• Sonuç bulunamadı

1. GİRİŞ

1.8. Araştırmanın Kavramsal ve Kuramsal Temeli

1.8.4. Meksika Eğitim Sisteminin Yönetimi ve Özerklik

uygulamaya koymaktır. Eğitim, bilim, teknoloji, sanat ve diğer öğrenme alanlarının denetim yetkisi metropol şehirlerde ya da illerde eğitim müdürleri tarafından yapılacaktır. LESGS 7 metropol şehir ve 9 ili kapsayan metropol şehir ve il düzeyinde uygulamaya konmuştur ve temel yerel yönetim birimleri hariç tutulmuştur. 1991 yılında Yerel Eğitim Yönetimi Yasası kabul edildiğinden bu yana yönetim kurulunun nasıl düzenleneceği ve nasıl yönetileceği ile ilgili değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler genelde yönetim kurulu üyelerinin nasıl seçileceği ve yeterliklerinin ne olacağı konularına yönelik olmuştur. Yönetim kurulu eğitim kararlarını alma ve gözden geçirme konusunda yetkili olmasına rağmen karar vermede tam yetkilerini kullanamamışlardır. Yetkileri yetersiz ve sınırlı kalmıştır. Metropol ve şehir meclisleri bütçe, hesaplar ve yerel vergiler konusunda önemli kararları alma gücüne sahipler ve eğitim yönetim kurulları bu kararları sadece değerlendirebilir. Yerel eğitim kararları eğitim kuruları ve yerel meclisler arasında paylaştırılmıştır.

Kore Eğitim Bakanlığı temel ve ortaöğretim okullarının okul konseyleri kurmalarını istemesi okulların özerkliği ile ilgili önemli gelişmeler olarak görülebilir. Bu sayede temel ve ortaöğretim okullarının %80’ininde, yöneticilerin, öğretmen, ailelerin, toplum liderleri, mezun ve eğitim uzmanlardan oluşan bir okul konseyleri oluşturulmuştur (Kim, 2000). Bu eğilimler okul temelli eğitimin önerilmesi ile ortaya çıkmıştır (Sui-chu Ho, 2006).

Öğrenciler, ilkokulların %21’inde yalnızca bir sınıfta ve birleştirilmiş sınıflarda eğitim almaktadır. Meksika’da ulusal gelirden eğitime ayrılan pay %5,3’tür (World Bank, 2013). Bu bütçenin de büyük bir kısmı ilk ve ortaokul için ayrılmaktadır. Özel eğitime ayrılan oran ise OECD ortalaması %16,4 iken Meksika’da %19,5 oranla oldukça yüksektir. Okulların bütçe kaynakları, federal, eyalet düzeyi, özerklik ve özel kaynaklardan oluşmaktadır. Bazı okullar KES aracılığı ile Federal devletten fon almaktadır. Eyalet düzeyinde destek alan okulların bütçesi eyaletin kamu eğitim üyelerinden oluşan bir yönetim kurulu tarafından yönetilmektedir. Özerk okullar ise federal ve eyalet kurumlarından destek almaktadır ve bütçe yönetimleri kendilerine aittir. Özel okullar ise kendi bütçelerini kendileri oluşturmakta ve yönetimi de kendilerine aittir. Eğitim düzeylerine göre değişiklik gösteren bütçe, federal hükümet için %62,8; eyalet hükümeti için %15,9; belediyelerde %0,2 ve özel sektör için

%22,1’dir. Meksika OECD ülkeleri içerisinde bütçe ile ilgili okullar arası farklılıkların en fazla olduğu ülkelerden biridir. Okulların en önemli finansal kaynağı veli bağışları olarak görülmektedir (OECD, 2013b).

Meksika eğitim sisteminin çok da yerelleşen bir yapısının olmadığı görülmektedir.

