• Sonuç bulunamadı

2)HAKSIZ FİİL SORUMLULUĞU

4) KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRIDAN DOĞAN HUKUK DAVALAR

4.2. TAZMİNAT DAVALAR

4.2.2. Manevi Tazminat Davası

Manevi tazminat isteme hakkı, kişiye, kişiliğine yapılan tecavüz dolayısıyla uğradığı manevi zararın yani bu sebeple duyduğu elem ve ıstırabın başka bir yolla tatmin giderilmesi amacıyla tanınmıştır614

. Kişilik hakkına yönelik hukuka aykırı bir saldırıya uğrayan kimse bu saldırı dolayısıyla şiddetli bir üzüntü ya da utanç duyabilir615. Örneğin; herkesten gizli kalmasını istediği özel hayatı ile ilgili bir video internet ortamında paylaşılmış olabilir. Yüzbinler hatta milyonlarca kişinin aynı anda izleyebileceği video dolayısıyla da kişi ruhsal çöküntü, depresyon ve yaşama isteğinde azalma gibi durumlar yaşayabilir. Elbette maddi tazminatın konusunu oluşturacak olan durum, verdiğimiz bu örnekle sınırlı kalmayacağı gibi her olayda kendi içinde birbirinden farklı sonuçlar doğurabilecektir.

Kişilik hakkına yöneltilmiş olan hukuka aykırı saldırı, etkilerini sadece ve sadece kişinin manevi değerleri kısaca maneviyatı üzerinde gösterir. İşte bu gibi durumlarda kanun koyucu, böyle bir ruhsal çöküntüye, elem ve üzüntüye ya da utanca uğramış olan kişiye sadece manevi bir tatmin ve haz sağlamak, kendisini bir ölçüde teselli etmek amacıyla ona manevi tazminat istemek hakkını tanımıştır616

.

Manevi tazminat davası, birçok yönden maddi tazminat davasına benzemekle birlikte bunlar, ihlal edilen değerler yönünden aynı davalar değildir. Manevi tazminat davasında kişilik değerlerinin ihlalinden doğan manevi zararın tazmini söz konusu iken, maddi tazminat davasında bir malvarlığı veya kişilik değerlerinin ihlalinden doğan maddi zararın tazmini söz konusudur617

.

Manevi tazminatın istenebilmesi için de bir takım şartların varlığı gereklidir. Maddi tazminatta olduğu gibi her şeyden önce kişilik haklarına hukuka aykırı bir saldırı mevcut olmalıdır. Bu saldırı neticesinde de manevi bir zararın meydana gelmiş olması gerekmektedir618. Söz konusu bu zararın da kural olarak kusur

614 Dural,Öğüz, s.158. 615 Akipek,Akıntürk,Karaman, s.407. 616 Akipek,Akıntürk,Karaman, s.407. 617 Eren, s.747. 618 Helvacı, s.159.

118

sonucu 619 ya da kusursuz sorumluluk hallerinden birinin varlığı sonucu

gerçekleşmiş620

ve saldırı ile zarar arasında da illiyet bağı (nedensellik bağı) bulunmalıdır621

.

Kişilik haklarının ihlal edilmesi sebebiyle açılacak manevi tazminat davasının

şartları TMK 24 ve 25’te düzenlenmemiş bunun yerine BK 58’de düzenlenmiştir622

. TBK 58’e göre de; kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.

Manevi tazminat davası genel hüküm niteliğindeki Borçlar Kanunu’nun 58. maddesinde düzenlenmiş ancak adın haksız kullanılması (TMK 26/2); nişanın bozulması (TMK 121); evlenmenin butlanı (TMK 158/2); boşanma (TMK 174/2); bedensel zarar veya ölüm (TBK 56) gibi hallerde özel hükümlerle düzenleme yoluna gidilmiştir. Genel hüküm olan BK’nın 58. maddesi, hakkında özel hüküm bulunmayan durumlarda uygulama alanı bulacaktır623. Ancak Dural-Öğüz MK 25/3 ile BK 58’in kişiliğe tecavüz teşkil eden her halde manevi tazminat istemesine olanak veren hükümler olması dolayısıyla ve Medeni Kanun’da özel olarak manevi tazminatı öngören maddelerde, manevi tazminat istemi özel şartlara bağlanmadığından ve ayrıca manevi tazminatın özel olarak kanunda öngörülen hallerde isteneceğine ilişkin de bir hüküm olmadığına göre özel olarak manevi tazminatı öngören hükümlerin Medeni Kanuna konulmasına gerek olmadığı görüşündedirler 624

