• Sonuç bulunamadı

8

İçinde yaşadığımız doğanın bizlere sunduğu kaynakların sınırlı olduğu düşünülecek olursa, piyasa mekanizmasının bu kaynakların verimli bir şekilde tüketimini sağlayıp sağlayamayacağı önemli bir sorundur. Herhangi bir doğal kaynağın verimli bir şekilde kullanımı, söz konusu kaynağın mülkiyet haklarının iyi tanımlamasına bağlıdır. İktisat biliminde mülkiyet hakları; herhangi bir kaynağın sahibinin haklarını, imtiyazlarını ve kısıtlamalarını tanımlayan yetkilendirme bütünü olarak değerlendirilmektedir.

Bir kaynağa ait mülkiyet hakkının söz konusu kaynağın verimli bir şekilde kullanımını sağlaması mülkiyet hakkının şu 3 özelliğine bağlıdır: (i) söz konusu kaynağın sahipliğinden doğan fayda ve maliyetlerinin sadece kaynağın sahibine tahakkuk edebilmesini sağlayacak şekilde münhasır olması (ii) mülkiyet haklarının gönüllülük esasına dayanarak bir taraftan diğerine transfer edilebilir nitelikte tanımlanmış olması (iii) rıza dışında gerçekleşen herhangi bir hak ihlaline karşı yaptırım hakkı doğurabilmesi. İyi tanımlanmış mülkiyet hakları, söz konusu kaynakların verimli bir biçimde kullanılması anlamına gelir; çünkü kaynağın verimsiz kullanılması mülkiyet hakkına sahip bireyin fayda kaybetmesi anlamına gelmektedir (Tietenberg ve Lewis, 2009: 22-23).

Özel mülkiyet kapsamındaki kaynaklar, bireysel faydayı maksimize güdüsüyle çoğunlukla verimli bir şekilde kullanılabilmektedir. Mülkiyet haklarının iyi işlemediği bir ortamda dışsallıklar ortaya çıkmaktadır. Karacan (2012: 694) dışsallık kavramını belirli bir birey veya bireyler grubunun aralarında herhangi bir anlaşma ya da ticari ilişki olmaksızın irade dışı, bir başka birey veya bireyler grubunun herhangi bir eyleminden ötürü bir fayda ya da maliyetle karşılaşması olarak tanımlamıştır. Bu durum görünmez el teoreminin bir istisnası olarak piyasa başarısızlığını göstermektedir. Dışsallıklar; üretici veya tüketici konumundaki üçüncü kişilere telafi edilemeyen bir maliyet yüklemesi ya da karşılığı ödenemeyen bir fayda sağlaması olarak da ifade edilebilir.

Bir iktisadi faaliyet, söz konusu faaliyetin dışındaki taraflara fayda sağlıyorsa pozitif dışsallık, maliyet ya da fayda kaybına neden oluyorsa negatif dışsallık söz konusu olur. Bu gibi durumlarda ortaya çıkan piyasa

9

başarısızlıklarını açıklığa kavuşturmak için toplumsal maliyet ve toplumsal fayda kavramlarını değerlendirmemiz gerekir.

Toplumsal maliyet, söz konusu mal veya hizmetin üretim maliyetine dışsal maliyetinin eklenmesi ile hesaplanır (Ertek, 2009: 432):

Toplumsal Maliyet = Özel Maliyet + Dışsal Maliyet

Toplumsal fayda, söz konusu mal ya da hizmetin tüketiminin özel faydasına dışsal faydanın eklenmesi ile bulunur:

Toplumsal Fayda = Özel Fayda + Dışsal Fayda

Bu kavramları biraz daha netleştirmek adına örneklendirmek faydalı olacaktır. Bir fabrikanın çevreye yaydığı kötü koku şehirdeki turistik tesislerinin müşteri sayısının düşmesine neden olarak hem şehir halkı hem de turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmeler üzerinde bir negatif dışsallık oluşmaktadır.

Bu dışsallığın toplumsal maliyeti firmanın üretim maliyetlerini ifade eden özel maliyetler ile turistik tesislerin karşılaştığı dışsal maliyetlerin toplamına eşittir.