Eğitimin faklı düzeylerinde farklı özerklik düzeyleri görülmektedir. İlköğretim ve ortaokullarda okullar kararların sadece %17’sini alabilirken; Federal Hükümet %41’ini alabilir. Lise ve yükseköğretimde okullar daha fazla özerkliğe sahiptir. Federal sistem içerisinde hükümet eğitimi öncelikler arasında görmektedir. 31 federal hükümetin eğitim hizmetleri ve yönetimi eyaletten eyalete farklılık göstermektedir. Meksika’da okul liderinin özel bir eğitim ya da sertifika almasına gerek yoktur. Dikey terfi düzenlemesi öğretmenlerin okul yöneticisi olması için fırsat sunmaktadır ancak süreç şeffaflıktan yoksundur. Terfi için gerekliliklerden biri milli yetiştirme kataloğunda yer alan dersler almaktır ama bu derslerin liderlik uygulamaları ile ilgili de olması gerekmemektedir. Ancak okul yöneticileri pedagojik ve okul liderliği konularında eğitim alabilecekleri yönünde girişimler başlatılmıştır. Okul yöneticileri öğretmenlerin işe alımı ve işten çıkarılması konularında düşük özerkliğe sahiptir. Ama uzun vadede okul yöneticilerine özerklik verilmesi planlanan ve istenen bir değişimdir. Bu özerkliğin verilmesi için öncelikli olarak yeterli kapasitenin sağlanması ve orta düzeyde okulları karar alma konularında desteklemek ve gelişim, hesap verebilirlik, şeffaflık konuları ile ilgili çerçeve oluşturmak gerektiği vurgulanmaktadır (OECD, 2013b).

Son zamanlarda liberalleşme, özelleşme, yerelleşme ve fakirler için zorunlu programlara yönelik neoliberal ve demokratik çağrılar dünya genelinde giderek artmaya başlamıştır. Bu ülkeler üstü sosyal politika görüşleri hükümetleri devletin, yöneticilerin ve öğretmenlerin sorumluluklarını yeniden yapılandırmaları için harekete geçirmeye zorlamıştır. Meksika bu küresel eğilime 1990 yılında genç politikacı Carlos Salinas’ın liderliğinde başlamıştır. Meksika bu eğilim ile birlikte ülkesinde önemli değişikliklere imza atmış ve büyük değişimlerin başlatılmıştır. 1978 yılında Meksika eğitim sistemi tamamen merkeziydi ve yetersizdi. Yedi ilkokul çağındaki öğrenciden biri okula erişebiliyordu ve okullaşma oranı %20’nin altındaydı. Öğretmenlerin maaş ödemeleri zamanında yapılamamakta, eğitim sistemindeki sorunlar giderek artmakta ve sistemin iyileştirilmesi için bir şeyler yapılması gerekmekteydi. Bu gereklilik yerelleşmeyi gündeme getirmiş ve yerelleşme üzerine çalışmalar başlamıştır.

Meksika’da eğitimin yerelleşmesi üç aşamada gerçekleşmiştir. 1978-1982 yılları arasında eğitim bakanlığından 31 eyalet delegesine yetki dağılımı yapılmıştır.

Delegelere bütçe, program ve ders kitaplarının belirlenmesi ve okul yönetimini içeren yetkiler verilmiştir. Bu dönemde okul öncesi, ilkokul ve ortaokullar da okullaşma oranları artış göstermiştir. 1983-1988 yıları arasını alan ikinci dönemde delegelerin, merkezi kontrolleri eyaletlere bırakılmış ancak özellikle öğretmen birliğinin 31 eyaletteki farklı uygulamaların olacağını öne sürerek karşı çıkması nedeniyle başarısız olmuştur (Fiske, 1996).

Yerelleşmenin başlatıldığı 1988 yılının üzerinden tam 14 yıl geçtikten sonra 1992 yılında Meksika, eğitim sisteminin yerelleşmesi sürecindeki üçüncü döneme geçiş yapmış ve yerelleşme ile ilgili ilerleme kaydetmiştir (Fiske, 1996). Öğretmen ve okul yöneticisi dahil tüm okul personeli “Sindicato Nacional de Trabajadores de la Educacion-SNTE (Ulusal Öğretmen Birliği)’ne mensup olmak durumundadır. Bu ülkedeki tek öğretmen birliği kuruluşudur ve üyeleri yaklaşık bir milyondur (Santibanez, Vernez ve Razquin, 2005). Kamu Eğitim Sekreteri, Ulusal Öğretmen Birliği (National Teachers Union-SNTE) liderleri ve 31 hükümet yöneticisi arasında yapılan anlaşma ile Kamu Eğitim Sekreterinin yerel yönetime temel eğitim ve eğitim fakülteleri ile ilgili görevleri transfer etmesi sağlanmıştır (SEP, 1992). Bu değişim yönetimi yerelleştirirken aynı zamanda gücün de merkezileşmesini sağlamıştır. Yeni Genel Eğitim Yasası, eğitim sistemini, düzenlemek, değerlendirmek, eğitim kaynaklarını yönetmek ve ulusal düzeyle SNTE ile pazarlık etmek gibi temel görevleri

