• Sonuç bulunamadı

HUKUKİ BOYUTUYLA AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTAK TİCARET POLİTİKASI

1. İlkeler ve Hedefler

1.2. Lizbon Antlaşması Dönemi (2009- )

olarak, üye devletler yeknesaklık ilkesinden sapabilecektir, ancak nihai hedef yeknesak ilkelere dayalı OTP’ye erişmektir.

Lizbon Antlaşması’na kadar OTP, ticareti serbestleştirmek hedefini ve yeknesaklık ilkesini içermişken Lizbon Antlaşması ile birlikte bu hedefe ve ilkeye ek olarak AB’nin dış politikasının bütünü içine de yerleştirilmiştir.

hedefini kimilerine göre yine de bir yükümlülük haline getirmemişken33 diğerlerine göre artık bir yükümlülük haline getirmiştir.34

İkinci olarak, yeknesaklık ilkesi yerinde durmakla birlikte, ABAD’ın bu ilkeye yaklaşımının farklılaşıp farklılaşmayacağı tartışma konusu yapılabilecektir. Bu yönden Eeckhout’a göre:35

“… Hâlihazırda hemen hemen tüm ürünler için ortak ve yeknesak ithalat ve ihracat rejimi olduğu nazara alındığında AB’nin üyesi devletleri yeknesaklık ilkesinden sapan ticaret politikası tedbirleri benimsemekte hukuka uygun olarak hala ne ölçüde yetkilendirebileceği sorusu gündeme gelmektedir. ABAD’ın … spesifik yetkilendirme kavramına liberal yaklaşımının ilkesel olmaktan ziyade sabır temelli olduğu ileri sürülebilir. … O hâlde denilebilir ki AB, 1970’lerde ve 1980’lerde yapabildiği gibi, üye devletleri ithalatta ve ihracatta ulusal kısıtlamalar benimsemekte artık yetkilendiremez.”

Öte taraftan, örneğin Lizbon Antlaşması ile birlikte OTP’nin kapsamına dâhil olan doğrudan yabancı yatırımlar ile ilgili olarak yeknesak ilkelere dayalı OTP’ye bir anda erişilemeyeceği aşikar olduğundan, 1219/2012 sayılı Tüzük36 ile üye devletler, geçici olarak,37 ikili yatırım anlaşmaları akdetmek veya değiştirmek konusunda yetkilendirilmiştir.38 Söz gelimi bu Tüzüğün ABİHA md. 207’deki yeknesaklık ilkesine aykırı olduğu iddiasında bulunulsaydı, ABAD, muhtemelen, 1970’lerde ve 1980’lerde “mallar” ile ilgili “spesifik yetkilendirme” temelli içtihat hukukunu “doğrudan yabancı yatırımlar” alanına aktaracak, dolayısıyla yeknesaklık ilkesinden sapmanın, geçici bir ara aşama olarak, mümkün olduğunu belirtecekti.39 Sonuç olarak, yeknesaklık ilkesi       

33 Bu yönde bkz. Roland Bieber, Astrid Epiney & Marcel Haag, Die Europäische Union:

Europarecht und Politik, 9th ed, Nomos, Baden-Baden, 2011, s. 623. Cremona, dn. 10, s. 496.

34 Bu yönde bkz. Angelos Dimopoulos, “The Effects of the Lisbon Treaty on the Principles and Objectives of the Common Commercial Policy”, European Foreign Affairs Review, Cilt: 15, 2010, s. 155–157; Krajewski, dn. 30, s. 295.

35 Eeckhout, dn. 8, s. 444.

36 1219/2012 sayılı Tüzük. [2012] OJ L 351/40.

37 1219/2012 sayılı Tüzük Dibace (4-6).

38 1219/2012 sayılı Tüzük md. 7 vd.

