• Sonuç bulunamadı

3.5. Frig Dönemi‟ne Ait Bilgilendirme ĠĢaretleri

3.5.1. Kral Midas

3.5.1.1. Midas Efsanesi

Yunanlıların ve Romalıların gözünde Midas ünlü bir kiĢilikti ve olasılıkla Yunanlıların gerçekten temas kurduğu ilk doğulu kraldı. M.Ö. 8. yüzyılda Homeros Frigler‟den ve Sangarios (Sakarya) Nehri üzerindeki vatanlarından haberdar olmakla beraber, antik Yunan kaynaklarında Midas ünlü Frig kralı kimliğiyle ancak M.Ö. 5. yüzyılda görülür. Tarihçi Herodotos‟a göre kral, Orta Yunanistan‟daki Delphci Apollon Tapınağı‟na tanrı için adakta bulunmuĢ Yunanlı olmayan ilk kiĢidir ve adadığı kendi tahtı “görülmeye değer bir adak eĢyasıdır” (Sams, 1995: 59).

Gordion‟daki M.Ö. 8. yüzyıla ait tümülüs mezarlarda ortaya çıkarılmıĢ karmaĢık motifli kakma mobilyalar, tarihçinin gözlemlerini doğrular niteliktedir. BaĢka bir yazar (Pollux) Midas‟ın Batı Anadolu‟daki Kyme Ģehrinden bir prensesle evlendiğini söyleyerek kralı Yunan dünyası Ġle iliĢkilendirir. Gordion‟daki en erken ithal Yunan kaplarının, Midas‟ın tahtta olduğu M.Ö. 8. yüzyılın sonuna tarihlenmesi belki de tesadüf değildir (H. Sivas ve T. Sivas, 2008: 59-63).

Diğer antik Yunan kaynakları Frig kralıyla ilgili gerçek olabilecek imalarda bulunmaktadır. Çoğunlukla “Gordias‟ın oğlu Midas” olarak adlandırılan kralın Gordion‟da oturduğu aktarılmaktadır. Erken dönem Hıristiyan yazarı Eusebios, Midas‟ın Frigya tahtına M.Ö. 738‟de geçtiğini ve M.Ö. 696-695‟te “boğa kanı” içerek intihar ettiğini bildirir. Strabon Midas‟ın ölümünü Transkafkasya‟dan gelen Kimmerlerin Frigya‟yı istila etmesine bağlar (Sams, 1995: 59). Verilen tarihlerin doğruluğuna ve Midas‟ın ölüm Ģekline inanmak zorunda olmasak da, uzun zamandır Midas‟a atfedilen Gordion‟daki büyük ahĢap mezar, yakın zamanda yapılan radyokarbon analizleri ile M.Ö. 740‟ın birkaç yıl öncesi veya sonrasına tarihlenmektedir. Eusebios‟un Midas‟ın tahra çıkıĢ tarihini M.Ö. 738‟e yerleĢtirdiği düĢünülürse ve antik kaynakların söylediklerini de kabul edersek, mezarın Midas‟ın babası Gordias‟a ait olduğunu ileri sürmek çekici gelmektedir. Böylece Midas babası için muazzam bir tümülüs yaptırarak, baĢkentin panoramasına büyük bir katkıda bulunmuĢtur (H. Sivas ve T. Sivas, 2008: 59-63).

Frigler‟deki krallık kurumu hakkında az Ģey bilinmektedir. M.Ö. I. Yüzyılda yazan Sicilyalı Diodoros, Midas‟ın Gordion‟un güneybatısındaki Pessinus‟ta (Ballıhisar) Toprak Ana ve Ana Tanrıça Kybele‟nin kültünü kurduğunu aktarır. Ancak Ģehirde yapılan kazılarda, Midas dönemi kadar erken bir tarihte böyle bir faaliyetin varlığına dair kanıta henüz rastlanmamıĢtır. Bununla birlikte, Diodoros‟un anlattıkları Frig krallarının kült ile ilgili bir yönleri bulunduğuna iĢaret edebilir (Sams, 1995: 59).

