• Sonuç bulunamadı

MAHALLİ İDARE BİRLİKLERİNİN SORUNLARI ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Mahalli idare birliklerinin büyük bir bölümünün başarısızlığa mahkum olduğunu söylemiştik. Bu başarısızlığın altında yatan neden şüphesizki tek bir neden değildir. Birden fazla nedeni vardır. İşte bu başarısızlık nedenleri mahalli idare birliklerinin sorunlarını oluşturmaktadır. Mahalli idare birliklerinin en önemli sorunlarından biri mali kaynak yetersizliğidir.

“ Kentsel ve kırsal alanda görev yüklenmiş yerel yönetim birlikleri, günümüzde, bu görevlerini etkin bir biçimde yürütmekten uzak düşmüşlerdir. Başta temel görüş olmak üzere, yapısal, örgütsel ve fonksiyonel nitelikleri incelendiği zaman hizmet alanı görev yetki denetim vesayet personel malı ve teknik olanaklar öteki yerel yönetim birimleriyle ve merkezi idare ile ilişkileri bakımlarından çok sayıda ve önemli sorunlarla karşı karşıya bulundukları görülmektedir.

Yerel yönetimlerin yeniden düzenlenmesine yönelik çalışmalarda köy, belediye, il, özel yönetimi ve bunların kurdukları birliklerin karşılıklı bağ ve ilgileri hiyerarşik bir yapı içerişinde ele alınmalıdır.

172 Gülise Gökçe, “Küreselleşme ve Yerelleşme İlişkileri Üzerine Bir Tartışma”, “Yerel ve

Kentsel Politikalar”, Ed: M.Akif Çukurçayır, Ayşe Tekel, Çizgi Kitabevi, Konya, 2003, s.208

173 Ulvi Saran,”Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma”, Atlas Yayınları, 1.Baskı, Ankara,

114 Birliklerin hizmet alanları ve görevleri, merkezi yönetimce üstlenilmiş görevler dışında, üye yerel yönetimlerin tek başlarına başaramayacakları veya birlikte daha etkin ve ucuza mal olacak, yerel nitelikte ve halkın günlük yaşamı ile yakından ilgili olmalıdır.”174

“Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, merkezi yönetimler gittikçe artan bir hızla yerel yönetimlerin işlerine karışmaktadır. Bu karışma, ülkemizde olduğu gibi, merkezi ve yerel yönetim görevlerinin kesinlikle birbirinden ayrılmadığı ve geleneksel olarak merkezi yönetimlerin pek çok yerel yönetim görevlerini üstlendiği ülkelerde daha da hızlı, olmaktadır. Yine ülkemizde olduğu gibi, bakanlıkların bölgesel hizmet kuruluşlarının, bir kısım kentsel hizmetlerin görülmesinden yasal olarak sorumlu bulunduğu ülkelerde de, merkezi yönetimlerin yerel yönetimlerin işlerine karıştıkları görülür. Ayrıca, yasal olarak yerel yönetimlerin sorumluluğu altında olan bir kısım kentsel hizmetler de, ortak çalışmalar adı altında merkezi yönetimle birlikte yürütülür ve böylece merkezi yönetimler yerel kentsel hizmetlere karışma olanağı bulurlar.”175

“Yerel yönetim birlikleri, gerek kırsal kalkınmada, gerek varlık nedeni olan ortak hizmetlerin sunulmasında vazgeçilmez kurumlardır. Ancak birliklerle ilgili tüzel sıkıntıların, katılım ve hizmetin etkili ve verimli sunumuyla ilgili sıkıntıların aşılabilmesi için yerel yönetim birliklerinin ciddi bir biçimde ele alınması, birliklerle ilgili politikaların hiçbir duraksamaya yer bırakmayacak bir biçimde belirlenmesi gerekmektedir.

