• Sonuç bulunamadı

B) Soruşturma Aşamasında Uzlaştırmanın Usûl ve Esasları I Uzlaştırmanın Tanımı ve Genel Esasları

XIV- Mağdurun Zararının Giderim

Ceza Muhakemesi Kanununun 253. maddesinde, fail ve mağdurun nasıl uzlaşmaya varabileceği belirtilmemiştir. Fail ve mağdur, suçtan ortaya çıkan maddî veya manevî zararın kısmen veya tamamen giderilmesi şartıyla bir anlaşmaya varabilir; fakat uzlaşmaya varılması için mağdura mutlaka bir miktar para ödenmesi şart değildir. Gerçekten fail, mağdura bir miktar para ödeyebileceği gibi, eski hâlin iadesi yoluyla zararın aynen tazmini, mağdurun yanında ücretsiz çalışmak, hayır amaçlı kuruluşlara bağış yapmak gibi diğer maddî hizmetlerde bulunarak, mağdurdan özür dileyerek, özellikle hayır amaçlı kuruluşlarda olmak üzere sosyal bir kuruluşta gönüllü çalışarak, bir kamu hizmetinin görülmesine katılarak veya topluma faydalı bir birey olmasını sağlayacak bir iyileştirme ve eğitim programına katılmak gibi diğer bazı yükümlülükler altına girerek de mağdurun zararını giderebilir181. Nitekim çocukların taraf olduğu uzlaştırmalarda, çocuğun, mağdurun zararını mutlaka bir miktar para ödeyerek gidermesi amaca uygun olmadığı gibi, çoğu zaman mümkün de değildir. Çocuklar tarafından işlenen suçlarda uzlaştırmanın, çocuğu topluma kazandırmada kullanılacak bir yol olma işlevi daha açık görülmektedir. Bu nedenle çocukların, mağdurun zararını gidermek amacıyla diğer giderim yollarını kullanmasına olanak tanınmalıdır182. Bu mülâhazalarla düzenlenen Uzlaştırma Yönetmeliğinin 20. maddesine göre, taraflar uzlaştırma sonunda belli bir edim yerine getirilmeksizin anlaşmaya varabilecekleri gibi, bu maddede sayılan edimlerden bir ya da birkaçını veya bunların dışında belirlenen bir edimi de giderim şekli olarak kararlaştırabilirler. Yönetmelikte giderim şekilleri (edim konusu), örnek olarak şu şekilde düzenlenmiştir183:

a) Fiilden kaynaklanan maddî veya manevî zararın tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hâle getirilmesi,

b) Mağdurun veya suçtan zarar görenin haklarına halef olan üçüncü kişi ya da kişilerin maddî veya manevî zararlarının tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hâle getirilmesi,

c) Bir kamu kurumu veya kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluş ile yardıma muhtaç kişi ya da kişilere veyahut özel bir kuruluşa bağış yapmak gibi edimlerde bulunulması,

181 Committee of Experts on Mediation in Penal Matters s. 16; Umbreit/Coates/Vos-Victim Offender Mediation s. 462; Council of the European Union s. 10; Yurtcan s. 646; Özbek/Doğan s. 245.

182 Ceza Muhakemesi Kanununda 5560 sayılı Kanunla değişiklik yapılmadan önce de bu tür giderim şekillerinin kararlaştırılmasına yasal bir engel bulunmamaktaydı. Buna ilişkin görüşler için bkz. Özbek-Ceza Muhakemesi Kanununda Uzlaştırma s. 314.

183 Yönetmeliğin bu maddesi, Alman mevzuatı esas alınarak hazırlanmıştır. Bkz. Özbek- Arabuluculuk Uygulaması s. 154.

ç) Mağdurun, suçtan zarar görenin veya bunların gösterecekleri üçüncü

şahsın, bir kamu kurumunun ya da kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluşun belirli hizmetlerini geçici süreyle yerine getirmesi veya topluma faydalı birey olmasını sağlayacak bir programa katılması184 gibi diğer bazı yükümlülükler altına girilmesi,

d) Mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesi185.

Uzlaştırma Yönetmeliğinin 20. maddesinin (b) bendinde ifade dilen, mağdurun veya suçtan zarar görenin haklarına halef olan üçüncü kişilere örnek olarak sigorta şirketleri gösterilebilir.

Yönetmeliğin 20. maddesinin (ç) bendinde sayılan giderim şekli, mağdur fail uzlaştırmasının amaçlarına uygundur; ancak bu maddenin uygulanabilmesi için, sosyal güvenlik hukuku yönünden açık düzenleme yapılması gerekir. Failin, örneğin mağdurun işyerinde veya bir kamu kurumunda geçici süreyle, ücretli ya da ücretsiz çalışması durumunda, Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı belli değildir. Bu belirsizliği gidermek amacıyla, Ceza Muhakemesi Kanununa özel bir madde eklenerek, bu tür giderim şekillerinin kararlaştırılması hâlinde, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı hükme bağlanmalıdır. Zira, uzlaştırma süreci sonunda yapılan anlaşma kapsamında çalıştırılan failin bu çalışması, hizmet akdine dayanmamakta, 506 sayılı Kanunun 2. maddesinde bu failler ile ilgili düzenleme bulunma- makta ve çalışma karşılığında genellikle faile ücret ödenmemektedir. Bu ça- lışmanın, uzlaşma kapsamında ifa edilen bir giderim şekli olması nedeniyle, fail ve mağdur hakkında Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerinin uygulan- maması gerekir.

Nitekim, Yönetmeliğin 20. maddesindeki giderim şekline benzer bir düzenleme, denetimli serbestlikle ilgili olarak, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Đnfazı Hakkında Kanunun186 (CGTĐHK) 105. maddesinde yer almaktadır. Hükümlünün, TCK m. 50, 1/f uyarınca, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlardan olan “kamuya yararlı bir işte çalıştırması” kapsamında, ücretsiz olarak bir kamu kurumunun veya kamu yararına hizmet veren bir özel kuruluşun belirli hizmetlerinde çalıştırılması mümkündür (CGTĐHK m. 105). Denetimli serbestlik altındaki hükümlülere

184 Bu bağlamda fail, giderim anlaşmasıyla, bir denetimli serbestlik programı çerçevesinde veya bundan bağımsız olarak, psikolojik yardım alabilir, madde bağımlısıysa, bunun tedavisi için bir tedavi merkezine yönlendirilebilir veya benzeri bir tıbbî tedavi görme taahhüdüne girebilir. Benzer bir düzenleme için bkz. Council of the European Union s. 10. 185 Özür dileme ve affetme, mukayeseli hukukta kabul gören alternatif tedbirler arasındadır. Avrupa Konseyinin, alternatif tedbirler, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve koşullu salıverme kararlarının tanınması ve denetlenmesi konusunda bir çerçeve kararı alması amacıyla, Almanya ve Fransa’nın yaptığı önerinin 16. maddesinde, af ve özür dileme özel olarak düzenlenmiştir (Council of the European Union s. 25).

yönelik olarak, 5560 sayılı Kanununla, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununun187 14. maddesine eklenen ikinci fıkrayla, kamu yararına çalışma yaptırımının infazında, 17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür. 5402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yapılan bu düzenlemenin amacı, uzlaştırmayla ilgili olarak yukarıda açıklanan amaçlarla aynıdır188. Dolayısıyla, benzer bir düzenlemenin uzlaştırma ile ilgili olarak da yapılması kaçınılmazdır.