. Bizim konumuz kapsamına da TMK 25 ve TBK 58. maddelerindeki kişilik haklarına saldırıdan doğan manevi tazminat istemleri girmektedir.

Manevi tazminatın amacı haksız saldırı sonucu kişinin duyduğu elem ve ıstırabı unutturmak, kişinin toplum içinde sarsılan itibarını düzeltmeye çalışmaktır625

.

619

Maddi tazminat davası, saldırıya son verilmesi, hukuka aykırılığı tespit eden kararın yayınlanması, manevi tazminat ve kazancın verilmesi davaları ile birlikte açılabilir fakat niteliği gereği saldırının ödenmesi davası ile birlikte açılması söz konusu olamaz (Oğuzman-Seliçi-Özdemir, s.167).

620 Helvacı, s.159; Dural,Öğüz, s.159; Oğuzman,Seliçi,Özdemir, s.171. 621 Helvacı, s.159.

622

H.Oğuz, s.169.

623 Reisoğlu, s.232; Helvacı, s.159; Oğuzman,Seliçi,Özdemir, s.170. 624 Dural,Öğüz, s.158.

625 Ahmet M. Kılıçoğlu, Manevi Tazminatın Hukuksal Niteliği, Ankara Barosu Dergisi,

119

Hukuka aykırı kişilik hakkına saldırı sonucu zarar gören kişi de manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilecektir. Para hiç şüphe yok ki, uğranılan manevi zararın tamamen giderilmesi şeklinde bir sonuç doğuramaz. Zira, manevi varlığın para ile ölçülmesi mümkün değildir. Ne var ki, uğranılan manevi zararın kısmen de olsa giderilebilmesi, manevi dengenin tekrar sağlanması ve bir çeşit teselli sağlanması bağlamında para, uygun bir araç niteliği taşımaktadır626. Yalnız BK

58/2’den hakimin tazminat olarak para ödenmesi yerine başka bir giderim biçimi kararlaştırabileceği veya tazminata ekleyebileceğini anlamaktayız. Ayrıca hakim saldırıyı kınayan bir karar verebileceği gibi bu kararın yayımlanmasına da hükmedebilir. BK 58/2 para dışında başka bir giderim biçimini de olanaklı kıldığından bunun manevi tazminatın amacına son derece uygun olduğunu düşünmekteyiz. Zira kişinin duyduğu elem ve ıstırap her zaman para ile hafifletilemeyebilir.

Para dışında bir türde yaptırıma karar verme yetkisi hakime aittir ve bunu kişilik hakkı zarara uğrayan kişi, talep edemeyecektir627. Davacı paradan başka bir

şey talep edemeyecek ise de hakim örneğin 100.000 TL manevi tazminat istenmişse, bunun yerine kararın basın yolu ile ilan edilmesine ya da 50.000 TL tazminat ile birlikte failin kınanmasına karar verebilecektir. Fakat talep edilen miktarın tamamı ile birlikte ayrıca bir de kınamaya karar veremez628. Zira hakim davacının talebi ile

bağlı olup talebinden başka bir şeye ya da fazlasına karar veremez. Buna talepten fazlasına karar verme yasağı denir629

.

