• Sonuç bulunamadı

İpek Kazası’nın İdari Taksimatı

Osmanlı hâkimiyetine 1462 yılında giren İpek, Adriyatik Denizi’nden İpek şehrine kadar uzanan Dukakin Sancağı’nın merkezi olmuşsa da33 1479 yılında İskenderiye (İşkodra)’nin alınmasıyla kurulan İskenderiye Sancağı’na dâhil edilmiştir. İskenderiye Sancağı, ilk kurulduğu dönemde Rumeli’de bulunan diğer sancaklara göre daha küçüktü. Bu durum da sancağın stratejik gayelerle kurulmuş olabileceğini göstermektedir34. Osmanlı hâkimiyetinden sonra İpek ile ilgili elimizde bulunan en eski tahriri içeren 1485 yılı mufassal tapu tahrir defteri kayıtlarına göre; İpek Kazası Altunili ve Suhogırla nahiyelerinden oluşmaktaydı. Suhogırla Nahiyesi’nin üç mahallesi bulunuyor ve Altunili Nahiyesi, “Nâhiye-i Altunili tâbi-i

Kaza-i İpek”35 ibaresiyle defterde yer alıyordu. Suhogırla Nahiyesi ise o dönemin

nahiye-kaza-vilayet kavramlarının birbiri yerine kullanılmasından dolayıdır ki defterin bazı yerlerinde vilayet olarak geçiyordu. Nahiyeye bağlı köyler belirtilirken “Vilâyet-i Suhogırla” olarak yazılmıştır. Mesela Suhogırla’nın köylerinden olan Palova köyü, “Karye-i Palova tabi-i İpek vilayet-i Suhogırla”36 olarak

31 Adalet Bayramoğlu Alada, Osmanlı Şehrinde Mahalle, İstanbul 2008, s. 123.

32 Bkz. Mustafa Gençoğlu, “1864 ve 1871 Vilâyet Nizamnâmelerine Göre Osmanlı Taşra İdaresinde

Yeniden Yapılanma”, Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2 (1), s. 29- 50.

33 Raif Virmiça, “İpek”, s. 137.

34 Tayyip Gökbilgin, “Kanuni Sultan Süleyman Devri Başlarında Rumeli Eyaleti Livaları Şehir ve

Kasabaları”, s. 251.

35 BOA, TTd. 17, s. 182 (H.890/M.1485). 36 BOA, TTd. 17, s. 249 (H.890/M.1485).

kaydedilmiştir. Burada sanki İpek Kazası Suhogırla Vilayeti’ne bağlıymış gibi görülmektedir. Aslında Suhogırla İpek’e bağlı nahiyelerdendir. Aynı defterin başka sayfalarında yer alan “Karye-i Dolna Kruşeva nâhiye-i Suhogırla tâbi-i İpek”,37 “Karye-i İstudeniçani nâhiye-i Suhogırla tâbi-i İpek,,38 Yagodine nahiye-i Suhogırla

tâbi-i İpek39 gibi kayıtlardan Suhogırla Nahiyesi’nin İpek’e bağlı olduğu net bir şekilde anlaşılmaktadır. Tüm bunların sebebi o dönemde idari birimler için kullanılan terimlerin kesin bir ayrımının bulunmamasından ve bu doğrultuda idari birimleri ifade eden terimlerin birbirinin yerine kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Burada vilayet tabirinin nahiye anlamında kullanıldığı bellidir ki Osmanlı Devleti idari birimlerinde vilayet kelimesinin, sancak ve kaza anlamıyla da kullanıldığı bilinmektedir40. Yine idari birimlerden kaza ve vilayet kavramlarının aynı anlamda kullanıldığı görülmektedir. XVI. yüzyılda bir kaza olan İpek, aynı defter kaydının farklı sayfalarında kaza ve vilâyet olarak geçmiştir. Yine köylerin de mahalle olarak kaydedildiği görülmektedir41. Terimlerin bu şekilde kullanıldığı 1587 yılından 1595 yılına gelindiğinde aynı tarzda tutulan defterde İpek, kaza olarak geçmiştir. Daha önce mahalle olarak belirtilen köyler de bu defa karye/köy olarak kaydedilmiştir42.

