• Sonuç bulunamadı

Medenî Yargılama Hukukunda Ön İnceleme

C. İLK İNCELEME KURUMU ve BENZER KURUMLARLA

5. Medenî Yargılama Hukukunda Ön İnceleme

a. Genel Olarak

Medenî yargılama alanındaki temel kanun olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yerini 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun alması ile getirilen yeni kurumlardan birisi de ön inceleme kurumudur. Ön inceleme kurumunun, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen en önemli yenilik olduğu yönünde bir görüş mevcuttur121.

Bu kurum önemli bulunmaktadır çünkü, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun uygulamasında dilekçeler teatisi safhası ile tahkikat safhasının neredeyse birbiri içine geçmiş olmasından dolayı yargılamada karmaşaya ve anlamsız gecikmelere sebep olmaktaydı. Bu kurumun söz konusu olumsuzluğu ortadan kaldırması beklenmektedir122. Âdil yargılanma hakkının unsurlarından birisinin makûl sürede yargılanma hakkı olmasından ötürü ve ön incelemenin bahsedilen gecikmeleri ortadan kaldırma ihtimali dolayısıyla bu görüşün isabetli olduğunu söylemek mümkündür.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun kabulünden önceki uygulama da mahkemeler, dava dilekçesinin mahkemeye verilmesi ile hemen bir tensip tutanağı düzenlemekte ve bu tutanakta davada yapılacak olan hususlarla ilgili kararların yanı sıra duruşma günü de tayin etmekteydiler. Bunun sonucu olarak dilekçeler teatisi devam ederken bir yandan da duruşmalar yapılmakta idi.

Yargılamanın taraflarının iddia ve savunmalarının ne olduğu anlaşılmadan ve bu hususta gerekli bazı kararlar alınmadan yapılan duruşmaların çoğu zaman gereksiz olması ve bu yüzden zaman ve emek kaybı ile boş yere masraf yapılması gibi durumlarla karşılaşılmaktaydı123.

121 Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara, Yetkin Yayınları, 2012, s. 850.

122 Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, s. 851; Pekcanıtez, Atalay, Özekes, a.g.e. , s.

476.

123 Baki Kuru, Ramazan Arslan, Ejder Yılmaz, Medenî Usûl Hukuku, 23. Baskı, Ankara, Yetkin Yayınları, 2012, s. 329; Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, s. 851; Pekcanıtez, Atalay, Özekes, a.g.e. , s. 477; Karslı, a.g.e. , s. 513.

45 Ön inceleme kurumunun kabulünün gerekçesinde de bu husus vurgulanmaktadır. Uygulamada en çok şikâyet edilen ve yargılamanın gecikmesi sebebi olarak gösterilen önemli bir husus tam hazırlık yapılmadan tahkikat aşamasına geçilmesidir. Çoğu kez tarafların delillerini tam olarak göstermemeleri ve dava dilekçesine eklememeleri ile mahkemenin de tam olarak delilleri toplamadan tahkikat aşamasına geçmesi birtakım gecikmelere sebep olmaktaydı124.

Delillerin ve hukukî uyuşmazlığın tartışılması için yeterli hazırlık yapılmadan tahkikat safhasına geçilmesi durumunda, delillerin toplanması için gereksiz yere yargılamanın uzatılması söz konusu olmaktadır. Bunun yanı sıra mahkemelerce, yeterli hazırlık yapılarak dosyalar incelenmediğinden ve taraflarca da bu konuda gerekli açıklamalar tam olarak yapılmadığından, yargılamanın başında iken hakkında karar verilmesi gereken, usûle ilişkin dava şartları ve ilk itirazlar davanın sonuna kadar bekletilmektedir125. Aynen bunun gibi davanın esasına ilişkin zamanaşımı def’i ve hak düşürücü süreler hakkında karar vermekte davanın sonuna kalabilmekteydi126. Bu gibi aksaklıkların önüne geçilmesi amacıyla ve aynı zamanda tarafları sulhe ve özünde sulhü hedefleyen arabuluculuğa teşvik ederek anlaşmazlıkları uyuşmazlık haline dönüştürmeden, mahkeme önüne gelmeden çözüme kavuşturulması amaçlarıyla127 bu kurum Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenmiştir. Böylece tahkikat aşaması, dilekçeler teatisi aşamasıyla karışan ve delillerin toplanmaya çalışıldığı aşama değil delillerin incelendiği ve tartışıldığı bir aşama niteliğine kavuşacaktır128.

124 Kuru, Arslan, Yılmaz, a.g.e. , s. 330; Pekcanıtez, Atalay, Özekes, a.g.e. , s. 477; Karslı, a.g.e. , s.

513.

