• Sonuç bulunamadı

СОВРЕМЕННЫЕ ПУТЕШЕСТВЕННИКИ

Yrd. Doç. Dr. Ümit KAPTI*

Özet

Avrupa Birliğince desteklenen değişim programları ile yükseköğretim düzeyinde öğrenciler ve öğretim elemanları yurtdışındaki üniversitelerle değişimler düzenlemekte. Amaç ise yükseköğretimde kaliteyi ve karşılıklı ilişkileri artırmaktır. 1987 yılında başlayan Erasmus değişim programı ile 2008/2009 öğretim yılında 2 Milyon öğrenci sayısı aşıldı ve bu programa 31 ülke katılmıştır.(bknz. Europäische Kommission)

Bu öğrenciler ver öğretim elemanları ülkemize geldikten sonra ülkelerine geri dönerler ve üniversitelerine deneyimlerini anlattıkları raporlar yazarlar. Bu raporların bir kısmı internet ortamında bulunduğundan bu yazının kaynağını bu öğrencilerin raporları oluşturmaktadır. Bu raporları ile değişim programlarına katılmak isteyen öğrencilere gidecekleri ülke hakkında seyahatnamelerin de verdiği gibi birinci elden birçok bilgi aktarmaktadır. Yani bizim değişim öğrencileri ve öğretim elemanlarını birer “Seyyah” (TDK’una göre anlamı: Gezgin, turist) gibi görmemiz gerekir.

Anahtar Kelimeler: Erasmus, değişim programı, seyyah

Abstract

Overseas exchange programs supported by the European Union at the higher education levels students and faculty member exchanges are organized. The aim is to raise the quality of higher education and their interrelationships. Starting in 1987, the Erasmus exchange program in the academic year 2008/2009 exceeded

* Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Alman Dili Eğitimi Anabilim Dalı.

Eskişehir/TÜRKİYE

the number of 2 million students and 31 countries participated in this program. (See European Commission)

These students give feedbacks after their return to their home country in form of reports to describe their experience of the university. A part of these type of reports are find on the internet the source of this paper. These reports give the students who wish to participate in the exchange program further information from the firsthand about the Country’s they plan to visit; like the travelogues. So our exchange students and teaching staff are "Voyagers" (meaning by the Turkisch Language Institute: Guest, tourists).

Key Words: Erasmus, exchange program, globetrotter, traveller

1 Giriş

1987 yılında Erasmus değişim programı ile Avrupa Birliği en çok ses getiren değişim programını başlatmış oldu. Bu bağlamda Türk Üniversitelerine de birçok öğrenci geldi ve aynı zamanda yurtdışındaki üniversitelere de Türk yükseköğretim öğrencileri gitmiştir. Ülkelerine geri dönen bu öğrenciler daha sonra bu değişim programlarına ilgi duyanlara deneyimlerini aktarmaları amacı ile Yurtdışı raporları istemektedirler. Bu raporlar ülkemiz hakkında o kadar farklı ve ilginç hususlara değinmektedir. Bu misafirler bu raporları le bir nevi seyyah gibi bilgi aktarmaktadırlar. Seyyahlar geçmişte yazdıkları seyahatnamelerde, yurt içi veya yurtdışı gezilerinde gördüklerini, gezip gördüğü yerlerin insanlarını, yaşayışlarını, tarihlerini, medeniyetlerini anlatırlar.(bknz. http://www.edebyahu.com)

“Oturulan şehrin her köşesinin insanları ve bütün özellikleri ile anlatıldığı eserler de yazıldıkları yüzyıldan uzaklaştıkça ve araya yüzyıllar girdikçe seyahatname olarak kabul edilirler.” ( http://www.edebyahu.com) Buradan da görüleceği gibi bu yazılara ilerde seyahatname gözü ile bakılabilecektir. Dünya edebiyatında Venedikli Marco Polo gibi birçok seyahatnameleri ile ünlü seyyahlar vardır yazılmıştır ve Türk edebiyatının en önemli eser Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı eseridir.

Bu betimsel çalışmada ise önce Alman Üniversitelerinden ülkemizde değişim programı ile belli bir süre bulunmuş ve ülkelerine döndüklerinde üniversitelerine sundukları “Yurtdışı Raporları” kısmen sunulacak ve daha sonra belli başlıklar altında incelenecektir. Sonunda ise bu raporlardan ne tür bir sonuç çıkarmamıza gerektiğine değinilecektir.

2 Yurtdışı Raporları

Öncelikle bu seçilmiş olan raporların tamamen rastlantısal olarak seçilmiş olduğunu belirtmek gerekmektedir. Özellikle bir üniversite veya bir yöreye bağlı kalınmamıştır. Aynı biçimde öğrencilerin yükseköğrenim gördükleri bölümlere

göre de bir tercih yapılmamıştır. Ancak birçok rapordan sadece birkaçı örnek olarak kaynakçada belirtilmiştir.

