• Sonuç bulunamadı

Çalışmamızda Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisine Mart 2012- Ocak 2016 tarihleri arasında herhangi bir travmayla başvurmuş hastaların içinden 167 humerus diafiz kırığı tanısı almış, 17 yaş ve üzerinde kliniğimizde tedavileri yapılan hastalardan yeterli takipleri olan 108 hasta yer almaktadır. Hastaların değerlendirilmesi klinik muayene kartlarından, hastane sistemindeki radyolojik görüntülemelerinden retrospektif olarak yapılmıştır. Hastalar kontrole çağırılarak son muayeneleri yapılmış, omuz ve dirsek hareket açıklıkları, ağrı olup olmaması, radyolojik kaynama olup olmadığı, radyolojik verilerde angulasyon dereceleri, Stewart ve Hundley skorlama formu kullanılarak değerlendirilmiştir. Son kontrole gelen hastaların tümüne DASH skorlama formu doldurulmuştur. Hastalarda komplikasyon oluşup oluşmadığı, kaynama olup olmaması, kaynama zamanlarının 3 tedavi yöntemi arasında farklılık gösterip göstermediği, radial sinir hasarı varlığı bunun kaynama üzerine etkisi, sigara kullanımının kaynamaya ve kaynama zamanı üzerine etkisi, angulasyon varlığının kaynama açısından risk olup olmaması gibi birçok parametre değerlendirilmiştir.

17 yaş ve altı hastalar, patolojik fraktür olanlar, yeterli takipleri olmayan hastalar değerlendirmeye alınmadı. Humerus boynuna, olecranon fossaya, proksimalde ve distalde eklem aralığına ulaşan kırıklar değerlendirmeye alınmadı.

Kırıklar AO sınıflamasına göre sınıflandırıldı. Hastalara ilk müdahale olarak yapılan Omuz destekli alçı atel, U ateli, Kol boyun askısı, Velpau bandajı, Eksternal fiksatör gibi tespitler değerlendirildi. Hastalar acil servis başvurusu ve yapılan ilk müdahaledeki tespit sonrası kontrol grafileri değerlendirilerek tedavi seçenekleri planlandı. Cerrahi tedavisi yapılan hastalar operasyon sonrası ilk hafta kontrole çağırıldı. Hastaların 2. haftada suturları alındı. Konservatif tedavi yapılacak hastalara birinci hafta kontrolleri sonrası fonksiyonel brace tedavisi planlandı. Fonksiyonel Brace yapılan hastaların haftalık ve aylık kontrolleri kaynama olana kadar devam edildi. Cerrahi tedavi yöntemleriyle tedavileri yapılan hastalar kol boyun askısı kullandırılarak poliklinik kontrollerine rutin olarak çağırıldı.

Kırık kaynaması ile ilgili ayırım 0-4 ay, 4-8 ay olarak değerlendirildi. 4-8 ay arasında olan kaynamalar kaynama gecikmesi olarak değerlendirildi.8 ay boyunca kaynamayan kırıklar kaynamama olarak değerlendirildi. Kaynama olan hastaların son radyolojik görüntülerinde açılanma ve kısalık olup olmadığı değerlendirildi.

Hastaların demografik veri dağılımları değenlendiridi. Hasta yaşı, kırığın tarafı, kırığın seviyesi ve AO sınıflamasına göre kırık tipi, radial sinir hasarı olup olmaması, kırıkların seviyeleri (proksimal, orta, distal), kaynama olup olmamadığı, her üç tedavi içinde ayrı ayrı kaynama süreleri, radial sinir hasarının ve sigara kullanımının kaynamama ile ilişkisi, angulasyon dereceleri, bu derece ile kaynama arasındaki ilişkiler değerlendirilerek veriler Microsoft Excel programına girildi. Hastalar telefonla aranarak poliklinik kontrolüne çağırıldı. Klinik değerlendirilmeleri yapıldı. Hasta değerlendirme formu ve stewart-huntley formu Hastanın klinik ve radyolojik değelendirlmesine göre dolduruldu. Hastalar Quick dash scalası hakkında bilgilendirilerek formu doldurmaları istenildi.

