• Sonuç bulunamadı

Maastricht Antlaşması: Avrupa Vatandaşlığı ve Avrupa Ombudsmanı

2. AVRUPA OMBUDSMANI

2.3. Maastricht Antlaşması: Avrupa Vatandaşlığı ve Avrupa Ombudsmanı

İlk Hükümetlerarası Konferans 14–15 Ekim 1990 tarihinde Roma’da yapılmıştır ve Avrupa Ombudsmanı fikri resmi olarak ilk kez burada gündeme gelmiştir. Hükümetlerarası Konferansta Danimarka’nın sunduğu Avrupa Ombudsmanı fikrini İngiltere ve İspanya desteklemiştir. İspanya zaten daha önceden de vatandaşların haklarını koruyacak bir mekanizmanın yaratılması konusunda fikrini sunmuştu. İngiltere de Komisyon’un gücünün sınırlanması adına Danimarka’nın önerdiği Avrupa Ombudsmanı fikrini desteklemiştir.117

Hükümetlerarası Konferans’ta müzakereler sırasındaki en tartışmalı konu Avrupa Parlamentosu ve Ombudsman arasındaki ilişkinin niteliği hakkında olmuştur. Avrupa Parlamentosu, Avrupa Ombudsmanı fikrini pek desteklememiştir. Bunun sebebi Avrupa Parlamentosu özellikle, Ombudsman kurumunun, kendisi ile bünyesinde kurulu Dilekçe ve Soruşturma Komisyonlarının sahip olduğu denetleme gücünü zayıflatacağı ve bu komisyonlara olan ilgiyi azaltacağı kaygısındaydı.118 Parlamento bünyesindeki dilekçe komisyonu vatandaşlara zaten dilekçe sunma fırsatı verdiği için yeni bir mekanizmanın ilanı gereksiz olarak görülmüştür.119

116

BIERING, s. 45- 46. 117 a.g.e, s. 46–47.

118 Siofra O’LEARY, “The Options for the Reform of European Union Citizenship” in Citizenship and Nationality Status in the New Europe, eds. Siofra O’Leary and Teija Tiilikainen, Sweet&Maxwell, London, 1998. s. 99., BIERING, s. 47.

Üye devletler Avrupa Parlamentosu’nun atayacağı bir ombudsmanın ne kadar objektif olabileceği konusunda şüpheler taşımaktaydılar. Parlamento bir ombudsman atadığında, bu kişi Parlamento’nun baskısı altında kalabilirdi. Bu kaygıdan dolayı 1991 yılınsa Lüxembourg dönem başkanlığında, ombudsmanın seçimiyle ilgili değişik atama yöntemleri tartışılmıştır.120

Üye devletler, Avrupa Parlamentosu’na duydukları kuşku yüzünden, Avrupa Ombudsmanı’na yapılacak şikayetlerin Avrupa Parlamentosu üye devlet parlamenterleri aracılığı ile iletilmesini teklif etmişlerdir. Fakat özellikle Danimarka’nın da tekrar önerisiyle, Avrupa Ombudsmanı’na doğrudan ulaşımın, Avrupa vatandaşları için önemli bir hak olduğu kabul edilerek bu konudaki görüş ayrılıklarına son verilmiştir.121

Hükümetlerarası Konferans’ta sonuç olarak vatandaşların ombudsmana direk ulaşması garanti altına alınmıştır. Ombudsman herhangi bir şikayet üzerine ya da kendiliğinden soruşturma ya da araştırma yapabilecektir. Alınan bir diğer karara göre, hakkında kötü yönetim iddiasında bulunulan bir topluluk organı, bu iddiaya üç ay içerisinde cevap vermek zorundadır. Bu cevap sonrasında Ombudsman sonuç raporu yazarak, hem Avrupa Parlamentosuna hem de hakkında şikayette bulunulan kuruma göndermek zorundadır. Ayrıca Ombudsman, şikayette bulunan kişiye şikayetinin akıbetini bildirmek zorundadır.122

Nihayetinde 7 Şubat 1992’de, Maastricht’te imzalanan Avrupa Birliği Anlaşması’nda; Ortaklık yaşamının demokratikleştirilmesi süreci içerisinde ortaklık kurumlarının saydamlığını sağlayarak vatandaş ile topluluk kurumları arasındaki güven ilişkisini güçlendirmeyi, ayrıca yurttaşın şikayetlerini kabul ederek Avrupa Birliği kurumlarının demokratik işlemesinde halklara yardımcı olmayı amaçlayan “Avrupa Ombudsmanı” yaratılmıştır. 120 BIERING, s. 48. 121 a.g.e, s. 48–49. 122

Simone CADEDDU, The Proceedings of The European Ombudsman, Law and Contemporary Problems, Vol. 68, 2004, s. 162.

2.3.1. Maastricht Antlaşması’nda Ombudsman İle İlgili Yer Alan Düzenlemeler

2.3.1.1 Maastricht Antlaşması’nın 21. Maddesinde Yer Alan Düzenlemeler

Maastricht Antlaşmasıyla Topluluk müktesebatına giren Avrupa vatandaşlığı kavramıyla vatandaşlara tanınan haklardan en sonuncusu Avrupa Parlamentosu’na dilekçe verme ve Ombudsmana başvurma hakkıdır. Antlaşmanın 21. maddesinin ilk fıkrasına göre; her Topluluk vatandaşı, Antlaşmanın 194. maddesine göre Avrupa Parlamentosu’na dilekçe ile şikayet hakkına sahiptir. 21. maddenin ikinci fıkrasına göre ise, her Birlik vatandaşı, Antlaşmanın 195. maddesi gereğince Ombudsmana başvurabilir. Son fıkrada ise, her Birlik vatandaşının Topluluk organlarından birine ya da Ombudsman’a ATA’nın 314. maddesinde belirtilen topluluğun resmi dillerinden biriyle123 yazılı şekilde başvurma hakkına ve yine aynı dilde yanıt alma hakkına sahiptir.