3 Barınma Şartları

Gelen öğrenciler kısa süre için geldiklerinden Türkiye’deki kalış süreleri için yurtları tercih ettiklerinde aşağıdaki gibi tecrübeler edinebiliyorlar:

Katja:

“Bayan öğrenci yurdunda yurt yönetiminden üç bayan beni karşılıyor ve Türk Kahvesi ikram ediyorlar, bir kelime İngilizce konuşmuyorlar, İçeriğini anlamadığım bir Yurt kuralları listesini imzalıyorum. Başka bir öğrenci ne imzalamış olduğunu belirtiyor: Yurt kapanış saati: 20:00, ziyaretçi yasak, özellikle erkekler kesinlikle yasak.”

Ayrıca yurtlarda görülebilen “Abla” ve “Abi” uygulamaları ise değişik bir deneyim olarak belirtilmektedir. Bu uygulamanın iyi veya kötü olup olmadığı tartışılmıyor, ancak Almanya’da bunun mümkün olamayacağını belirtiyorlar.

Johannes:

“Yurtlarla ilgili olarak, cinsiyetlere göre ayrılmış, alkol yasağı, giriş-çıkış saatleri, bazen çantaları denetleyen güvenlik görevlisi, ortak mutfak ve sosyalleşme odası yok.”

Bu öğrencilerin notlarından en dikkat çeken hususun üniversite öğrencilerine yurtların giriş çıkış saatleri uygulamaları ile cinsiyetlere göre yurtların ayrılmış olması öne çıkmaktadır.

Türkiye’deki yaşam biçimine ve kültürüne bakıldığında bu uygulamaların yerinde olduğu düşünülebilir. Ancak bu genel şartları beğenmeyenler için birçok alternatif de bulunmaktadır.

4 Akademik Durum

Akademik ortam ve uygulamalara ile birçok övgü ve kaygı verici eleştirilere rastlamak mümkün. Birkaç deneyimi örnek olarak sunmak gerekir ise:

Katja*:

“Öğretim elemanları Almanya’daki üniversitemizdeki durumun tam aksine öğrencilere zaman ayırıyor ve her zaman birebir görüşme fırsatı bulabiliyorsunuz”.

“Profesörlerle kolay iletişime geçebiliyor ve arkadaşlıklar kurulabiliyor, hatta birbirinizle isminizle hitap edebiliyorsunuz”.

Johannes*:

“Benim öğretim elemanlarım genç ve istekliydiler, ancak tembel ve canları sıkılmış Türk öğrenciler tarafından çalışma atmosferi düşürülüyor, hatta ilk üç hafta derslere hiç gelmiyorlar ve dersin planını bozuyorlar.”

“Yeditepe üniversitesi özel bir üniversite olduğundan öğrencilerin çoğu çok yüksek ücretler ödeyen zengin ailelerden geldiklerinden öğretim elemanları en kötü (zayıf) öğrencileri dahi geçiriyorlar.”

Charlotte*:

“Birçok yapılmayan veya nadiren yapılan derslerden dolayı yoğunluğum yoktu. Dekanlar öğretim elemanı olarak görevlerini yerine getiremeyecek kadar yoğunlar.”

Buradan ise akademik olarak bir övgüden bahsedilmediği ve bazı üniversitelerde fazla not verildiği ve bazı yerlerde akademik ciddiyetin bulunmadığını belirtiyorlar. Ayrıca Türk üniversitelerinden fazla akademik beklentiye girilmemesinin doğru olacağını raporların çoğundan edinebilirsiniz.

Çevre

Yaşanılan ve algılanan çevre ile ilgili birçok görüş mevcut olmasına rağmen en önemli farklar yine büyük şehirler ve batı ile doğu bölgelerinde ortaya konulmaktadır. Daha ayrıntılı bir izlenim elde etmek için öğrencilerin deneyimlerine biraz olsun bakalım:

Eva:

“Türkler çok hoşgörülü ve misafirperver bir halk.”

“Türkiye’nin farklı şehirlerinde kalan bu öğrencilerin çevrelerinde gördükleri insanlar hakkında da yorumları bulunuyor.”

Katja:

“Erasmus Koordinatörüm burada herkesin İngilizce konuştuğunu söylemişti, fakat büyük yanılgı.”

“Toplumsal çeşitliliği şehirlerde görebiliyorsunuz. Şehir merkezinde hayat coşuyor. Caddelerde alkol içilmesi yasak değil, travestiler Starbucks’ta oturuyor, Türk kızları mini etekler giyiyor.

Johannes:

“Güney Doğu Anadolu ile Batı Anadolu gece ve gündüz kadar birbirinden farklı. Bayanların bir erkek eşliğinde doğuda gezmelerini ve akşam dışarı çıkmamalarını tavsiye ederim.”

