• Sonuç bulunamadı

Ek 1. Maddesinin 4 Fıkrasında Düzenlenen Suç İle Karşılaştırma

2.3. SUÇUN MUHAKEMESİ VE YAPTIRIM

2.3.2. Yaptırım

2.3.2.3. Müsadere ve İmha

Müsadere, sözlük anlamı itibariyle, İşlenilen bir suç sebebiyle kişi veya kurumların mallarının bir kısmına veya tamamına el konulması, zoralıma tabi tutulması ve bunların mülkiyetinin ya da bedelinin hazineye geçirilmesi demektir665.

Başka bir tanıma göre ise, müsadere, yeni suçların işlenmesini önlemek amacıyla, cezai nitelikteki hukuka aykırı fiillerden kaynaklandığı veya bu fiillerin işlenmesiyle ilgili olduğu için suç düşüncesini veya suçun çekiciliğini canlı tutan eşyaya, devlet lehine el konulmasıdır666. Ancak bu tanımdaki “el konulması” ibaresi CMK m.123 vd. maddelerinde öngörülen koruma tedbiri niteliğindeki “elkoyma” anlamında olmayıp zoralım anlamındadır667. Müsadere, genel veya özel olabilir. Genel müsadere, kişinin malvarlığının tümü üzerindeki mülkiyet hakkının devlete geçmesidir. Anayasa’nın 38. maddesi gereği genel müsadereye hükmedilemez. Özel

663 Öner, s.208 664 Öner, s.208

665 Artuk-Gökcen-Yenidünya, Genel, s.864 666 Toroslu, s.438

667Müsadere ve CMK’nın 123. ve devamı maddelerinde öngörülen el koyma birbirinden farklı

kurumlardır. Müsadere, TCK’da, güvenlik tedbiri niteliğinde bir yaptırım olarak düzenlenmiş bulunmasına karşılık (TCK m. 54,55); elkoyma, ceza muhakemesi sırasında başvurulan bir koruma tedbiridir. Müsadere, kişinin o eşya üzerindeki mülkiyet hakkını tamamen sona erdirir. Oysa elkoyma, kişinin bir eşya üzerindeki tasarruf yetkisini sadece sınırlandırır. Müsadere, süreklilik arz eden bir güvenlik tedbiri iken, el koyma ise yargılamanın yapılabilmesi için delillerin korunmasını ve ileride mahkûmiyet hükmü verilecek olursa lüzumu halinde müsaderenin gerçekleşmesini sağlama amacına yönelik geçici bir koruma tedbiridir. Öte yandan müsadere kararını sadece hakim ya da mahkeme verebiliyorken, Elkoymaya, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcının da başvurma yetkisi vardır(CMK m.127)., Centel-Zafer-Çakmut, s.703

141

müsadere ise suçta kullanılan, kullanılmak üzere hazırlanan veya suçtan meydana gelen, yani, suçla doğrudan ilgili olan bir eşya veya değerin mülkiyetinin devlete geçmesi demektir668.

Türk Ceza Kanunu’nda müsadereye ilişkin hükümler (m.54, 55) güvenlik tedbirleri içerisinde yer almaktadır. Bu sebeple Kanun, müsadereyi, bir ceza olarak değil, bir güvenlik tedbiri olarak düzenlemiştir669. TCK’nın 54. maddesinin gerekçesinde de müsaderenin bir ceza değil güvenlik tedbiri olduğu ifade edilmiştir. Güvenlik tedbiri niteliğindeki bu yaptırım türü, kanunda belirtilen hallerde ve belirtilen nitelikteki eşyanın mülkiyetinin veya kazanç ya da değerlerin, tamamının ya da bir kısmının, kişi ya da kişilerin aidiyetinden çıkarttırılarak devlete devrini sonuçlamaktadır. Bu itibarla, müsaderenin, eşya müsaderesi (TCK m.54) ve kazanç müsaderesi (TCK m.55) olmak üzere iki türü vardır.670.

