• Sonuç bulunamadı

Ġnsan hayatı için öneminden ve bilimsel hayatın geliĢmesine olan katkısından ötürü, matematik öğretimi önem kazanmakta ve matematik öğretimine, okul öncesinden baĢlayarak, ilköğretim ve sonrasında geniĢ bir zaman ayrılmaktadır(Altun,2008).

Matematik öğretimi, öğrencilerin matematiği öğrenmelerine yardımcı ve kolaylaĢtırıcı olmak anlamına gelmektedir (Baykul, 2006). Öğrenciler matematiği, birçok problemi açıklayabileceğimiz bir dil olarak görmeli ve birçok durumda bu problemlerin üstesinden gelmemize ve çözüme kavuĢturmamıza yardımcı olduğunu tecrübe etmelidir (Humenberger, 1997).

Etkili matematik öğretimi için, sadece matematik bilgisini öğrencilere iletmek değil, öğrencilere matematik aracılığı ile matematiksel düĢünce ve süreçleri derinlemesine anlamalarını sağlamak üzere yardımcı olmak gerekmektedir (Çakmak,2004).

Pesen (2008)‟ e göre matematik bir düĢünme yolu olduğuna göre, matematik öğretiminin amacı öğrenciye bilgi yüklemek değil, öğrencinin zihinsel geliĢimine katkıda bulunmak olmalıdır. Dolayısıyla matematik öğretimi içeriğinin ve yöntemlerinin de öğrencilerde bu tür değiĢimler oluĢturacak Ģekilde düzenlenmesi gerekir.

Baykul (2006), Van De Wella‟nın “nasıl bir matematik öğretimi?”sorusuna verdiği cevabı üç madde altında toplamaktadır:

1.Öğrencilerin matematikle ilgili kavramları (conceptual knowledge of mathematics) öğrenmelerine,

2.Matematikle ilgili iĢlemleri (procedural knowledge of mathematics) anlamalarına,

3.Kavramların ve iĢlemlerin arasındaki bağları ( connections of between conceptual and procedural knowledge) kurmalarına yardımcı olmak.

ĠliĢkisel anlama olarak adlandırılan bu üç amaç, matematikteki yapıları (kavramları ve bunların öğelerini) anlama, sembollerle ifade etme ve bunun kolaylıklarından yararlanma, matematikteki iĢlemlerin metotlarını anlama ve bunları sembollerle ifade etme; metotlar, semboller ve kavramlar arasındaki bağıntıları veya iliĢkileri kurma olarak açıklanabilir (Baykul, 2006: 38).

Altun „a (2008, s.8) göre; hiçbir ilke, kuram ya da yönteme bağlı olmadan öğretim yapmanın mümkün olabileceği ve ilkel toplumlarda öğretimin muhtemelen bu Ģekilde gerçekleĢtiği ifade edilmektedir. Ancak öğrenme olayının iyi tanınması ve öğretme modellerinin kullanılması ile öğretimin zaman, emek ve etkililik bakımından daha iyi sonuçlar doğuracağı aĢikârdır.

Ġlköğretim okullarında matematik öğretimi yapılırken, öğretimin her aĢamasında üzerinde durulması gereken bir takım ilkeler vardır. Matematik öğretiminde amaca ulaĢılabilmesi için uyulması gereken ilkeler Altun „a (2008, s.8-12) göre aĢağıda tanıtılmıĢtır:

Kavramsal temellerin oluĢturulması Ön Ģartlılık iliĢkisine önem verme Anahtar kavramlara önem verme

Öğretimde öğretmen ve öğrencilerin görevlerinin iyi belirlenmesi Öğretimde çevreden yararlanma

AraĢtırma çalıĢmalarına yer verme

Matematiğe karĢı olumlu tutum geliĢtirme.

Ġlköğretim kademesindeki öğrenciler geliĢimsel özellikleri ile daha çok öğrenmeye meraklı, istekli ve hareketlidirler. Bu yaĢlardaki öğrenci için matematik bilgisi kadar matematik sevgisi oluĢturmak, matematiğe yönelik olumlu tutum geliĢtirmek açısından önemlidir. Bu nedenlerden dolayı matematik öğretiminde kullanılan yöntemlerin çok önemli ve yardımcı rolleri olduğu söylenebilir (Çakmak, 2005). Öğrencilerin matematiğe duydukları sevgi ve olumlu tutum, matematiğin öğrenme aĢamasında ilgi ve dikkat odağı olmasını sağlar.