Kuzey Arnavutlarının yaşadığı bölge olan İşkodra Sancağı, XVI. yüzyıl başlarında Kosova’daki İpek, Podgoriçe, Drivasto, Jabyak, Medun Kalesi ve Karadağ’dan oluşuyordu43. 1530 yılından sonra İpek Kazası ile Adriyatik Denizi arasında kalan küçük bir kesim, idari bölge haline getirilmiş ve Dukakin Vilayeti kurulmuştur44. Fakat İpek Kazası, 1530 yılına ait tahrir defterinde İskenderiye Sancağına bağlıdır45 ve İpek merkezde bulunan mahalleler, İskenderiye mirlivası,

37 BOA, TTd. 17, s. 383 (H.890/M.1485). 38 BOA, TTd. 17, s. 386 (H.890/M.1485). 39 BOA, TTd. 17, s. 389-390 (H.890/M.1485).

40 Iasha Bekadze, “Osmanlı’da Kullanılan Vilayet Tabiri Üzerine”, Karadeniz, S. 36, ISSN: 1308-

6200, 2017, s. 245.

41 Âdet-i Ağnâm defterinin ilk sayfasında Kazâ-i İpek olarak kaydedilirken, aynı defterin dokuzuncu

sayfasında “Vilâyet-i İpek” olarak belirtilmiştir. BOA, KK.d. 3934/07, (H.995/M.1587).

42 BOA, KKd. , 3944, s. 1-16 (1003/1595).

43 Mustafa Gençoğlu, “İşkodra Vilayeti’nin İdari Taksimatı ve Yapısı (1867/1868-1908)”, Celal

Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 13, S. 3, 2015, s. 260.

44 Kiel, “İpek”, s. 367.

yani sancak beyinin haslarındandır. İpek kazası, 1530 yılında Altunili ve Suhogırla nahiyelerinden oluşmaktadır46. İpek, 1570 ve 1582 yıllarında da İskenderiye Sancağı’na bağlı bir yerleşim birimi olarak tahrir defterleri kayıtlarında geçmektedir. Suhogırla Nahiyesi, 1570 yılında İpek Nahiyesi’ne bağlı köylerin arasında yer alırken, Altunili Nahiyesi tıpkı İpek gibi ayrı bir başlık altında kaydedilmiştir. 1570 yılı mufassal tapu tahrir defterinde, İskenderiye Sancağı’na bağlı olan nahiyelerin tümü ayrı bir birim olarak kaydedilmiş ve doğrudan sancağa bağlanmıştır. Bu defterde nahiyelerin hepsi, fihrist başlığı altında ayrı ayrı kaydedilmiş ve kendilerine bağlı köyler bu kısımda listelenmiştir. Altunili Nahiyesi’nin de bir fihristi bulunup kendisine bağlı olan köyler 44 adettir47. O dönemde İpek’in ise 290 yerleşim birimi bulunmaktadır48. Bu yerlerin arasında mezraalar, manastırlar ve Nefs-i Suhogırla olarak kaydedilen birimin mahalleleri de yer almaktadır. 1582 yılı mufassal defteri kayıtlarında da herhangi bir değişiklik gerçekleşmemiş, İpek yine 290 yerleşim birimi bulunan, İskenderiye Sancağı’na bağlı bir nahiye olarak kaydedilmiştir49. Fakat bu durum bahsi geçen iki defterin tutulma biçimiyle ilgilidir. O dönemde tutulan defterler, nahiye birimi esas alınarak hazırlanmıştır. İpek Nahiyesi adıyla ayrı bir başlık altında İpek’e bağlı köyler aktarılmıştır ki çalışmamızda da bu köyler üzerinde durulmuş ve detaylı bir şekilde incelenmiştir. Ayrıca, daha önce de belirtildiği gibi özellikle nahiye-kaza kavramları birbirinin yerine kullanılan kelimelerdir. İpek’in nahiye olarak kaydedilmesi onun bir nahiye olduğu anlamına gelmez, daha doğrusu İpek’in nahiye olarak kaydedilmesi onun bir kaza olmadığını göstermemektedir. Çünkü 1570 ve 1582 yılına ait tahrir defterlerinin başlarında yer alan sancak kanunnamelerinde de İpek’in kaza olduğu ve ona bağlı nahiyelerin bulunduğu açık bir şekilde belirtilmiştir50. Tüm bu veriler değerlendirildiğinde İpek’in idari taksimattaki yerinin bir kaza olduğu ve kendisine bağlı nahiyelerin

46 BOA, TTd. 367, s. 325, 329 (H.937/M.1530). 47 BOA, TTd. 500, s. 545 (H.978/M.1570). 48 BOA, TTd. 500, s. 360-364 ((H.978/M.1570). 49 TKGM. KKA, TTd. 93, vr. 136-138, (H. 990/1582).

