• Sonuç bulunamadı

Meksika Bataklıklarında

B. Çocuk Edebiyatının Tarihçesi

2.1. Çocuk Hikâyeleri

2.1.1.2. Meksika Bataklıklarında

Yazar hikâyenin ilk paragrafında (Bu hikâye baĢtan sona kadar olmuĢ bir vakadır. Hikâyeyi 1883 yılında ölen ve dünyanın en güzel hikâyelerini yazan kaptan Mayne Reid yazmıĢtır.16 Hikâye size yalnız bir Türk gencinin kahramanlıklarını

değil, Meksika bataklıklarının bilmediğimiz taraflarını da anlatacaktır) demektedir. Yazarı da 1883‘de öldüğüne göre hikâye 1800‘lü yıllarda yaĢanmıĢ ve kaleme alınmıĢtır. Mükerrem Kâmil Su da bu eseri Türkçeye çevirmiĢtir.17

Eser okunduğunda ―Bir Türk dünyaya bedeldir‖ sözünü hatırlatmaktadır. Hikâyede çalıĢkanlığın, azmin, cesaretin önemi vurgulanmıĢ, baĢka ülkede yaĢayan her bir insanın aslında kendi milletini de temsil ettiğinin güzel bir örneği sunulmuĢtur. Anlatımı, kurgusu yönüyle bu dönem hikâyeleri içinde en kalitelisidir. BaĢtan sona heyecan unsurları canlı tutulmuĢ ve olay okuyucunun merakla beklediği bir sonuçla bitirilmiĢtir.

Bay Mehmet Amerika‘ya gider. Orada bir demir fabrikası kurar. Oğlunu ve karısını da yanına aldırır. Bir süre sonra iĢleri bozulur, fabrikayı kapatmak zorunda kalır. Bay Mehmet‘in oğlu Demir, babasının iĢinden dolayı üzüntüsüne dayanamaz, bir mektup bırakıp evden ayrılır. Bir demir fabrikasına iĢçi olarak girer. Ama asıl amacı altın madeninin nereden alındığını öğrenmektir. Orada ihtiyar bir Amerikalıyla tanıĢır. O, Demir‘e gençken altın iĢçiliğine girmesini söyler. Demir de asıl amacını anlatınca ihtiyar adam, ona yardım etmeye karar verir. Atlarını, silahlarını alıp birlikte yola çıkarlar. Dört aydan sonra altın dağına yaklaĢırlar. Fakat Amerika‘nın en korkunç kırmızıderililerini geçmeleri için ayrılmaları gerekmektedir. Önce ihtiyar adam gidecek, tepeye varıp ona beyaz mendil sallayacak, Demir de ondan sonra

16 Thomas Mayne Reid (4 Nisan 1818- 22 Ekim 1883) Amerikan romancı. Ġngiliz romancı. O

ABD‘ne 1840 yılında göç etti ve Meksika savaĢlarında teğmen olarak görev yaptı. Ġngiltere‘ye döndü. Özellikle çocuklar arasında popüler olan macera öyküleri yazmaya baĢladı. YetmiĢ beĢ roman ve birçok kısa hikâye yazdı. Ġlk kitabı Rifle Rangers (1850)- Boy Hunters (1855)- Beyaz Baş (1855)-

Başsız Süvari (1866), Kafa Derisi Avcıları (1905), (3 cilt, Ġngilizce roman ), And Dağlarında – çizgi, Bataklık Savaşı - çizgi (Milliyet Çocuk Çizgi Klasikleri).

geçecektir. Mendil sallanmazsa ihtiyar adam kırmızıderililere esir olmuĢ anlamına gelecektir. Bir süre geçer ve nihayet mendil sallanır. Demir kendini kontrol edemez ve sevincinden bağırır. Bu sesle birlikte birden saldırıya uğrar. Baba Barton, silah seslerinden durumu anlar ve yardıma koĢar. Tam Demir‘i kurtarırken kendisi zehirli bir okla omzundan yaralanır. Atları Mala sayesinde kırmızıderililerin arasından çıkıp kurtulurlar. Ġhtiyar Amerikalı öleceğini bilmektedir. Görevini yapmıĢ bir insan edasıyla son nefesini verir. Demir arkadaĢına üzülürken on beĢ kırmızıderili üstüne saldırır. Onu, ağaca bağlayıp etrafına ateĢ yakarlar. Yağlarını eriterek öldürmeye çalıĢırlar. Fakat Demir en ufak bir korku, üzüntü hissetmez. Kırmızıderililer ateĢin ona çok zarar vermediğini düĢünüp, kurtuluĢ yolu olmayan Meksika bataklığına götürürler. Fakat Mala yardımıyla oradan da kurtulur. Sonraki karĢılaĢtığı bir grup kırmızıderililerin reisini öldürür ve onların reisi olur. Onlarla altın dağına gidip altın iĢletmeye baĢlarlar. Bir yıl içinde hem altın fabrikasını hem de demir fabrikasını kurup, Amerika‘nın en zengin adamı olur.