“İstanbulda bisiklete binmek intihar girişimine eşdeğerdir.”

Bu yorum ve tecrübelerine dayanan tasvirlerden ise ülkemizin şehirlerindeki hoşgörü, çok çeşitlilik öne çıkmaktadır. Ancak Avrupa veya Almanya ile yapılan kıyaslamalardan ise bazen de çok şaşırdıklarını görebiliyoruz. Türkiye’nin

yurtdışındaki imajı ile Türkiye’de yaşadıkları tecrübelerinin ne denli farklı olduğunu çoğu kez raporlarda görebiliyoruz.

Atatürk

Atatürk’ün Türk toplumu için ne denli belirleyici ve önem arz ettiğini fark eden bu genç seyyahlar, raporlarında muhakkak Atatürk’e yer veriyorlar.

Katja*:

Türkiye’de halkın Atatürk düşüncesine inandığını ve refah düzeyin ve modernliğin batıda olduğuna inanıyorlar.

Johannes*:

“Almanyada olunca “Kemalistleri özlüyorum”.

Bu alıntılardan da yabancıların Atatürk’e ve felsefesine ne kadar önem verdiklerini ve Türkiye’nin ne denli sahip çıktığın ı görebilirsiniz. Fakat Atatürk’ün toplumda daha fazla hissedilmesi gerektiği konusunda çoğu yazıda bir uyarı veya ipucu sezinliyorsunuz.

Kadın ve Kadının Konumu

Türkiye’nin belki dünyaya karşı en çok eleştirilen kadınlar ve konumları ile ilgili hususlarda ise aşağıdaki yorumlar örnek niteliğindedir:

Katja:

-Caddede bir Türk erkeğin verdiği ifadeyi aynen aktarıyor: “Görücü usulü evlilikler daha iyi…”

“Aynı zamanda kamu binalarında başörtüsünün yasak olmasına rağmen şehrin belirli semtlerinde kapalı olması dikkat çekiyor, bir terslik gibi geliyor insana.”

“Türk kadınlarına büyük saygı var. Otobüslerde boş koltuklar öncelikle bayanlara veriliyor ve bazen yanı boş kalıyor. Çarşıda gezerken hiçbir erkek gözlerinize bakmıyor, hatta dondurma servisi yapan garsona teşekkürümü belirtmek için gülümsemek istiyorum fakat görmemezlikten geliyor, ilk defa olunca biraz üzülüyorsunuz fakat bunu saygıdan yaptığını öğrenince olayı çok farklı görüyorsunuz. Hatta hoşunuza bile gidebiliyor.”

Katja’nın raporundan da kadına verilen değerin ilk bakışta görüldüğünden çok daha farklı değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Kadınlara gösterilen saygının mesafeyi de içerdiği anlatılmaktadır.

Sonuç

Bu genç seyyahların yazılarından Türkiye hakkında verilen imaj ve gerçeklerin birçok hususta incelenmesi ve irdelenmesi gerekmektedir. Türk kadını, akademik gerçekler, çevre ve Atatürk bu öğrencilerin ülkelerine döndüklerinde sundukları raporlarında öne çıkaktadır. Değişim ile ilgili formaliteler bu çalışmada dikkate alınmamıştır.

Akademik camianın daha duyarlı ve dikkatli davranması gerektiği ve öğrencilerin de eğitimlerine gerekli hassasiyeti göstermeleri gerektiği vurgulanmaktadır.

Netice itibarı ile bu seyyahların bundan sonraki raporlarının daha olumlu içerikler yansıtması için herkes görevini daha iyi yapmalıdır.

Netice itibarı ile değişim programlarından yararlanmanın çok önemli olduğunu ve kesinlikle bir kazanım olacağını ise bütün öğrenciler savunmaktadır.

Çoğu kez: “Merhaba” demek “Hoşçakalın” demekten çok daha kolay oluyor!

KAYNAKÇA:

Europäische Kommission: Erasmus: Ich bin einer der zwei Millionen, die dabei waren! Luxemburg: Amt fur Veröffentlichungen der Europäischen Union, 2010

Eva: http://wcms.uzi.uni-halle.de/download.php?down=30532&elem=2694066 Johannes: http://5monateinistanbul.wordpress.com/page/2/

Katja: http://www.cafebabel.de/gesellschaft/artikel/am-rand-von-europa-ermus -in-einem- konservativen-stadtteil-istanbuls.html

Robert Benjamin: http://wcms.uzi.uni-halle.de/download.php?down=30533&

elem=2694067

http://www.edebyahu.com/odev/241/seyahatnameler-uzerine

FARKLI KÜLTÜR; FARKLI DİL: UZMANLIK