QuickDASH ölçeği (Disability of shoulder arm and hand scale) 1996 yılında Hudak ve arkadaşları tarafından geliştirilmiş olan 30 soruluk DASH Ölçeği’nden kısaltılarak, 2005 yılında Beater ve arkadaşları tarafından 11 soruluk hale getirilmiştir. (93,94) Birçok ülkede ve farklı gruplara uygulanmış olan QuickDASH ölçeğinin Türkiye'de geçerlilik ve güvenilirlik çalışması 2006 yılında Öksüz ve Düger tarafından yapılmıştır. (95,96) American Medical Association Guides to the Evaluation of Permanent Impairment’te üst ekstremite fonksiyonelliğinin hesaplanmasında kullanılmaktadır. Puanlamada iki komponent

hesaplanabilir. Bunlar; disability/semptom skoru ve isteğe bağlı modüllerdir. Disability/semptom skoru ([n toplam puanı/n]-1)x25 formülü ile hesaplanır. Bu formülde “n”, cevaplanmış soru sayısını göstermektedir. İki veya daha fazla soru yanıtlanmaması halinde QuickDASH skoru hesaplanamaz. Yüksek puan, fonksiyonel yetersizliğin de yüksek olduğunun göstergesidir.

İstatistiksel yöntem: Verilerin tanımlayıcı istatistiklerinde ortalama, standart sapma, medyan en düşük, en yüksek, frekans ve oran değerleri kullanılmıştır. Değişkenlerin dağılımı kolmogorovsimirnov test ile ölçüldü. Nicel verilerin analizinde Kruskal-wallis, mann-whitney u test kullanıldı. Nitel verilerin analizinde ki-kare test, ki-kare test koşulları sağlanmadığında fischer test kullanıldı. Korelasyon analizinde spearman korelasyon analizi kullanıldı. Analizlerde SPSS 22.0 programı kullanılmıştır.

108 hastanın cinsiyet dağılımı şöyledir. Hastaların 67 si erkek (% 62.0), 41 tanesi kadın hasta olup (% 38.0) yaş ortalaması 44.1±18.4 idi. Vakalarımızın en küçüğü 17, en büyüğü 82 yaşındaydı. Sağ taraf oranı 53 hasta(49.1%), sol taraf 55(%50.9) şeklindeydi.1 hastanın bilateral humerus kırığı mevcuttu. Hastaların 17 si sigara kullanıyordu(15,7%) (Tablo 1)

Tablo 2:Humerus daifiz krıkları yaş, cinsiyet, kaynama oranları, kaynama zamanı, bölge, radial sinir felci , yapılan tedavi , tedavi sonrası skorlama hakkında genel oranlar

Hastaların yaş ortalaması 44.1 ±18.4idi. Vakalarımızın en küçüğü 17, en büyüğü 82 yaşındaydı.40 yaş altı hasta oranı %46.29 idi. Genç erkekler ve yaşlı kadınlarda iki pik mevcuttu.

Tablo 3: Yaş dağılımı

Grafik 1: cinsiyete bağlı yaş dağılımı

-5 0 5 10 15 20 25 30 17-20 21-30 31-40 41-50 51-60 61-70 71-80 ˃ 81 Yaş (Yıl) Poly. (Kadın) Poly. (Erkek) Poly. (Toplam)

Başvuran hastalara ilk tedavi olarak fonksiyonel brace uygulananların sayısı 31(%29),intramedüller çivileme uygulananların sayısı 27(%25), plaklı osteosentez uygulananların sayısı 50(%46) idi.(Grafik 2)

Grafik 2 :uygulanan tedavilere göre hasta dağılımı

Toplam tedavi edilen 108 hastadan 94(%87)ü kaynamıştır.Hastaların 14 ünde kaynamama gözlenmiştir.

Grafik 3: Toplam Kaynama oranı

Brace Tedavisi, 29% İntramedüller Çivileme, 25% Plaklı Osteosentez, 46% Uygulanan Tedavi 00% 50% 100% Yok Var Kaynama

Kırıkların 19 tanesi proksimal (%17.6), 70 tanesi orta (%64.8), 19 tanesi distaldeydi(%17.6).