125 Kuru, Arslan, Yılmaz, a.g.e. , s. 330; Pekcanıtez, Atalay, Özekes, a.g.e ., s. 477; Karslı, a.g.e. , s.

513.

126 Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, s. 851.

127 Maddenin Hükümet Gerekçesi’nde yer alan benzer ifadeler için bkz. Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, s. 850, dn. 1.

128 Pekcanıtez, Atalay, Özekes, a.g.e. , s. 477; Kuru, Arslan, Yılmaz, a.g.e. , s. 330; “karşı görüş olarak, ön inceleme kurumunun bahsedilen ve beklenilen faydaları getireceği hususunda Karslı, tereddütlü olduğunu ve yargılamanın hızlanmasının aksine yavaşlama ihtimalinin varlığını ifade etmektedir.” Karslı, a.g.e. , s. 516.

46

b. Ön İnceleme Usûlü

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 137’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre, davacı ve davalı karşılıklı dilekçelerini verdikten sonra; yani, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, replik ve düplik dilekçeleri safhası tamamlanınca, mahkeme bu dilekçeler üzerinde ön inceleme yapar. 137’inci maddenin 2’inci fıkrasında ise emredici nitelikte bir cümle yer almaktadır. Buna göre ön inceleme tamamlanmadan tahkikat aşamasına geçilemeyecektir ve tahkikat için duruşma günü verilemeyecektir. Bu emredici hükmün getirilmesinde yukarıda bahsedilen önceki kanun uygulamalarında yaşanan aksaklıkların önüne geçmek amacıyla ihdas edildiği düşünülmektedir (HMK m.137).

Nitekim bu hükmün ön inceleme kurumunun başarısı için katı bir şekilde uygulanmasının gerekliliği özellikle vurgulanmaktadır. Hatta m.137/2 hükmünün bir emredici hüküm olması hasebiyle hükme aykırı davranışın hâkimin sorumluluğu halini gerektireceği belirtilmektedir129. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun verdiği bir kararda da bu husus vurgulanmıştır130.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 137’inci maddesinde mahkemenin ön inceleme safhasında nasıl bir yol izlemesi gerektiği belirlenmektedir. Buna göre, mahkeme öncelikle dava şartlarını inceleyecektir. Medenî yargılama usûlünde re’sen araştırma ilkesi geçerli olmamasına rağmen, dava şartları mahkemenin kendiliğinden araştırması gereken hususlardandır. Vergi yargılamasındaki ilk inceleme usûlünün aksine medenî yargılamadaki ön inceleme safhasında dava şartlarının hangi sırayla inceleneceği hususunda bir hüküm yoktur. Bunun için dava şartlarının belirtildiği

129 Kuru, Arslan, Yılmaz, a.g.e. , s. 331. Ayrıca hâkimin sorumluluğu konusunda bkz. Kuru, Arslan, Yılmaz, a.g.e. , s. 95 vd; Pekcanıtez, Atalay, Özekes, a.g.e. , s. 182 vd.

130 Yarg. HGK. , E. 2012/14-802, K. 2013/347, T. 13.03.2013: “Tüm bu hususlar dikkate alındığında, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenmesi; bu konularda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer öninceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların öninceleme duruşmasına davet edilmesi, 6100 sayılı HMK 137 ve 140 maddelerine göre öninceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi gerekirken, öninceleme işlemlerinin dosya üzerinden yapılarak tahkikat duruşmasına geçilmesi ve esas hakkında karar verilmesi doğru bulunmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.”, (Çevrimiçi) www.kararara.com, 07 Ekim 2013.

47 Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114’üncü maddesindeki sıranın izlenmesinin uygun olacağı belirtilmektedir131.

Dava şartlarında eksiklik tespit eden mahkeme, söz konusu eksik olan dava şartının giderilmesinin mümkün olup olmadığına bakacak ve bunun mümkün olmadığının anlaşıldığı durumda davayı usûlden reddedecektir. Eksikliğin tamamlanmasının mümkün olduğu durumlarda ise, ilgili tarafa eksikliğin tamamlanması için süre verilecektir. Bu süre kesin olmakla birlikte eksikliğin giderilmesi bakımından ise uygun bir süre olmalıdır. Eksiklik giderilmediği takdirde dava yine usûlden reddedilecektir (HMK m.115/2).