Birliklerin sayıları hızla artmaktadır. Gerektiği gibi denetlenemeyen birliklerin sayısındaki bu hızlı artış ileride birtakım ciddi sıkıntıların doğmasına neden olabilir. Dağınıklık, karmaşa ve denetimsizlik, aynı sınırlar içinde etkinlikte bulunan çok sayıda bin ortaya çıkmasına neden olmakta, bu da kaynak kullanımında savurganlığa neden olabilmektedir.

Özellikle çevre yönetimindeki dağınıklık ve çevre sorunlarının niteliği göz önünde bulundurulduğunda yerel yönetim birliklerinin çevre sorunlarının çözümünde etkili bir araç olarak kullanılması ciddi bir seçenek olarak değerlendirilmelidir.

İlçe yerel yönetimi ile köylere hizmet götürme birlikleri arasında bir tercih yapılmalı, yeni görev ve yetki çatışmalarına yol açacak bir yapılanmadan kaçınılmalıdır.

174 Gönül, a.g.k., s.46

175 Yücel Ünal,”Kentleşmenin Yönetimsel Sorunları Üzerine Bir İnceleme”, İstanbul Teknik

115 Birliklerle ilgili olarak yerel yönetimlerin ve halkın bilinçlendirilmesi ve etkin katılımlarının sağlanması yönünde özel bir çaba harcanmalıdır. Yönetime katılma kültürü gelişmiş olan ülkelerde bile yerel düzeyde katılımı desteklemek amacıyla aktif yurttaş (active citizenship) kavramı yeniden gündeme getirilmiş, bunu sağlamaya dönük izlenceler uygulamaya konulmuştur. Bizim bu konuda daha çok, daha kapsamlı çabalara gereksinmemiz olduğu açıktır.”176

“ Rasyonel bir yerinden yönetim düzeni ve mahalli idarelerin ıslahı için bu merkezi müesseselerin geliştirilmesinde teknik yardımlar, hükümetler için yaralı olabilir. Birleşmiş Milletler ve diğer çok ve iki taraflı programlar vasıtası ile taşra idaresi, mahalli idare, merkez-mahalli idareler arasındaki ilişkileri alanları da dâhil olmak üzere, çeşitli yerinden yönetim sistemleri hakkında temel incelemelerin yapılması; mahalli idarelerin teşkilatının, yetkilerini, görevlerini ve mali işlerini düzenleyecek temel milli kanunların hazırlanmasına yardım için ve bu bölümde münakaşa edilen merkezi kuruluşların teşkilatlandırılmasına ve idaresine yardım maksadı ile gerekli teknik yardımlar sağlanmaktadır.”177

“Kaymakamlarının yeterli olmayışı da 1982 den önceki dönemde Türkiye deki mahalli idarelerin gereğince gelişememelerinin önemli nedenlerinden biri olmuştur Bu kuruluşların kendilerinden beklenen görevleri arzulanan ölçüler içinde yerine getirebilmeleri, diğer bazı koşulların yanı sıra yeterli mali kaynaklara sahip olmalarına da bağlıdır. Aynı zorunluluk kuşkusuz merkezi idare için de geçerlidir. Aslında söz konusu olan kaynaklar değil tek bir kaynaktır: Milli gelir. Merkezi idare de, mahalli idareler de bu kaynaktan pay alacaklardır. Hem de kamusal alandaki yetkilerini kullanmak suretiyle; yani zorunlu olarak. Bu zorunlu pay bilindiği gibi vergi ve benzen deyimlerle ifade edilmektedir. Ancak milli gelirden sözü geçen yöntemle alınacak payın hukuki ekonomik ve siyasal bir sınırı vardır. Bu sınır optimum noktasıdır. Bunun aşılması kolay olmadığı gibi aşılması da sanılanın aksine her zaman daha fazla gelir sağlayamayabilir. Kaldı ki mahalli idarelerin milli gelirden alacakları payın oranını saptamak yetkisi de bizzat kendilerinde değildir Bu yatkı merkezi idarenin her yönü ile etkili olduğu yasama organına aittir. Merkezi idare ulusal düzeyde büyük önem taşıyan kendi sorumlulukları için kaynak sıkıntısı çekerken mahalli düzeyde önem taşıyan

