• Sonuç bulunamadı

MOTİVASYON KAVRAMINA GENEL BAKIŞ

MOTİVASYON TEORİLERİ

A) KAPSAM TEORİLERİ

4. Mc Clelland İhtiyaç Teoris

Kişilik üzerinde durur. McClelland insan ihtiyaçlarını üç gruba ayırmıştır. Bunlara bilinen ihtiyaçlar denir. Bu bilinen ihtiyaçlar: başarı ihtiyacı, güç ihtiyacı ve bağlılık ihtiyacıdır. McClelland’a göre bu ihtiyaçlar sosyo-psikolojik türden olduğu kadar, toplumsal açıdan da önem taşımaktadır.

McClelland’a göre motivasyon, bir kurumun başarı ya da başarısızlığı üzerinde önemli rol oynamaktadır. Yüksek başarı motivasyonuna sahip olanlar, başkalarına göre daha gerçekçi, kararlı ve uygulayıcı bir zekaya sahiptirler.Ama bu özellikleri işin doğası gereği,

Büyüme İhtiyacı

İlişki İhtiyacı

Varolma İhtiyacı

Bireyleri motive eden tatmin edilmemiş ihtiyaçlar

kişisel çaba ve yaratıcılığa açık olup, olmayışı belirler. Eğer iş bunları sağlıyorsa, başarı motivasyonu yüksek olan birey, kendisi ile yarışanları geride bırakabilir. İşin niteliği kişisel çaba ve yaratıcılığa açık değilse,bu bireyler sıradan ve yaratıcılıktan uzak bir iş başarımı gösterirler( Bingöl,1990:193).

McClelland’a göre birey üç grup ihtiyacın etkisi altındadır:

Bağlılık ihtiyacı; insanın yaşamını yalnız başına sürdüremeyen ve toplumsal niteliğe sahip olduğundan hareketle, diğer kişi ve gruplarla ilişki içinde bulunacağını vurgulamaktadır. Her bireyin belirli insanlara bağlılık ve onlara çeşitli derecelerde geliştirmiş olduğu arkadaşlık ve dostluk çevresi vardır( Eren, 2001: 517).

Bağlılık güdüsüne sahip olan bireyler şu özellikleri taşımaktadır( Can, 1997:175):

- Diğerleri arkadaşlık ve duygusal ilişki içine girerler. - Diğerleri tarafından sevilmekten hoşlanırlar.

- Parti, kokteyl gibi sosyal faaliyetlerden zevk alırlar. - Bir gruba katılarak kimlik duygusuna erişmek isterler.

Güçlü olma ihtiyacı ise, insanın çevresine egemen olma isteklerinin bir sonucudur. Bu nedenle insanlar ve gruplar çevresel ilişkilerinde etkinliklerini arttıracak ve seslerini duyuracak her türlü araca başvurmaktan çekinmezler ( Eren, 2001: 517).

Yüksek güç ihtiyacı olan kişiler, olaylar konusunda kontrollü olmayı severler.

Sosyal güç ve kişisel güç farklıdır.

(Sosyal yararlar için yapıcı olabilir.) ( Kişisel kazanç için zararlı olabilir.)

Güçlü olan güdüsüne sahip olan bireyler şu özellikleri gösterirler:

- Diğer bireyler üzerinde güç ya da etki sahibi olmayı isterler.

- Kendilerine bu gücü sağlayacak durumlarda diğerleri ile yarışmayı severler. - Diğerleri ile karşılaşmaktan zevk alırlar.

Mc Clelland bu üç ihtiyaç arasında en çok başarı güdüsünün birey ve toplumu etki altında bıraktığını iddia etmektedir.Birey faaliyetlerinde başarılı olmayı arzu ettiği halde başarısız olmaktan da büyük ölçüde korku ve çekingenlik duymaktadır.Bu korku onu başarıya götürecek faaliyetlerden alı koymaktadır.Düşünüre göre başarıya yönelmiş bireylerin ortak özellikleri şunlardır:

a) Bireyi başarılı olmaya yönelten husus, başarı sonunda elde edeceği içsel ödüllerin yani başarının ona verdiği kişisel tahminden doğmaktadır. Yoksa, dışsal ödül ve çıkarlarla ilgili değildir.

