• Sonuç bulunamadı

3.4. Ab’nin Arap Baharı Sonrası (Ortak) Mülteci Politikası

3.4.2. Avrupa Birliğinin Ortak Mülteci Politikasındaki Kırılma

3.4.2.1. Macaristan Sorunu

Macaristan mültecilerin Almanya, İsviçre gibi ülkelere ulaşmaları için geçiş ülkesidir. En fazla mültecinin bulunduran Batı Balkan ülkeleri arasındadır. Arap baharı sürecin de ve Mülteci krizinin yaşandığı dönem de sığınmacılar bu ülkeyi geçiş için kullanmışlardır. Bu dönem Macaristan’ın geçiş ülkesi haline gelmesinin bir nedeni ise mülteci karşıtı politikalarıdır. Macaristan’ın bu tutumu ve sınır kontrollerindeki yetersiz uygulamaları nedeni ile düzensiz göç artarken AB tarafından da eleştirilmiştir.209 2015 yılının ortalarında, mültecilerin büyük çoğunluğuna ev sahipliği yapan sınır ülkeleri diğer ülkelerden destek alamaması sonucu, AB içinde kırılmaların yaşanmasına neden olmuştur. 2015 yılının ilk yarısında Macaristan ülkesinde 60 binin üzerinde

207Paris saldırıları olarak da bilinen Charlie Hebbo saldırısı 2015 yılında Fransa’da üç farklı alanda eş zamanlı olarak yapılan saldırılar olarak bilinmektedir. 17 kişinin öldürüldüğü saldırıda üç şüphelide polis tarafından öldürülmüştür. Derginin 2006 yılında Hz Muhammed’in karikatürünü çizmesi sonucu

kendilerine Radikal islamci olarak adlandırılan kişilerce gerçekleştirilmiş saldırılardır. (ayrıntı için bknz: https://edition.cnn.com/2015/01/21/europe/2015-paris-terror-attacks-fast-facts/index.html

208 Kaiser ve Ayhan Kaya, a.g.m, Ss 407-434. 209 Kanat ve Merve Aytaç, a.g.m, Ss 55-86.

mültecinin var olduğunu ve kotasının üstüne çıktığını söyleyerek bundan sonra mülteci kabul etmeyeceğini bildirdi ve Dublin sistemini askıya aldığını ilan etti. Macaristan’ın bu çıkışı karşısında özellikle Fransa ve Almanya şiddetle karşı çıktı ve Macaristan bu kararından vazgeçmek zorunda kaldı. Ancak bu kararını hayata geçiremeyen Macaristan meclisin onayı ile Sırbistan sınırına tel çekme kararı aldı. Bu uygulaması yine Fransa tarafından şiddetle eleştirildi. “Hayvanlar için bile duvarlar inşa etmek kabul edilir değil”210 açıklamasında bulunarak Macaristan’ın sert tepkide bulundu. Ancak Almanya bu konuda sessizliğini korudu çünkü bu kanaldan ülkesine gelmek isteyen mültecilerin önünün kapanması Almanya’nın da işine geldi. Macaristan bu uygulama ile Sırbistan sınırdan gelen mültecilerin girişine engel olmayı amaçladı.

Macaristan Dublin sistemini askıya alma kararından vazgeçtiğini söylese de sınırlarından girip başka ülkelere gitmek isteyen mültecilerin kayıtlarını almayarak bir nevi bu sistemi uygulamadığını veya askıya aldığı görülmektedir. Üye ülkeler Macaristan’ın kayıt altına alma sistemini uygulamak zorunda olduğunu vurgularken, “AB’nin hala uygulanabilir bir ortak politika belirleyememiş olmasının bedelini ödemekten kaçınarak Macaristan’a baskıyı arttırdı.”211 Ancak Macaristan AB ile ters düşme pahasına Sırbistan sınırına tel örgüleri örmeye devam etti. Macaristan ile aynı uygulamayı takip eden Bulgaristan Slovenya sınırına, Slovenya ise Hırvtistan sınırına tel örgüler çekmişlerdir.212 Bu da göstermektedir ki; “AB, izlemiş olduğu politikalarla, kurum olarak mülteci meselesine hala köklü bir çözüm getirememiş ve üye devletleri kendi başlarına bırakmış olmanın yanı sıra bir de üye devletlerin birbirlerine karşıt konuma gelmelerine yol açmıştır.”213 Bu süreçte karşı karşıya gelen üye devletlerin ikisi Fransa ve Macaristan’dır. Her iki devlet karşılıklı olarak birbirlerini suçlarken, tıpkı 800 kişinin öldüğü gemi faciasında günah keçisi nasıl kaptan ve yardımcısı ilan edildiyse bu hadise de de Macaristan sanki, ‘AB değerlerini’ hiçe saydığı izlenimi vermeye çalışarak günah keçisi olarak gösterilmeye çalışıldı.