176 Zengin, a.g.k., s. 201

177 BM Yerinden Yönetim Araştırma Grubu Raporu,”Yerinden Yönetim ve Kalkınma”, Çev:

116 görevleri üstlenmiş bulunan mahalli idarelerin taleplerini önemsememek, hatta önemsetmemek eğiliminde olabilir. Bu durum, kısaca, mahalli plan bir kısır döngünün ifadesidir. Bunlara politik nedenlerin, örgütlenmedeki bozuklukların ve yasal plan yetersizliklerin sebep oldukları sonuçlar da eklenirse Türkiye’de mahalli idare düzeninin günümüzün köklü çözümlerine gerek gösteren sorunları arasında yer alışının sebepleri kolayca anlaşılır.”178

“Eğer sivil denetim mekanizmaları güçlendirilerek yerel yönetimlerin yetkileri genişletilirse yerel toplum güçlendirileceği gibi, ulusal ölçekte de birçok alanda önemli gelişmeler sağlanmıştır.”179

“İleri bir yerel yönetim alışkanlığını kazanmak her-şeyden önce zaman etmenine bağlıdır. Yasaya konulan önermelerle zaman etmeninin önemi savsaklanamaz, unutulamaz. Zaman etmeninin yanında yerel halkın eğitim düzeyi de, birliklerin beraberinde getirecekleri karmaşık sorunları, en azından uzun bir süre içinde, çözmeye yetmeyecektir. En iyi niyetlerle ve içtenlikle yerel halk tarafından başlatılan girişimlerin, çoğu kez ve kısa bir süre sonra politik çatışmalara, kişisel ya da aileyi çıkar hesaplarına araç olabileceği acı deneyimlerle görülmüştür. Geleneksel ve mesleksel bir özellik olarak <Devlet Baba> imajını, saygınlığını ve güvenini henüz yitirmemiş olan vali ve kaymakamlara, sağlayacakları başarı açısından ve en azından eşdeğer etkinlikte, yerel seçenekler bulmak kolay olmayacaktır.

Yaygın bir kanı ve başarısızlık nedenlerinden biri olan «yerel halkın birliklere yeteri kadar ilgi göstermemesi ve güven duymaması» na karşın, birlikleri, önceden belli sonuçlara sürüklemek, yerel yönetim felsefesine uyum sağlamış olsa bile, planlı kalkınma döneminde son derece gereksinme duyduğumuz kaynak israfına da yol açacaktır.”180

“O halde işlerlik ve verimlilik şansı yüksek bir yol bulmak ülkemiz koşulları ve yararları açısından zorunludur. Sorunun çözümü şöyle olabilir Eğer birlik meclisi oy çokluğu ile karar verirse ilçe kaymakamı ya da vali birlik başkanı olabilmelidir. Böylelikle hem yerel yönetim felsefesine, hem de Anayasanın 116 ncı maddesine bir

178 Emre a.g.k. s.201 179 Gökçe, a.g.k., s.221 180 Nadaroğlu, a.g.k., s. 171

117 uyarlık sağlanmış olur. Yani, yerel halkın özgür iradesi yine önkoşuldur. Aslında Anayasa, anılan maddede genel karar organları için katı ve kesin bir ifade getirmiş olmakla beraber yürütme organı olan birlik başkanı için olumlu yoruma açık bir esneklik taşımaktadır ya da en azından engelleyici bir önerme içermemiş Bu yöntemle hiç olmazsa kırsal alana hizmet götürme amaçlı daha açık bir deyimle Toplum Kalkınması amaçlı birliklerin başına, halka güven telkin edebilen, bilgili yetenekli coşkulu kaymakamlara etkin bir hizmet aracı sağlanmış olabilir. Bu suretle zamanla çoğalacak başarılı örnekler önce birliklere karşı güven duygusunu uyandıracak, geliştirecek, daha sonra da canlanan ilgiler yerel hakla birliklerde sorumluluk yüklenme arzusuna dönüşmektedir.”181

