B- Kırsal Kesim ve Nüfus
3- Mezraalar
Arapça ziraat kelimesinin kökü olan zer‘ den türeyen mezraa kelimesi, tarım yapılan yer anlamına gelmekteydi96. Kanunnamelere göre de bir yerin mezraa olarak tanımlanabilmesi için orada bir köy kalıntısının, kendine ait bir su kaynağının ve mezarlığının bulunmaması gerekiyordu. Mezraaların köylerden bir diğer farkı da toplumu temsil eden bir kethüda ve imamının olmamasıdır. Bir yerin mezraa olabilmesi için yerleşim bakiyyesi kalmaması gerektiği belirtilse de İnalcık, beşeri coğrafyacıların mezraayı dönemsel ve geçici yerleşimlerin bulunduğu küçük bir köy olarak tanımladığını ifade eder97. Gerçekten de İpek köylerinde, tamamen boş olan sadece civar köy ahalisi tarafından ekinlik olarak kullanılan mezraalar olduğu gibi, içinde az da olsa yerleşimin bulunduğu mezralar da vardı. Bunun sebeplerinden biri mezraa olarak kullanılan yerin yaşamak için elverişli olmasıdır. Bunun yanı sıra daha önce köy olan bir yerleşim biriminin zamanla ahalisinin dağılması neticesinde hane sayısının düşerek mezraya dönüşmüş olması da mümkündür. Yani toprak kullanıldıktan sonra yerleşim başlamamış, zaten mevcut olan yerleşimin azalmasıyla köy mezraya dönüşmüştür. Tarım için gidilen mezraalarda aileler, ikameti tercih etmiş de olabilir. Mezralarda daha ziyade arpa buğday gibi üretimi kolay olan temel ihtiyaç maddeleri yetiştirilirdi.
94 BOA, TTd. 500, s. 492-493 (H.978/M.1570), TKGM. KKA, TTd. 93, vr. 214 (H.990/M.1582). 95 “Manastır-ı İspas tabi-i İpek, der tasarruf-ı Kaloger Makarya haliya der tasarruf-ı Kerasim
manastır-ı mezbur nefs-i İpek kurbünde olub nice zaman hali ve harab olmağla bazı yerleri üzere evler bünyâd olunur, İpek mahallâtından bir mahalle olmuşdur”. TKGM.KKA, TTd. 93, vr. 240.
(H.990/M.1582).
96 İlhan Şahin, “Mezraa”, DİA, C. 29, İstanbul 2004, s. 546.
97 Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Çev. Halil Berktay, C.1, s.
Mezraaların gelirleri oldukça düşük olup fazla üretim yapılan büyük alanlar değildi. Gelirleri kaydedilirken “hâsıl ez-hâriç” ifadesi ile yazılmaktaydı. Bu da mezralarda dışarıdan tarım yapıldığının açık bir göstergesidir. Herhangi bir köyün reayası, kendi köylerindeki üretim alanının yetersizliğinden çevresindeki boş ve tarıma uygun olduğu düşünülen topraklarda tarım yapma ihtiyacı hissetmiş olmalıdır. Ayrıca toprak, Osmanlı Devleti için oldukça önemli olduğundan tarımın yapılabileceği her alanın değerlendirilmesi yoluyla boş kalmaması sağlanmıştır.
Yerleşimin olmadığı mezraalarda dışarıdan tarım yapılabildiği gibi, bazılarında da tarım dahi yapılmadığı tamamen boş ve atıl bir durumda olduğu görülmektedir. Ahmed Subaşı tarafından el konulan Rakova ismiyle bilinen Sepoça Mezraası’nda ne yerleşim mevcuttur ne de herhangi bir tarımsal faaliyet söz konusudur98. Gorna Trekanik mezraasında da durum aynıdır99. 1485 yılındaki mezraalarda yerleşime dair herhangi bir veriye rastlanılamamıştır. Hatta bazı mezraalar köylerin ekinliğine dönüşüp bir vergi ünitesini oluşturmuş, mezraalar ayrı olarak bile yazılmamıştır. Mesela, Podvird Mezraası Grabofça köyünün gelirleri arasında zikredilmştir100. 1485 yılında İpek’te 15 mezraa tespit edilmiştir. Yetiştirilen ürünler yazılmamıştır. Daha sonraki dönemlerde tarım alanı olarak kullanılan mezraalarda yetişen ürünler ve bu ürünlerin miktar ve vergileri yazılarak, bir idari birim gelirlerinin yazıldığı gibi kaydedilmişlerdir.
Tablo XII. 1485 Yılı Mezraalar ve Gelirleri
Mezraa Adı Geliri/Akça
Radoy-ı Küçük 150 Bohoçe 150 Bonoçişte 100 Buboç 100 Ulyar 100 Sepoça/Rakova 50 Mihayilofça 884 Glaviçe 500
98 “Mezraa-yı Sepoça Rakova demekle meşhûr hâli, derdest-i Ahmed Subaşı”. BOA, TTd. 17, s. 338
(H.890/M.1485).