b) Başarılı olma k için faaliyette bulunan birey kişisel güven ve sorumluluk yüklenerek bir sorunu çözmekten hoşlanır.

c) Başarılı olmak için faaliyete geçen birey başarısızlığın getirebileceği tehlikeleri de dikkate alarak kendisi için üst derecede ve güç sayılabilecek amaçlar yerine orta ağırlıklı amaçlar belirler. Ancak, başarısına gölge düşürecek olan gerçekleştirilmesi çok kolay iş ve hedeflerden kaçınır. Ancak başarılı olma olasılığı düşük olan sorumluluklar almak da işine gelmez.

d) Başarılı olduğu takdirde bunu değerleyecek ve kendisine yansıtacak bir takım kontrol mekanizmasına da sahip olmak isteyecektir. Bu mekanizmanın araçları maddi ödüller olduğu kadar, sözlü övgüler ve yazılı takdirler de olabilir. Şu halde, birey başarısının değerlemesini çevresinden, ilgili olduğu kişi ve kurumlardan elde edeceği yansıma (geri beslemeler) dan sağlamaktadır. Ancak, şunu da vurgulayalım ki, bireyi burada etkileyen maddi ödüller değildir. Ama ödülün büyüklüğü onun başarı derecesinin göstergesi veya ölçüsü olmaktadır(Eren, 1996:97).

Yönetim ve güdüleme kuramı açısından başarı ihtiyacının önemini örgütlerde bireyi faaliyete geçmekten alıkoyan tehlike ve korkuların ortadan kaldırılarak kendine güven duygusunun ve sorumluluk yüklenme arzusunun geliştirilmesidir. Bu noktadan sonra birey başarılı olmak için mutlaka harekete geçecektir ve bunun için herhangi bir maddi ödüle de fazla ihtiyaç yoktur. Ödül ancak bir başarının ölçüsünü belirleme aracı olabilir. Şu halde, yeterli çevre ve örgütsel koşullar sağlanıp, bireye belli yetki ve sorumlulukları vererek başarı güdüsünü harekete geçirebiliriz. Ancak bireyin başaramama korkusunun azalıp kendine güven duygusuna ne ölçüde eriştiği ile örgüt için ne tür ve derecede amaç ve hedefleri gerçekleştirebileceğinin de bilinmesi önemli olmaktadır. Bunlar bireyin kişiliği, kendini yetiştirmesi ve tecrübe sahibi olması ile ilgilidir (Eren, 2001: 519).

O halde, bireyleri örgütlerde başarılı hale getirmek için başarısızlıkların kaynağı olan bir takım güçlüklerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Mc Clelland, toplumların ya da ülkelerin kalkınmalarına başarı, ihtiyaç ve güdüsünün daha çok etkisi altında olan girişimcilere sahip olmalarına bağlamış ve bu konuda uygulamaya dönük araştırmalar yapmıştır. Biz konumuz sınırlarını aştığı için bu araştırmalardan ve onların tutarlılığından söz edecek değiliz. Ancak, bireyin örgütlerde başarılı olması bakımından yukarıdaki bireysel başarı ve girişimleri özendirecek örgütsel önlemleri almak gerekmektedir.

Kapsam Teorilerinin Karşılaştırılması

Şekil – 10 Kapsam Teorilerinin Karşılaştırılması

Maslow Alderfer Herzberg Mc Clelland

Kendini gerçekleştirme İşin kendisi Sorumluluk İlerleme Gelişme Takdir Gelişme Başarı Başarı ihtiyacı Yüksek Sıralı İhtiyaçlar Aitlik (sosyal Ve sevgi) Aitlik Motivasyonel Faktörler Fark edilme (Tanıma) Güç ihtiyacı Kişiler arası iş

ilişkilerinin kalitesi Güvenlik İş güvenliği Çalışma şartları Düşük Sıralı

İhtiyaçlar Psikolojik Varoluş

Hijyen Faktörleri Maaş Yakın İlişkiler ihtiyacı Kaynak: Kolçak,2005: 41

Kapsam teorileri için söylenecek temel fikir insanın; birey olarak yaşadığı kurum ve ortamlarda yaşamanın gereği olarak yapması gereken zorunlu haller ile kendinde bulunan birtakım gizil güçlerin ortaya çıkarılmasıdır(Kolçak,2005: 41).