“Yeniden yapılandırma çalışmalarında; yerel yönetimlerin gerçek ihtiyaçları oraya konularak, bu ihtiyaçlar doğrultusunda kamunun yeniden yapılandırılmasına hizmet edecek, yol gösterecek metodolojiler ortaya konulmalı, seçenekler üretilmelidir. Karar alıcılara (siyaset, bürokrasi ve sivil toplum örgütleri) sağlıklı ve doğru karar almaları doğrultusunda katkı sağlanmalıdır ve yeniden yapılanma merkezi yönetim ile sınırlı kalmayıp yerel yönetimleri de kapsaması oldukça önemlidir.”182

“Yerel Yönetim birimlerinin, hizmet alanlarının sosyo-ekonomik yapı özelliklerine uygun olarak kurulacak birliklere katılmaları zorunlu olmalıdır.

Yerel yönetim birliklerine Anayasanın 127. maddesine uygun olarak, görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanmalıdır. Genelde tüm yerel yönetim birimlerinin ve birliklerinin gelir kaynakları yeniden incelenip görevlerle orantılı değerlendirme, tahsis ve dağıtımı yapılmalıdır. Görevlerle gelirler arasındaki denge sürekli izlenmelidir.

Dengeli kaynak dağıtımı için bir ana dağıtım planlaması yapılmalı, bu planlamada nüfus, hizmet ve gelişme düzeyleri dikkate alınmalıdır.

Gelirlerde, hangi çeşit gelirin doğrudan hangilerinin merkezi yönetimce toplanıp pay olarak verileceğinin ilkeleri açık bir biçimde saptanmalı, birliklerin kendi öz gelirleri olmasına önem ve ağırlık verilmelidir.

Kredi ve yardım verilmesi nesnel ölçütlere bağlanmalı, bunun aracılığı ile birlikler arasında hizmet ve mali denge sağlanmasına önem verilmelidir. Yardımlar ve krediler,

181

Gönül, a.g.k., s. 77.

182

118 belirli merkezi bir sistem ve program içinde denge sağlayıcı karşılıksız yardım, şartlı mali yardım ve proje kredileri biçiminde düzenlenmeli ve uygulanmalıdır.

Birliklerin merkezi yönetimce teftiş ve denetimlerinin önemli ölçüde aksatıldığı gözlenmiştir. Kendi bünyeleri içinde otokontrol sistemi geliştirip kuvvetlendirilmekle beraber, Bakanlıklar ve öteki kuruluşlar kendi görev ve sorumluluk alanlarına giren görev ve işlemlerin denetimini yapabilmelidirler. Hiç bir kuruluşun görev alanına girmeyen denetim görevleri İçişleri Bakanlığı tarafından yerine getirilmelidir.”183

“Yerel Yönetimler Halkın beklentilerine uygun etkili ve erimli hizmeti yeterince üretememektedirler.Yerel yönetimler demokrasinin yerleşmesi ve kökleşmesi için temel unsurlardır.Aşağıdan yukarıya doğru sağlam ve köklü bir demokrasi geleneğinin oluşması uygun bir yerel yönetim yapısının oluşmasıyla gerçekleşebilir.Etkili ve verimli bir hizmet üretebilecek bir yerel yönetim yapısının oluşturulması lazımdır. Mevcut haliyle yerel yönetimler her şeyden önce yeterince demokratik değiller. Yönetsel açıdan tam manasıyla özerklik yoktur. Halkın katılımını, denetimini ve temsilini tam sağlayan bir mekanizma da kurulmamıştır. Vatandaşla ilişkiler zayıf olduğu için bilgi edinme kanalları da açık tutulmamıştır. Bu yönetimler yeterince güçlü değildir. Yetki ve görevlerin dağılımı yönünde de karışıklık vardır. Bazı görevleri onlar adına merkez üstlenmiştir.Yerel yönetimler üzerinde merkezin denetim yetkisi sınırlı olmalı, asıl denetimi yargı yapmalıdır.Merkezi yönetimin amacı ulusal amaçlar, hedefler, ilkeler, ve standartlar açısından yerel yönetimlere yön verme hakkını saklı tutmaktadır. Bu yönetimlere gerçek kimliğini kazandırmak yeterli oranda kaynak sağlamak olabilir. Mevcut haliyle yerel yönetimlerin kaynakları yetersizdir. Bunların vergi koyma yetkileri yoktur. Geniş ölçüde merkezi yönetimi n sistemsiz olarak vermiş olduğu yardımlarla hizmetler yürütülmeye çalışılmaktadır. Çağdaş yönetim tekniklerinden yeterince yararlanamayan yerel yönetimler etkili ve verimli bir hizmet üretememenin sıkıntısı içindedirler.”184

