• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: MUHYEDDİN MUHAMMED’İN MECMA‘Ü’L-KAV‘İD ADLI

3.4. Mecma‘ü’l-Kavâ‘id’de Yer Alan Para ve Ölçü Birimleri

3.4.1. Mecma‘ü’l-Kavâ‘id’de Para: Dirhem ve Küsuratı

Muhasebecilerin ustalaşmasını sağlayacak olan teorik ve pratik bilgileri bir araya getiren Mecma‘ü’l-Kavâ‘id adlı eser incelendiğinde, dönemin iktisadi ve ticari hayatında kullanılan bazı paraların eserde konu edindiği görülmüştür. Eserde akçanın

141

genel para birimini ifade ettiğini söylemek mümkündür. Para ile ilgili hesaplamalar ise daha çok eserde akça ile aynı anlamda kullanılan dirhem üzerinedir. Eşrefi sikkesi (Mısır’da basılan altın sikke), Efrenciyye sikkesi (batıda bastırılan sikkelerin genel adı), Fulori (Duka, ilk defa Floransa’da basılan altın para) gibi yabancı paralara ise sadece eserin ilk bölümünde değinilmiş, bu paralarla ilgili detaylı açıklamalar ya da hesaplamalar yapılmamıştır.

Osmanlı Devleti’nin ilk gümüş para birimi ve ilk sikkesi olarak bilinen akça (akçe) Osmanlıların kuruluş döneminde gümüş sikkeyi ifade etmekle birlikte, XV. yüzyıl sonlarından itibaren genel anlamda “para” karşılığı olarak kullanılmıştır (Sahillioğlu, 1989: 224). Dinar ise genel olarak İslâm dünyasında olduğu gibi Osmanlılarda da altın para karşılığında kullanılmıştır. Dinarın ağırlığı bir miskale eşit olduğundan kimi zaman miskal adı ile de anılmıştır (Sahillioğlu, 1994: 352). Ancak miskal daha çok ağırlık ölçüsü olarak kullanıldığından miskali para olan dinarla karıştırmamak gerekmektedir. Dirhem ise genellikle İslam devletlerinde kullanılan gümüş para birimi olup aynı zamanda bir ölçü biriminin de adıdır. Dirhem de miskal gibi esasen ağırlık ölçü birimi olup sikkelerin bastırılmasında bu ölçülerden faydalanıldığından zamanla para birimi olarak da kullanılmıştır. Bununla birlikte dirhem ve miskalin ağırlıklarının kullanılan zaman ya da bölgeye göre farklılık arz ettiğini de belirtmek gerekmektedir. Ancak şeri olarak dirhemin miskalin 7/10’sine karşılık geldiği uygulamada ise bu oranın 2/3 olarak belirlendiği bilinmektedir. Bir başka ifade ile 1 dinar 1,5 dirheme eşittir. (Hinz, 1990: 1-2)

Mecma‘ü’l-Kavâ‘id incelendiğinde para birimi olarak bazen dirhemin, bazen dinarin bazen de ikisinin birden kullanıldığı görülmektedir. Eserin çözümlü meseleler bölümünde daha çok dinar üzerinden hesaplamalar yapılmış, dirhem ise dinarın küsuru olarak hesaplamalara katılmıştır. Ancak yazar paranın hallerini, kesirlerini açıklarken para birimi olarak dirhemi esas almıştır. Bu nedenle eserin genelinde para birimi olarak daha çok dirhemin ele alındığını söylemek mümkündür.

Mecma‘ü’l-Kavâ‘id’in ikinci bölümü olan “Kesirler Bölümü” nün üçüncü faslında para olarak dirhem ve kesirleri (küsuratı) açıklanmıştır. Eserde akça ve dirhemin eş anlamlı olarak kullanıldığı dikkat çekmektedir. Bununla birlikte akçanın yani dirhemin alt küsuratı olan “peşiz”, “şa’ir”, “hardal”, “zerre” ve “havş” gibi küçük birimler

142

açıklanmıştır. Muhyeddin Muhammed bu paranın çeşitli hallerinin bilinmesinin muhasebeciler için çok önemli olduğunu vurgulamıştır.

