• Sonuç bulunamadı

organize lojistik bölgeler, lojistik köy) yerleşim bölgelerindeki lojistik faaliyetlerinin incelenmesi, planlanması, sürdürülmesi ve iyileştirilmesi konularını kapsayan lojistik alanıdır. Uluslar arası literatürde, farklı dillerde yazılmış kaynakların sayısı da diğer lojistik alanlarına kıyasla azdır. Çalışmaların azlığı, kavramın daha gelişmesini tamamlayamamış olması ve öneminin anlaşılmaması sebebiyle uygulamalarının yapılmasına duyulan ihtiyacın fark edilmemesidir. Halbuki lojistik köyler tüm lojistik

şirketleri için olduğu kadar; diğer sektörlere dahil şirketler, yerel yönetimler ve kentlerde yaşayan halk için önemlidir. Lojistik köyler alanında incelenmesi gereken konular; bu hizmetlerin planlanması, uygulanma şekli ve şehre etkileridir. Kent lojistiği planlaması, mümkün uygulama koşullarından ve olası etkilerden bağımsız olarak incelenemez. Planlamalar farklı prensipler ışığında geçekleştirilebilir. Temel planlama tekniklerinden farklı tekniklerin dinamik yapıya sahip kent lojistiği hizmetlerinde daha faydalı olacağı aşikardır. Bu teknikler sayesindedir ki lojistik köy şehir merkezlerine etkili ve çevre dostu dağıtım sağlamakta ve yükün gerekli yerlere teslimini kolaylaştırmaktadır.

Lojistik köyler, endüstriyel ve sevkiyat işletmeleri için ilgi çekici imkânlar sunduklarından, bölgenin ekonomik gelişimini teşvik etmekte, bölgenin rekabet gücünü artırmaktadır. Yükün, karayolundan demiryoluna yönelmesine etki etmekte, karayolundaki trafik yükünü azaltmakta ve daha az çevre kirliliği yaratmaktadır. Özel sektörün de içinde olması nedeniyle bölgedeki istihdamın gelişmesine katkı sağlamaktadır. Arazilerin planlı bir şekilde kullanılmasıyla estetik güzellik sağlanmaktadır. Paketleme, ayakkabı, tahıl üretimi gibi geleneksel sektörlerin; gelişen sektörler olan lojistik, sağlık-medikal ve katma değerli hizmet sanayisi ile kombinasyonunu ve kaynaşmasını sağlamakta ve hatta ileri düzeyli yeni iş fikirleri üretilmesine ön ayak olabilmektedir. Özel yerel satıcılara; bilgi birikimi, teşvikler ve genişleyen lojistik ağ sayesinde ihracata yönelik üretim şansı sunmaktadır. Ayrıca yerel üreticiler arasında birleşme ve ortaklık ile sağlanacak büyümeye yol açabilecektir. İşletme sayısında muazzam artışlara, dolayısı ile girişimciliğe, yenilikçiliğe, rekabete ve profesyonelleşmeye katkısı olduğu kadar; daha önce açılan lojistik köylerde görüldüğü gibi işsizlikte yüksek oranda azalmaya katkısı da olacaktır. 1990’lı yıllardan günümüze, işletme çevresinde çok önemli değişiklikler yaşanmıştır. Bu değişikliklerin etkisi ile işletme çevresini şekillendiren müşteri, müşteri değeri, ürün ve hizmetler, bilgi iletişim teknolojileri, rekabet anlayışı, dağıtım kanalları ve lojistikte yeni eğilimler meydana gelmektedir.