“Dünyada yaşanan küreselleşme sürecinin, ilk bakışta ona zıt gibi görünen bir biçimde yerelleşme eğilimlerini güçlendirdiği ifade edilmektedir. Küreselleşmenin olumsuz sonuçlarına, yerelleşmenin olumlu katkı sağladığı ifade edilmektedir. Bu amaçla son yıllarda uluslar arası kuruluş ve gelişmiş ülkelerin; yerelleşme, ademi

183 Zengin, a.g.k., s.202 184 Tamer,a.g.k.,s,58

119 merkeziyetçi yapılanma, yerel demokrasi, kent yönetiminde halk katılımı, sivil toplum kuruluşlarının yerel politika oluşum sürecine katılımı, kenti birlikte yönetme (yönetişim) gibi kavramlara, özellikle vurgu yaptıkları görülmektedir. Yerel eğilimler, yerel yönetimlerin önemi ve ilgi alanları giderek artmaktadır.”185

“Belediye birliklerinin karşılaştığı sorunların temelinde genelde yerel yönetimlerin, özelde belediye birimlerinin güçsüzlüğü yatmaktadır. Belediye birlikleri, belediyelerin yaşadığı örgütsel ve yönetsel zayıflıklarından etkilenmektedir. Belediyelerin mali açıdan zorluklar yaşaması, yönetsel açıdan merkeze çok bağımlı olması gibi sorunlarını birleşme ile aşmaya çalıştıkları gözlenmektedir. 1970’lere dek çok dikkate alınmayan, altyapı hizmetleri için kullanılan ve daha çok köyler arasında oluşturulan yerel yönetim birlikleri 1970’ler sonrası oluşan hareket ile konumunu güçlendirmiştir. O yıllarda yaşayan köyden kente göç ve değişen kent çehresi bu alanda daha etkin olan belediyeleri öne çıkarmıştır. Üstlerine düşen daha çok ve yeni görevi yerine getirmek için belediyelerin belediye birliklerine duydukları ihtiyaç artmıştır.

Belediye birlikleri merkezi yönetime karşı zayıflayan yerel yönetimleri güçlendirmenin bir yolu olarak görülmüştür.

Ancak üye birimlerinin yaşadığı sorunları aynen yansıtan belediye birlikleri niteliksiz personel, yönetsel zayıflık, mali bağımlılık gibi sorunlarla mücadele edilmiştir.

Ayrıca otoritesini yerel yönetimlerle paylaşmaktan tedirginlik duyan merkezi yönetimin; yerel hizmetlerin gerekleriyle oluşan birlikler de şüpheci bir gözle bakması da yaşanan sorunlardandır. Tabii ki her belediye birliğinin yerel hizmeti etkin olarak yerine getirerek toplumun memnuniyetini sağlamadaki sınır tanımayan çevre sorunlarına çözüm bulmak, ulusal ve uluslar arası işbirliği ile çağın gerektirdiği bilgi ve tecrübeyi edinmek gibi amaçları gerçekleştirmekte samimi olduğu söylenemez. Ama bu tüm belediye birliklerini aynı sınıfa koyup, onlara destek sağlanması konusunda tedirginlik duymak yanlış olur.

Ancak, belediye birimleri, belediye birimlerinin yaşadıkları sorunlar da dahil birçok sorunla karşı karşıyadır.