ulusal düzeyde SEP’in elinde olduğunu belirtmektedir. Sistemi iletmek, takvimi uygulamak, yönetmek gibi rutin işler ise yerel yönetimlerin sorumluluğundadır (Ornelas, 2006, 213).

Salinas tarafından getirilen eğitim reformları yerelleşmeye yönelik bir eğilimden daha fazlasını ifade etmektedir. Yapılan bazı anayasal değişlikler şu şekilde sıralanabilir:

 Temel eğitimin dokuz yıla çıkarılması

 Temel ve ortaöğretim için program değişikliği

 Eğitim fakültelerinde değişim

 Yeni ders kitaplarının getirilmesi

 Eğitimde bilgisayar ve bilişim teknolojilerinin kullanılmasını sağlama

 Ailenin eğitimi katılımının güçlendirilmesinin yanında toplumunda eğitime katılımının sağlanması

 Yükseköğretimde enstitülerin, programların, okulların ve öğrencilerin değerlendirilmesinde kişilerin bireysel üstünlüğüne ve liyakate dayanan bir anlayışın getirilmesi

 SNTE tarafından temel eğitimde öğretmenleri ve öğrencileri değerlendirmek için kariyer değerlendirme sisteminin getirilmesi (Bu eğitim sisteminin getirilmesi ile birlikte öğretmenlere ve profesörlere teşviklerin verilmesi için merkezi hükümetten kaynak alınmasını gerektirmektedir) (Ornelas, 2006, s.213).

1992 yılında Meksika 31 eyalette eğitim yönetimi daha etkin kılmak, eğitim politikalarını etkilemek ve eğitim bütçesini daha fazla kontrol edebilmek için temel eğitim sistemini merkezileştirmiştir. Bu merkezileşme daha çok yönetim açısından yapılmıştır. Birçok eyalet halen finansal kaynaklarını Meksika şehrindeki federal SEP’ten almaktadır. Eyalet eğitim otoritesi kendi programını seçemez, tüm eyaletler ulusal programa tabi olmak durumundadır. Eyaletler programdan sadece birkaç dersi seçmeli olarak sunabilir. Eyaletler ilkokullarda devlet tarafından verilen kitapları kullanmaktadır. Ortaokullar için SEP kitap listesi yayınlamakta ve okullar bu listede yer alan kitaplardan seçim yapmaktadır. Eyalet otoritesi ve yöneticiler bu devlet tarafından verilen liste içerisinden seçim yapabilir. Ne okul yönetimi ne de ailelerin

öğretmenlerin işe alımı, işten çıkarılması gibi konularda karar verme yetkileri bulunmamaktadır (Santibanez, Vernez ve Razquin, 2005).

SEP Meksika City’de öğretmen maaşları, okul takvimi ve okul günlerinin uzunluğu gibi konulara ilişkin ana ilkeleri koymaktadır. Öğretmenler ve yöneticilerin sistem içerisinde çok az bir özerkliği bulunmaktadır. Meksika’da okul düzeyinde eğitim ile ilgili karar alma oranı %22 iken bu oran OECD genelinde %42’dir. Okul yöneticilerinin eğitim ile ilgili konularda karar alma yetkileri çok yoktur. Okul yöneticilerinin en önemli görevleri; evrak işlerini takip etmek ve okula ayrılan bütçeyi yönetmektir. Okul yöneticileri bağış toplama çalışmaları yapabilir. Okul için gerekli araç-gereçleri almak ve okulun fiziki koşullarını iyileştirmek için bu bağış paralarını kullanmaktadırlar (Santibanez, Vernez ve Razquin, 2005).