• Sonuç bulunamadı

1.4. Bankacılığın Tarihsel Gelişimi

1.5.1. Merkez Bankası

Merkez bankaları para basımından, para politikası uygulamalarından ve ekonomilerin sağlıklı işleyişinden sorumlu ve ülke ekonomileri açısından son derece önemli kurumlardır. Bu bankalarının uygulamış olduğu politikalar ve kurumsal yapıları, bulunduğu ülkenin ekonomik sistemine ve ülkenin siyasi ve toplumsal gelişmelerine son derece bağlıdır (Canbaş ve Doğukanlı, 1997: 130). Özellikle son dönemlerde yaşanan küreselleşme süreci ile birlikte uluslararası piyasalar ve dış ekonomiler bu yapıda etkili olmaya başlamıştır. Bu nedenle yaşanan tarihsel süreç içinde merkez bankalarının görev ve yetkileri de giderek değişmiştir. Bu duruma paralel olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının kurumsal yapı ve politikaları da bu süreç içinde ekonominin talep ve ihtiyaçlarına göre çeşitli evrelerden geçmiştir.

34

Dünyada meydana gelen olayların, ülkelerin ekonomik yapılarını önemli ölçüde etkilemeye başlaması ile birlikte etkin bir para politikasına ihtiyaç duyulmuştur. İşte, bu görevi yapacak bir kuruluş olarak merkez bankacılığının ismi ön plana çıkmıştır. 1929 yılındaki ekonomik buhrandan sonra ülkemizde, bankacılık ve mevduat sistemini korumak için merkez bankası kurma faaliyetleri hızlandırılmış ve Merkez Bankası yapılan çalışmalar sonunda faaliyete geçirilmiştir (Kazgan, 1990: 25-27).

Bu amaçla Merkez Bankası yasa tasarısı hazırlanmış, hazırlanan bu tasarı 11 Haziran 1930 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildikten sonra “1715 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu” adı altında 30 Haziran 1930 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Merkez Bankası, 3 Ekim 1931 tarihinde faaliyetlerine başlamıştır. Merkez Bankası, diğer kamu kurumlarıyla arasındaki farklılığı ve bağımsızlığı belirtmek amacıyla banknot ihracı imtiyazına münhasıran sahip bir anonim şirket şeklinde kurulmuştur. MB, ekonomik alanda kamusal görev yerine getiren ve devletin para ve kredi politikasının yürütülmesinde önemli role sahip olan, kamu kesiminde yer alan ve özel hukuk hükümlerine tabi olan bir kamu tüzel kişisidir. Kamusal ekonomik politikaların yürütülmesinde önemli görev ve yetkilere sahip olduğundan merkez bankası ile devlet ilişkilerini düzenlemek oldukça hassas bir konudur (Kaya, 2012: 89).

Merkez Bankası, şimdiki yapısına kavuşmadan önce tarihi olarak bazı evrelerden geçmiştir. Osmanlı İmparatorluğu, para arzının ayarlanması, kredi hacminindüzenlenmesi, altın ve döviz rezervlerinin yönetimi ile iç ve dış ödemelerin yapılabilmesi gibi ihtiyaçlarını hazine, darphane, sarraflar, vakıflar, bedestenler ve loncaların görev aldığı ve farklı aktörlerin bir araya gelmesiyle yerine getiriyordu. Osmanlının sahip olduğu paralar, İmparatorluk sınırları dâhilinde Venedik, Floransa, Macaristan ve Memluk paraları ile birlikte dolaşımdaydı. “Kaime” adındaki ilk banknotlar 1843 yılında bastırılmıştı ve bu banknotlar hazine bonosu olarak da kullanılabiliyordu. Osmanlı devleti Galata Bankerlerine 1847 yılında “Bank-ı Dersaadet” adı altında bir banka kurmaları için yetki verdi. Böylelikle Osmanlı İmparatorluğu ilk defa dış ödemelerini düzenleme işlevini üstlenen bir bankaya sahip oldu (http://www.tcmb.gov.tr).

Ancak Avrupalı ülkelerle Osmanlı İmparatorluğu arasında aracılık görevini üstlenecek bir devlet bankası hala bulunmamaktaydı. Bu nedenle 1856 yılında İngiltere

35

kralının emri ile İngiliz sermayeli olan “Osmanlı Bankası” (Ottoman Bank) kuruldu. Bu bankanın merkezi Londra’da bulunmaktaydı. Osmanlı Bankasının faaliyetlerini küçük miktarlarda kredi vermek, hükümete avans vermek ve bazı hazine bonolarını iskonto etmek oluşturuyordu (Akgüç, 1987: 114).

1863 yılında Osmanlı Bankası kendini feshederek “Bank-ı Osmani-i Şahane” adını aldı. İngiliz ve Fransız ortaklığı şeklinde yeniden örgütlenen banka bir devlet bankası niteliği kazandı ve otuz yıllığına banknot basma ayrıcalığı ve tekeli Bank-ı Osmani-i Şahane’ye verildi (Kazgan, 1990: 25).