Eşya müsaderesi, iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen671 ya da suçtan meydana gelen eşyanın mülkiyetinin devlete geçmesidir (TCK m.54/1). Eşya müsaderesine karar verilebilmesi için suçun icrasına başlanmış olması gerekir. Hazırlık hareketleri aşamasında kalan bir eylem bakımından da kural olarak müsadere kararı verilemez672. Örneğin, uyuşturucu madde nakli için evin önünde bekletilen aracın, henüz yüklenilmeye başlanılmamış ise nakil suçu yönünden icra hareketlerine başlanmadığından aracın müsaderesi mümkün olmayacaktır673. Suçun işlenmesinde kullanılan veya suçtan meydana gelen bir eşyanın müsaderesinde, eşya ile bağlantılı suçun icrasına her halükarda başlanmış olacaktır. Suçta kullanılmak üzere hazırlanmış eşya hakkında ise, henüz suçun icrasına başlanmış olmayacağından ancak bu eşyanın kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak

668 Centel-Zafer-Çakmut, s.702; Uzuntok, s. 239 669 Artuk-Gökcen-Yenidünya, Genel, s.867 670 Hakeri, s.430

671“Suça iştirak eden ve cezalandırılan Sanık F. adına kayıtlı bulunan ve suçun işlenmesinde kullanılan

06 AS 444 plakalı aracın TCK’nın 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca müsadere edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, kanuna aykırı” Y.10.CD., 06.02.2014, 2013/8548 E.2014/832 K.,

http://www.uyap.gov.tr, Erişim tarihi: 04.07.2014

672 Hakeri, s.431; Müsadereye karar verilebilmesi için sanığın eyleminin suç teşkil edip etmediği,

saptanmalıdır. Müsadere eyleme bağlıdır. Eylem suç oluşturmuyorsa, eşyanın müsaderesine karar verilemez…”, Y.CGK, 02.10.1989, 200/274, Çalışkan, s.389, 390

142

açısından tehlikeli olması durumlarında müsadere yoluna gidilebilir (TCK m.54/1 cümle 2). Yani, bu halde, suçun hazırlık aşamasında kalmış olması bu tür bir eşyanın müsaderesine karar verilmesini engellemez674. Devlete ait eşyanın müsaderesi söz konusu olamaz675. Müsaderede mülkiyet devlete geçtiğinden, zaten devlete ait olan eşya hakkında müsadereye de karar verilemez. Suça teşebbüs edilmesi durumunda da, eşyanın müsaderesi mümkündür676.

Yasada üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşya da, bir suçta kullanılmasa veya suçun işlenmesine tahsis edilmese dahi eşya müsaderenin konusunu oluşturan nesnelerden sayılmıştır (m.54/4)677. Bu tür bir eşyanın müsaderesi için, bunun kime ait olduğu önemli değildir. Ayrıca bir suçun işlenmesi de gerekmez678. 2313 sayılı Kanun’un 20. maddesine göre de, sahibi belli olmayan cins, vasıf ve miktarları tespit edilmiş uyuşturucu maddeler müsadere kararı verildikten sonra mahalli mülki amirliğe teslim edilir. CMK m.129’da suç konusu olmayıp sadece müsadereye tabi bulunan eşyanın müsaderesine sulh ceza hâkimi tarafından duruşma yapılmaksızın karar verileceği düzenlenmiştir679.

Müsadere hukuki niteliği itibariyle bir güvenlik tedbiri olduğundan, bir kişinin aleyhine müsadere kararı verilebilmesinde bir suçun işlenmesi zorunlu olmakla beraber, bu kimsenin her zaman cezaya mahkûm edilmiş olması gerekmemektedir. Örneğin, suç işlenmesinde kullanılan tehlikeli eşyanın bunu kullanan fail çocuk veya akıl hastası olması nedeniyle cezalandırılamasa dahi, müsaderesine hükmedilebilecektir680. Başka bir örnekle, mahkemenin, etkin pişmanlık hükmü gereği “ceza verilmesine yer olmadığı” kararı ile davayı sona erdirmesi fiilin sabit olduğu ancak suç siyaseti gereğince faile ceza verilmesinin uygun olmayacağını ifade eder. Bu nedenle bu karar, suçtan elde edilen ya da suçta kullanılan araçların müsaderesine engel olmaz681. CMK m.223/4-b hükmü gereği, işlenen fiilin suç olma özelliğini devam ettirmesine rağmen şahsi cezasızlık

674 Centel-Zafer-Çakmut, s.704 675 Önder, s.597 676 Hakeri, s.431; Önder s.599 677 Centel-Zafer-Çakmut, s.704; Hakeri, s.431 678 Toroslu, s.440 679 Artuk-Gökcen-Yenidünya, Genel, s.874 680 Hakeri, s.431 681 Zafer, s.29