Grafik 4: Kırıkların bölgesel dağılımı

Hastaların başvuru anında ve sonrasında 11 (%10.2)inde radial sinir hasarı mevcuttu.1 tane ateşli silah yaralanması ile meydana gelen radial sinir hasarı dışında hastaların hepsinde iyileşme görülmüştür.

Grafik 5: Radial sinir felci olan hasta oranı

00% 10% 20% 30% 40% 50% 60% 70%

Distal Orta Proksimal

Bölge 00% 10% 20% 30% 40% 50% 60% 70% 80% 90% Yok Var

AO sınıflamasına göre hastaların 65 i A tipi kırıklar iken, 31 hasta B tipi kırık, 12 si C tipi kompleks kırıklardı. Alt gruplara göre yapılan değerlendirme ile ilgili grafikte verilmiştir. En sık görülen kırık tipi A1 tipidir.

Grafik 6-7: Kırıkların AO sınıflamasına göre dağılımı ve Subtipleri dağılımı

00% 10% 20% 30% 40% 50% 60% 70% A B C AO Sınıflaması

Grafik 8: Tedavi sonrası skorlama oranları

Kaynama olan ve olmayan hastaların yaşları ve 65 yaş üstü hasta oranı anlamlı (p ˃ 0.05) farklılık göstermemiştir. Kaynama olan ve olmayan hastalarda cinsiyet dağılımı anlamlı (p ˃ 0.05) farklılık göstermemiştir. Kaynama olan ve olmayan hastalarda taraf dağılımı anlamlı (p ˃ 0.05) farklılık göstermemiştir. (Tablo 2)

Tablo-2

Tablo 4: Yaş, Cinsiyet, Taraf, Sigara kullanımı gibi değişkenlerin kaynamaya göre karşılaştırması

Kaynama olmayan grupta sigara kullanım oranı kaynama olan gruptan anlamlı (p ˂ 0.05) olarak daha yüksekti.

00% 10% 20% 30% 40% 50% 60% 70%

Kötü Orta İyi Mükemmel

Grafik 9 Grafik 10

Grafik 11

Grafik 9 -10- 11: Yaş, Cinsiyet, Taraf ile kaynama oranlarıyla bağıntısı

Kaynama olmayan grupta sigara kullanım oranı kaynama olan gruptan anlamlı (p ˂ 0.05) olarak daha yüksekti. Sigara kullanımı olmayan 91 hastadan 87 (%95.6) sinde

kaynama görülmüşken dört (%4.4) hastada kaynama olmamıştır. Sigara kullanan humerus diafiz kırıklı 17 hastadan 7 (%41.2) sinde kaynama var iken, 10 (%58.8) hastada kaynamama görülmüştür. 00% 10% 20% 30% 40% 50% 60% 70% 80% 90% ≤ 65 ˃ 65 Yaş Kaynama-Yok Kaynama-Var 00% 20% 40% 60% 80% 100% Kadın Erkek Cinsiyet Kaynama-Yok Kaynama-Var 00% 10% 20% 30% 40% 50% 60% 70% 80% 90% Sağ Sol Taraf Kaynama-Yok Kaynama-Var

Grafik 12: Sigara kullanımı ve kaynama oranları

Tablo 5: Kaynama olan ve olmayanlar arasındaki Tedavi sonrası skorlar, DASH skoru, Angulasyon derecesi ve Radial sinir felci oranları

00% 10% 20% 30% 40% 50% 60% 70% 80% 90% 100% Yok Var Sigara Kullanımı Kaynama-Yok Kaynama-Var

Kaynama olan grupta iyi-mükemmel oranı kaynama olmayan gruptan anlamlı (p ˂ 0.05) olarak daha yüksekti. Bu istatistik hesaplanmanın amacı ‘’Kaynamamasına rağmen

iyi skor veren hastalar var mı?’’ sorusuna yanıt bulmakdı. Ki kaynamama olgularının hiçbirinde mükemmel Stewart-Hundley skoru yok iken, kaynamama olan 8 hastanın skorunun iyi olduğu görüldü. Bu da Humerus diafiz kırıklarının kaynamamalarında bile iyi hareket görülen hastalar olabilmektedir.