Bay Mehmet: Genel savaĢ baĢlamadan önce Amerika‘ya gitmiĢ, orada bir demir fabrikası kurmuĢtur. Az zamanda iĢini büyütmüĢ, çok para kazanmıĢtır. Sonra da karısı ile küçük çocuğu Demir‘i yanına aldırmıĢtır. Bay Mehmet, epey yaĢlıdır. YavaĢ yavaĢ oğlunu iĢine alıĢtırmak ister. Fakat bir süre sonra iĢleri bozulur. Fabrikanın kapısına kilit vurulur. Üstüne üstlük oğlu da bir mektup bırakıp ortadan kaybolur. Baba polise oğlunu bulmaları için baĢvurur. Oğlunun yanından ayrılmasından büyük üzüntü duyar ve hastalanır. Aylar sonra oğlu gelir ve onu altın dağına götürür (s.18). Bay Mehmet, çok iyi kalpli, çalıĢkan bir adamdır (s.9). Etrafındaki yabancıların güvenlerini kazanmıĢ, onun kiĢiliğinde Türkleri de sevmiĢlerdir. Ġhtiyar Barton da Demir‘e babasını iyi tanıdığı ve ona saygı duyduğu için yardım etmek istemiĢtir.

Demir: Babası Amerika‘da demir fabrikası kurduktan sonra annesi ile birlikte Amerika‘ya getirilir. On dört yaĢlarındayken babası onu yavaĢ yavaĢ iĢlere alıĢtırmak ister. Babanın bir süre sonra iĢleri bozulur. Onun üzüldüğünü gören Demir bu iĢe bir çözüm bulmak ister. Bir mektup bırakıp yola çıkar. Mektupta babasına; ―Ben birkaç ay için çok uzak bir yere gidiyorum. Beni hiç merak etme, üzülme‖ der.

Demir evden çıkar çıkmaz büyük demir fabrikalarından birine iĢçi olarak girer. Asıl niyeti fabrika sahibinin altın madenini nerede bulduğunu öğrenmek ve oraya gitmektir. Fabrikada Barton ile tanıĢır. Bir hafta sonra ihtiyar Barton ve küçük Demir altın madenini aramak için yola çıkarlar.

Aradan üç, dört ay geçer fakat altın bulamazlar. Yolda birkaç defa Kızılderililerle karĢılaĢırlar. Amerika‘nın en korkunç Kırmızıderili kabilesini geçince altın dağlarına varacaklardır. Baba Barton ona ayrılmaları gerektiğini, kendisinin önden gidip tepeden mendil sallarsa hemen yanına gelebileceğini, aksi takdirde gece o yolu geçmesi gerektiğini anlatır. Demir ağacın tepesinde arkadaĢının mendil sallamasını bekler. Bir saat sonra mendil sallanır. Demir kendini tutamaz, sevincinden bağırır. Hızla atıyla giderken etrafında çığlıklar duyar, yüzlerce Kırmızıderili tarafından etrafının sarıldığını görür. Kırmızıderililer çok kalabalıktır. Silah sesini duyunca Baba Barton durumu anlar ve yardıma koĢar. Demir‘i öldürmek üzere olan bir Kızılderili‘den kurtarır. Demir atından atlayıp Baba Bartonu Mala‘nın sırtına bindirir. Hızla oradan uzaklaĢırlar. Baba Barton zehirli okla yaralanmıĢtır ve kurtuluĢu yoktur. Demir arkadaĢını kaybettiğine üzülürken Kırmızıderililerin tekrar sesini duyar ve birden on beĢi üzerine atılır, onu yakalarlar.