143

sebebinin varlığı dolayısıyla, faile ceza verilmemesi hallerinde, ceza verilmesine yer olmadığına karar verilir. Bu madde hükmünden de anlaşıldığı üzere bu durumda fiil suç olmaya devam etmektedir. Gönüllü vazgeçme de cezayı kaldıran bir şahsi sebeptir. Gönüllü vazgeçme sebebiyle faile ceza verilmese de, müsadereye hükmedilir. CMK’nın m.223/2-d hükmü gereği, yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen olayda hukuka uygunluk nedeninin bulunması halinde beraat kararı verilir. Bu durumda ortada bir suç bulunmadığından beraat eden sanık hakkında müsadereye de karar verilemez. Ayrıca CMK m.171/1 gereği, “cezayı kaldıran şahsi sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsi cezasızlık sebebinin varlığı halinde, Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir.” Bu durumda da müsadere hükümleri uygulanır. Bu bakımdan TCK m.192’de düzenlenen etkin pişmanlık hükmü uygulanıp faile ceza verilmese bile, suça konu eşyalar hakkında müsadere kararı verilebilecektir682.

Her nasılsa mahkemenin müsadereye ilişkin bir karar vermemiş olması, sanık açısından bir müktesep hak oluşturmaz. Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin müsaderesi her zaman mümkündür. Ancak TCK m. 70’de müsaderede zamanaşımı düzenlenmiş olup, buna göre, müsadereye ilişkin hüküm, kesinleşmeden itibaren yirmi yıl geçtikten sonra infaz edilemez. Yasalarda özel açıklık bulunmayan hallerde müsadere hükümleri m.54’e dayandırılmalıdır. Örneğin, ham afyonun müsaderesi 2313 sayılı Kanun’un 20. maddesine göre değil, 5237 sayılı TCK’nın 54. maddesine göre yapılacaktır683.

Müsadereye tabi eşyanın ortadan kaldırılması, elden çıkarılması (harcama), tüketilmesi veya başka bir şekilde müsaderesinin mümkün olmaması halinde, örneğin suçta kullanılan imha edilmişse ise bu sebeple müsadere edilemiyorsa, bu eşyanın değeri kadar para müsadere edilir. Buna, “muadil değerin müsaderesi” de denir. Eşya müsaderesinde düzenlenmiş olan muadil değerin müsaderesinde (TCK m.54/2), malvarlığına tabi eşyanın yerine bir değerin girmesi gerekli değildir. Hâlbuki kazanç müsaderesinde düzenlenen kaim değer müsaderesinde (TCK

682 Çalışkan, s.395, 396 683 Günay, Uygulamalı, s.41

144

m.55/2), müsadereye tabi olan eşyanın yerine malvarlığına giren değer müsadere edilmektedir684.

Eşya müsaderesine tabi eşyanın, maddi bir bünyesinin olması gerekir685. Somut olmayan hak ve alacaklar ile fikri haklar eşya sayılmamakta ve eşya müsaderesine konu olamazlar. Ancak Şartları gerçekleştiğinde kazanç müsaderesine veya kaim değer müsaderesine konu olabilirler. Para, eşya sayılmadığından eşya müsaderesine konu olamamakta, koşulları gerçekleşmesi halinde kazanç müsaderesinin konusunu oluşturabilir686.

Müsadere edilecek eşyanın, iyiniyetli kişilere ait olmaması gerekir. Başka bir deyişle kişinin suçun işlenmesine katılmamış olması, suçun işlenmesinden haberdar bulunmaması durumunda, sahibi bulunduğu eşya bir suçun işlenmesine tahsis edilmiş olsa bile müsadereye hükmedilmeyecektir. Üçüncü kişi iyi niyetli değilse, örneğin, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin taşınmasında kullanılacağını bilerek ve kendi isteğiyle vermişse, aracın müsaderesi söz konusu olacaktır. Ancak, TCK m.54/3 ile kabul edilen “orantılılık ilkesi” gereği, koşulları mahkemece değerlendirilerek aracın müsaderesine hükmedilmeyebilecektir687. Kanun, suçta kullanılan eşya yönünden müsaderede orantılılık ilkesini benimseyerek, bu tür eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağının, bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağının anlaşılması halinde, bunların müsaderesine hükmedilmeyebileceğini öngörmüştür (TCK m.54/6). Ne var ki, 6. fıkra hükmünün lafzına bakıldığında, orantılılık ilkesinin sadece suçta kullanılan eşya yönünden kabul edilmiş olduğu görülmektedir. Müsadere, birden fazla kişinin paydaş olduğu bir eşya ile ilgili ise, sadece suça iştirak eden kişinin payının müsaderesine hükmolunur (TCK m.54/6)688.

