• Sonuç bulunamadı

‘..haber ve eserler şöyle der ki bu yer değiştirilecek, bir yer getirilecek, beyaz gümüşten daha beyaz, ekmek gibi yumuşak ve güzel ve o yer yüzünde hiç günah işlenmemiş olacak, hiçbir ayıp ve bozukluk olmayacak.’

Yukarıdaki örnekte bir zelzelenin sonucunda meydana gelecek olaylar anlatılmaktadır. Allah’ın sözü olan bu haberde geçen işlenmedük ola ifadesi, bağlamı da esas alırsak şimdiden geleceğe yönelik bir tasarı bilgisi içerir. Deprem sonucunda yeryüzündeki değişimlerin sanki o yerde hiç günah işlenmemiş gibi kabul edileceğini anlatırken, –A işaretleyicisini kullanır.

Ana fiil üzerine gelen -mAdUḳ işaretleyicisi ise gelecekteki eylemin gerçekleşmiş olarak sayıldığı başka bir atıf/referans noktasına işaret eder. Referans noktası olarak da adlandırabileceğimiz bu noktada kurgusal olarak eylemin gerçekleştiği varsayılır. Yukarıdaki örnekte gelecek zaman düzleminde günahların hiç işlenmemiş olarak sayılacağı bir referans noktası bulunur. Burada dikkat çeken olay, –mAdUḳ işaretleyicisini üzerine alan eylemin, konuşma anından önceki bir noktayı referans gösteremeyeceğidir. Çünkü zelzelenin olması durumu farazidir, henüz gerçekleşmemiştir. Buna mukabil günahların işlenmemiş olacağı yer de zelzele olmadığı için konuşma anından önceye atıfta bulunamaz. Zaman düzleminde –mAdUḳ ol-A yapısının görünümü şöyledir:

KZ OZ RZ

2. Görünüş İşlevi

Çekimsel eylemlerde içe bakışı yansıtan görünüş, olmak yardımcı fiilli birleşik çekim yapılarında görülen bir kategoridir. –mAdUḳ işaretleyicili yapıları günümüz Türkçesine –mIş şeklinde çevirmekteyiz. Bitiş sınırı aşılmış eylemler için kullanılan –mIş işaretleyicisi, burada gelecekte meydana gelecek eylemlere, konuşma anından sonraki bir noktada bitmiş olarak kabul edilen, dolaylı bir yönelim noktası sağlamaktadır.

(1) [Allah’ın sözüdür]

…ḫabar ve eåer böyle-durur bu yir degşürile bir yir getürile aḳ gümişden şol arı aḳ etmek gibi yumuşaḳ ve laṭìf hìç ol yir üzere yazuḳ işlenmedük ola hìç ‘ayb ve sinük olmaya…(KE, 17/2, s.69)

‘..haber ve eserler şöyle der ki bu yer değiştirilecek, bir yer getirilecek, beyaz gümüşten daha beyaz, ekmek gibi yumuşak, güzel ve o yer yüzünde hiç günah işlenmemiş olacak, hiçbir ayıp ve bozukluk olmayacak.’

(1) nolu örneğe bakacak olursak, eylemin geleceğe yönelik bir durum olduğu açıktır. Ancak eyleme gelecekte bitmiş olarak bakılan bir başka dolaylı yönelim noktası vardır. Bu nokta başka bir zamana atıfta bulunan referans noktasıyla paraleldir. Yapının görünüş düzlemi şöyledir:

KN BN DYN

3. Kiplik İşlevi

Konuşma anından sonra gerçekleşecek eylemler, içinde gerçek dışılık48 barındırdıklarından, yüksek derecede tahmin, varsayım, ihtimal vs. kiplik anlamlarına sahiptirler. –A işaretleyicisinin geleceğe yönelik çok işlevli kullanımı, bu birleşik çekim yapısında da kendini göstermektedir.

3.1. Varsayım/Beklenti Kipliği

Bilgi kipliği içerisine dahil edilen varsayım kipliği, konuşucunun bilgiyi gerçekleşmiş/gerçekleşmemiş bir şekilde farazi yaklaşarak, tasarı halinde sunmasıdır.

–mAdUḳ ol-A yapısında ise, daha önce gerçekleşmediği farzedilen/beklenen bir durum söz konusudur. Bir yapının iki farklı kiplik anlamını işaret etmesi olası bir durumdur.

(2) [Yusuf peygamber hükümdara sesleniyor]

…işbu ucuzluḳ yıllarda çoḳ ekin ekesiz ve daḫıl ve anbārlar ve ḫazìneler doldurasız ammā biçdügüñizi dögmedin ṣapı ve başı birle gizleñ kim bit yimeye ve çoḳ zamān dura ve ṣapın davaruñuza ‘alaf ola andan ḫalḳa buyurasız kim bişde birin saña getüre ve ol Mıṣır ehline anuñ tevābi‘ine yiter ve çoḳ ḫalḳ ayruġı illerden geleler ve daḫıl almaġa çoḳ māl getüreler ve şol ḳadar māl saña dirgene kim senden ilerü hìç kimseye dirgenmedük ola.. (KE, s.194, 263/1)

‘..bu ucuzluk yıllarında çok ekin ekin, anbarlarınızı ve hazinelerinizi tahıllarla doldurun. Biçtiğiniz ürünü dökmeyin, sapını da başını da bit yemesin ve uzun zaman korunsun diye saklayın. Onun sapı hayvanlarınıza yem olur. Halka emret ki bu

48 Adamoviç’e göre –sA işaretleyicisi, doğrudan eklendiği durumlarda potansiyel, -DX, -mIş birleşik çekimli kullanımlarında irrealis, -DX ve –mIş dışındaki birleşik çekimli kullanımlarında realis anlamı vermektedir (bkz. aktaran: Aslan-Demir 2008: 14).