2.3.1.2. Maastricht Antlaşması’nın 195. Maddesinde Yer Alan Düzenlemeler

Avrupa Topluluğu Antlaşması’nın 195. maddesi Avrupa Ombudsmanı’nı düzenlemektedir.124 195. maddenin ilk fıkrasına göre, Avrupa Parlamentosu, bütün Birlik vatandaşlarından ya da bir üye devlette ikamet eden ya da merkezi bir üye devlette bulunan bütün gerçek ve tüzel kişilerden gelecek ve yargı görevlerini icra eden Adalet Divanı ve İlk Derece Mahkemesi dışındaki Topluluk kurumlarının ya da organlarının faaliyetlerinde kötü idare durumlarına ilişkin şikayetleri kabul etmekle yet- kili bir ombudsman tayin eder.

Görevlerine uygun olarak, Ombudsman, ileri sürülen iddiaların halen yargıç önünde olan ya da daha önce yargı önüne götürülmüş bulunan durumlar hariç, kendiliğinden veya kendisine doğrudan ya da bir Avrupa Parlamentosu üyesi aracılığı ile iletilen şikayet üzerine, mahal olduğuna inandığı soruşturmalara başlar. Ombudsman,

123 Bu diller; Almanca, Bulgarca, Çekçe, Danca, Estonca, Fince, Felemenkçe, Fransızca, İngilizce, İspanyolca, İsveççe, İrlandaca, İtalyanca, Lehçe, Letonyaca, Litvanyaca, Macarca, Maltaca, Portekizce, Rumence, Slovakça, Slovence, Yunanca’dır.

124

Enver BOZKURT, Mehmet ÖZCAN ve Arif KÖKTAŞ, Avrupa Birliği Temel Mevzuatı, Asil Yayınları, Ankara, 2005, s. 391.

bir kötü idare durumu saptadığı hallerde, üç ay içinde görüşünü bildirmesi için ilgili kuruma başvurur. Bundan sonra ombudsman Avrupa Parlamentosu’na ve ilgili AB kurumuna bir rapor sunar. Şikayette bulunan şahıs, bu soruşturmaların sonuçları hakkında bilgilendirilir. Her yıl ombudsman, soruşturmaların sonuçları hakkında bir raporu Avrupa Parlamentosu’na sunar.

Ombudsman her Avrupa Parlamentosu seçiminden sonra, yasama dönemi süresince atanır. Ombudsman, görev süresi bittikten sonra yeniden seçilebilir. Görevlerini yerine getirmek için gerekli koşullara artık sahip olmadığı ya da ciddi bir kötü yönetimde bulunması halinde Ombudsman’ın görevine Avrupa Parlamentosu’nun talebi üzerine Adalet Divanı tarafından son verilebilir.

Ombudsman görevlerini tam bağımsızlık içinde yerine getirir. Görevlerinin yerine getirilmesi sırasında hiçbir kuruluştan talimat isteyemez ve kabul edemez. Görevi süresince ücret karşılığı ya da ücretsiz hiçbir meslekle uğraşamaz.

Avrupa Parlamentosu, Komisyon’un görüşünü aldıktan sonra ve nitelikli çoğunlukla karar verecek olan Konsey’in onayı ile ombudsmanın ve görevlerini yerine getirmesinin kurallarını ve genel koşullarını saptar.

Avrupa Topluluğu Antlaşması’nın 195. maddesinden açıkça anlaşıldığı gibi Avrupa Ombudsmanı’na başvuru hakkı sadece üye ülke vatandaşlarına değil, üye devletlerde ikamet eden ve kötü yönetime maruz kalan AB üyesi olmayan ülke vatandaşlarına da tanınmıştır. 195. maddede geçen kötü yönetim (maladministration) kavramı ne ATA’da ne de diğer Ombudsmanın statüsü ile ilgili belgelerde tanımlanmıştır. Avrupa Ombudsmanı resmi internet sitesinde bu kavram şöyle açıklanmaktadır; “Ombudsman, kötü yönetim (yetersiz veya yanlış yönetim) durumlarını inceler. Kötü yönetim, bir kurumun kanuna uygun davranmaması, iyi yönetim ilkelerine saygı göstermemesi veya insan haklarını ihlal etmesi halinde söz konusu olur. Bazı örnekleri şunlardır:

• İdari usulsüzlükler • Haksızlık

• Yetkiyi kötüye kullanma • Cevap vermeme

• Bilgi vermeyi reddetme • Gereksiz gecikmeler125

İlk Avrupa Ombudsmanı Jacob Söderman’nın 1995 yılına ait yayınladığı raporda kötü yönetimin ne olduğu açıklanmış ve örnekler verilmiştir. Buna göre, bir Topluluk kurum ya da organının açıkça Antlaşmaya ve bağlayıcı Topluluk tasarruflarına ya da ATAD ve Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemeleri (ATİDM) tarafından öngörülen hukuk kurallarına ve ilkelerine uygun davranmadığı durumlar kötü yönetim olarak adlandırılmıştır.126 Söderman’a göre iyi yönetim ise Topluluk kurum ve organlarının topluluğun hukuk kurallarına uymalarıdır127.