Grafik 13: Yapılan Tedaviler sonrası skorlar

Kaynama olan grupta angulasyon kaynama olmayan gruptan anlamlı (p ˂ 0.05) olarak daha düşüktü. Kaynama olmayanların angulasyon derecesi ortalaması 7.0 iken, kaynama olanların angulasyon açısı 3.2 idi. Yüksek dereceli angulasyonlara rağmen kaynamalar mevcut iken, düşük açılarda kaynamamalarda mevcuttu. Özellikle fonksiyonel brace yapılan olgularda açılanmalar hasta kullanımına bağlı değişkenlik göstermektedir. Kaynama olan grupta dash skoru kaynama olmayan gruptan anlamlı (p ˂ 0.05) olarak daha düşüktü.

00% 20% 40% 60% 80% 100%

Kötü Orta İyi Mükemmel

Tedavi Sonrası Skor

Grafik 14 ve 15 : Kaynama olanlar ve olmayanlar arasındaki Angulasyon derecesini ve Dash skorlarını gösteren grafik

Kaynama olan ve olmayan grupta radial sinir hasarı oranı anlamlı (p ˃ 0.05) farklılık göstermemiştir. (Tablo 5) Kaynama olmayan 14 hastadan sadece 1 (%6.6) sinde radial sinir hasarı mevcut iken, Kaynama olan 94 hastanın 10(%10.6) tanesinde radial sinir felci bulunmaktaydı. Radial sinir felcinin olup olmaması kaynama oranlarını etkilemediği görüldü.

Grafik 17 : Radial sinir hasarı kaynama ilişkisi

Plaklı osteosentez tedavisinde kaynama oranı diğer tedavilerden anlamlı (p ˂ 0.05) olarak daha yüksekti. Plaklı osteosentez ile tedavileri yapılan 50 hastanın 48(%96)i kaynama görüldü.

00 01 02 03 04 05 06 07 Kaynama-Yok Kaynama-Var Angulasyon 00 10 20 30 40 Kaynama-Yok Kaynama-Var Dash Skor 00% 20% 40% 60% 80% 100% Yok Var

Radial Sinir Hasarı

İntramedüller çivileme tedavisinde 27 hastanın 23(%85.2) ünde kaynama, fonksiyonel brace tedavisi ise yapılan 31 hastanın 23(%74.2) ünde vardı.

Grafik 18: Yapılan tedavi yöntemlerine göre kaynama oranları

Kaynama olan ve olmayan grupta AO sınıflama dağılımı anlamlı (p ˃ 0.05) farklılık göstermemiştir. Kaynama olan ve olmayan grupta bölgelere göre dağılım anlamlı (p ˃ 0.05) farklılık göstermemiştir. Kaynama olan ve olmayan grupta ek patoloji oranı anlamlı (p ˃ 0.05) farklılık göstermemiştir. (Tablo 6)

00% 20% 40% 60% 80% 100%

Brace Tedavisi İntramedüller Çivileme Plaklı Osteosentez

.

Tablo 6: Yapılan tedavilere göre, AO sınıflamasına, Bölgeye göre kaynama oranları

Kaynama Zamanı ile yaş arasında anlamlı pozitif (p ˂ 0.05) korelasyon mevcuttu.

Tablo 7 Kaynama zamanının yaş angulasyon ve dash skoru ile korelasyonu Kaynama Zamanı ile yaş arasında anlamlı pozitif (p ˂ 0.05) korelasyon mevcuttu.

Grafik 19 : Kaynama zamanı ile yaş arasındaki grafik

Kaynama Zamanı ile angulasyon arasında anlamlı pozitif (p ˂ 0.05) korelasyon mevcuttu. Kaynama Zamanı ile dash skoru arasında anlamlı pozitif (p ˂ 0.05) korelasyon mevcuttu. Angulasyon dercesi düşük olanların kaynama zamanları düşük olmakta, aynı şekilde kaynama zamanı kısaldıkça DASH skoru azalmaktadır. DASH skorundaki azalma iyi fonksiyonel sonucu göstermektedir.

