• Sonuç bulunamadı

3- YUNAN ALFABESĠ, GELĠġĠMĠ, YAZI, OKUL VE KÜTÜPHANELER

4.2. Müzik Eğitimi

Yunanlılar müziksiz bir hayatı tatsız bir varoluĢ olarak görmüĢlerdir. Vücutlarını ve zihinlerini geliĢtirirken bunu çoğunlukla müzik eĢliğinde yapmıĢ, ancak bu Ģekilde iyi ve güzel olana ulaĢabileceklerini düĢünmüĢlerdir. Bu nedenle eğitimlerindeki ve kültürlerindeki en önemli öğelerden biri de müzik olmuĢtur.69

Müzik, aynı zamanla din eğitiminde de kullanılır. Festivallerde çeĢitli koro Ģarkıları söylenip Tanrılara seslenmiĢlerdir. Tanrılara resmi yoldan seslenmenin adı

hymnos’dur; Dionysos’a hitaben seslendiklerinde dithyrambos, Apollon’a

yakardıklarında paian, Ares Ģerefine söylenen Dor Ģarkıları olan embaterialar (marĢlar) da buna örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca dünyevi iĢlerde ise, mesela ölmüĢ kiĢilere yakılan ağıtlar olan threnoi’yi ya da yarıĢlarda galip gelenler için söylenen epinikion’ları örnek verebiliriz.70

Kısacası Yunan kültüründe müzik her alana yayılmıĢ durumdadır. Doğumlarda, ölüm sonrası matemlerde, harman sırasında, buğday öğütürken ve yün örerken, ibadetlerde ve hatta hastalık tedavilerinde bile söylenen Ģarkılar vardır. Bunlar, öncelikle antikçağ yazarlarının eserlerinden öğrenilmektedir.

Müzik, Homeros’un eserlerinde sıkça kendini gösterir. Tanrı Hephaistos Akhilleus’a yaptığı kalkanda gitara ve flavta çalan insanlar iĢler (Hmr., Ġly., XVIII., 490–495). Ayrıca Homeros’un “ortada bir çocuk, telleri çınlayan bir saz elinde,

sesler çıkarıyordu sazdan tatlı tatlı, güzel bir türkü çağırıyordu ince sesiyle” diye

tasvir ettiği bir sahne de vardır. Bunun yanında yine Ġlyada’da, Akhilleus’un savaĢın dıĢında otururken lirini tıngırdattığı ve kahramanlık Ģarkıları söylediği görülür (Hmr., Ġly., IX., 185–190). Odysseia’da ise Phaiak ülkesindeki ozan Demodokos için,

“Tanrısal ozan”, “halktan saygı gören” gibi sıfatlarla bahsedilir (Hmr., Ody., XIII.,

25–30). Bu da müzikle uğraĢan insanların Homeros’un gözündeki değerini göstermesi açısından önemlidir. Ayrıca o, karısının taliplerini öldürürken orada bulunan bir ozanı affeder. Ozan bu fragmanda: “Ustasız öğrenmiştim ozanlığı, kendi

69

Garland, a.g.e., s. 282 70

kendime” (Hmr., Ody., XXII., 345–350) der. Bu noktada ozanlığı, genelde bir usta

tarafından öğretilen bir iĢ olarak algılayabiliriz. Bunun yanında Odysseia, Ģölen Ģarkılarından ve kadınların dokuma tezgâhında söylediği Ģarkılardan örnekler verir.

Thukydides ise Siracusa’daki düĢmanların eğlenmek amacıyla, taĢ ocaklarında çalıĢtırılan Atinalı savaĢ mahkûmlarına zorla, trajedi Ģairi Euripides’in koro kasidelerini söylettiklerini rapor eder. Herodotos ise düğün geleneklerinde bazen, kız için müzik ve jimnastik yarıĢmaları yapıldığından bahseder. Bu fragmandan aynı zamanda çeĢitli bölgelere özgü müzik ve dans Ģekilleri olduğu da öğrenilmektedir: “Flütçüye ağır bir dans havası çalmasını emretti; flütçü çaldı; o da

oynadı; herhalde kendi bildiği gibi oynuyordu, ama Kleisthenes bu sahneyi seyrederken kaşlarını çattı. Hippokleides biraz dinlendikten sonra bir masa getirtti, üzerine çıktı, önce Lakedaimon adımlarını; sonra Atiika dans figürlerini gösterdi”

(Herod., Tarih, VI., 129).