Türkiye’de bir milli merkez bankası kurulması fikrinin temelleri İlk olarak İttihat ve Terakki zamanında atılmıştır. Bu dönemde kurulan “İtibar-ı Milli Bankası” ileride Osmanlı Bankası’nın yerini alacak olan bir devlet bankası adayı olarak görülmekteydi (Tezel, 1986: 118).

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, ulusal bir merkez bankası oluşturulması fikri yeni bir aşamaya geçmiştir. Ulusal devlet bankası kurma yönündeki görüşler 1923 yılında toplanan Türkiye İktisat Kongresi’nde görüşülmüş ve yapılan kongrede devletin bankacılık politikasını belirleyecek ve banknot ihracı ile devlet kredisini düzenleyecek bir merkez bankası kurulması fikri üzerinde durulmuştur. Ulusal bankacılık fikrinin ortaya çıkmasındaki başlıca neden, ülke içinde biriken sermayeyi yabancı sermayeli bankalarının elinden kurtararak ulusal ticareti geliştirmek amacıyla kullanmaktı. Türk hükümeti 1924 yılında Osmanlı Bankasını devlet bankasına dönüştürmek için bazı girişimlerde bulundu fakat o dönem ki iktisadi ve mali koşullar buna uygun olmadığı için ancak savaş ve mütareke döneminde Türkiye’deki çalışmalarını minimuma indirmiş olan Osmanlı Bankası ile Cumhuriyet Hükümeti arasında bir anlaşma yapılabildi. Anlaşmaya göre, Osmanlı Bankası’nın 1925 yılında sona erecek banknot ihracı imtiyazı 1935 yılına kadar uzatılıyordu. Fakat bu süre içerisinde ulusal bir merkez bankası kurulması durumunda Bankanın buna bir itiraz hakkı olmayacaktı (TCMB, 2008: 1-5).

Bu dönemden itibaren hükümetin üç defa banka kurma girişimi olmuş ancak üçüncüsünde MB kurulmuştur. Farklı ülkelerin merkez bankası kanunları incelenerek, bir kanun tasarısı hazırlanmış ve nihayet tasarı 1930 yılının Mart ayında Bakanlar Kurulunda görüşüldükten sonra, 11 Haziran 1930 tarihinde Meclis’ten geçerek yasalaşmıştır. 1 Eylül 1931 tarihinde Hükümetçe kabul edilen Banka Nizamnamesi 20 Eylül 1931 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve Merkez

36

Bankası 3 Ekim 1931 tarihinde Ziraat Bankası binasında faaliylerine başlamıştır (Yazgan, 1969: 16).

Yürürlüğe giren bu kanuna göre, Merkez Bankasının esas gayesi ülkenin ekonomik kalkınmasına yardımcı olmaktı. Bu amaç doğrultusunda banka; reeskont oranlarını belirleyebilecek, para piyasasını ve paranın dolaşımını düzenleyebilecek, hazine işlemlerini yerine getirebilecek ve TL’nin değerini korumak için hükümetle ortaklaşa tüm önlemleri alabilecekti (Keyder, 2000: 77).

1715 sayılı Kanun çeşitli değişikliklere uğramış ve 26.01.1970 tarih ve 1211 sayılı Kanun ile yürürlüğüne son verilmiştir. Merkez Bankası, bu kanunla yeniden düzenlenmiş ve anonim şirket şeklinde oluşturulmuştur. Merkez Bankası kanunda açık olmayan hükümlerin bulunması halinde özel hukuk hükümlerine tabidir. Banka kamu iktisadi teşebbüsü olarak kurulmamıştır. Dolayısıyla bu teşebbüslerin tabi olduğu denetime tabi değildir. 1211 sayılı Merkez Bankası Kanunu hali hazırda uygulanmaktadır. Fakat bazı değişikliklere uğramıştır (www.tcmb.gov.tr).

Merkez Bankasının merkezi Ankara’da bulunmaktadır. Banka, Banka Meclisinin kararıyla banknot matbaası kurabilir ve ülkenin gerekli görülen şehirlerinde şubeler açabilir ve yine aynı şartla içerde ve dışarıda muhabirler temin edebilir. Banka, Banka Meclisinin kararı ve Başbakanlığın onayı ile yabancı ülkelerde temsilcilikler kurabilir (Işıl, 1992: 4).

Bankanın organları şu şekildedir: Genel Kurul, Başkanlık (Guvernörlük), Banka Meclisi, Denetleme Kurulu, Para Politikası Kurulu ve Yönetim Komitesi. Bankanın en üst organı olan Genel Kurulu, Bankanın pay sahipleri defterinde yazılı bulunan hissedarlar oluştururlar.

Banka Meclisi, Başkan (Guvernör) ile Genel Kurulca seçilecek olan altı üyeden oluşur. Banka üyelerinin görevleri, özel bir kanuna dayanmadığı sürece Banka dışında teşrii, resmi veya özel herhangi bir görev ile birleşemez. Bu görevden başka bu üyeler, ticaretle uğraşamayacakları gibi, banka ve şirketlerde de hissedar olamazlar. Hayır dernekleri ile amaçları hayır, sosyal ve eğitim işlerine matuf vakıflardaki görevler ve kar amacı gütmeyen kooperatif ortaklığı bu hükme tabi değildir. Banka Meclisi üyelerinin görev süresi üç yıldır ve her yıl Meclis üyelerinin üçte biri yenilenir. Süreleri biten üyeler yeniden seçilebilirler (www.tcmb.gov.tr).