Kırmızıderililer Demir‘den müthiĢ intikam almak isterler. Çünkü o birçok arkadaĢlarını öldürmüĢtür. Önce bir ağaca bağlarlar. Etrafına ateĢ yakarlar. AteĢ gittikçe Demir‘in yağlarını eritmektedir. Fakat yüzünde en ufak bir acı hissi yoktur. Aksine gülmektedir. Kırmızıderililer buna çok ĢaĢırırlar. Demir‘e ateĢin yeterince eziyet vermediğini düĢünerek ateĢi söndürürler, ağaçtan çözerler. Onu büyük bir bataklığa getirirler ve yürütürler. Biraz ilerler fakat geriye dönemez. Kurtulmaya çalıĢtıkça da daha fazla batar. Artık sonunun geldiğini düĢünürken Malayı bataklığın kenarında görür ve ona seslenir. Demir, atın kuyruğuna tutunarak bataklığın kenarına çıkar. Atına binip silahı alır, altın dağına doğru ilerler. Yolda antilop öldürmeye çalıĢan birkaç kırmızıderiliyle yine karĢılaĢır. Demir bir niĢanla antilobu öldürür. Onlar da hem ĢaĢırır, hem korkarlar. Reislerini yanına çağırır ve onu da bir kurĢunla öldürür. Diğer Kırmızıderililer kaçarken onlara zarar vermeyeceğini söyler ve onların reisi olur. Altın dağına giderler. Amerika‘nın en zengin altın madenini bulurlar.

Kırmızıderilileri orada çalıĢtırır. Babasını alıp altın dağına götürür. Bir yıl içinde Amerika‘nın en zengin adamı olmuĢ, demir fabrikası açılmıĢ, on bin iĢçi emrinde çalıĢmaya baĢlamıĢtır.

Ġhtiyar Barton: AltmıĢ yaĢlarında, demir fabrikasında iĢçi olarak çalıĢan, kirli sakallı bir adamdır. Demir‘e çok genç olduğundan demir fabrikasında değil de altın iĢinde çalıĢmasını önerir, onunla altın aramaya gidebileceğini söyler ve birlikte yola çıkarlar. Yolda Demir‘e hikâyeler anlatarak canının sıkılmasını engellemeye çalıĢır.

―Türkler dünyanın en cesur ve en iyi insanlarıdır‖ (s.9) der. Bu fikre Demir‘in babasını tanıyıp ona hayran olması sayesinde kapılır.

Yollarda Kızılderililerle karĢılaĢırlar. ―Baba Barton, onların dilini, adetlerini iyi bildiği için konuĢuyor, bir Ģeyler söylüyor, yollarına devam ediyorlardı‖ (s.10).

Bir gün Amerika‘nın en korkunç kırmızıderili kabilesinden geçmeleri gerekmektedir. Baba Barton Demir‘e ağaca çıkmasını ve karĢı tepeden ona mendil sallamasını beklemesini söyler. Mendil sallanırsa yola devam edip yanına gelebileceğini, sallamazsa gece yoldan geçmesini söyler. (Onun mendil sallamaması demek Kızılderililerin eline düĢmesi ve gece onu baĢka bir yere götürüp öldürmeleri anlamına gelmektedir.) Baba Barton‘un bu davranıĢıyla ne kadar fedakâr bir insan olduğunu görmekteyiz. Nihayet beklenen mendil sallanır fakat Demir‘in heyecandan bağırmasından dolayı Kızılderililer ona saldırır. Baba Barton silah seslerinden durumu anlar ve yardıma koĢar. Demir‘i ölümden kurtarırken kendisi zehirli okla yaralanır. Ġhtiyar Amerikalı öleceğini bilmekte ve Demir‘e tavsiyelerde bulunmaktadır. Baba Barton tavsiyelerini sıralarken Demir‘in kendini unutamayacağından emindir. Ġyilik yaparak öldüğünden de çok mutludur. ―Ben ölürken hiç üzülmeyeceğim, çünkü benim yapamadığım iĢi senin yapacağına inanarak öleceğim‖ (s.12) demiĢtir. Bu sözüyle de hem fedakârlığının boyutunu hem de Türkleri ne kadar sevdiğini ve saydığını, hem de Demir‘de kendini gördüğünü anlamaktayız. Demir Kızılderililerin iĢkencesinden kurtulunca atıyla Baba Barton‘un yanına gelir ve gülümsüyor gibi cansız upuzun yatmakta olduğunu görür. Ona bir mezar kazar ve onu gömer. Demir onun dediği gibi bir sene içinde hem demir fabrikasını iĢletir, hem de altın fabrikasını…

Mala: ―Mala, Demir‘in bindiği bembeyaz attı. Sahiden iyi bir arkadaĢtı. Bir konuĢmadığı kalıyordu‖ (s.13). Baba Barton‘un ―O senin candan arkadaĢındır. Ona benden çok güvenebilirsin…‖ dediği bir attır. Gerçekten de özelliği olan bir attır ki, onu yüzlerce kırmızıderilinin içinden hızla geçerek kurtarmıĢ, yine dönüĢü olmayan bataklıktan çekip çıkarmıĢtır.