Dava şartlarının incelenmesinin ve bir eksik tespit edilmemesinin ardından ilk itirazlar incelenecektir. İlk itirazlar, kanunda sınırlı olarak sayılan ve davanın esasına girilmesine engel teşkil eden usûle ilişkin itirazlardır. Medenî yargılama usûlünde Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre üç türlü ilk itiraz hali vardır. Bunlar, yetki, iş bölümü ve tahkim ilk itirazı halleridir. İlk itiraz halleri, dava şartlarından farklı olarak, davalı tarafça ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınmazlar. Davalı dava şartlarını yargılamanın her safhasında öne sürebilir; ancak, ilk itiraz hallerini cevap dilekçesinde öne sürmelidir. Bundan sonra ilk itirazda bulunma hakkını kaybedecektir132.

Ön inceleme safhasında dava şartları ve ilk itirazların incelenmesiyle mahkeme öncelikle dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir (HMK m.138).

Görüldüğü üzere medenî yargılamada gerekirse ön inceleme duruşması yapılabilmektedir. Mahkeme tarafları ön inceleme duruşmasına çağırıp ilgili konularda dinledikten sonra karar verebilir.

Ön inceleme duruşmasına davet usûlü ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 139’uncu maddesinde düzenlenmektedir. Ön inceleme duruşması için çıkarılan

131 Kuru, Arslan, Yılmaz, a.g.e. , s. 331; Pekcanıtez, Atalay, Özekes, a.g.e. , s. 479, Karslı, a.g.e. , 519.

132 Kuru - Arslan - Yılmaz, a.g.e. , s. 260; Pekcanıtez, Atalay, Özekes, a.g.e. , s. 455; bu konuda Karslı, “Ya gelemeyen ve mazeret beyan etmeyen tarafın makûl bir mazereti varsa veya her iki taraf gelmez ise ne yapılacaktır?” sorusu ile çekincesini belirtmiştir. Karslı, a.g.e. , s. 527.

48 davetiyede; taraflara sulh için gerekli hazırlıkları yapmaları, duruşmaya taraflardan sadece birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmesi durumunda, gelmeyen tarafın, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği ve diğer tarafın, onun muvafakati olmaksızın iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği ayrıca ihtar edilecektir.

Bu husus iddia ve savunmaların değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağının medenî yargılamada sıkı şekilde uygulanması ile birlikte düşünüldüğünde dikkat çekici ve önemli bir sonuçtur. Davetiye Kanun’un belirttiği açıklamaları içermezse değinilen hukukî sonuçlar doğmayacaktır133.

139’uncu maddeye ilişkin Hükümet Gerekçesi’nde, tarafların özellikle sulh olmalarını sağlamak; sulh olmayacaklar ise uyuşmazlık noktalarını tam olarak tespit etmek için böyle bir oturuma ihtiyaçları olduğu belirtilmektedir134.

Ön inceleme duruşmasında mahkeme öncelikle tarafları sulhe teşvik eder ve bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varılırsa bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder. Sulhe teşvik mahkeme için zorunlu bir görevdir.

Taraflar ön inceleme duruşmasında sulh olurlarsa bu husus tutanağa geçirilir. Sulh olunmazsa, tarafların anlaşamadıkları hususların tam olarak tespit edilerek açıkça tutanağa yazılır (HMK m.140). 140’ıncı madde bağlamında özellikle hâkimin davayı aydınlatma görev ve yetkisi kendini gösterecektir135.

Tarafların anlaşamadıkları noktaların tam olarak tespiti, ispat gereksinimi duyulan noktalar açısından dolayısıyla tahkikat işlemlerinin konusu ve kapsamı bakımından önemlidir. Zira bir davada yalnız davacının istem temelini oluşturan vakıalardan ve davalının savunma temelini oluşturan vakıalardan çekişmeli bulunanlar için ispata ihtiyaç duyulur136.

Ön inceleme aşamasının başarısı, ön inceleme duruşmasına doğru bir şekilde hazırlanılması ve yapılması gereken işlemlerin mahkemece ve taraflarca doğru bir

133 Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, s. 854.

134 Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, s. 853, dn. 3; Pekcanıtez, Atalay, Özekes, a.g.e. , s. 485 vd.; Karslı, a.g.e ., s. 518;

135 Bilge Umar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara, Yetkin Yayınları, 2011, s. 403.

136 A.e. , s. 400.

49 şekilde yapılmasına bağlıdır. Bu sebeple ön inceleme duruşmasında yapılacak işlemler her bir fıkrada ayrıca belirtilmektedir137.

Son olarak yine 140’ıncı maddede ön incelemenin kural olarak tek duruşmada tamamlanacağı zorunlu hallerde bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin edilebileceği belirtilmektedir. Deliller ile ilgili olarak da tarafların dilekçede gösterip henüz mahkemeye sunmadıkları belgeleri de mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamaları yapmaları için iki haftalık kesin süre verileceği ve bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde o delile dayamaktan vazgeçilmiş sayılacağı belirtilmektedir (HMK m.140/4 ve 5).