Uygulanacak matematik öğretiminin genel amacı matematiği öğrenmeyi öğrenen öğrencilerin yetiĢtirilmesi olmalıdır (Pesen, 2008). Öğrenci, öğrenme sürecinde etkin katılımcı olmalıdır. Öğrencinin sahip olduğu bilgi, beceri ve düĢünceler, yeni deneyim ve durumlara anlam yüklemek için kullanılmalıdır. Bu aĢamada matematik öğretiminde aĢağıdaki noktalar göz önünde bulundurulmalıdır(MEB, 2005: 19-21):

1. Öğretim somut deneyimlerle baĢlamalıdır. 2. Anlamlı öğrenme amaçlanmalıdır.

3. Öğrenciler matematik bilgileriyle iletiĢim kurmalıdır. 4. ĠliĢkilendirme önemsenmelidir.

5. Öğrenci motivasyonu dikkate alınmalıdır. 6. Teknoloji etkin kullanılmalıdır.

7. ĠĢbirliğine dayalı öğrenmeye önem verilmelidir.

Matematik yapı gereği birbiri üzerine kurularak geliĢen bir alan olduğundan ön öğrenmelerin önemi büyüktür. Ayrıca matematik öğretiminde, biliĢsel özellikler yanında duyuĢsal özellikler de dikkate alınmalı, somut yaĢantı deneyimlerine baĢvurulmalı ve öğrenciler üzerinde matematik dersine iliĢkin olumlu tutumlar geliĢtirilmeye çalıĢılmalıdır.

Matematiğin bilim dallarında ve toplum yaĢamında gittikçe artan önemine karĢın, ülkemizde okullardaki çoğu öğrenciye göre matematik ezberlemeye, gerektiğinde anımsamaya yönelik kurallardan, zor ya da anlamsız formül dizilerinden ve karmaĢık yöntemlerden oluĢmaktadır (Çağlar ve Ersoy, 1997). Öğrenciler matematiği yalnızca ders olarak düĢünmekte ve günlük hayatta matematiği nasıl kullanacağını bilmemektedir.

Mc Neil (1994) ve Williams (1994), insanların okula baĢlamadan önce matematik kaygısı yaĢamadıklarını, matematik kaygısının öğrenme ile iliĢkili olduğunu ileri sürmüĢlerdir (Aktaran: BaĢer ve Yavuz, 2003). Matematik kaygısının birey üzerinde yarattığı olumsuz tutum, matematikte baĢarıya ulaĢılmada sıkıntı duyulmasına ve korkulan bir ders olmasına sebep olmaktadır. Birey için kullanılmayan, iliĢkisiz ve anlamsız bilgi kümeleri bu baĢarısızlığın ve kaygının en büyük nedenidir.

Genel olarak, soyut kavramların kazandırılması zordur. Matematiğin öğrencilere zor gelmesinin sebebi belki burada yatmaktadır. Ancak matematik kavramları, öğretim sırasında somutlaĢtırılarak ve somut araçlar kullanılarak bu zorluk giderilebilir, en azından azaltılabilir (Baykul,2006). Bu yüzden öğretmenlere düĢen görev öğretimi gerçekleĢtirilen matematiksel kavramlarla ilgili materyallerin kullanılmasına önem vermektir. Bu materyaller ile oluĢturulan yaĢantı çocuğun bilgiyi zihinde yapılandırmasını sağlayacaktır (Pesen, 2008).

Matematik öğretiminde, bireyleri çeĢitli bilgilerle donatmaktan çok, onlara karĢılaĢtıkları problemleri çözmede yardımcı olacak becerilerin kazandırılması amaçlanmaktadır. Bu nedenle öğrencilerin, temel ilke ve kavramları özümleyebilme,

bağımsız ve yaratıcı düĢünebilme, iletiĢim yeteneklerini geliĢtirmeye dayalı, ezberden uzak bir matematik öğretimi istenen ve beklenen bir öğretimdir (ÖzdaĢ, 1996).