Bir belediyenin şehrin içinden geçen bir dereyi ıslah ve peyzaj düzenleme çalışmaları kapsamında yeniden çevre düzenlemesini yapması sonucunda dere kenarında belediyenin kiraya verdiği turizm işletmelerinin gelirlerini arttırması özel faydayı ifade ederken manzara nedeniyle civardaki evlerin fiyatlarındaki artış dışsal faydayı ifade etmektedir. Bu örnekte ise toplumsal fayda belediyenin kiraladığı işletmelere sağladığı özel fayda ile çevredeki evlerde oturan vatandaşların sağladığı dışsal faydanın toplamını ifade etmektedir.

Çevre ile ilgili unsurlarda dışsallıklar daha çok toplumsal nitelikli olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada çözülmesi gereken esas sorun; dışsallığın kaynağı olan ve dışsallık maliyetiyle karşılaşan tarafları sosyal optimumu sağlayan davranış biçimlerine yönlendirmek için uygulanacak olan teşvik tedbirlerinin nasıl hayata geçirileceğidir (Baumol, 1988: 20). Teorik olarak en makul tedbir negatif dışsallığa neden olan tarafa sebep oldukları marjinal sosyal maliyet (zarar) miktarında Pigovyan2 verginin uygulanmasıdır.

2 Pigovyan vergi: Çevresel dışsallıklara (çevresel zarar) neden olan iktisadi bireylere söz konusu zararı engellemesi ya da etkisini hafifletmesi amacıyla uygulanan vergi türüdür (Birleşmiş Milletler Çevre İstatistikleri Sözlüğü, 1997: 57).

10

Kirli bir endüstri olarak kabul edilen kağıt endüstrisinin yarattığı fayda ve maliyetler ile ilgili dışsallıkları Şekil 2’de gösterilmektedir. D doğrusu kirliliğe neden olan malın talebini göstermektedir. Talep aynı zamanda tüketicilerin Marjinal Özel Faydasına (MÖF) veya Marjinal Sosyal Faydasına (MSF) eşittir.

Arz eğrisi S ile gösterilmekte olup endüstrinin Marjinal Özel Maliyetlerine (MÖM) yani üretim maliyetlerine eşittir. Marjinal Dışsal Maliyet (MDM) ise Qm

gibi belirli bir üretim seviyesinden sonra ortaya çıkan çevresel zararların parasal maliyeti şeklinde ifade edilmiştir. MDM’nin yatay ekseni kestiği Qm noktasındaki üretim seviyesi, doğanın söz konusu kirliliği sönümleyebileceği üretim seviyesini ifade etmektedir; bu nedenle bu seviyeden sonra dışsallıklar ortaya çıkmaktadır.

MDM eğrisinin, MÖM eğrisine göre daha dik yani daha hızla artan bir maliyet oluşturmasının nedeni ise kirlilik arttıkça çevrenin kirliliğe karşı koyma kapasitesinin azalan bir seyir izlemesidir (Hussen, 2004: 56-57).

Şekil 2: Kâğıt Endüstrisinde Dışsallıkların Olduğu Durumda Sosyal

Söz konusu kağıt endüstrisinde kararlar serbest piyasa dinamiklerine bırakılmış olsaydı optimum üretim seviyesi marjinal özel faydanın marjinal özel maliyetlere eşit olduğu Qe üretim seviyesinde gerçekleşecekti. Fakat bu üretim

11

seviyesinin sosyal optimum seviyesinden açıkça uzak bir noktada olduğu görülmektedir. Kağıt üretiminin Qe seviyesinden Qs seviyesine düşürüldüğü durumda toplam maliyet tasarrufu miktarı sosyal marjinal maliyet eğrisinin altında kalan QeTVQs alanına eşit olacaktır. Bu alan MÖM eğrisinin altında kalan ve toplam özel maliyeti gösteren QeURQs alanı ile toplam dışsal maliyetleri gösteren UTVR alanının toplamına eşit olacaktır.

Bunun yanı sıra üretimin azalması neticesinde toplumsal bir fayda kaybı da ortaya çıkmış olacaktır. Toplumsal fayda kaybı ise marjinal sosyal fayda eğrisinin altında kalan QeUVQs alanına eşit olacaktır. Toplam maliyet tasarrufunun, toplam toplumsal fayda kaybından büyük olduğu QeTVQs>QeUVQs durumunda net maliyet tasarrufunun UTV üçgeni kadar olduğu görülmektedir.

Burada, piyasa çözüm mekanizmasından bağımsız hareket edildiğinde ortaya çıkan toplumsal kazanç net bir şekilde görülmektedir.