65 yaş altı ve üstü olan grupta kaynama zamanı anlamlı (p ˃ 0.05) farklılık göstermemiştir. Kadınlarda kaynama zamanı erkeklerden anlamlı (p ˂ 0.05) olarak daha yüksekti. Uygulanan tedavi türüne göre kaynama zamanı anlamlı (p ˃ 0.05) farklılık göstermemiştir.

Kaynama zamanı bölgelere, AOsınıflamasına, ek patolojilerin olup olmamasına, radial sinir hasarı olup olmaması gibi durumlar için ayrı ayrı karşılaştırılmış anlamlı bir ilişki göstermemiştir.(p>0.05) Radial sinir felcinin kaynama oranları üzerine anlamlı bir etkisi yokken, istatiksel anlamlı olmasa kaynama zamanları üzerine etkisi görülmektedir. Radial sinir hasarı olan hastalarda kaynama zamanı ortalama 12 haftayken, hasar olmayanlarda kaynama zamanı ortalama 10.5 hafta olarak ölçüldü.(Tablo 8)

Tablo 8 :Kaynama zamanının uygulanan tedaviye göre değişimi, Sigara kullanımına, radial sinir felcine, AO sınıflamasına, Kırığın bölgesine değişimini gösteren tablo

Üç tedavi grubunda hastaların yaşları ve 65 yaş üstü hasta oranı anlamlı (p ˃ 0.05) farklılık göstermemiştir. Brace tedavisinde angulasyon intramedüller çivileme ve plaklı osteosentez tedavilerinden anlamlı (p ˂ 0.05) olarak daha yüksekti. İntramedüller çivileme tedavisinde angulasyon plaklı osteosentez tedavilerinden anlamlı (p ˂ 0.05) olarak daha yüksekti. Üç tedavi grubunda tedavi sonrası skor dağılımı anlamlı (p ˃ 0.05) farklılık göstermemiştir. Üç tedavi grubunda radial sinir hasar oranı anlamlı (p ˃ 0.05) farklılık göstermemiştir. (Tablo 9)

Tablo 9: Farklı tedavi yöntemlerinin angulasyon derecesi, Tedavi sonrası skorları, DASH skoru ve 65 yaş üstünde uygulanma oranları

İkinci tedavi türüne göre kaynama oranları ve kaynama zamanı anlamlı (p ˃ 0.05) farklılık göstermemiştir.

Tablo 10: Kaynamamalar sonrası yapılan 2. Cerrahi uygulama sonrası kaynama zamanı

TARTIŞMA

Humerus cisim kırıkları tüm kırıkların % 3-7 sini oluşturmaktadir. Humerus diafiz kırıkları sıklıkla genç erişkin erkeklerde görülmektedir. (97,98,99)

Çalışmamızda humerus diafiz kırıklı 67 si erkek (% 62.0), 41 tanesi kadın olan 108 hastanın konservatif ve iki cerrahi tedavi yöntemiyle(plaklı osteosentez ve intramedüller çivileme) tedavilerinin sonuçlarının değelendirilmesi yer almaktadır. Çalışmamızda 3 farklı tedavi yöntemi karşılaştırılmıştır. (Fonksiyonel brace, plaklı osteosentez, intramedüller çivileme). Çalışmamızda kadın–erkek oranları, yaş dağılımı, AO sınıflamasına göre kırık dağılımı, kırıkların diafizin hangi bölgesinde oldukları, radial sinir yaralanması olup olmadığı, kaynama oranları, kaynama süreleri, gecikmiş kaynama olan hastaların oranları, tedavi süresince oluşan angulasyon derecesi, DASH skorlaması, Stewart-Huntley’s skorlaması, kaynama olan ve olmayanlarda sigara kullanım durumu, kaynamama sonrası yapılan tedaviler sonrası kaynama zamanı ve oranları gibi birçok değişken ele alınmıştır. Kaynama oranları cinsiyet arasında fark göstermezken, kaynama zamanı kadınlarda erkeklerden daha uzun sürede olduğu görülmüştür. Sağ taraf 53 hasta (49.1%), sol taraf 55 (%50.9) şeklindeydi. 1 hastanın bilateral humerus kırığı mevcuttu. Hastaların 17 si sigara kullanıyordu(15,7%)