99 BOA, TTd. 17, s. 27 (H.890/M.1485). 100 BOA, TTd. 17, s. 235 (H.890/M.1485).
Romaniçe 150 Hraniçe 350 Gorna Trebovik 200 Podvird 300 Gorna Trekanik 50 Şumnik/Sermik 600 Dolna Lablani 300 3984 Akça
İpek’e ait 1530 yılındaki tahrir defteri mufassal olmadığı için yetiştirilen ürünler hakkında bilgi verilmemiş, mezraalar sadece gelirleriyle birlikte kaydedilmiştir. İpek köylerinde mevcut 21 mezraadan sadece Pod İvraje Mezraasında yerleşim mevcuttu ve mezraada 5 hane bulunmaktaydı. 1530 yılında mezraaların gelirleri 1485 yılındaki mezraaların gelirlerine göre % 27 oranında bir artış göstermiştir.
Tablo XIII. 1530 Yılı Mezraalar ve Gelirleri
Mezraa Adı Hane Geliri/Akça
Deliloviçe - 200 Pod İvraje 5 398 Duyak - 196 Şubik - 30 Dolna Trinovik - 100 Drevodel - 646 Trebovik - 200 Mihayilofça - 200 Kovrag - 500 Zakut - 200 Romaniçe - 290 Vinedol - 300 Çoka - 350 Rupe - 200 Koniçe - 150 Graboniçe - 405 Meşte - 150 Boboç - 50 Koloçineç - 70 Dolna Lablani - 327 Silofça - 132 Toplam 5 5094 Akça
Tahrir defterlerinin zamanla birlikte yazılma biçimi de değişmiştir. Bu değişikliklerden birisi de köylerin, mezraaların ve manastırların yerlerine dair verilerin 1582 yılında yer almasıdır. Bir köy ya da mezraanın adı kaydedildikten
sonra o köyün yakınlarında olan yerleşim birimlerinin isimleri de verilmiştir. Örneğin Raduşa Mezraası “Mezraa-yı Raduşa nezd-i karye-i Şinofça tabi-i İpek”101
şeklinde kaydedilmiştir. Nezd kelimesi farsça yan, kat, huzur anlamına gelmektedir102 ki tahrir defterlerinde yer alan bu tarz kayıtlarda da yanında, yakınında manasında kullanılmıştır. Yine “Manastır-ı Kuzmikan nezd-i Manastır-ı
İspas”103 kaydından İspas ve Kuzmikan Manastırlarının birbirine yakın olduğu
anlaşılmaktadır. Bu şekildeki kayıtlar, daha ziyade mezraalar için kullanılmıştır. Bunun sebebi ise zamanla bir ekinlik haline gelen çevre köy ahalisi tarafından kullanılan mezraaların, civarındaki köylerin belirlenmesine yönelik olduğu düşünülmektedir. Belki de mezraada tarım yapan reayanın yaşadığı köy mezranın yanında/yakınında bulunan ve nezd kelimesiyle belirtilen köydür. Daha ziyade mezraaların yerinin bu şekilde belirtilmesi de bu bilgiyi destekler niteliktedir. Yine Postov İvranik adlı mezraa, nezd-i karye-i Novasil olarak kaydedilmiştir104. Meşte mezraasının da nezd-i karye-i Vinedol ibaresinden, Vinedol köyünün yanında olduğu anlaşılmıştır105.
Duşniçe Mezraası, Lubula köyü yakınlarındadır. Mezraada Lubula ve Rodnebırda köyü ahalisi tarafından tarım yapılmaktadır106. Dubovik ve Iskorobik köyleri yakınlarında olduğu anlaşılan Bihorik mezraasında İstrelçe, Dubovik, Iskorobik ve Gorna Kruşeva köy ahalileri tarım yapmaktadır107. 1570 ve 1582 yıllarında İpek’de bulunan mezraa sayısı 25 olmuştur. Mezraaların bir kısmı, hâli-boş köylerin tarım alanlarına dönüşmesi sonucunda oluşmaktadır. Bu dönemde mezraa sayısının artması aynı zamanda İpek kırsalında boşalan köylerin sayısının arttığını göstermektedir.
101 TKGM.KKA, TTd. 93, vr. 187 (H.990/M.1582).
102 İlhan Ayverdi, Misalli Büyük Türkçe Sözlük, C. 2, İstanbul 2011, s. 2374. 103 TKGM.KKA, TTd.93, vr. 240 (H.990/M.1582).
104 TKGM.KKA, TTd.93, vr. 190 (H.990/M.1582). 105 TKGM.KKA, TTd.93, vr. 161 (H.990/M.1582).
106 “Mezraa-yı Duşniçe, Timar-ı Hasan bin Mustafa, Nezd-i karye-i Lubula tâbi-i İpek, mezraa-yı
mezbûrda Lubula ve karye-i Rodnabırda ahalisi ziraat ederlermiş…”. BOA, TTd.500, s. 490
(H.978/M.1570), TKGM. KKA, TTd. 93, vr. 213 (H.990/M.1582).