50 “…. ve İpek Kazâsı’na tâbi nevâhide….”. BOA, TTd. 500, s. 6 (H.978/M.1570); TKGM. KKA,

bulunduğu görülmektedir. Ayrıca 1570 ve 1582 yıllarında İpek’te Suhogırla51 ve İstinik52 köylerinde olduğu gibi, bazı köyler büyüklüklerinden dolayı mahallelere ayrılmaktaydı.

Tapu tahrir defterlerinin dönemlere göre değişen tutulma biçimleri de İpek Kazası’nın idari taksimatının dönemlere göre değiştiğini göstermektedir. 1485 ve 1530 yıllarında İpek Kazası’nın Altunili ve Suhogırla nahiyelerinden oluştuğu görülmektedir ve bununla ilgili açıklama ilgili kısımda yapılmıştır. 1570 ve 1582 yıllarında tutulan tahrir defterlerinde ise doğrudan İskenderiye sancağına bağlı nahiyelerin isimleri liste halinde defterin başına kaydedilmiş, İpek’in de bu nahiyeler arasında yer aldığı görülmüştür. Çalışmamızda kullandığımız mufassal tipteki en geç tarihli tahrir kaydı olan 1582 yılında İskenderiye Sancağı’na bağlı olan 19 nahiye İskenderiye, Düşmanili, Zaboyana, Marko, Kratiya, Cebeliştan, Podgoriçe, Jabyak, Hod, Belopavlik, İvraje Garniç, Büber, Klemente, Kuçe, İpek, Altunili, Plav, İzlarika ve Bar’dır53.

Altunili ve Suhogırla nahiyelerinin 1485 ve 1530 yıllarında İpek Kazası’na bağlı olduğu 1485 ve 1530 yıllarındaki kayıtlardan anlaşılmaktadır. 1570 ve 1582 yılarında Suhogırla bir köy olarak İpek Nahiyesi’ne bağlı olmayı sürdürmüş, Altunili Nahiyesi ise yukarıda izah edildiği üzere diğer nahiyeler gibi doğrudan sancağa bağlı bir idari birim haline gelmiştir. 1624 yılında ise İskenderiye Sancağı’na bağlı dört kazadan biri olarak kaydedilmiştir54. Daha önce İpek Kazası’na bağlı olan Altunili Nahiyesi’nin köylerinin isimleri ve gelirlerinin belirtilmesi yine de uygun olacaktır. Bu doğrultuda 1570 ve 1582 yıllarında Altunili Nahiyesi’ne bağlı olan birimler ve bu birimlerin gelirleri şu şekildedir:

51Suhogırla’nın Tırgovişte, Radaniç ve Zakut adlarında üç mahallesi bulunmaktadır. Bu üç

mahalleden 68 haneli Zakut Mahallesi, hane sayısı itibariyle bir çok köyden kalabalıktır.

52 İstinik’in Solak Mimar ve Radiç adlarında iki mahallesi bulunmaktadır ve bu mahaller oldukça

kalabalıktır. TKGM. KKA, TTd. 93, s. 154-155, (H.990/M.1582).

53 TKGM.KKA, TTd. 93, vr. 2 (H.990/M.1582).

54 İskenderiye Sancağı’na bağlı bu dört kaza: İskenderiye, İpek, Altunili ve Podgoriçe’dir. BOA,

Tablo XIX. 1570 ve 1582 Yıllarında Altunili Nahiyesi’ne Bağlı Köyler ve

Gelirleri

Yerleşim Birimi Geliri (157055) Geliri (158256)