EskiĢehir ve Afyonkarahisar arasında. Dağlık Frigya‟da bulunan Midas ġehri‟ndeki (Yazılıkaya) sözde “Midas Anıtı” üzerinde, tanrıça Matar‟ın adının geçtiği birkaç yazıt bulunur. Bu, daha sonra Kybele olarak bilinen tanrıçaya Frigler‟Ġn verdiği addır. Anıtın orta kısmındaki bir niĢ olasılıkla tanrıçanın betimini yerleĢtirmek için açılmıĢtır. Anıtın kendisi ise AteĢ adlı biri tarafından “Halkın lideri ve kralı Midas‟a”

adanmıĢtır. Bazı bilim adamları anırın Midas ile çağdaĢ olduğunu düĢünse de, çoğu anıtı M.Ö. 6. yüzyıla tarihlemekte, ancak aslında M.Ö. 8. yüzyılın sonunda yaĢamıĢ olan krala yapılan bir adak olarak görmektedir. Durum ne olursa olsun ölümlü bir kralın Frigler‟in tanrıçasıyla bu kadar yakın iliĢkide bulunması sıra dıĢıdır (H. Sivas ve T. Sivas, 2008: 59-63).

Yunan ve Latin edebiyatı Midas ve doğaüstü olayların birlikte rol oynadığı bazı öykülere sahiptir, ancak bunların nasıl ortaya çıktığı belirsizdir. Bir Ģekilde bizim bilmediğimiz Frig-Anadolu mitoslarına ait öğeler içeriyor olabilirler ya da Yunanlılar ve Romalılar tarafından ünlü bir doğulu kiĢiliğin bütünüyle değilse de esasen efsaneleĢtirilmesinden ibarettirler (Sams, 1995: 59). Üstelik Yunanlılar Lidyalı Gyges ve Kroisos gibi diğer doğulu krallardan haberdar olmalarına rağmen, Midas aralarında böyle muamele gören tek örnektir. Herodotos Midas‟ın yaĢamın sırrını öğrenmek için efsanevi orman yaratığı Silenos‟u yakalattırdığından bahseden bir öykü hakkında imalarda bulunur ama ayrıntılı bilgi vermez (H. Sivas ve T. Sivas, 2008: 59-63). ĠĢin tuhafı, olay Midas‟ın Kuzey Yunanistan‟daki Makedonya‟da bulunan gül bahçesinde geçer. Bu belki de Frigler‟in Güneydoğu Avrupalı kökenlerinden bahseden geleneğin yansımasıdır. Midas‟ın Silenos‟tan ne öğrendiği konusunda kaynaklar farklı Ģeyler anlatır, fakat antik Yunan edebî geleneğinin böyle derin bir bilgiyi elde etmek isteyen Anadolulu bir figürü barındırması dikkat çekicidir. Belki de öykü, M.Ö. 6. yüzyılda Ġyonyalı Yunanlıların peĢinden koĢacağı türden Frig-Anadolu kökenli bir merak dürtüsü ve doğa felsefesine dayalı sözlü geleneği vurgulamaktadır (H. Sivas ve T. Sivas, 2008: 59-63).

Bugün açgözlülüğün ve aĢın servetin tehlikelerini anlatan bir deyim gibi kullanılan Midas‟ın ünlü altın dokunuĢu, yukarıdakinin devamı olan ikinci öykünün konusudur. Midas nihayet Silenos‟u serbest bırakınca, tanrı Dionysos bunun ödülü olarak krala istediği bir Ģeyi gerçekleĢtirme sözü verir. Midas dokunduğu her Ģeyin altına dönüĢmesini diler ve böylece kralın yiyecekleri, içecekleri hatta kızı altına dönüĢür. Bundan kurtulmak isteyen Midas‟ın Lidya Krallığının baĢkenti Sardes‟in içinden geçen Paktolos (Sart) Nehri‟nde yüzmesi gerekmektedir. Öykü Midas‟ın büyük servetini açıklamak Ġçin uydurulmuĢ olabilir (Sams, 1995: 59). Oysa Gordion‟daki M.Ö. 8. yüzyılın zengin mezarlarında değerli metallere rastlanmaması göze çarpmaktadır ve genci olarak altın buluntular Frig baĢkentinde yaygın değildir. Buna

rağmen Yunanlıların bakıĢ açısından uzaktaki bir Anadolu kralına ait servetin altınla tarif edilmesi anlaĢılabilir. Sonuçta öykü gerçek bir olguyu, yani Lidya‟nın zenginliğinin kaynağını oluĢturan Paktolos Nehrinden çıkarılan altını açıklamak için kullanılmıĢtır. Çevresindeki toplulukta Silenos gibi yaratıkların da bulunduğu Dionysos, Yunanlılar tarafından bazen Frig-Anadolu bağlantılı bir tanrı olarak görülmüĢtür (H. Sivas ve T. Sivas, 2008).

Benzer Belgeler