185 Fatih Yüksel,”Sosyal Devletin Dönüşüm Sürecinde Yerel Yönetimlerin Yeni İşlevleri”,

120 Belediye birimlerinde olduğu gibi, birlikler de çalışacak nitelikli personel sıkıntısı yaşamaktadırlar. Personel alımında ve yetiştirilmesindeki güçlükler, bu sıkıntının başlıca nedenleridir.

Belediye birlikleri mali açıdan en başta üyelerinin katkı paylarına bağımlıdır. Üyelerinin, yani belediye birimlerinin mali olarak ülkemizde ne kadar zayıf olduğu düşünülürse, belediye birliklerinin yaşadığı güçlükler ortaya çıkacaktır. Katkı paylarından sonra gelen genel, katma ve özel bütçelerden yapılan yardımların yetersizliği ise açıktır. Diğer bir kalem olan sunulan hizmetlerin karşılığı olarak alınan ücretler ise; hizmet, sınırlı kaynaklarla gerçekleştirildiğinden bu gelir kaleminin getirisi düşük olmaktadır. Geriye kalan gelir kaynakları ise yardım ve bağışlara bağlıdır, dolayısıyla düzensizdir.

Belediye birliklerinin yönetsel zayıflığı ve kural koyma yetkilerinin olmayışı hizmet arzında yetersiz kalmaları sonucunu doğurmaktadır.”186

“Üniter devlet yapısından kaynaklanan sorunların yanında çağdaşlarının gerçekleştirdiği reformları yapamamanın nedeni olan anti demokratik yaklaşımların yol açtığı yerel yönetim sorunları Türkiye’de temel gündemlerden biri olmuştur. Bu sorunun son otuz yıl içinde artan bir önemle toplum gündeminde yer alması ve merkezi yönetim üzerinde kendisinden bahsedilmemesine rağmen önemli etkileri olması dünyadaki gelişmelerle de bağlantılıdır.”187

“ Merkezi yönetim, birlikler üzerinde, “yerel hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi kamu görevlerinde birliğin sağlanması toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla” idari vesayet yetkisine sahip olmalıdır.

Birliklerin tüm hesapları Anayasanın 160. maddesi hükümlerine göre Sayıştay’ın denetimi dışında bırakılmıştır. Genel ve Katma bütçelerin mali deneti mini yapan Sayıştay denetimine benzer ve o derece etkinlik denetimi yapacak bir “Yerel Yönetimler Sayıştay’ı” kurulmalıdır.

Birliklerde görevli personelden Genel Müdür ve sorumlu saymanların atanmaları, nitelikleri ve diğer esaslar yasa ile belirlenmelidir.

186 Zengin, a.g.k., s. 202 - 203 187

121 Yerel yönetimler gibi çok sayıda personeli kapsayan vatandaşa götürdüğü çeşitli hizmetlerle yaşam koşullarını kolaylaştırmayı ve iyileştirmeyi amaçlayan, ancak buna karşılık hiç veya az denebilecek düzeyde eğitilmiş insanlardan oluşan bir ortamda eğitim sorunu çok daha çarpıcı bir gerçek ve zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.

Yerel yönetimler de ve bu yönetimlerce kurulan birliklerde görevli yaklaşık 200.000 personele hizmet içi eğitim verecek olan “Yerel Yönetimler Eğitim Merkezi” en kısa sürede kurulmalıdır.

Birliklerin kuruluşuna ilişkin prosedür gereksiz bürokrasi yaratmaktadır. Anayasanın 127. maddesiyle getirilen Bakanlar Kurulunca, kuruluşa izin verilmesi uygulaması terk edilerek; bu yetki eskiden olduğu gibi İçişleri Bakan- lığı ile Valilere devredilmelidir.

Köylere Hizmet Götürme Birlikleri, devletin, aldığı vergilerle yapması gereken kamu hizmetlerini yaparak, devletin yükünü hafifletmeleri nedeniyle Kurumlar Vergisi Kanununun 7. maddesindeki muaflıklar ve istisnalar madde- sindeki muaflıklar ve istisnalar maddesine dahil edilmelidir.