Eserde dirhem ve küsuratına ilişkin şu açıklamalar yer almaktadır (Mecma‘ü’l-Kavâ‘id, Köprülü Nüshası: 115b-117a):

“…Üçüncü fasıl dirhemin küsuratının (kesirlerinin) yani paranın hallerinin (durumlarının) açıklanması üzerinedir. Bu paranın hallerini bilmek de muhasebeciler için çok önemlidir. Çünkü bu dirhemin küsuratında o kadar derin durumlar vardır ki, değme muhasebeciler herhangi bir meselesini bile özetleyemez. Şimdi bil ki, bir dirhem yani bir akça, yüz peşizdir, yani yüz fülus olur. Bu yüz peşizin her biri yüz şa’irdir. Bu yüz şa’irin de her birisi yüz hardaldır. Bu yüz hardalın da her birisi yüz zerre ve yüz zerrenin de her birisi yüz haşv olur. Bu anlatılandan şu sonuç çıkar. Sekizde bir dirhem on iki peşiz ve elli şair olur. Dörtte bir dirhem de yirmi beş peşiz olur ve sekizde üç dirhem de otuz yedi peşiz ve elli şair olur. Dirhemin yarısı da elli peşiz olur ve sekizde beş dirhem de altmış iki peşiz ve elli şair olur. Dörtte üç dirhem de yetmiş beş peşiz olur ve sekizde yedi dirhem de seksen yedi peşiz ve elli şair olur. Böylece bu düzeni bildikten sonra bu söylenilenler yazıda nasıl yazılır onları açıklayalım. Şimdi biliniz ki, dirhemin sekizde birinin (rakamlarla) yazılışı 12,5016’dir ve dirhemin dörtte birinin

yazılışı 25’dir. Dirhemin sekizde üçünün yazılışı 37,50’dir. Dirhemin yarısının yazılışı

50’dir. Sekizde beş dirhemin yazılışı 62,50’dir ve dirhemin dörtte üçünün yazılışı 75’dir. Dirhemin sekizde yedisinin yazılışı 87,50’dir. Eğer bu sekizde yediye diğer sekizde bir de eklenirse bir akça olur. Böylece paranın halleri de peşizden ta haşva kadar açıkça anlatıldı. Sekizde birden de sekizde yediye varıncaya kadar da nasıl yazılacağı anlatıldı…”

Bu açıklamada dirhemin yüzde biri olan peşizden, on milyarda biri olan haşva kadar dirhemin küsuratı açıklayıcı bir dille izah edilmiştir. Ancak devamında dirhemin sekizde biri, sekizde üçü, sekizde beşi vb. oranları açıklanırken bu oranlar yalnızca peşiz ve şa’ir cinsinden ifade edilmiş daha alt birimlere inilmemiştir. Eserin genelindeki hesaplamalarda da şa’ire kadar olan küsurların ele alındığını, hardal, zerre ve haşvın

16 Mecma‘ü’l-Kavâ‘id’in orijinal metninde ondalık sayılar yazılırken tamsayılardan sonraki kısım “ / ” işareti ile ayrılmıştır. Ancak bu işaret bölme işlemi ile karıştırılabileceğinden çalışmada ondalık sayıların ayrımında “ , ” kullanılmışıtır.

143

kullanılmadığını belirtmek gerekmektedir. Zira bu birimler çok küçük kesirleri ifade etmektedir ve uygulamada kullanımı pek mümkün değildir.

Tablo 9

Dirhem ve Alt Birimleri Dirhem

(Akça) =

Peşiz

(Fülûs) Şa’ir Hardal Zerre Haşv

1 100 10.000 1.000.0000 100.000.000 10.000.000.000 Mecma‘ü’l-Kavâ‘id’de yer alan açıklamalar esas alınarak dirhem ve alt birimleri yukarıdaki tabloda (Tablo 9) gösterilmiştir.

Tablo 10

Dirhem Kesirlerinin Peşiz + Şa’ir Cinsinden Değerleri

Dirhem = Peşiz + Şa’ir

1/8 = 12 + 50 2/8 = 25 + 3/8 = 37 + 50 4/8 = 50 + 5/8 = 62 + 50 6/8 = 75 + 7/8 = 87 + 50

Muhyeddin Muhammed dirhem kesirlerinin peşiz ve şa’ir cinsinden değerlerini de eserin ikinci bölümünün üçüncü faslındaki açıklamalarda belirtmiştir. Bu değerler yukarıdaki tabloda (Tablo 10) gösterilmiştir.