AB içinde bu tartışmalar devam ederken, bütün dünyayı derinden sarsan ve AB’nin artık bu sorumluluktan kaçamayacağını gösteren bir fotoğraf yayınlandı. Eylül 2015’te Bodrum sahiline vuran cansız bir bebek fotoğrafı, Aylan Kurdi. Bu hadise dünya ve

210 “Fransa ile Macaristan Arasında duvar Krizi”, Haberler, Ağustos 2015,

https://www.haberler.com/fransa-ile-macaristan-arasinda-duvar-krizi-7647434-haberi/, 23.04.2019. 211 Bayraklı ve Kazım Keskin, a.g.m, ss. 1-26.

212 Migration and Refugees Crisis; Why Europe Failling Cope, European Greens,

https://europeangreens.eu/news/migration-and-refugees-crisis-why-europe-failing-cope, 10.04.2019. 213 Bayraklı ve Kazım Keskin, a.g.m, ss. 1-26.

Avrupa kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Bunun neticesinde Avrupalı siyasiler mülteci meselesine daha fazla kulaklarını tıkayamayacaklarını anladı. Bu noktada ilk adım Angela Merkel’den geldi. Sene sonuna doğru Almanya’ya 800 bin mülteci beklediklerini ve bunların sınırdan geri çevrilmeyeceklerini açıkladı.214 Almanya’nın bu açıklaması Macaristan, Avusturya ve diğer üye ülkelerde bulunup Almanya’ya gitmek isteyen mültecilerin Almanya’ya akın etmesine neden oldu. “İki hafta içinde Bavyera’nın Münih kentinden 63 binden fazla sığınmacının girmesi karşısında, Almanya açtığı kapıları kapattı.”215 İki hafta gibi kısa bir süre sonra sınırlarından henüz 100 bin sığınmacının bile girmediği Almanya, tıpkı daha önce eleştirdiği Macaristan’ın argümanlarına başvurarak gerekli kotaya vardıklarını belirterek kapılarını kapattı. Alınan bu kararın ardından Almanya ve Avusturya sınır kontrollerinde pasaport kontrolüne başladı.216 Ancak bu uygulama “AB’nin temel direği olan seyahat serbestliğini sağlayan Schengen Anlaşması’nı fiilen askıya aldı.”217 Ancak AB’nin en büyük ülkesinin kendi ulusal sınırlarında kontroller yapıp Schengen’i askıya alması “Doğu Avrupa ülkelerinin bu örneği takip etmesine neden oldu; Avusturya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti ve Polonya; pasaportsuz ve polis kontrolsüz geçişleri askıya aldığını duyurdu.”218 Almanya, daha önce Macaristan ve sınır ülkelerinin dayanışma sözlerine kulaklarını tıkarken, “dayanışma kavramına, köşeye sıkışınca kendisi başvurmak zorunda kaldı.”219 Mültecilerin adil paylaşılması çağrısı yaparak, bu sorumluluğun sadece Almanya, İsveç, Avusturya, İtalya gibi ülkelere yüklenemeyeceğini vurguladı. Krizin başladığı zamandan beri yaklaşık iki yıl süre zarfında dayanışma ve adil paylaşımından bahseden sınır ülkelerinin çağrılarına ses çıkarmayan devletlerin tutumu göstermektedir ki mülteci meselesinde AB içinde bir dayanışmanın olmadığı açık bir şekilde ortadır. “Almanya, Fransa, İsveç ve Avusturya gibi sadece ulusal çıkarlarına

214 “Almanya Çabuk Pes Etti, Schenhen’i Askıya Aldı”, Akradyo, Eylül 2015,

https://www.akradyo.net/9708235729,75727,9,Almanya-cabuk-pes-etti-Schengeni-askiya-aldi-.aspx, 23.04.2019.

215 “Almanya Çabuk Pes Etti, Schenhen’i Askıya Aldı”, Akradyo , Eylül 2015,

https://www.akradyo.net/9708235729,75727,9,Almanya-cabuk-pes-etti-Schengeni-askiya-aldi-.aspx, 23.04.2019.

216 Arne Neımnn ve Natascha Zaun, “EU Refugee Policies and Politics in the Time of Crisis: Theoretical and Empirical Perspectives”, JCMS, Cilt 56, Sayı 1, 2018, Ss 3-22,

https://onlinelibrary.wiley.com/doi/epdf/10.1111/jcms.12650, 08.04.2019. 217 “Almanya Çabuk Pes Etti, Schenhen’i Askıya Aldı”, Akradyo, Eylül 2015,

https://www.akradyo.net/9708235729,75727,9,Almanya-cabuk-pes-etti-Schengeni-askiya-aldi-.aspx, 23.04.2019.

218 “Schengen’de Domino Etkisi”, Milliyet Gazetesi, Eylül 2015, http://www.milliyet.com.tr/schengen-de-domino-etkisi/dunya/detay/2117545/default.htm, 23.04.2019.

uygun olduğu zaman Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine dayanışma kavramını hatırlatmaya çalışmaktadır.”220