Yukarıdaki bilgiler ışığında medenî yargılama da ön incelemenin genel özellikleri değerlendirilirse; öncelikle yeni bir kurum olması dolayısıyla nasıl uygulanacağı ve umulan amaçlara ulaşıp ulaşmayacağıyla ilgili bir yorum yapmak için üzerinden biraz zaman geçmeli ve bir uygulama istikrarı kazanmalıdır.

Ön incelemede öncelikle dava şartlarının ve ilk itirazların incelenmesi;

tarafların sulhe teşvik edilmesi; uyuşmazlık konularının tam olarak belirlenmesi;

tarafların dilekçeler teatisinde henüz mahkemeye sunmadıkları delillerin bu aşamada mahkemeye sunulması; ön inceleme için ayrıca bir duruşma yapılması ve tüm bunların tutanağa geçirilmesi; bu tutanağın ise tahkikata temel teşkil etmesi söz konusu olmaktadır. Bu safhaların sırasına ve içeriğine göre değerlendirme yapıldığında ön inceleme aşamasının bir yargılama provası olduğu düşünülmektedir.

Bunun yanı sıra henüz tahkikata geçilmediğinden ve somut olayın tam olarak uyuşmazlık haline gelmeden tarafları bir kez daha uzlaştırmaya yönelik bir son gayreti de içinde barındırmaktadır. Vergi yargılamasında ilk inceleme de buna benzer bir sulhe teşvik gayreti söz konusu değildir. Zira, vergi hukukunda yargılamadan önce anlaşmazlığın uyuşmazlığa dönüştürülmeden, idarî aşamada çözüm yolları mevcuttur. Bu yönüyle idare ile vergi yükümlüsü/sorumlusu, mahkemeye gitmeden

137 Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, s. 855, dn. 4.

50 uzlaşabilir; vergi hatası söz konusu ise, hata düzeltme yoluyla bu hatanın giderilmesi ve böylelikle anlaşmazlığın çözümü sağlanabilir138.

138 Vergi sorunlarının idarî aşamada çözüm yolları hakkında geniş bilgi için bkz. Öncel, Kumrulu, Çağan, a.g.e. , s. 169-183; Karakoç, Vergi Yargılaması Hukuku, s. 44-115; Karakoç, Genel Vergi Hukuku, s. 700-758; Kırbaş, a.g.e. , s. 189-197; Uluatam, Methibay, a.g.e. , s. 227-236;

Saban, a.g.e. , s. 507-518; Mutluer, Vergi Hukuku, s. 273-277; Oktar, Vergi Hukuku, s. 148-168; Öner, a.g.e. , s. 204-213.

51

II. BÖLÜM

USÛLE İLİŞKİN İLK İNCELEME KONULARI, İLK İNCELEME ÜZERİNE VERİLECEK KARARLAR VE KANUN

YOLU DENETİMİ

A. GENEL ÇERÇEVE

İlk inceleme kurumunun kavramı ve ilgili diğer kurumların incelenmesinin ardından ilk inceleme konuları ile ilgili daha detaylı inceleme yapmak gerekmektedir. Dolayısıyla bu bölümde ilk inceleme konularının bir kısmı incelenmektedir. Bu bölümde üzerinde durulan ilk inceleme konularının yanı sıra bu konulardaki herhangi bir eksiklik dolayısıyla ne gibi bir karar verileceği hususu da işlenmektedir.

İlk inceleme konularının hepsini bir bölümde incelemek yerine usûle ve esasa ilişkin olanları ayrı bölümlerde işlenmesi yolu tercih edilmiştir. Böylece konu daha iyi anlaşılabilecektir. İlk inceleme konularından görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, süre ve dilekçenin İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3’üncü ve 5’inci maddeleri yönünden incelenmesi konuları davanın usûlüne ilişkin konularıdır. Sayılan konularda davanın esasına yönelik bir araştırma yapılmamakta, davanın görevli ve yetkili mahkemeye yapılıp yapılmadığı; dava açılmadan önce tüketilmesi gereken bir idarî başvuru yolunun olup olmadığı; davayı açmak için uyulması gereken sürelere uyulup uyulmadığı ile dava dilekçesinin İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3’üncü ve 5’inci madde hükümlerine uygun olup olmadığı araştırılır.

Bunlarla birlikte, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14’üncü maddesinde, ilk inceleme konularının bu maddede belirtilen sırada yapılması gerektiğini de unutmamak gerekmektedir. Zira ilk inceleme sırasında usûl – esas ayrımı yapılmaksızın 14’üncü maddedeki sıra takip edilerek inceleme yapılmaktadır.

52