Hikâyede bu baĢ figürlerden baĢka fon figürler de vardır. Bunlar hikâyedeki baĢ figürleri ve olayları tamamlayıcı unsur olarak kullanılmıĢtır.

Bay Mehmet‘in Amerika‘ya gidip demir fabrikası kurup yanına aldırdığı eĢi…(s.5).

Bay Mehmet‘in kaybolan oğlu Demir‘in bulunması için baĢvurduğu polis müdürü…(s.6).

Amerika‘da Bay Mehmet‘in fabrikasının yakınlarında fabrika kuran fabrika sahipleri… (s.6).

Baba Barton‘la altın aramak için yola çıkan, altı ay aradıktan sonra büyük bir altın bulunca onu Meksika bataklıklarına atan, altınları iĢletip zengin olan iki arkadaĢı…(s.8–9).

Aralarına hiç yabancı sokmayan, beyaz insanı görünce hemen öldüren Kızılderili insanlar…(s.10).

Amerika‘nın en korkunç Kırmızıderili kabilesi…(s.10).

Hançeri Demir‘in göğsüne saplamaktayken Baba Barton tarafından öldürülen Kızılderili…(s.14).

Baba Barton‘u omzundan zehirli okla yaralayan Kızılderili…(s.14).

Çok güzel Ġngilizce konuĢan, Demir‘e iĢkence yapmak için emirler veren, onunla dalga geçen ve hikâyenin sonunda Demir tarafından tek kurĢunla öldürülen Kızılderililerin reisi…(s.15).

Reisleri tek kurĢunla öldürülünce Demir‘i reis yapan, daha sonra altın iĢinde çalıĢan Kızılderililer…(s.18).

Olaylar gözlemci bakıĢ açısıyla üçüncü tekil anlatıcı tarafından anlatılmıĢtır. ―Bay Mehmet genel savaĢ baĢlamadan önce Amerika‘ya gitmiĢ, orada bir demir fabrikası kurmuĢtu.‖(s.5).

Eserde geriye dönüĢ, diyalog, mektup ve anlatma teknikleri kullanılmıĢtır. ―Ben bu fabrikayı açtığım vakit burada hiçbir fabrika yoktu. Ama sonra baĢkaları da açtılar. Onlar Meksika‘da altın madenleri buldular. Zengin oldular. Fazla paraları olduğu için benim fabrikamı kapattırdılar.‖(s.6) cümleleri geriye dönüĢ tekniğinin kullanıldığını göstermektedir.

Hikâyede olaylar; Amerika, altın madenlerinin getirtildiği Meksika…(s.6), Dere kenarı (Meksika‘da), Amerika‘nın en korkunç kırmızı derililerinin yaĢadığı bölge ve bu bölgeden sonraki tepe…(s.12), KurtuluĢun imkânsız olduğu Meksika bataklıkları…(s.16), Kaktos ormanları…(s.17). gibi mekanlarda geçmektedir. Belirli bir zaman verilmemekle birlikte, ―Genel savaĢ baĢlamadan önce‖, ―Demir ve Amerikalının 4–5 ay süren altın arayıĢı‖, ―altın bulunduktan bir yıl sonra‖ gibi zaman ifadeleri kullanılmıĢtır.

Eser yirmi sayfadır. 1940 basımlı olmasına rağmen dil konusunda son derece baĢarılıdır. Günümüzde de hiç zorlanmadan okunup anlaĢılabilecek, zevkle okunabilecek bir eserdir. Yalın, akıcı bir Türkçe ile anlatım yapılmıĢtır. AnlaĢılması zor kelime kullanılmamıĢ, akıcı ve duru bir Türkçe kullanılmıĢtır.

Çocuk edebiyatı açısından değerlendirme: Konusuyla da millî ve manevî değerleri kazandıracak bir yönü vardır. Anlatılan olayları somutlaĢtırmayı kolaylaĢtıracak beĢ tane de resim yer almıĢtır. BeĢ baĢlık halinde yazılmıĢ eserin belki de tek kusuru hitap ettiği yaĢ seviyesine göre oldukça küçük yazı puntosunun kullanılmasıdır. Ayrıca eserin gidiĢatını, anlaĢılmasını olumsuz etkilemeyecek Ģekilde, muhtemelen matbaadan kaynaklanan ufak tefek yazım hataları da vardır.

Benzer Belgeler