39 Benzer şekilde, bu Tüzük ile AB’nin münhasır yetkisi arasındaki ilişkiye yönelik bir tespit için bkz. Panos Koutrakos, “External Action: Common Commercial Policy, Common Foreign and Security Policy, Common Security and Defence Policy”, Anthony Arnull &

Damian Chalmers, eds, The Oxford Handbook of European Union Law, Oxford University Press, Oxford, 2015, s. 277–278.

bakımından Eeckhout’un savı ve mevcut uygulama temelinde şöyle bir toparlama yapılabilir: OTP’nin kapsamındaki bir alan yeknesak hale gelene kadar, bir ara aşama olarak, yeknesaklık ilkesinden sapılabilecektir, ancak bir alan yeknesak hale geldiği andan itibaren yeknesaklık ilkesinden sapma ihtimali artık sona ermiş kabul edilebilecektir. Bununla beraber, ABAD’ın yeknesaklık ilkesi ile ilgili içtihat hukukunda böylesi bir ayrıma gidip gitmeyeceğini zaman gösterecektir.

Üçüncü olarak, OTP, artık Birliğin dış eyleminin ilkeleri ve hedefleri çerçevesinde yürütülecektir.40 Nitekim ABİHA md. 207(1)’e göre:

“Ortak ticaret politikası; özellikle tarife oranlarındaki değişikliklere, mal ve hizmet ticaretine ilişkin tarife ve ticaret anlaşmalarının akdedilmesine, fikri mülkiyetin ticari veçhelerine, doğrudan yabancı yatırıma, liberalizasyon tedbirlerinde yeknesaklık sağlanmasına, ihracat politikasına ve damping veya sübvansiyon durumunda alınacak ticari koruma tedbirlerine ilişkin yeknesak ilkelere dayanır. Ortak ticaret politikası, Birliğin dış eyleminin ilkeleri ve hedefleri çerçevesinde yürütülür.”

AB’nin dış eyleminin ilkeleri Lizbon Antlaşması ile değişik ABA md.

21(1)’de belirtilmiştir. Buna göre:

“Birliğin uluslararası alandaki eylemi; kurulmasına, gelişmesine ve genişlemesine ilham kaynağı olan ve dış dünyada desteklemeyi hedeflediği şu ilkelere dayanır: demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlüklerin evrenselliği ve bölünmezliği, insan onuruna saygı, eşitlik ve dayanışma ilkeleri ile Birleşmiş       

40 Aynı husus, kurucu antlaşmanın başka maddeleri ile de ortaya konmuştur. Lizbon Antlaşması ile değişik ABA md. 21(3)’e göre: “Birlik, bu Başlıkta ve [ABİHA’nın] Beşinci Kısmında yer alan Birliğin dış eyleminin farklı alanlarının ve Birliğin diğer politikalarının dış veçhelerinin geliştirilmesi ve uygulanmasında, 1 ve 2. paragraflarda yer alan ilkelere riayet eder ve hedefleri izler.” ABİHA md. 205’e göre: “[Beşinci Kısım] çerçevesinde Birliğin uluslararası alandaki eylemi, [ABA’nın] V. Başlığı’nın 1. Bölümünde yer alan ilkelere dayanır, bu Bölümdeki hedefleri izler ve bu Bölümdeki genel hükümler uyarınca yürütülür.” Bundan başka, Lizbon Antlaşması ile değişik ABA md. 3(5) uyarınca: “Birlik, dış dünya ile ilişkilerinde kendi değerlerini ve çıkarlarını savunur ve destekler ve vatandaşlarının korunmasına katkı sağlar.

Barışa, güvenliğe, dünyanın sürdürülebilir kalkınmasına, halklar arasında dayanışma ve karşılıklı saygıya, serbest ve dürüst ticarete, yoksulluğun ortadan kaldırılmasına ve çocuk hakları başta olmak üzere insan haklarının korunmasına ve Birleşmiş Milletler Şartı’nda yer alan ilkelere saygı gösterilmesi de dâhil uluslararası hukuka titizlikle uyulmasına ve uluslararası hukukun geliştirilmesine katkıda bulunur.”

Milletler Şartı’nda yer alan ilkelere ve uluslararası hukukun ilkelerine saygı.”

AB’nin dış eyleminin hedefleri Lizbon Antlaşması ile değişik ABA md.

