• Sonuç bulunamadı

4. ÂŞIK MEVLÜT İHSANÎ’DE ÜSLÛP

5.1. Âşık Mevlüt İhsanî’nin Maddi Aşk ve Sosyal Konulu Şiirleri

5.1.3. Âşık Mevlüt İhsanî’de Maddi Aşk

5.1.3.4. Maddi Aşk Teması

Zalim ve Vefasız Sevgili Teması

İhsanî, sevdiğinin vefasızlığını sık sık dile getirir. Onun sevgiliye duyduğu aşk hiçbir zaman karşılık bulmamış, aynı zamanda sevdiği ve ailesi tarafından, fakir ve kör olduğu için küçümsenmiş, hor görülmüştür. Önceleri gizlice yolladığı mektuplarına karşılıklar veren Saniye, daha sonra zengin bir ailenin oğluyla evlenmeye karar vermiştir:

Gel kalbimi geri gönder Merhamet et yüzün dönder Zalimlere oldun önder Yok sendedir keder bende Mevlüt İhsan boşa yanma Her güzele gel aldanma Bugünkü gün sağım sanma Kalmamıştır tutar bende

Zemheride bile coştum çağladım Dıştan sağ göründüm içten ağladım Bir vefasız yare gönül bağladım Dört şeyimi sırma teller tüketti

Erişilmez Güzel Sevgiliye Özlem Teması

Âşık Mevlüt İhsanî’nin, sevdiğine kavuşamadığı için ona duyduğu özlemi dile getirdiği şiirlerinin sayısı oldukça fazladır. Bunun dışında, eşi Sırma’yla evlendikten sonra, onu ve çocuklarını bırakarak gurbete gittiği dönemlerde yazdığı özlem şiirleri de vardır:

Hasret kalan yari özler Bülbüller baharı özler Ağaçlar da barı özler Özlem yaşar özlem yaşar Özlem Adem’den Havva’ya Ayrı atıldı dünyaya

Yıllarca düştü davaya Özlem yaşar özlem yaşar

Sevdadır serini salan tufana

Sinemde sağ yer yok döndü çıbana Hasret didelerim benzer giryana Kan revan eyledi yaş ayrı kalır

Yol ver ulu dağlar aşam belinden Şimdi gözler ela gözlü yar beni Neler çektim hasretliğin elinden Bırakmıyor bir kenara zar beni

Sevdiğim haberin sorsam yellere Talih bizi attı gurbet ellere Beni terk edip de gitse ellere Bu düşünce öldürmez mi ar beni

Dağlar engel olmuş tutmuş aramı Yarim cellat olmuş aşkta harami Ölürsem kapında derin yaramı Yu yaşınla mendiline sar beni

Mevlüt derdim ayan olun ellere Hasret olan elbet bakar yollara Ah sevdiğim sen de beni yellere Gelemezsem bir gelene sor beni

Mevlüt İhsanî’yim âşıkım âşık Ne bitti karanlık ne doğdu ışık Siyah saçlarıma aklar karışık Sana son hediyem tel çiçeklim gel

Zamandan, Dünyadan, Felekten Yakınma Teması

Küçük yaşta gözlerini kaybeden İhsanî, zaman zaman bu durumdan yakınmıştır, ayrıca zaman değiştikçe inanların da değişmelerinden şikayetçidir.

Görmediği için çok yerde ikinci plana atılmış, kandırılmış, kötü niyetli insanlar tarafından kullanılmıştır. Çocukluğunda İzmir körler okuluna gitmek için yola çıktığında soyulması, kimi âşık zümrelerinde yaşadıkları, İzmit’ e göçtükten sonra hem sıla hasreti hem de depremin âşıklığına olan etkileri onun felekten şikayetçi olduğu olaylardandır.

Baş açtım modaya uydum Zaman beni sarhoş etti Veresiye koltuk aldım Yaman beni sarhoş etti Güya ki komşuya uydum Yalan ile eli soydum İmanı kenara koydum Hemen beni sarhoş etti Doğru insanı taşladım Her türlü fele başladım Ne büyük günah işledim İsyan beni sarhoş etti

Doğrulara fel çevirdim Söz gezdirdim ev devirdim Dirgen attım tığ savurdum Harman beni sarhoş etti Mevlüt İhsan ölçtü biçti Pamuklu kumaşı geçti Arkadaşım tütün içti Duman beni sarhoş etti

Taze fidan gibi ben yetişirken Sam vurdu döküldü barımı erken Pişirip yemeğim kendim yiyorken Felek ağu kattı aşıma benim

Vurdu bu sineme keskin kılıcı İçerim yaralı yüreğim acı İstedi ver diye vermedim pacı Vurdu yumruk ile başıma benim

Yok mudur Eflâtun bu sinem hasta Her yanım karanlık dumanda pusta Güldüğüm gördüz mü yastayım yasta Baksana bu kanlı yaşıma benim

Derdim doksan dokuz derdim ziyade Mevlüt der bulunmaz gezme piyade Ben fena talihim gördüm rüyada Üç gün evvel girdi düşüme benim

Dağlardan dumanlı bu benim başım Sıla senden ayrılırım ayrılır

Garibim gözümden akıyor yaşım Sıla senden ayrılırım ayrılır

Hasrettir bu sinem yıldıza aya Bilmem neye geldim fani dünyaya Genç iken ömrümü uğrattım zaya Sıla senden ayrılırım ayrılır

Ben dertli Mevlüt’üm gözyaşım çağlar Çiçekli yamaçlar dumanlı dağlar Anam arkanızda kalmış kan ağlar Sıla senden ayrılırım ayrılır Gurbet Teması

İhsanî, memleketinden âmâ oluşundan dolayı uzun süre ayrı kalmamıştır. Yeni evlendiği günlerde kırk beş gün memleketinden ayrılmış, daha sonra da âşık toplantılarına ve bayramlara katılmıştır. Böyle evinden ayrı kaldığı günlerde söylediği şiirler duyduğu ayrılık acısını dile getirmektedir:

Gönül ne ağlarsın çeşmin çay olur Ah ederek hayıf ömrüm zay olur Saatler uzanır günler ay olur Her zaman böyledir işin gurbet el Yedi yıldır müddetimiz az olur Hasretle yanar bağrım köz olur Erir dağlar karı bahar yaz olur Neden ki bitmiyor kışın gurbet el Akıtır da çeşmin yaşı sildirir Gah ağlatır gah yüzümü güldürür Gurbet elde mihnetini bildirir Bilinmez hiç dolun boşun gurbet el Mevlüt der her yanda söylensin sözler Ah eder nişanlın bacılar özler

Gurbette kalanın ciğeri sızlar Türlü türlü gelir coşun gurbet el

Ben gidersem bizim dağlar görünmez Gayet uzak olur yolu sılanın

Müzeyyen bahçeler bağlar görünmez Açılır baharda gülü sılanın

Bize nasip midir baharlar yazlar Yüreğim ah çeker ciğerim sızlar Salınsın her yanda gelinler kızlar Eksilmez yeşili alı sılanın

Ben bilirim hasretliği çekeni Gözlerinden kanlı yaşlar dökeni Bize lale sümbül sıla dikeni Şirin kuru kaymak külü sılanın Mevlüt macarayı düzmüş yazıyor Bu feleğin kahrı bağrım eziyor Çalkanıban sonalarım yüzüyor Yeşil baş ördeği gölü sılanın

Benzer Belgeler