Tytherleigh-Strong ve arkadaşlarının yapmış olduğu derleme de 600.000 kişinin yaşadığı ve tek bir travma merkezinin olduğu bölgede özellikle genç erkeklerde (20-30 yaş) ve yaşlı kadınlarda (60-80 yaş) arasındaki iki pik dikkati çekmektedir. (100) Ekholm ve arkadaşları tarafından yapılan yeni bir çalışmada İsveç toplumunda da aynı şekilde yaş dağılımında iki pik vardır. Ancak yaşlı grupta olan artış daha belirgindir. (101) Brinker ve arkadaşları, 135.000 kişinin yaşadığı bölgede yaptıkları çalışmada beklenildiği gibi genç erkeklerin oranı yüksek çıkmıştır. (97) Yaptığımız çalışma diğer yayınlarla benzerlik göstermektedir. Humerus diafiz kırıkları içinde 17-30 yaş grubu tüm kırıkların %34’ünü oluşturuyordu. Hastaları dekatlara ayırdığımızda 40 yaş altındaki hastalar tüm kırıkların %46.29 unu oluşturuyordu. Ekholmün çalışmasında İsveç toplumunda 50 yaş altı kırıkların oranı %32ydi. İki çalışma arasında yaş açısından benzerlik göstermekle birlikte, çalışmamızdaki genç erkeklerin oranındaki pik daha belirgin olarak bulundu. Bu durum Türk toplumunun daha genç nüfusa sahip olmasıyla alakalı olabilir.

Çalışmamızda kadınların oranı %38 iken, erkeklerin oranı %62 çıkmıştır. Humerus diafiz kırıkları cinsiyet ayrımı göstermezken bizim çalışmamızda erkek hasta sayısının fazla olduğu görüldü. Çalışmamızda cinsiyetin radyolojik kaynama, dash skoru, stewart-huntley skoru arasında anlamlı bir fark bulunmazken, kaynama zamanının cinsiyetle anlamlı ilişkisi bulunmuştur.(p 0.015). Kadınlarda kaynama zamanı 11.5±4.1, erkeklerde kaynama zamanı ise 10.2±5.0 olarak bulunmuştur. Bu verinin dayanakları daha ayrıntılı şekilde kadın hastaların kırık sınıflaması, kadın hastaların yaş grubu, kadın hastaların kemik kalitesi (osteopeni,osteoporoz) gibi değişkenler irdelenerek yeniden değerlendirilmelidir. Elimizde hastaların Kemik dansitometrisi hakkında veriler olmadığından bu veriyi destekleyecek bulguların ayrı bir çalışmada ele alınması faydalı olabilir.

Hastalarımızın %49.1 i sağ taraf humerus diafiz kırığıyla başvururken, sol taraf oranı %50.9 olarak bulunmuştur. Kaynamama görülen 14 olgudan 6 (%42.85)sı sağ taraf,8 (%57.15)i sol taraftı.

Tytherleigh-Strong ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada kırıkların %63.3 ünü A tipi basit kırıklar oluşturuyordu. Ekholm ve arkadaşlarının bu konuda yaptığı iki çalışmadan 361 hastalık seride A tipi basit kırıkların oranı %61, diğer seride ise %57.6 olarak bulunmuştur.

Bizim çalışmamızda ise kırıkların %60.2 si basit kırıklardan oluşmaktaydı. Çalışmalar arasında kırıkların AO sınıflamasına göre dağılımında benzerlik mevcuttu. Tytherleigh-Strong un çalışmasında diafiz kırıkları kendi arasında sınıflandırıldığında orta diafiz kırıklarının oranı %60, proksimal diafiz kırıklarının oranı%30, distal kırıkların oranı %10 olarak bulunmuştur. Aynı şekilde ekholm ve arkadaşlarının geniş serisinde en sık orta diafiz kırıklarının görüldüğü bildirilmiştir. Bizim çalışmamızda ise humerus diafiz kırıklarının %64.8i orta diafiz, %17.6 sı proksimal diafiz, %17.6 sı ise distal diafiz kırıklarıydı. (100,101)