21(2)’de belirtilmiştir. Buna göre:

“Birlik, aşağıdaki amaçlara ulaşmak üzere, ortak politika ve eylemler tanımlar ve izler ve uluslararası ilişkilerin tüm alanlarında yüksek seviyede bir işbirliği için çalışır:

a) Birliğin değerlerini, temel çıkarlarını, güvenliğini, bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumak,

b) demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve uluslararası hukuk ilkelerini güçlendirmek ve desteklemek, c) Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkelerine, Helsinki Nihai Senedi ilkelerine ve dış sınırlarla ilgili olanlar da dahil Paris Şartı’nın amaçlarına uygun olarak, barışı korumak, çatışmaları önlemek ve uluslararası güvenliği güçlendirmek,

d) öncelikli olarak yoksulluğun ortadan kaldırılması amacıyla, gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir ekonomik, sosyal ve çevresel kalkınmasını desteklemek,

e) uluslararası ticaret üzerindeki kısıtlamaların tedricen kaldırılması da dahil, tüm ülkelerin dünya ekonomisiyle bütünleşmesini teşvik etmek,

f) sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak amacıyla, çevre kalitesinin ve küresel doğal kaynakların sürdürülebilir yönetiminin muhafaza edilmesi ve iyileştirilmesi için uluslararası tedbirlerin geliştirilmesine katkıda bulunmak, g) doğal veya insan kaynaklı afetlere maruz kalan halklara, ülkelere ve bölgelere yardım etmek,

h) daha güçlü çok taraflı işbirliğine ve küresel iyi yönetişime dayanan bir uluslararası sistemi desteklemek.”

Peki, OTP’nin artık ayrıca Birliğin dış eyleminin ilkeleri ve hedefleri çerçevesinde yürütülecek oluşu ne tür sonuçlar doğurabilir?41 Bir taraftan, AB,       

41 Konuyla ilgili genel olarak bkz. Dimopoulos, dn. 34, s. 153–170. Ayrıca OTP’nin hedefleri ile Birliğin dış eyleminin ilkeleri ve hedefleri arasındaki olası çatışma ihtimali örnekleri için bkz. Kaddous, dn. 30, s. 441–442.

aslında OTP’yi zaten genel olarak dış politika araçlarından birisi olarak ele almakta ve sıklıkla kalkınma meseleleri, çevre politikaları ve ortak dış ve güvenlik politikası ile ilişkilendirmektedir, bu nedenle de Lizbon Antlaşması, bir nevi, olan durumu kurucu antlaşmaya işlemekle yetinmiştir denilebilir.42 Yine de, söz gelimi Krajewski’ye göre Lizbon Antlaşması ile birlikte artık AB’nin birimleri, AB’nin dış ticaret politikasını biçimlendirirken ve uygularken Birliğin dış eyleminin ilkelerini ve hedeflerini göz önüne almakla yükümlü olacak, dolayısıyla belirli bir ticaret politikası tedbirini bu ilkeler ve hedefler temelinde açıklamakla ve haklı göstermekle yükümlü tutulacaktır.43 Bununla birlikte, Cremona’nın da belirttiği gibi, AB’nin birimleri OTP söz konusu olduğunda geniş takdir hakkı sahibi olarak tanınmıştır ve bu ilkelerin ve hedeflerin (genel ve önceliklendirilmemiş) lafzı bunları spesifik politika seçimlerine dönüştürmekte söz konusu geniş takdir hakkına engin bir alan bırakmaktadır.44 Öte taraftan Piris’e göre OTP’nin Birliğin dış eyleminin ilkeleri ve hedefleri bağlamının açıkça içine eklenmesinin, Lizbon Antlaşması ile değişik ABA md. 40’ın yeni formülü ile birlikte,45 ABİHA md.

207 uyarınca OTP’nin kapsamının ve hedeflerinin yorumunu etkileyip etkilemeyeceği durum bazında incelenmeyi gerektirecektir.46

Buraya kadar OTP’nin ilkeleri ve hedefleri incelenmiştir. Sırada OTP’ye ilişkin yetkinin varlığı, niteliği ve içeriği ele alınacaktır.