• Sonuç bulunamadı

MİMAR KADINLARI

Belgede YÜKSEK ÖĞRETİM DERGİSİ (sayfa 48-51)

Doç. Dr. Pelin Dursun ÇEBİ*

1940'lardan itibaren eşleriyle birlikte profesyonel hayatta görünürlük kazanan kadın mimarların sayı-larında artış olduğu anlaşılmaktadır: Şeküre - Lüt-fi Gürtuna, Nezihe - Pertev Taner, Harika - Kemali Söylemezoğlu, Leyla - Firuzan Baydar, Altuğ - Beh-ruz Çinici, Sevinç - Şandor Hadi, Şaziment - Neşet Arolat, Semra – Özcan Uygur, Melkan Gürsel - Mu-rat Tabanlıoğlu bu isimlerden sadece bir kaçıdır. Uygulama alanında kadınların sessiz varoluşu mi-marlık okullarında ve akademide artan kadın sayısı ile yeni bir bakış açısı kazanmıştır. Burada istatis-tiksel veriler tartışmayı derinleştirmek için önem-lidir. Mimarlık alanında öğrenci, akademisyen, mezun, yüksek lisans ve doktora mezunu kadın sayıları incelendiğinde, kadınların erkek meslektaş-larına göre kayda değer başarılar elde ettikleri ve 1960'lardan 2000'lere yaklaşık 40 yıllık bir süreçte sayısal üstünlük elde ettikleri görülmektedir. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakülte-si'ndeki kız öğrenciler ve akademisyenlere ilişkin istatistiki veriler bu eğilimi açıkça göstermektedir. 1959-1960 eğitim-öğretim yılında 132 mezun ara-sından toplam kız öğrenci sayısı 17’dir. Bu sayılar 1969-1970’de 95 içinde 19, 1979-1980’de 187 için-de 77, 1999-2000’için-de 198 içiniçin-de 80, 2008-2009’da 142 içinde 93’tür. İTÜ Mimarlık Fakültesi'nde 1994-1995’te 203 olan toplam akademisyen sayısı içinde kadın akademisyen sayısı 103'tür. 2004-2005’te bu 1934'te Leman Tomsu ve Münevver Belen, Güzel

Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü'nün ilk kadın mezunlarıdır. Leman Tomsu, aynı zamanda İstan-bul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nin ilk kadın akademisyeni olacaktır. Celile Berk, 1942 yı-lında İstanbul Teknik Üniversitesi'nden mezun olan ilk kadın mühendis-mimardır. Bu kadın figürlerini, dönemin önde gelen kadın mimarlarından Mualla Eyüboğlu Anhegger izler. 'Köy Enstitüleri' ve res-torasyon projelerinde görev alan Eyüboğlu, Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü'nden 1942'de mezun olacaktır. Bir diğer tanınmış erken dönem figürlerinden Harika Alpar Söylemezoğlu, Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü'nden 1942 yılında mezun olacak ve mimar eşi Kemali Söyle-mezoğlu ile birlikte çalışacaktır. Modern Türkiye'de restorasyon alanında öncü kadın figürlerinden Ca-hide Tamer ise Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü'nden 1943 yılında mezun olacaktır (Ekinci-oğlu, 2020; Özgüven, 2006).

1930'lardan 1950'lere kadar, yeni Cumhuriyet ve beraberindeki modernleşme sürecinde kadın mi-marların, erkek meslektaşlarıyla eşit şartlarda yan yana çalıştıkları görülür, projeleri erkek meslektaş-ları tarafından eleştirilmeden ilk Türk mimarlık der-gisi Arkitekt'te yer almıştır. Cumhuriyet'te ilk nesil kadın mimarların, çalışma alanında kamu sektörün-de varlık gösterdiği görülmektedir.