Tytherleigh-Strong Ekholm ve ark.(2016) Ege üniv.Ort. ve Travmatoloji

TİP YÜZDE YÜZDE A1 29,2 22 35,5 A2 10,8 15,3 5,6 A3 23,3 20,4 19,1 toplam 63,3 57,6 60,2 B1 17,1 6,5 B2 8,3 12,1 B3 0,8 10,1 toplam 26,2 25,9 28,7 C1 5,4 3,7 C2 3,3 1,9 C3 1,7 5,5 toplam 10,4 16,5 11,1

Tablo 11: Üç farklı çalışmanın AO sınıflaması subtip dağılımı

Humerus diafiz kırıklarında Radial sinir felci görülme sıklığı ortalama %11 (%1.8- %15.2) olarak bildirilmiştir. Shao ve arkadaşları 4517 humerus cisim kırığını içeren 21 bilimsel makaleyi incelemiş ve yaklaşık %12 sinde radial sinir felci prevelansı bulmuştur. Radial sinir felci, humerus cisminin orta ve orta distal kırıklarında en sık görülmüş ve oblik veya parçalı kırıklara göre transvers ve spiral kırıklarda daha fazla olmuştur. Genelde %88 lik iyileşme elde edilmiştir. (102) Radial sinir felci Holstein-lewis ve arkadaşları tarafından en sık humerus distal diafiz kırıklarıyla birlikte olduğu gösterilmiş. (103) Spiral oblik kırıklarında

radial sinirin distal kırık parçası tarafından kesilme olasılığının yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Packer ve arkadaşları, bu bulguları destekleyen bir çalışma yayınlamışlardır. Ancak yakın zamana ait büyük seriler üzerinde yapılan incelemeler, kapalı kırıklarda radial sinirde genellikle aşırı gerilme veya ezilme tipi yaralanmalar olduğunu ortaya koydu.

(104,105,106,107) Pollack ve ark. yaptıkları literatür taramasında humerus diafiz kırıklarında radial sinir yaralanmalarının %60 ı 1/3 orta diafiz kırıklarında,%28 inin ise 1/3 distal kırıklarda görüldüğü tespit edilmiştir. (108) 2015 yılında Brezilya’da yapılan retrospektif yeni bir çalışmada radial sinir felcinin en sık orta diafiz kırıklarıyla ilişkili olduğu bulunmuştur.

(109) Bizim 108 hastalık serimizde ise başvuru anında ve sonrasında 11 (%10.2)inde radial

sinir hasarı mevcuttu. Bunlardan iki tanesi cerrahi tedavi sonrasında oluşmuştur (Plaklı osteosentez). Radial sinir felci olan 11 hastanın 8 (%72,2)i orta diafiz kırıklarıyla birlikte olduğu görüldü. 2 hastanın distal diafiz kırığı ile 1 radial sinir felcinin ise proksimal humerus diafiz kırığıyla birlikte olduğu gösterilmiştir. Holstein-Lewis ‘in 1963 yılında yayınladıkları çalışmalarında 1/3orta distal bölgesindeki spiral oblik kırıklara eşlik eden radial sinir felci bulunması halinde sinirin erken eksplorasyonun endike olduğunu bildirmiştir. Packer ve arkadaşları, 31 hastalık seride yaptıkları karşılaştırmalı çalışmada erken eksplorasyon uygulanan grupta sinirin tam iyileşme oranı %89, konservatif tedavi edilen grupta ise %38 bildirmiş. (110) Sim ve arkadaşları da sinirin kırık uçları arasında sıkışma yada kesilmesinin sık görüldüğünü savunarak erken eksplorasyon önermiş.(111) Bektaş ve arkadaşları erken eksplorasyon yaptıkları 13 hastanın 6 sında normal, 4 ünde ezilmiş, 3 ünde kopmuş radial sinirle karşılaştıklarını belirtmişler. (105) Erken eksplorasyon etkinliğini araştıran çalışmalarda, hastaların %12 sinde sinirin kesilmiş olduğu gözlenmiştir. Bizim çalışmamızda 11 tane radial sinir yaralanması bulunuyordu. Fonksiyonel Brace ile tedavi edilen radial sinir felci olan 1 hasta A2 orta diafiz kırğıydı. Plaklı osteosentez ile tedavi edilen 8 hastada radial sinir hasarı görüldü. 8 hasta nın 6 sının hastaneye başvuru anında radial sinir felci mevcuttu. Bu 6 hasta plaklı osteosentez tedavisi sırasında radial sinir eksplore edilmiş olup sinirde tam kat yaralanma olmadığı görülmüştür.2 hastada ise postop dönemde radial sinir felci gelişmiş olup hastaların tamamı 6 ay içerisinde iyileşme göstermiştir. Ateşli silah yaralanması ile proksimal orta diafiz kırığı olan hastanın iyileşmesi 9 ay sürmüştür. Bu hastaya eksternal fiksasyon uygulaması ve yara yeri takipleri sonrası İntramedüller çivileme uygulanmıştır.