Manevi tazminat davasını, kişilik haklarına yapılan saldırıdan manevi zarar gören kişi açabilir. Manevi zarara uğrayan kişi ayırt etme gücü bulunan küçük veya kısıtlı630

ise davayı yasal temsilcisinin iznine tabi olmaksızın kendisi açabilir. Bir kişinin kişilik haklarının saldırıya uğraması aynı zamanda aile şerefine de saldırı teşkil ettiğinin kabul edildiği hallerde bu kişilerin de manevi tazminat

626 Oğuz Sadık Aydos, Basın Yolu İle Kişilik Hakları İhlallerinde Manevi Tazminat, Gazi Üniversitesi

Hukuk Fakültesi Dergisi, C.16, 2012, S.2, s.21

627 Dural,Öğüz, s.159. 628

Dural,Öğüz, s.159.

629 Hakan Pekcanıtez, Belirsiz Alacak Davası, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi,

C.11, Özel S:2009, Y.2010, s.511.

630 Kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada kanuni temsilcinin rızası TMK 16’ya göre gerekli

120

isteyebilecekleri kabul edilmektedir631. Doktrinde kabul olunduğu gibi Yargıtay kararlarına da yansıyan ölen kişinin kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu vakit ölen kişinin yakınları da manevi tazminat davası açabilmektedirler. Yargıtay 4. HD’nin “ölen kimsenin küçültme, aşağılama amacıyla sapık olarak nitelendirilmesi kardeşleri bakımından kişilik haklarına yönelik ayrı bir saldırı” oluşturduğu yönündeki kararı632

yanında “ölenin hatırasına saldırı durumunda, onun yakınları yönünden ayrı bir kişilik hakkına saldırı söz konusu olduğundan, mirası reddeden davacının, kendi kişilik haklarına saldırı olduğunu ileri sürerek dava açmasından hukuki yararı vardır” yönündeki kararları mevcuttur633

. Keza, Federal Mahkemeye göre de, zarar görenin yakın akrabaları, zarara sebep olan fiil, onların kişilik haklarına da tecavüz teşkil ediyorsa manevi tazminat isteyebilirler634.

Eğer bir fiil birden çok kişinin kişilik haklarına doğrudan tecavüz teşkil ediyorsa, bu kişilerden her biri uğradığı zararın tazmini için dava açabilecektir635

.

4.2.3)Mirasçılar

TMK 25/4’e göre “manevi tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez.” Buna karşılık sorumlu kişi manevi tazminat talebini kabul etmiş se, bu takdirde tazminat alacağı başkasına devredebilir. Yine 25/4’e manevi tazminat talebinin miras yolu ile intikal etmesi için miras bırakan tarafından ileri sürülmesi yeterli görülmüş ve miras yolu ile intikal, karşı tarafın tazminat ödemeyi kabul etmiş olması şartına tabi tutulmamıştır. Buna göre, miras bırakan manevi tazminat davası açmış veya manevi zararın karşılanmasını dava dışı bir yolla talep etmişse, manevi tazminat talebi mirasçılara intikal edecektir. Miras bırakan dava açmışsa, artık bu davaya mirasçılar devam edecek, manevi tazminat talep etmişse ve fakat dava açmamışsa, bu davayı mirasçılar açacaktır. Bu dava manevi tazminat davasına ilişkin kurallara tabidir636

. 631 Oğuzman,Seliçi,Özdemir, s.172. 632 Yargıtay 4. HD. 06.07.1988, K. 6936; Reisoğlu, s.233. 633 Yargıtay 3. HD. 29.03.2010, K. 2010/5297; Reisoğlu, s.233. 634 Reisoğlu, s.237. 635 Oğuzman,Öz, s.269. 636 Oğuzman,Öz, s.270.

121

4.2.4)Tüzel Kişilerin Durumu

TMK 48’e göre “Tüzel kişiler, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehildirler.” Dolayısıyla tüzel kişiler de gerçek kişilere tanınmış olan koruma ve tazminat davalarından yararlanabilirler. Geçmişte doktrinde hem manevi tazminatın niteliği ve fonksiyonu hem de tüzel kişilerin manevi tazminat isteyip istemeyecekleri tartışılmış olmakla birlikte637 bugün artık hem doktrinde baskın olan görüşe göre638 hem de Yargıtay’ın639

verdiği kararlar doğrultusunda tüzel kişilerin de manevi tazminat açma haklarının bulunduğunun kabulü gerekmektedir.