Köylere Hizmet Götürme Birliklerinin kurulmasında ve güçlendirilmesinde etkili rol oynayan yöneticilerin, Birliğin varlığından kişisel çıkar kaygısı ile rahatsız olan çeşitli çevrelere ve kişilere karşı devletin, yetkili kişi ve kurumların destek olmaları ve onların kişisel bezginlik, bitkinlik ve kırgınlığa kapılmadan azimle ve güvenle çalışmaları sağlanmalıdır.

Ülkemizde, kırsal kalkınmanın büyük önem arz ettiği gerçeği göz önüne alınarak, Köylere Hizmet Götürme Birlikleri devlet tarafından özendirilmeli ve mutlaka desteklenmelidir. Birliklerin her ilçede kurtulması zorunlu kılınmalı ve güçlü gelir kaynaklarına kavuşturulmalıdır.”188

“Küreselleşme sürecinde merkezi yönetimin küçültülerek, yetki ve sorumlulukların yerel yönetimlere ve sivil toplum kuruluşlarına aktarılması yönündeki eğilimler, beraberinde hem devletin yapısını, hem de yerel yönetimlerin çehresini değiştirmekte, hem de sosyal devlet konusunda yeni arayışları ya da yeni uygulama alanlarını gündeme getirmektedir.”189

188 Zengin, a.g.k., s. 203 189 Yüksel, a.g.k., s.291

122 “Türkiye’de hemen herkesin üzerinde yeniden düzenleme girişimi konusu birtakım gerçekçi nedenlere ve sorunlara dayanmaktadır. Yerel yönetim sisteminin yeniden yapılandırılmasını gerektiren nedenleri bazı temel alanlarda yoğunlaşmış bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, demokratik niteliklerin yetersizliğidir ki, yürütülebilir karar alma yetkisinde, halk katılımında ve yönetsel saydamlık konularında yoğunlaşmaktadır. Diğer temel alan güçsüzlükle ilgilidir ve genel olarak yerel kamu hizmetleri üzerinde yetki ve sorumluluk, yerel yönetimlerin kesin yürütülür karar alma yetkisi ve akçal kaynak yeterliliği ve kaynak oluşturma yetkisi konularını içermektedir. Son temel sorun alanı ise etkili ve verimli hizmet üretememe konusu ile ilgilidir.”190 “Türkiye’de yerel yönetimlerin yeniden yapılanmasıyla ilgili gelişmeler genel olarak kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasını gerektiren nedenlerin bir parçasını oluşturmaktadır. Merkeziyetçilik ve bürokratik hantallaşmadan dışa kapalılığa, kuralcılık ve sorumluluktan kaçmaktan siyasal yozlaşmaya ve çürümeye kadar pek çok sorunun yanında, kentlerin büyümesi ve kentleşmenin, halkın beklentilerinin değişmesi ve demokrasi talepleri, kent yönetiminde çok başlı yapı ve yetki karmaşası, kentleşme ve hemşehrilik bilinci gibi pek çok neden, yönetim bir bütün olarak ele alınıp yeniden yapılandırılmasını gerekli kılmaktadır.”191

“Yerel yönetimlerin sahip oldukları akçal kaynakları tasarrufa yönelik bir biçimde kullanmamaları, personel sorunları, hizmetlerin etkinliği ve etkililiği konusunda yurttaşlarda oluşan memnuyetsizlik ve siyasal sıkandalar reform düşüncelerini güçlendirmiştir. Öte yandan ekonomik, toplumsal, teknolojik ve ideolojik gelişmeler ve değişmeler genel olarak kamu yönetimi alanında olduğu gibi yerel yönetimlerde de anlayış ve yapı değişikliklerini gündeme getirmiştir. Bu konuda en güzel örnek, liberal ekonomi politikaları doğrultusunda, dünyadaki gelişmelere koşut olarak kimi kentsel hizmetlerin Türkiyede’de özelleştirilmesi, yani özel kesime

Benzer Belgeler