1-Şuma 4000 4000 2-Lutonik 3036 3000 3-Rebniçe 3000 3000 4-Dragosil 800 800 5-Koleş 2000 2000 6-Provine 2000 2000 7-Polisa 9500 8500 8-Planyani 2400 2500 9-Dolna Lukani 2200 1695 10-Deçidol 2100 2100 11-Gorna Lukani 6000 6000 12-Şipçani 3100 2100 13-İsmoliçe 2448 2448 14-Suşani 4550 4550 15-Kamaniçe 1200 1200 16- Mel 2716 2716 17- Yasiçe 2684 3684 18-Dobroş-i Küçük 600 600 19-Kalik 3600 3100 20-Goraniçe 300 3300 21-Botoşiçe 2000 1990 22-Baniçe 1800 1800 23-Mz. Çernemili 200 200 24-Lijani 2500 2500 25-İstebansil 600 600 26-Berbad 610 410 27-Tırnova/Vukşik 3000 1800 28-Juma 1000 1000 29-Potok 800 800 30-Kostran 744 744 31-Gorna Çernogovi 2940 2000 32-Jume/Tırnova 1500 1500 33-Gorani 1500 1000 34-Bihoşte 799 800 35-İstubla 1300 1300 36- Yenüyan 2050 1050 37-Sigaviçe 500 500 38-Kovaçiçe 2400 2500 39-Mz. Şumiçe 600 600 40-Rogam 700 500 41-Şişmaniçe 3500 2500 42-Tırneboş 3200 3200 55 BOA, TTd. 500, s. (H.978/M.1570). 56 TKGM.KKA, TTd. 93, vr. 242 (H.990/M.1582).

43-Miholani 2800 1800

44- Morina (derbend) 2500 3500

45-Yaylak-ı Beloçiçe - 1000

Toplam 97.777 Akça 94.887 Akça

XVII. yüzyıl ortalarına ait bir kayıtta İpek yine İskenderiye Sancağı’na bağlı bir nahiye durumundadır57. İpek Kazası’nın 1688 yılına ait avarız, nüzül ve sürsat bedellerinin belirtildiği bir defterde ise İpek Kazası hem İskenderiye hem de Dukakin Sancağı kazaları arasında kaydedilmiştir58. İpek’in Dukakin Sancağı’na bağlı bir nahiye-kaza olduğunu gösteren kayıtlar ise XVII. yüzyıl sonlarına tesadüf etmektedir. Bu belgeler de İpek Kalesi’nin kayıtlarının ilk örneklerindendir. Belge içeriğinin İpek Kalesi’nin yeniden inşa edilmesi ve civar kalelerden bu kale için asker gönderilmesine dair olması, kalenin daha önceden mevcut olduğunu göstermektedir. Kalenin yeniden mamur bir hale getirilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır59.

İpek, Osmanlı idari taksimatında ilk dönem Dukakin, sonra İskenderiye ve sonra tekrar Dukakin Sancağı’na bağlanmıştır. Dukakin Sancağı, XVI. yüzyılda, kökenlerini Ortaçağ’da Arnavutluk’ta varlık göstermiş olan Dukakin ailesine dayandıran Mahmudbeyoğulları soyundan gelen valiler tarafından yönetilmiştir60. İdarî birim olarak kaza ve nahiye şeklinde defterlerde geçmektedir. XV. yüzyıl sonlarından (1485), XVI. yüzyılın sonlarına kadar (1582), İskenderiye Sancağı’nın tahrir defterlerinde, bu sancağa bağlı olarak kaydedilmiştir. İskenderiye Sancağı’na bağlı olduğu görülen 1582 tahririnde dahi, Dukakin sancak beyinin hasları arasında yer almıştır. 1582 yılında kazada İskenderiye sancak beyine ait herhangi bir gelirin bulunmaması ve İpek merkezin Dukakin sancak beyi Korkud Bey’in haslarından olması61 bu kazanın Dukakin sancak beyleri tarafından idare edildiğinin bir göstergesi olabilir. 1570 yılında kazada Dukakin sancak beyi Kasım Bey’in hasları

57 BOA, MAD.d. 47, s. 136, 137, 138 (H.1066/M.1656). 58 BOA, D.MKF.d. 27618, s. 6-7 (H.1099/M.1688). 59 BOA, D.KKL.d. 32856, s. 19/1 (H.1102/M.1691).