Radial sinir felci olan hastaların konservatif izlenenlerinde spontan iyileşme oranının %83(%70-%100)olduğunu bildirilmiştir. Spontan iyileşme görülmeyen %17 lik oran ile eksplorasyonda sinir kesisi saptanan %12 lik oran arasındaki yakınlık birbirini doğrulamaktadır. Bu bulgular anatomik bütünlüğü bozulmayan sinirin %90 nın üzerinde iyileşeceğini göstermektedir. Pollock ve arkadaşları, 4-6 ayda spontan iyileşme olmadığı için geç eksplore edilen hastalarda %20 oranında radial sinir kesisi saptadıklarını ve sekonder onarıma rağmen mükemmel sonuçlar aldıklarını bildirdiler. El bileği ve parmaklarının ekstansiyon kaybı, elin kavrama- gevşeme mekanizmasını bozduğu için radial sinir felci tanısı konduktan sonra en kısa zamanda statik veya dinamik atelleme yapılmalıdır. Spontan sinir iyileşmesini beklediğimiz sürede ekstansör kaslara elektrik stimülasyonu, normal eklem hareketleri, kayma gerdirme egzersizleri gibi aktif fizyoterapi uygulanmalıdır. (108,110)

Humerus cisim kırığında fonksiyonel atelleme, 1977 yılında Sarmiento ve arkadaşları tarafından tariflenmiş, hastaya özel olarak yapılan humerusu tamamen saran, omuz ve dirsek hareketlerine izin veren ortezin 51 hastada ortalama 10 hafta kullanılması sonrası sadece 1 olguda kaynamama bildirilmişlerdir. Günümüze kadar yayınlanmış fonsiyonel atelleme ile tedavi edilmiş 922 hastalık en geniş seride, Sarmiento 465 kapalı kırıkta %98, 155 düşük dereceli açık kırıkta %94 kaynama bildirmiştir. Açık kırıklar kapalı kırıklara göre daha geç iyileşme göstermiştir. (14 haftaya oranla 9.5 hafta) (41,42) Bu sonuçlar osterman ve

arkadaşlarının yaptığı çalışma(191 kırıkta 4 kaynamama), Zagorski ve arkadaşlarının çalışması(170 kırıkta 3 kaynamama), Ricciardi-Pollini ve arkadaşlarının çalışmasıyla(36 kırıkta 2 kaynamama) uyumludur. (112,113,114) Ancak sonuçların bu kadar başarılı olmadığı çalışmalar da mevcuttur. Ekholm ve arkadaşlarının çalışmasında breysele tedavi edilen 78 hastanın 8 i kaynamamıştır. (38,39) Toivanene ve arkadaşları daha yüksek kaynamama oranlarıyla karşılaşmıştır 93 kırığın 21 inde kaynamama ile karşılaşılmıştır. Osman ve arkadaşları fonksiyonel breys ile tedavide kaynama oranlarını %62,5 olarak bulmuşlardır. Westrick ve arkadaşlarının 2016 yılındaki çalışmasında fonksiyonel brace ile kaynama oranı

Benzer Belgeler