Türkiye’de kadın mimarlar uygulamada yeterince görünür olmasa da eğitimden idari görevlere, çe-şitli alanlardaki sayısız başarı öyküsüyle üzerinde konuşulmayı hak ediyor. Ülkemizin ilk kadın kent plancılarından, akademisyen ve yarışmacı kimli-ğini idari görevleriyle bütünleştiren, İTÜ Mimarlık Fakültesi’nin ilk kadın dekanı Hande Süher; eşi Er-dem Aksoy ile birlikte birer eğitim gönüllüsü olarak Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni kurmak için yoğun çalışmalar üstlenen Özgönül Aksoy, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ilk kadın rektörü, Avrupa Üniversiteler Birliği (EUA) de da-hil çok sayıda uluslararası kuruluşta ülkemizi temsil eden, ulusal ve uluslararası alanda mimarlık ödülle-rine sahip değerli akademisyen Gülsün Sağlamer, mimarlık eğitiminde yapılan reformlarda katkılarıy-la unutulmayacak akademisyenler, Yıldız Sey, Afife Batur, Mine İnceoğlu, Nigan Bayazıt, Vedia Dökme-ci, Zeynep Ahunbay, Hülya Yürekli, Aydan Balamir, Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevine seçilen ilk Türk mimar Deniz İncedayı, restorasyon alanındaki çalışmala-rıyla Aslı Özbay, mimarlığın kültürel üretim boyu-tuna ve araştırma projelerine odaklanan çalışmala-rıyla Pelin Derviş bu başarı öykülerine sahip kadın mimarların sadece bir kaçıdır.

Başlangıçta Türkiye'de mimarlık mesleği öncelikle inşaat mesleğinin kapsamına girmiş ve kadınların yapamayacağı bir erkek işi olarak kabul edilmiştir. Bu durum hem mimarlık fakültelerindeki öğrenci sayılarına hem de kadın mimar / akademisyenlerin özel ve devlet sektöründeki varoluşuna yansımıştır. Günümüzde kadının mimarlık alanında varlığı hem akademik ortamda hem de uygulamada artmakta-dır. Ancak kadın mimarlar hak ettikleri kadar görü-nür değildir. Kadın mimarların farklı alanlara odak-lanan başarı öyküleri ile dillendirilmesine, böylece ulusal ve ulusal düzeyde görünür hale getirilmesi-ne yögetirilmesi-nelik tüm çabalar, araştırmalar bu anlamda çok değerlidir.

sayılar toplamda 210 içinde 130 kadın akademis-yen şeklinde belirmektedir (Sağlamer vd., 2013). Bugün, sayılar 230 içinde 153 şeklindedir (Yüksek Öğretim Bilgi Yönetim Sistemi). Bu verilerden de görebileceğimiz gibi artan kız öğrenci sayısı üni-versitelere mimarlık alanında kadın akademisyen-lerin varlığını güçlendirmiştir.

Özel sektörde çalışan kadın mimarlar açısından da durum benzer bir eğilim göstermektedir: 1965 yı-lında Türkiye Mimarlar Odası'na kayıtlı 156 erkek ve 29 kadın mimar varken; 1970’te bu sayılar 260 erkek ve 25 kadın, 1980'de bu sayılar 782 erkek ve 306 kadın; 1990'da 468 erkek ve 425 kadın; 2000 yılında 641 erkek, 518 kadın; 2010’da 782 erkek, 898 kadın, 2018’de 1884 erkek ve 1958 kadın şeklindedir (Türkiye Mimarlar Odası İstatistiksel Verileri). Sayısal veriler incelendiğinde 1990'lı yıllarda kadın mimarla-rın erkek meslektaşlamimarla-rına göre sayısal üstünlük ka-zandıkları görülmektedir. Ancak bu sayısal avantaja rağmen uygulamadaki kadın mimar sayısı sınırlıdır. Nitekim 2010-2013 yılları arasında mimarlık pratiği için gerekli büro sicil belgesini alan ve odaya kayıt yaptıran kadınların oranına ilişkin Mimarlar Odası verilerine bakıldığında hiçbir yılda bu oranın %30'u geçemediği görülmektedir. Bu oran 2010'da %29, 2013'te %30'dur (Temel, 2018). Bu veriler, artan ka-dın mezun sayısının henüz mimarlık pratiğine yansı-madığını göstermesi açısından önemlidir.

Mimarlar Odası'nın 1988 yılından bu yana düzenle-diği Ulusal Mimarlık Ödülleri ve Sergisi kapsamında ödül alan kadın mimar oranı incelendiğinde uygu-lamadaki bu görünürlük sorunu daha da belirgin hale gelmektedir. 1988-2020 yılları arasında “Mi-mar Sinan Büyük Ödülü" kategorisinde verilen 17 ödülde kadınlar bir derece almamıştır; düzenlenen 8 anma programının hiçbiri bir kadın mimar için düzenlenmemiştir. “Mimarlığa Katkı” kategorisinde ise 22 ödülün sadece 4'ü kadınlara verilmiştir: Afi-fe Batur (2000), Ayla Ödekan (2006), Jale Erzen (2008) ve Mualla Eyüboğlu Anhegger (2008) (Mi-marlar Odası Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri).

Belgede YÜKSEK ÖĞRETİM DERGİSİ (sayfa 48-51)