684 Artuk-Gökcen-Yenidünya, Genel, s.874 685 Önder, s.596 686 Çalışkan, s.390, 391 687 Günay, Uygulamalı, s.42 688 Toroslu, s.440

145

İmha, ancak uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin müsaderesine karar verilmiş ise söz konusu olur689. 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre, müsaderesine karar verilen uyuşturucu maddeler, valinin görevlendireceği bir yetkilinin başkanlığındaki ve il savcısının veya yardımcısının nezaretçi olarak katıldığı heyet huzurunda imha edilir.

Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinde düzenlenen “kazanç müsaderesinde” dört kategori değer müsadereye tabi olmaktadır. Bunlar, suçun işlenmesi ile elde edilen maddi menfaatler690, suçun konusunu oluşturan maddi menfaatler, suçun işlenmesi için sağlanan madde menfaatler ve son olarak, bahsi geçen bu maddi menfaatlerin değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançlardır. Suçun işlenmesiyle elde edilen maddi menfaatlere, uyuşturucu veya uyarıcı madde satma fiilinin işlenmesi sonucu elde edilen maddi menfaatler örnek olarak gösterilebilir691. Bu maddi menfaat para olabileceği gibi, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin karşılığı olarak verilen paradan başka herhangi bir değer de olabilir692.

Kazanç müsaderesini düzenleyen TCK m.55/2’ye göre, müsadere konusu eşya veya maddi menfaatlere elkonulamadığı veya bunların merciine teslim edilmediği hallerde, bunların karşılığını oluşturan değerlerin müsaderesine karar verilir. Buna kaim değer müsaderesi de denir. Konuyla ilgili 55.maddenin gerekçesinde, “müsadere konusu ekonomik değerin, harcama, imha, tüketme gibi hareketlerle müsaderesinin imkânsız kılınması halinde, karşılığı para tutarının müsaderesine karar verilecektir.” denilerek kaim değerin müsaderesi açıklanmıştır. Eşya müsaderesinde oluğu gibi, kazanç müsaderesi yönünden de usul hükümleri açısından CMK m.256 vd. maddeleri uygulanacaktır693. İşlenmiş suçtan elde edilen

689 Günay, Uygulamalı, s.41; “Suça konu emanette kayıtlı bulunan kenevirlerin müsaderesi yerine

imhasına karar verilmesi yasaya aykırı (….),hükmün düzeltilerek onanmasına”, Y.7.CD. 08.05.2002,

2002/6370 E., 2002/6556 K., Tosun-Artuç, s.2748

690 “Sanık Emin’in kollukta müdafii huzurunda verdiği ifadesine ve tüm dosya kapsamına göre sanık

Emin’in üzerinden ele geçirilen 4.000 Euro’nun suçun işlenmesinden elde edilen para niteliğinde bulunduğu anlaşıldığından, söz konusu paraların TCK’nın 55. maddesinin 1. fıkrası uyarınca müsaderesi yerine iadesine karar verilmesi, kanuna aykırı”, Y.10.CD., 06.02.2014, 2013/8548

E.2014/832 K., http://www.uyap.gov.tr , Erişim tarihi: 04.07.2014

691 Artuk-Gökcen-Yenidünya, Genel, s.876 692 Uzuntok, s.242

146

haksız kazancın suçun faillerinden herhangi birine ya da bir üçüncü kişi yararına sağlanmış olması, kazanç müsaderesine karar verilmesine engel oluşturmaz. Ancak bu halde müsadereye karar verilebilmesi için kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan maddi menfaatlerin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir (TCK m.55/1)694. Suçun mağduruna iade olanağı varsa artık müsadere yapılamayacaktır695. TCK’nın 55. maddesi kapsamına girip de sonradan başkası tarafından iktisap edilen eşyanın müsadere edilebilmesi için, bu kişinin Medeni Kanun’un iyiniyetin korunmasına ilişkin hükümlerinden yararlanamıyor olması gerekir696.