Günümüz müşterisi, bilgi seviyesi yüksek, zamanı az, katma değerli hizmetler peşinde koşan müşteri olarak ortaya çıkmaktadır. Standart hizmetler yerine kendi özel ihtiyaçlarını tatmin edecek kişiselleştirilmiş hizmetler istemektedir. İşletmelerde lojistik fonksiyonu günümüze kadar, depolama, ulaştırma ve bitmiş ürün envanteri yönetimi gibi bazı fonksiyonlardan oluşan bir fonksiyon olarak görülmüştür. Ancak müşterilerde, hizmetlerde ve dağıtım kanalındaki değişiklikler lojistiğin işletme içindeki rolünü değiştirmiştir. Lojistiğin çerçevesi işletme dışına taşarak materyallerin doğadan çıkarılması, üretimi, kanal içindeki hareketi ve ürünün müşteriye teslim edilmesi faaliyetlerini de içerecek şekilde genişlemiştir. Konya ili ve çevresindeki işletmelerin yapılaşması ise daha bu farklılaşmaya izin verecek şekilde değildir. Ayrıca; bu adaptasyon için yeterli bilgi birikimi de çoğu işletmede gelişmemiştir. Müşteri bazlı lojistik süreci, lojistik köy vasıtası ile paylaşılacak ve de işletmelerin hizmet bazlı hale gelmesine yardımcı olacaktır.

İşletmeler mal ve hizmetlerini pazara ulaştırabilmek amacı ile bir dizi tedarikçi, dağıtıcı ve müşteri ile birlikte bir zincir oluşturmaktadır. Tedarik zinciri olarak ifade edilen ve bitmiş ürünlerin doğadan çıkarılmasından nihai tüketiciye ulaşmasına kadar olan bu bir dizi işletme kümesinde, her işletme diğerinin tedarikçisi olarak düşünülmektedir. Böyle bir zincirde her işletmenin nihai müşterisine değer katarak faaliyetlerinin ve süreçlerinin entegrasyonunu sağlaması, pazar başarısında önemli bir avantaj sağlamaktadır. Lojistik köy temelinde etkileşime girecek olan tüm bu işletmeler, tedarik zincirinin aksamayan birer parçası haline gelecek ve de katma değer artarak yükselecektir. Maliyetler bir sistemin inşa edilmesine, bakımına ve işletilmesine olduğu kadar faiz oranına da bağlıdır. Lojistik köy bu işletmeler için çok riskli olan faiz riskini üstüne alacak ve işletmeleri bu riskten kurtarmış olacaktır.

Yeni taşıma sistemlerin inşa edilme maliyetlerini tahmin etmek için, benzer ulaşım sistemleriyle ilgili araştırmalara ihtiyaç olduğu kadar, zamana, yetenekli iş gücüne ihtiyaç vardır. Toplulaştırılmış ve bu şekilde maliyetleri en aza indirilmiş lojistik köy kullanımı ile riskler ve yönetim sorunları halledilmiş olacaktır. İntermodal geçişler sağlanılan lojistik köy vasıtası ile işletmelerin taşıma işini, mamullerinin

depolanmasını düşünmesine ve bunların maliyetlerini en aza indirmek isteğiyle araştırmalar yapmasına ve hesaplar içine girmesine gerek kalmayacaktır. Bunun üstüne lojistik köy yönetimince yerleştirilebilecek teknolojik sistemler vasıtası ile ürünlerinin nerede olduğunu şirketler her an bilebilecek ve de müşteriye ulaşma süresi hakkında tam bilgiye sahip olacakları için müşteri memnuniyeti konusunda başarıya ulaşacaklardır. Bu gibi faydaları olan teknolojik gelişmelerden birisi otomatik kontrol sistemleridir (Automated Control Systems). Bu sistemlerin işletilmesi bilgisayar yazılımları ve diğer kontrol araçları açısından daha yüksek ilk yatırımlar gerektirir. Fakat otomatik sistemler bir defa kurulduğunda, manüel kontrol edilen sistemlere oranla işlemlerde esneklik sağlarlar. Yine işletmelerin bu pahalı sistemlere ilk yatırım masrafları yapmaktan koruyan lojistik köy sayesinde, işletmeler şirket geleceklerini ve beklentilerini daha kolay tahmin edebileceklerdir. Bunun nedeni onları sınırlayan ilk yatırımların olmamasıdır. Çünkü bahsettiğimiz otomatik kontrol sistemleri işletmelere özel kurulduğu için elden çıkarma imkanı yoktur. Yatırımın yapılması durumunda yatırımın amortismanı dolana kadar kullanılması gerekmektedir.