Antik Yunan enstrümanları, ĢaĢırtıcı olarak sayıca azdır. Ulusal çalgıları lir, kitara ve harp gibi telli çalgılardır. Lir, küçük ama çok fazla ses çıkarabilen bir çalgıdır. Kaynaklar, genellikle evde ve sınıf ortamında çalındığı izlenimini verir. Genellikle kemik ya da fildiĢinden yapılan, günümüzde gitarlar için kullanılandan bir hayli büyük olan, pena ya da mızrap ile çalınır. Müzisyenler, halk oyunlarında lirin çeĢitli tiplerini tercih ederler. Mesela kara kaplumbağasından yapılan ve bu yüzden

chelus olarak adlandırılan türü bunlardan biridir. Lir ile ilgili görsel kanıtlar Miken

resimlerine (M.Ö. 1200) kadar gider.71

Kitara ise yaklaĢık olarak M.Ö. 600’den beri kullanılmaktadır. Diğer bir telli çalgı olan arpa ikinci derecede önem verilmiĢtir. Ġlerleyen dönemlerde Yunanlıların bu üç müzik aletine syrinks, aulos ve salpinks eklenmiĢtir. Bunların içinde en çok tercih edileni ise aulosdur. Çok önemli bir nefes çalgısı olan aulos silindir bir borudan ibarettir, parmakları koymak için deliklerle donatılmıĢtır ve modern obualar gibi çift kamıĢlıdır. Sadece sesi çok güçlü olmakla kalmaz aynı zamanda çarpıcı efektler yapar. Aulos, hem halka açık yarıĢmalarda hem de küçük özel toplantılarda müzik olacaksa ilk olarak tercih edilen çalgıdır. Bu

71

çalgılara, M.Ö 250’de bulunan ve su ile çalıĢan hydraulis eklenmiĢ ve diğerleri kadar sık olmasa da kullanılmıĢtır.72

Varlıklı ailelerin çocukları, bu müzik aletlerini (öncelikle aulos ve liri) çalmayı öğrenmek için mousikie denilen özel hocalardan ders alırlar. Daha sonra da festivallerde, öğrendikleri enstrümanları çalarak yeteneklerini sergilerler. Mesela “Dionysia Şenlikleri”nde Atina’daki 10 kabilenin her biri, 50 çocukla koro yarıĢına katılır. Çocukların yaptıkları bu koro gösterileri sıklıkla tekrarlanır. Herodotos da Delphoi’ye gönderilen koro öğrencilerinin, dönüĢte vebaya yakalandığından ve sadece ikisinin geriye dönebildiği yüz gençten bahseder (Herod., Tarih, VI., 27).

Antik Yunanlılardaki müzik aletlerini ve müzik eğitimini öğrendiğimiz bir baĢka kaynak ise çeĢitli resim tasvirleridir. Bunlardan biri günümüzde British Museum’da bulunan, bir hydria üzerindeki tasvirdir. Burada, kucağında liri ile oturan ve muhtemelen Ģarkı söylemekte olan bir hoca vardır. Onun karĢısında ise hocasına iki aulos birden çalarak eĢlik eden bir öğrenci oturmaktadır. Ayrıca oturan öğrenciden sonra ders almak için paidagogos’u ile birlikte içeri giren bir öğrenci daha resmedilmiĢtir. Yine aynı müzede bulunan bir baĢka vazo resminde ise, bir platform üzerinde duran ve kendisine aulos çalan birinin eĢlik ettiği bir öğrenci Ģarkı söylemektedir. Bunların dıĢında müzede, kazılarda ele geçirilmiĢ çeĢitli müzik aletleri de bulunmaktadır.

Yeri gelmiĢken, Yunan filozoflarının en çok müziğin kuramı üzerinde durdukları ve onların bu çabaları ile müzikte monokord denilen tek telli bir ölçü aracının geliĢtiği belirtilmelidir. Bu akustik potansiyometre ile Yunanlı matematikçiler, özellikle de M.Ö. VI. yüzyılda Samoslu (Sisam Adası) Pythagoras, çeĢitli perdeler arasındaki sayısal iliĢkileri hesaplamayı ve kanıtlamayı baĢarmıĢtır.73

72

Bogucki, a.g.e., s. 770 73

Peter Levi., Eski Yunan, ĠletiĢim Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi C. 3, (Çev: NeĢe Erdilek), ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, 1987, s. 154