60 Mucize Ünlü, “Osmanlı’nın Son Döneminde Bir Balkan Şehri: İpek”, Studies of The Ottoman

Domain, Volume: 7, Issue: 12, February 2017, s. 142.

bulunmaktaysa62 da İskenderiye sancak beyinin de hasları kazada mevcuttu. Sonuç olarak İpek, 1570 yılında İskenderiye ve Dukakin sancak beylerinin ortak bölgesi olmuştur. 1582 yılında ise İskenderiye Sancağı’na bağlı bir nahiye olsa da Dukakin sancak beyinin idaresinde olması muhtemeldir. İlerleyen dönemlere ait belge ve defterlerden anlaşıldığı kadarıyla İpek’in idari ayrımını net bir tarih olarak belirlemek şimdilik mümkün değildir. Öyle ki aynı belgede dahi İpek hem Dukakin hem de İskenderiye Sancaklarına bağlı olarak kaydedilmiştir. İpek Kalesi ile ilgili kayıtlarda ise İpek’in düzenli olarak Dukakin Sancağı’na bağlı bir kale olarak kaydedildiği görülmüştür. Tüm bu hususlar değerlendirildiğinde XVI. yüzyıl sonlarına kadarki dönemde yazılan tahrir defterlerinde İpek, İskenderiye Sancağı’na bağlıdır. XVII. yüzyıl sonlarından itibaren İpek Kalesi ile ilgili kayıtlarda ise Dukakin Sancağı’na bağlı olarak geçmiştir. Aynı dönemde kale dışındaki kayıtlarda dahi İpek’in İskenderiye Sancağı’na bağlı olduğu görülmüştür63. İpek’in idari taksimatıyla ilgili olarak güvenilir kayıtlardan olan ruznamçe defterlerine bakıldığında, XVII. yüzyıl başlarında da kazanın İskenderiye Sancağı’na bağlı olduğu görülmüştür. Dukakin ve İskenderiye sancaklarının yer aldığı ruznamçe defteri kayıtlarında İpek, İskenderiye Sancağı’na bağlı olarak geçmiştir64. Yine düzenli olarak tutulan bu defterlerden XVII. yüzyıl sonlarına ve XVIII. yüzyıl başlarına kadar olan sürede farklı yıllara ait olanlar da incelenmiş, İpek’in İskenderiye Sancağı’na bağlı bir nahiye olarak geçtiği, Dukakin Sancağı’na bağlı olmadığı görülmüştür65.

62 BOA, TTd. 500, s. 381-383 (H.978/M.1570).

63 Bu duruma bir örnek vermek gerekirse, 1699 yılına ait sürsat ve avarız bedeli kayıtlarını ihtiva eden

belgede (BOA, D.MKF.d. 27793, s. 3 (H.1111/M.1699)) İpek, İskenderiye Sancağı’na bağlı bir kaza olarak geçerken, üç yıl sonraki bir tarihe ait belgede (BOA, D.BKL.d. 32280, s. 6 (H. 1113/M. 1711)) Dukakin Sancağı’na bağlı olarak kaydedilmiştir.

64 BOA, DFE.RZ.d. 293, vr. 541 (H.1017/1609). 65 BOA, DFE.RZ.d. 388, vr. 703,705 vd. (H.1028/1619), 499, vr. 587, 589 vd. (H.1040/1631), 601, vr. 501, 503 (H. 1054/M.1645), 677, vr. 381, 383, 385 vd. (H.1064/M.1654), 787, vr. 383, 385, 391 vd. (H.1075/M.1665), 858, vr. 3, 5, 7, 9 (H.1087/M.1677), 907, vr. 167, 171, 173, 175, 177, 179 (H. 1095/M.1684), 983, vr. 227, 229, 231, 233 (H.1105/1694), 1323, vr. 203, 205,207 vd. (H. 1121/M.1710).