Lojistik köyün sosyal faydaları; zaman, seyahat, kaza ve çevreye ilişkin olmak üzere değerlendirilebilmektedir;

1) Zaman ilişkili faydalar: Lojistik köyle birlikte, üretilen ürünlerin müşteriye ulaştırılması daha az bir zamanda mümkün olmaktadır. Lojistik köy öncesi süreçte ihracata konu ürünler, önce tırlar ve kamyonlarla limana orda tekrar elleçleme faaliyetine tabi tutularak konteynırlara ve nihayetinde ise gemiye yüklenmektedir. Lojistik köyün kurulması ile birlikte ürünler, lojistik köylere taşınmakta ve gümrüklemeden elleçlemeye ve yüklemeye ilişkin bütün süreçler bu yerlerde yapılmakta ve bu bağlamda zamandan büyük oranda tasarruf edilmektedir. Lojistik köy ölçütleri yol ağı üzerindeki seyahat edilen araç kilometrelerinde veya operasyon için kullanılan araç sayısında bir düşüşe yol açmaktadır. Seyahat süresinin azalması, yolcu araçları kadar taşıma araçlarının da yararına olan bir durum olmaktadır. Yine yükleme ve gümrükleme işlemleri için işletme tarafından limana gönderilmesi

gereken çalışanlar, lojistik köyle birlikte limana gitmeleri gerekmemekte ve bu süre lojistik köylerin zamana ilişkin faydalarından birisi olarak değerlendirilmektedir.

2) Seyahat ilişkili faydalar: Lojistik köyler araç işletme maliyetlerini, sürücü maliyetlerini, benzin giderlerini ve gişe ücretlerini düşürmektedir. Yüklerin lojistik köyle vasıtasıyla ve trenler aracılığıyla taşınması navlun maliyetlerini düşürmektedir. Yine yüklerin limanlara tırlar ve kamyonlarla taşınması lojistik işletmeleri açısından düşünüldüğünde sürücü maliyetleri yüksek olmaktadır. Ancak lojistik köyle bu maliyetler minumuma indirgenmekte ve sadece fabrikadan lojistik köye ürünlerin taşınması gerekmektedir. Lojistik köylerde ürünlerin trenler aracılığı ile taşınmasıyla yakıt masrafları düşmektedir. Bu durum araç yakıtlarının çoğunu ithal eden Türkiye açısından büyük önem taşımaktadır ve milli gelir üzerinde de olumlu bir etkiye sahip olmaktadır.

3) Kaza ilişkili faydalar: İşletmelerde üretilen ürünlerin ulusal ve uluslar arası pazarlara taşınmasında kullanılan kamyonların şehir içinde bulunan yollardan geçmek durumda kalması şehir içi trafiğini artırmaktadır. Şehir içinde artan trafikle birlikte kaza oranları artmaktadır. Kamyonların karıştığı kazalar daha büyük oranda can ve mal kaybına neden olmaktadır. Aynı şekilde şehirlerarası yollarda da yüklerin karayolu ile taşınması, kazaları artıran bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Uzun mesafelerde ve engebeli yollarda büyük vasıtalar çok yavaş gitmek durumunda kalmakta ve trafiği yavaşlatarak trafiğin sıkışmasına neden olmaktadır. Lojistik köyler, toplam seyahat edilen süreyi azaltarak (araç-km cinsinden), kaza olaylarını azaltmaktadır. Az sayıda yapılan kaza da daha az mal ve can kaybına neden olmaktadır. Ürünlerin lojistik köyler vasıtası ile trenlerle taşınması şehir içi ve şehirlerarası ulaşımda büyük oranda trafik sıkışıklığını azaltmakta ve bu da kaza oranlarını düşüren bir faktör olmaktadır.