ürünlerin beşte birini sana getirsinler. O ürünler Mısır tebaasına yeter. Pek çok farklı şehirlerden halklar gelecekler, tahıl almak için çok mal getirecekler, ve bu kadar mal sende toplanacak ki senden sonra kimseye o kadar mal toplanmamış olacak.’

Yukarıdaki örnekte Yusuf peygamberin kıtlıktan kurtulmak için hükümdara söylediği geleceğe yönelik yaptırımlar/istekler bulunan sözleri bulunmaktadır.

Hükümdardan önce kimsenin sahip olmadığı bir şeye sahip olma anlamı –mAdUḳ ol-A yapısıyla ifade edilmiştir. Bağlamda geçen eylemler henüz

gerçekleşmemiştir, bir tasarı halindedir. Konuşucu, eyleyiciye –mAdUḳ ol-A birleşik çekimli yapısından önceki eylemleri gerçekleştirmesi varsayımında bulunmuştur.

Yusuf peygamberin hükümdar için, derece olarak bağlamdaki diğer sözlük birimlerle kuvvetlendirdiği bir varsayımı/beklentisi bulunmaktadır. İçerisinde düşük oranda bir istek de taşıyan bu kullanım yapısı, başka birleşik çekimlerde başka biçimlerle de sunulmuştur. (2) nolu örnekte, var olan durum geçmişteki öncülleriyle karşılaştırılmış ve derecelendirilmiştir. Bağlam içerisindeki ‘senden ilerü kimseye’

ifadesi eylemin öncekilerden ve sonraki insanlardan daha çok, ve en iyisi olması beklentisini sunmaktadır.

-mAdUḳ ol-A yapısının varsayım kipi olarak kullanılmasının dikkat çeken yanlarından birisi de, genellikle varsayımın yan tümcelerde görülen biçimlerle ifade edilmesi, burada ise ana tümcede yargıyı sonlandıran unsurun varsayım bildirmesidir.

Koşul ve varsayım kipliğinin birbirinden kesin çizgilerle ayrılamayacağı önceki bölümlerde tartışılmıştır. Aşağıda ise varsayım kipliğinden ziyade, koşul

anlamı veren bir yapıdan bahsedilmiştir. Ana tümcede istenen durum, yan tümcedeki koşulun gerçekleşmesine bağlanmıştır.

(3) [İshak peygamber Allah’a sesleniyor]

(Arapça metin) ..ya‘nì iy Bār-ı Ḫuẕāyā her kim öle ve saña şirk getürmedük ola anı yarlıġaġıl ve uçmaġa givürgil..(KE, s. 155, 183/4)

‘yani ey Allah’ım her kim ölüp sana şirk koşmamış olsa, onu affet ve cennete koy.’

(3) nolu örnekte, yan tümcede bir kişinin, Allah’a şirk koşmaması koşuluyla cennete girebilmesi mümkündür. Bu da eyleyici tarafından Allah’tan istenmektedir.

Bu istek, koşul tümcesinin bildirdiği varsayıma dayanılarak verilmiştir.

Koşul/varsayım-istek, koşul-çıkarım gibi birbirlerini tamamlayan kiplik anlamlar cümlede çeşitli unsurlarla bir araya getirilebilir. Burada da yan tümce ve ana tümce, koşul-çıkarım kipliği ilişkisiyle birbirlerine bağlanmıştır.

3.2. İkaz Kipliği

Emir kipliğinin alt kategorilerinden biri olarak sınıflandırabileceğimiz ikaz kipliğinde, konuşurun eyleyiciye yönelik yüksek odaklı bir isteme durumu söz konusudur.

(4) [Allah Musa peygambere bildiriyor]

…bularuñ cemā‘atıçun mescid düze daḫı ḳuds evin düze tevrìt ve tābūt ve sekìne ve ḳurbān ḳıblesi içün ve daḫı ol mescide şuḳḳa ve serāperde ḳıla ol şuḳḳanuñ yüzi aṣdarı ḳurbān derisinden ola ve ol kenefler kim anuñıla ṣuḳḳayı çekerler ḳurbān yüñinden ola daḫı şöyle buyurdı kim ol ipleri ḥāyıż ‘avrat egirmeye ve ol derileri cünūb gişi eylemedük ola…(KE, 487/12, s.305)

‘..bunların cemaati için bir mescit düzülsün, Tevrat, tabut, mucize ve kurban kıblesi için Kudüs evi düzülsün, o mescidin içine kumaş bir örtü çekilsin, o örtünün astarı

kurban derisinden olsun, ipler o örtüyü çeksin. İpler kurban yününden olsun ve o ipleri muayyen dönemde olan kadın eğirmesin, o deri işini kirli kişi yapmamış olsun.’

(4) nolu örnekte Allah ile Musa arasındaki toplumsal ve statü mesafesinden bile daha üstün olan bir konuşur dinleyici/eyleyici ilişkisi vardır. Allah’ın sözleri yüksek derecede bir istek bildiren, yaptırım gücü fazla olan bir yükümlülük kipliği anlamına sahiptir. Bağlam içerisinde kullanılan buyurmak fiili de bu yaptırım gücünü pekiştirmektedir.