XVII. yüzyıl sonlarında Dukakin, İskenderiye ve Prizren sancakları, Rumeli Beylerbeyisi Mahmud Paşa tarafından arpalık olarak idare edilmiştir66. Toprakların, emekli veya azledilmiş devlet görevlilerine maaş olarak verilmesine arpalık denmektedir67. XVIII. yüzyıl başlarında ise İskenderiye ve Dukakin sancakları Hüdaverdi Paşa adlı sancak beyi tarafından arpalık usulüyle yönetilmiştir. İki sancak da aynı kişi tasarrufundadır. İki sancağın arpalık olarak verilmesi, coğrafî olarak küçük ve birbirine yakın sancaklar olmasından kaynaklanabilir. Sancakların arpalık olarak verilmesi usulünün esası, sancak beyinin bölgede bulunmayışıyla ilgiliydi. XVIII. yüzyılda vezir sayısının artması ve idari birimlerin sayısının sabit kalması da vezirlerin maaşlarını ödemede arpalık yönteminin kullanılmasına sebebiyet vermiştir. Ayrıca devlet hizmetinde bulunan bir görevliye başarısı mukabilinde arpalık olarak toprak tahsisi de yapılırdı68.

İskenderiye (İşkodra) Sancağı, Arnavutluk ya da Arnavutluk İskenderiyesi olarak ifade edilen bölgede bulunuyordu. Rızaj, XVI. yüzyılda Arnavutluk’taki toprakların on sancaktan oluştuğunu belirtmiştir. Balkanlardaki toprakların büyük bir kısmının Arnavutluk’a ait olduğunu kanıtlamaya çalışmıştır. Onun verdiği bilgilere göre Arnavutluk’ta: İşkodra (İskenderiye), Ohri, Avlonya, Yanya, İlbasan, Delvine, Üsküp, Dukakin, Vulçitrin ve Prizren sancakları mevcuttu69.

İpek, 1783 yılında nahiye olarak İşkodra (İskenderiye) Sancağı’na dâhil edilmiştir70. 1850’li yıllarda Arnavutluk bölgesinde İskenderiye Sancağı haricinde Ohri, Yanya, Berat ve Ergiri sancakları bulunuyordu. Bu sancaklardan İskenderiye ve Ohri, Rumeli Eyaleti’ne diğerleri ise Yanya Eyaleti’ne bağlıdır71. Kosova Vilayeti’nin kurulmasından sonra ise İpek, buraya bağlanmıştır. Kosova Vilayeti’nin kuruluşuyla ilgili çeşitli tarihler ileri sürülmüşse de tam kuruluş yılı belirtilmeden,

66 BOA, D.KKL.d. 32856, s. 19/1 (H.1102/M.1691).

67 Mehmet Zeki Pakalın, “Arpalık”, Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, C. 1, İstanbul 1983, s. 84. 68 Orhan Kılıç, 18. Yüzyılın İlk Yarısında Osmanlı Devleti’nin İdarî Taksimatı, Eyalet ve Sancak

Tevcihatı, Elazığ 1997, s. 37.

69 Skender Rızaj, Kosova, Arnavut ve Türklerin Dünü, Bugünü ve Yarını, Piriştine 1993, s. 175. 70 Seda Şahin Ahmetaj, Kosova Vilayeti: İpek Sancağı’nın İdari ve Sosyal Yapısı, İstanbul

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2012, s. 41.

genel olarak XIX. yüzyılın son çeyreğinde kurulduğu ifade edilmiştir. Yaptığı çalışma ile bu soruya cevap arayan Skender Rızaj, “Kosova Vilayeti Teşkilatı” adlı çalışmasında 30 Ocak 1877 tarihini Kosova Vilayeti’nin kesin kuruluş tarihi olarak belirtmiştir. Vilâyetin ilk merkezi Priştine idi (1877-1888). Bu tarihten sonra merkez Üsküp olmuştur (1888-1912). 1878 yılı salnamesine göre Kosova Vilayeti (1877-78) yedi büyük sancaktan oluşuyordu: İlki İpek Kazası da dâhil olmak üzere Priştine Sancağı ki Priştine, İvranya, Gilan ve Vulçıtrın’dan ibaretti. Prizren, Üsküp, Yenipazar, Niş, Şehirköy ve Debre diğer sancaklardı. Niş ve Şehirköy sancakları 1878 Berlin Kongresi’nden sonra Kosova Vilayeti’nden ayrılmış, yeni kurulan Manastır Vilayeti idaresi altında toplanmıştır. Bu yıllarda İpek Kazası Priştine Sancağı’ndan çıkarak kendi adıyla anılan bir sancak haline gelmiştir. 1912 yılında ise Kosova Vilayeti Üsküp, Priştine, Seniçe, İpek, Taşlıca ve Prizren sancaklarından oluşmaktadır72.