37

Denetleme Kurulu, bankanın bütün işlem ve hesaplarını denetlemektedir. Denetleme Kurulunun yönetme yetkisi olmayıp, görüşlerini yazılı bir biçimde Banka Meclisine bildirmektedir. Denetleme Kurulu üyeleri hissedarlar tarafından seçilir ve görev süreleri iki yıldır.

Para Politikası Kurulu, başkanın başkanlığında toplanır ve başkan yardımcıları, banka meclisi arasından seçilen bir üye ve başkanın kararıyla atanan bir üyeden oluşur. Kurul esas olarak fiyat istikrarını sağlamak amacıyla, para politikası stratejisinin belirlenmesi, hükümetle birlikte enflasyon hedefinin ve kur rejiminin belirlenmesi konularında görevli ve yetkilidir (www.tcmb.gov.tr).

Yönetim Komitesi, başkan ve başkan yardımcılarından oluşmaktadır. Komitenin esas görevi Bankanın idare, teşkilat ve hizmetlerine ilişkin yönetmelikleri hazırlamak ve işlemlerde koordinasyonu sağlamaktır.

Bankanın temel görev ve yetkileri T.C Merkez Bankası Kanununun 4. maddesinde sayılmıştır ve burada Bankanın temel amacı, fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka, fiyat istikrarını sağlamak amacıyla, uygulayacağı para politikası ve kullanacağı para politikası araçlarını doğrudan belirleme yetkisine sahiptir. Banka, fiyat istikrarını sağlama amacıyla çelişmediği sürece Hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını destekler (Günal, 2012: 146).

Açık piyasa işlemlerini gerçekleştirmek, hükümetle birlikte TL’nin iç ve dış piyasalarda ki değerini korumak için gerekli olan tedbirleri almak, bankaların ve Bankaca uygun görülecek diğer mali kurumların yükümlülüklerini esas alarak zorunlu karşılıklar ve genel disponibilite ile ilgili usul ve esasları belirlemek, reeskont ve avans işlemleri gerçekleştirmek, ülkenin altın ve döviz rezervlerini yönetmek, TL’nin hacim ve tedavülünü düzenlemek, ödeme ve menkul kıymet transferi ve mutabakat sistemleri kurmak, Finansal sistemde istikrarı sağlayıcı para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici tedbirleri almak, mali piyasaları takip etmek, bankalardaki mevduatın vade ve türleri ile Özel Finans Kurumları’ndaki (ÖFK) katılma hesaplarının vadelerini belirlemek Bankanın temel görev ve yetkileri arasındadır (Kaya, 2012: 90-92).

Türkiye’de banknot ihraç izni ve tekeli Bankanın elinde bulunmaktadır. Banka, gerekli gördüğü takdirde tedavülde bulunan banknotları yeni emisyonlarla değiştirebilir. Ayrıca hükümetle birlikte enflasyon hedefini belirler ve para politikasını uygular.

38

Banka, son kredi mercii olarak bankalara kredi verme işlemini gerçekleştirir (Erçel, 1999, 24).

Banka, Hükümetin mali ve iktisadi danışmanı, mali ajanı ve haznedarı konumundadır ve Bankanın Hükümetle kurduğu ilişkiler, Başbakan aracılığı ile gerçekleştirilir. Banka, Hükümete ve düzenleme ve denetleme yetkisine sahip kurumlara, finansal sistemle ilgili olarak istenilen hususlarda görüş bildirir.

Banka, Kanunla kendisine verilmiş olan yetki ve görevlerle ilgili olarak, düzenlemeler yapmaya ve bunları uygulamaya, bu düzenlemelere tabi kurum ve kuruluşların bunlara uygun hareket edilip edilmediğini ve kendisine gönderilen bilgilerin doğru olup olmadığını denetlemeye görevli ve yetkilidir. Banka, Kanun ile kendisine verilmiş olan görev ve yetkileri, kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır.

Merkez Bankasının bağımsızlığı, para otoritesi olarak politika hedeflerini takipte bağımsız karar verebilme ve verdiği kararların hükümetin herhangi bir birimi tarafından iptal edilmemesi veya tersine çevrilmemesi olarak tarif edilebilir. Siyasal iktidarlar merkez bankasının politikaları üzerinde; yönetim kuruluna üye atama, hükümet temsilcilerini merkez bankası yönetim kuruluna sokabilme ve uygulanacak politikalar konusunda bankayı etkileme yolu ile etkili olabilmekte dolayısı ile bağımsızlıklarını zedeleyebilmektedir. Merkez Bankasının bağımsızlığının uygulanan politikaların güvenirliliğini, dolayısıyla da etkinliğini arttıracağı düşünülmektedir (Kaya, 2012: 98- 100).