4) Çevre ilişkili faydalar: Lojistik köylerin kurulması ile şehir içi ve şehirlerarası trafiğin yoğunluğu azalmakta ve bu da kaza oranlarının düşmesini sağlamaktadır. Azalan trafik yoğunluğu, yüksek maliyetlerle yapılan asfaltların yıpranma oranını azaltmakta ve bu da milli gelire olumlu bir katkı sağlamaktadır.

Trafik yoğunluğunun azalması ile tüketilen yakıt düşmekte ve bu da çevre kirliliğini azaltmaktadır. Yine kamyonların daha az yollarda gözükmesi ile görüntü ve gürültü kirliliği de azalmış olacaktır. Tüm bunlar beraberinde daha sağlıklı bireylerin oluşmasına olanak vermekte ve daha temiz, güzel ve düzenli bir sosyal hayatı beraberinde getirmektedir.

SONUÇ

Küreselleşme ile birlikte işletmeler arasındaki rekabetin de boyutları değişmiş, üretim teknolojilerindeki hızlı değişim, tüketicilerin egemen olduğu bir pazar anlayışını doğurmuştur. Var olan pazarda gelişmelere ayak uydurabilmek ve rekabet edebilmek için işletmecilik dünyasında birçok yeni yaklaşım ve yöntemler geliştirilmiştir. Küreselleşen dünyada uluslararası alanda rekabetin sürdürülebilirliği gerekmektedir, eğer işletmeler rekabet güçlerini sürdüremezlerse gelecekteki yaşamlarını devam ettirmekte zorluk çekeceklerdir.

Küresel rekabet ortamında rekabet avantajı sağlamak açısından ve rekabetin sürdürülebilirliği için geleneksel maliyet muhasebesinin sahip olduğu bakış açısı yetersiz kalmaktadır. Maliyet muhasebesinden yeni bilgi talepleri, ürün yaşam seyrine yönelik ve pazara dayalı olarak değişmektedir. Küresel rekabet ortamında, rekabet üstünlüğü sağlamak için maliyet planlaması ve yönetimi önemlidir. Rekabet; işletmenin varlığını koruması ve sürdürebilmesi için yapmış ya da yapacak olduğu tüm faaliyetleri kapsar. Bölgesel rekabetten daha çok uluslararası rekabetin söz konusu olduğu günümüz ekonomisinde, işletmeler rakiplerinin taklit çabalarına karşı farklı olmayı başarabildikleri ölçüde rekabet gücü elde edebileceklerdir. Rekabet gücünün, öncelikleri ürünlerin farklılaştırılmasından ve ürün maliyetlerinin düşürülebilmesinden geçer. Rekabet ortamında lider olabilen işletmeler, bu rekabet güçlerini kısa sürede kaybedebilme tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Rekabet gücünün sürdürülebilirliği işletmelerin karlılıklarının diğer işletmelere göre maksimum düzeyde olmasına bağlıdır. Bunun için sağlıklı bir rekabet ortamının gerekliliği önemli bir koşuldur. İşletmeler bu rekabet ortamında mevcut kaynaklarını verimli bir şekilde kullanarak, mal ve hizmet sunumunda farklılaşmaya giderek rekabette güçlerini sürdürebileceklerdir.

Tedarik zinciri ise birçok lojistik faaliyeti bir araya getirmesi nedeniyle literatürde yeni bir tanımla, yeni bir bakış açısıdır. Belirli ve devam ettirilebilir bir hizmet seviyesi çerçevesinde ürünlerin üretimini, müşteriye doğru zaman ve mümkün

olan en uygun koşullarda (fiyat, adet) teslimatını sağlayabilmek üzere tedarik zinciri üzerinde yer alan tedarikçi, üretici, toptancı, satıcıların etkin şekilde entegrasyonu için kullanılan yaklaşımlar ve yöntemler bütünüdür. Gerek iş dünyasına gerekse akademik ortamda ilgileri uzun süredir üzerinde tutan tedarik zinciri kavramı değer zinciri, çevik tedarik zinciri, yalın tedarik zinciri gibi yeni tanımlamalar ve isimler altında önümüzdeki yıllarda da revaçta kalacaktır.

