’de XVI. yüzyıla kadar sigortacılık faaliyetlerinin tüccarlar tarafından gerçekleştirilmesine karşılık, XVII. yüzyıldan itibaren sigortacılık faaliyetlerinin yeni kurulmaya başlayan sigorta şirketleri tarafından icra edilmesiyle sigortacılık yeni bir boyut kazanmıştır. Söz konusu gelişmelerde sigortacılığın ayrı bir ticari branş halini almasında ise binlerce ev ve birçok kilisenin yok olmasına sebep olan 1666’daki “Büyük Londra Yangını”nın etkisi oldukça fazladır (Evans, 1987: 88).

Büyük Londra Yangını’nda tahminlere göre 13 bin ev yanmış, 200 bine yakın kişi evsiz kalmıştır (Jin, 2011: 90-91). Söz konusu yangının yol açtığı maddi zararlar genel olarak sigortacılık sektörünün gelişimine kaynaklık etmekle kalmamış, aynı zamanda yalnızca yangın sigortası alanında ihtisas sahibi olan ticari sigorta şirketlerinin kurulmasına sebep olmuştur. Dönem itibarıyla bir diğer önemli gelişme de sigorta pazarının oluşturulmasıdır (Uralcan, 2014: 15).

Edward Lloyd’un 1680’lerin sonlarına doğru Londra’da işletmekte olduğu kahvehanenin tüccarların, işadamlarının ve gemi sahiplerinin bir araya geldikleri bir mekân halini alması; gemilerini veya yüklerini sigortalatmak isteyenler ile teminat vermek isteyenlerin Lloyd’s adında bir topluluk kurmasını beraberinde getirmiştir. Daha sonra İngiltere Parlamentosu’nun çıkardığı kanunla birlik haline gelen Lloyd’s, başlangıçta sadece deniz sigortası kapsamındaki köle ticaretine konu olan gemilerin sigortalanmasına yönelik faaliyette bulunurken, zamanla her alanda sigortanın yapılabildiği evrensel bir sigorta pazarı haline gelmiştir. Modern anlamda sigorta şirketlerinin oluşmaya başladığı ve branşların ortaya çıktığı bu dönemde yaşanan gelişim ve değişim sonraki yüzyıllarda da devam etmekle birlikte özellikle XIX.

yüzyılda gerçekleşen Sanayi İnkılâbı ile büyük ölçüde hız kazanmıştır (Herschaft, 2005: 170-174).

Büyük Londra Yangını’nın sigortalar açısından bir diğer önemli etkisi, sigortalanan risk çeşitleriyle ilgilidir. Yangın sonrasında yalnızca ticari değil, sivil riskler de sigorta konusu kapsamına girmiştir. Ayrıca XVIII. yüzyılda şans oyunları için yapılan olasılık hesapları sigortacılıkta da kullanılabilecek duruma getirilmiştir (Uralcan, 2012: 127).

Sanayi İnkılâbı ile birlikte sigortacılık birçok rizikoyu kapsamı içerisine almış, büyük çaptaki aracı teşkilatlar da buna yönelik olarak faaliyet göstermeye başlamıştır. Geniş kapsamlı bir devlet denetimi, zamanla sigortanın ayrılmaz bir parçası olmuş ve böylece reasürans şirketleri sigortacılığın vazgeçilmez unsurları arasında yer almıştır. Bu dönemde birçok ülkede sosyal sigortaların yaygınlaşması, hayat sigortası branşında dahi özel sigortacılığın gelişmesine engel teşkil etmemiştir (Arseven, 1987: 425). Günümüzde ise hayatımızın hemen her alanında sigorta ürünleri ile karşılaşılmakta olup mevcut piyasa koşullarında sigortaya ihtiyaç duyulmayan iktisadi faaliyet alanı neredeyse bulunmamaktadır (Kayaköy Taş, 2015: 135-136).

Avrupa’da, tıbbi bakımın finansmanında isteğe bağlı sigortaların ağırlık kazanmasıysa XVIII. yüzyıl ve XIX. yüzyılın erken evrelerinde gerçekleşmiştir. Buna göre, sayısız hastalık fonları, yardımlaşma cemiyetleri, karşılıklı fayda birlikleri, coğrafi veya mesleki temele dayanan tüketicilerce sağlık giderlerinin karşılanmasını zorunlu kılacak şekilde organize edilmiştir (Roemer, 1971: 1160). XIX. yüzyılda özel sağlık sigortalarından sosyal güvenlik kapsamında yararlanma fikri İngiltere’de başlayarak başta Avrupa ve Amerika olmak üzere dünya geneline yayılıp hastalık rizikosuna karşı koruma türü olarak sosyal güvenlik sistemleri içerisindeki yerini almıştır (Tuncay ve Ekmekçi, 2011: 15-16).

Küreselleşme kavramının henüz gündemde olmadığı XIX. yüzyılda dahi sigorta şirketleri küresel hacimde iş yapabilecek güce ulaşılarak bir sonraki yüzyılda

bilgi teknolojilerini kullanan şirketler haline dönüşmüştür. Bu dönemde farklı yöntemlerle sağlanan teorik bilgiler somut hale getirilerek, risk yönetimi bir disiplin içinde uygulanmaya başlanmıştır. XX. yüzyıl itibarıyla sigorta şirketlerince risk yönetimi amacı ile tesis edilen fonların önemi II. Dünya Savaşı’yla daha iyi anlaşılmış ve bu fonlar, savaş sonrası ülke ekonomilerinin gelişimine ve büyümesine yönelik hız kazandırıcı etkin bir unsur halini almıştır (Uralcan, 2014: 10).

2.2.3. Günümüzde Özel Sigortaların Küresel Ölçekteki Durumu