Genel olarak lojistik, “ürünleri ve hizmetleri ihtiyaç duyulan yerde ve istenilen zamanda hedeflenen müşteri seviyesinde sağlama” olarak nitelendirilebilir. Bu tanım göz önüne alındığında, lojistiğin insan yaşamı için ne derece önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Gıdadan giyime, teknolojiden eğlenceye birçok sektörde, ürün veya hizmetlerin istenilen zamanda ve şekilde müşteriye sunulabilmesi lojistiğin bir sonucudur. Tüketiciler açısından bu denli önemli olan lojistik, üreticilerin de sürekli düşünmek zorunda oldukları bir faaliyet alanıdır. Müşteriye söz verilen şekilde, istenilen zamanda ve yerde, ürün ve hizmet üretiminin sağlanabilmesi, hazırlanan üretim programlarının tam olarak uygulanabilmesi ve etkin bir lojistik yönetim sisteminin gerçekleştirilmesi ile mümkündür.

Lojistik sektörünün ve de lojistik sektörü ile iş hayatına ve bilime giren diğer kavramların anlamlarını bulduğu en son uygulamalardan biri de Lojistik Köylerdir. Lojistik Köyler, içerisinde ulusal ve uluslararası taşımacılık, lojistik ve eşyanın dağıtımı ile ilgili tüm faaliyetlerin muhtelif işletmeciler tarafından gerçekleştirildiği belirli bir alandır. Bu işletmeciler mevcut bina ve tesislerin (antrepolar, ambalajlama tesisleri, depolama sahaları, bürolar, otopark alanları vb.) sahibi veya kiracısı olabilirler.

Lojistik Köyler kurulmadan önce lojistik sektöründe iyileştirme amacıyla yapılan uygulamalar; malların şehir alanlarında yol-tabanlı araçlar kullanılarak taşınması, trafik sıkışıklığı, negatif çevresel etkiler ve yüksek lojistik maliyetleri gibi problemlere yol açmıştır. Bu büyük bir ölçüde lojistik sistemlere bağlıdır; çünkü şehir mal taşımacılığına katkıda bulunan taraflar (endüstriyel şirketler, yükleyiciler ve nakliyeciler) bağımsız olarak müşteri ihtiyacını karşılamak üzere kurulmuştur. Bu

sistemler bir şirket veya bir grup şirket için yararlı olabilir. Fakat sosyal bir açıdan bakıldığında toplam sosyal maliyetleri ve çevresel etkileri azaltmada her zaman etkili olmamaktadırlar.

Bu problemi çözmek üzere lojistik şehir taşıma sistemlerinin yeniden yapılanması etkin bir Lojistik Köy inisiyatifi ile olabilir. Mal hareketleri ağlar üzerindeki düğümlere ve bağlantılara bağlı olan çeşitli fonksiyonlar içermektedirler. Bağlantıların fonksiyonları taşıma ve toplama/teslimattır; düğüm fonksiyonları ise depolama, emanet, işleme, montajlama, ambalajlama ve yükleme/boşaltmadır. Bu ağ fonksiyonlarını ve fonksiyonların birbiri ile etkileşimini gerçekleştirmek üzere lojistik terminallerine ihtiyaç vardır. Bu yüzden lojistik köy yerleştirilmelerinin yeniden yapılanan şehir lojistik sistemlerine eklenmeleri gerekmektedir.

Bu veriler ışığında, çalışmada incelenen lojistik köylerin, birçok avantaja sahip olduğu ve artık lojistik sektörünün, kentlerin ve şirketlerin olmazsa olmazı haline geldiği görülmektedir. Maliyet, çevre, sosyal avantajları sağlaması açısından son derece yararlı bulunan lojistik köylerin, Türkiye’de de TCDD projeleri olarak kurulmaya başlandığı bilinmektedir. Bu projeler göz önüne alınarak Konya ili özelinde bir lojistik köy kurulumu yapılması bu çalışmada incelenmiş ve bir model ortaya konulmuştur.

Ortaya konulan model çerçevesinde, lojistik köy’ün kurulum yeri ve bu yerin avantajları, içinde bulundurması gereken binalar ve bu binalar içinde verilmesi gereken hizmetler sıralanmıştır. Lojistik Köy’ün kurulması ile Konya iline ve çevre ilçelere sağlayacağı işsizliği azaltıcı ve istihdamı artırıcı fayda ile maliyetleri düşürücü yararı gözler önüne serilmiştir. Yönetim şekli hakkında öneri sunulan lojistik köyün uluslar arası öneme sahip stratejik bir noktada kurulacağı da belirtilerek, bu Konya Lojistik Köy’ünün uluslar arası bir lojistik üs olma ihtimali irdelenmiştir. Açıkça belirtilmiştir ki uzak bir hayal gibi gözüken lojistik üs olma ihtimali; sağlam bir yatırım, yılların vereceği tecrübe, şirketlerin elde edeceği başarılar ve üniversitenin getireceği ek katma değer ve bilgi birikimi ile ulaşılması imkansız gözükmemektedir.

Konya Lojistik Köyü’nün kurulması ile; Konya ilinin ulusal ve uluslar arası pazarlarda rekabet gücü artacak, yükün karayolundan demiryoluna yönelmesi ile karayolundaki trafik yükü azalacak, daha az çevre kirliliği oluşacak ve istihdam da artacaktır. Konya ilinin jeopolitik konumu nedeni ile liman olmaması ve serbest bölgenin olmaması dolayısıyla, Konya sanayisinde üretilen ürünleri düşük navlun maliyeti ile limanlara taşıyacak bir lojistik köyün kurulması gerekmektedir. Lojistik köyle birlikte Konya sanayisinin ihracatında en fazla kullandığı liman olan Mersin Limanı başta olmak üzere diğer şehir ve liman bağlantıları için tren yollarının çeşitlendirilerek güçlendirilmesi gerekmektedir.

Konya lojistik köyünün kurulması sırasında yapılacak fizibilite etüdlerinin Konya Sanayisi, Selçuk Üniversitesi ve TCDD yetkilileri ile oluşturulacak bir komisyon tarafından yapılması, lojistik köyün Konya’nın taşımacılık ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap verilmesini sağlayacak bir modelin oluşturulması bağlamında büyük önem taşımaktadır. Sürekli gelişen sanayisi ve tarımı ile Konya ili kendi ürünlerinin iç ve dış pazarlara taşınmasında lojistik köyle birlikte rekabet avantajı sağlamış olacaktır. Bulunduğu konum itibarı ile birçok şehir için bağlantı noktası olma özelliğine sahip Konya ili hem Türkiye için hem de Orta Asya ile Avrupa arasında uluslar arası bir lojistik üs olma imkanına “Konya Lojistik Köyü” ile kavuşmuş olacaktır.

Yapılan bu çalışma ile küresel rekabet ortamında lojistik sektörünün, işletmeler için destek faaliyet olmaktan çıkıp temel faaliyet olarak işletmeler için stratejik bir konuma yükselmesinden hareketle yeni lojistik eğilim ve açılımlardan birisi olan “lojistik köy” tanımlanarak Konya ili özelinde bir model önerisi oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışmada, dünyadaki lojistik köylerden örnekler verilerek Konya ilinin üretim, imkan ve beklentileri doğrultusunda bir model ortaya konmuş ve lojistik köyün Konya için sağlayacağı avantajlar ele alınmıştır. Çalışmanın; lojistik sektöründe faaliyet gösteren ve lojistikten faydalanan işletmeler, ilgili kamu kurumları ve konuyla ilgilenen akademik çevreler açısından bir kaynak oluşturması hedeflenmiştir.

KAYNAKÇA

ACAR, Durmuş, “Küresel Rekabette Maliyet Yönetimi Ve Yaklaşımları, Tekstil Sektörü İle İlgili Bir Araştırma”, Asil Yayın Dağıtım, Ankara, 2005

AKAT, Ömer, “Uluslararası Pazarlama Karması Ve Yönetimi”, Ekin yayınevi, İstanbul, 2008

AKSU, Mustafa, 2002 “İşletmelerin Global Çevre Faktörlerine Uyum Sağlama Sürecinde Lojistik Yönetimi”, Pazarlama Dünyası, Yıl: 16, Sayı: 2002-2, Mart Nisan, İstanbul

ARABELEN, Gamze, “Hizmet Sektöründeki Firmaların Lojistik Uygulamaları Ve Lojistiğin Sektördeki Rekabetçi Yapılanmaya Etkileri”, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, D.E.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir

ATASOY, Fahri, “Küreselleşme ve Milliyetçilik”, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2005

AUGNLES, S.B. ve PARKER, S.R., “Work, Organizational and Change”, Sydney: Allen and Unwin, 1988

AYDIN, Gülşen T., ÖĞÜT, K. S., “Avrupa ve Türkiye’de Lojistik Köyleri”, www.ins.itu.edu.tr/ksogut/avrupada%20ve%20türkiyede%20lojistik%20köyler.pdf, Erişim Tarihi: 12.11.2009

BADIE, Bernard, “Realism under Praise, or a Requiem? The Praradigmatic Debate in International Relations”, International Political Science Review, Vo:22, No:3, 2001

BAHADIR, Akın H., “Girişimcilik ve Küçük İşletmeler Açısından Elektronik Ticaret Kavramlar, Örnekler, Öneriler”, http://stratejiyonetim.com/eticaretvekobiler.htm, 2006

BAKIRTAŞ, İbrahim ve BAKIRTAŞ, Hülya, “Firmaların Sürdürülebilir Rekabet Üstünlüğünün Bir Kaynağı Olarak Temel Yetenek: Genel Bir Değerlendirme”, sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/articles/2008/19/IBAKIRTAS- HBAKIRTAS.PDF , Erişim Tarihi: 23.12.2009

BAKOĞLU, Refika ve YILMAZ, Erdal, “Tedarik Zincir Tasarımının Rekabet Avantajı Yaratması Açısından Değerlendirilmesi”, 6. Ulusal Pazarlama Kongresi, 2001

BARBAROS, R. Funda, “Küreselleşme Sürecinde Devletin Rolü: Türkiye Üzerine Bir Değerlendirme”, 2004 Türkiye İktisat Kongresi Tebliğ Sunuşları Kitapçığı, DPT, İzmir, 2004

BARIŞIK, Salih ve ÇETİNTAŞ, Hakan, “Küreselleşme ve Beyin Göçü”, II. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi Bildiriler Kitabı, İzmit, 17–18 Mayıs 2003

BAYIKSEL, Şeyma Ö., (Temmuz 2005), “Hiper Rekabet Ne Getirecek?”, Capital Dergisi, Sayı 7

BAYKAL, Nazan, (2008), “Küreselleşmenin Tanımı”, http://www.makaleler.com/oku-küreselleşmenin+tanımı, Erişim Tarihi: 23.12.2009

BAYRAÇ, Naci, “Yeni Ekonomi'nin Toplumsal, Ekonomik ve Teknolojik Boyutları”, OGÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:4, Sayı: 1, Haziran 2003

BAZIOTOPOULOS, Leonidas, (2008), “An Investigation of Logistics Outsourcing Practices in the Greek Manufacturing Sector”, Ph. D. Thesis

BESLER, Senem, “Rekabet Üstünlüğü Nasıl Elde Edilir?” Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt: 18, Sayı: 1-2, 2002

BİRDOĞAN, Baki, “Lojistik Yönetimi ve Lojistik Sektör Analizi”, Lega Kitabevi, Trabzon, 2004

BOYSON, Sandor, CORSI, Thomas M., DRESNER, Martin E., HARRINGTON, Lisa H., Eliot Rabinovich, “Logistics and the Extended Enterprise”, John Wiley and Sons, Inc., New York, 1999

BRADLEY, Frank, “Uluslararası Pazarlama Stratejisi”, Bilim Teknik Yayınevi, İstanbul, 2002