• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM: KAVRAMSAL BİR TANIM OLARAK YENİ SAĞ VE YENİ SAĞ

I.1. KAVRAMSAL TANIMLAMALAR

I.1.5. Liberalizm

Bireysel özgürlüğü merkeze koyan “liberalizm” ile İspanyolca kökenli “liberty” kelimeleri arasında etimolojik olarak bir bağlantı vardır. Liberal kelimesi Latince “liber” den gelmektedir ve siyaset literatürüne İtalyanca’dan geçmiştir. İspanyollar bu kelimeyi İngiliz kökenli siyasi politikaları nitelendirirken kullanmışlardır ve 19. yüzyılda mutlak monarşiye karşı meşruti monarşiyi savunanlara “liberales” demişlerdir. Sonraları bu terim, siyaset literatürüne yerleşerek ifade özgürlüğünü ve üretim araçlarının özel mülkiyetini savunanlar için kullanılmıştır (Yayla, 2002: 15).

Günümüzde liberalizm, hem bir ekonomik kuram ya da düşünce biçimini hem de genel felsefi bir bakış ya da düşünme türünü ifade eden bir sözcük olarak kullanılmaktadır (Şaylan, 1994: 27). Kavram ilk kez Fransız sözlük yazarı Boiste tarafından 1823 yılında kullanılmıştır. Bu andan itibaren de ekonomik ve politik alanda özgürlük için savaşım anlamına gelmektedir. Liberalizm, insanın gelişmesini ve refaha kavuşmasını, kendi özel çıkarları uğrunda engelleyen siyasal iktidarları ve sistemleri ortadan kaldırmak istemiştir (Özer, 2005: 140).

Liberalizmin tek bir anlamının yapılması mümkün değildir. Fakat birbirinden farklı noktalardan hareket edilse bile liberal düşünürler daima aynı noktalara varmaktadırlar (Yayla, 1992: 193). Liberal düşünceyi Erdoğan genel olarak, bireyi esas

alarak onun ihtiyaçları ve eğilimleri üzerine inşa edilen, devletin faaliyet ve yetki alanlarını sınırlayarak/daraltarak serbest piyasa koşulları üzerinde düzen ve denge oluşturmaya çalışan bir düşünce olarak tanımlamaktadır (Erdoğan, 2005: 28-30).

Liberalizm, bireyciliğe dayalı, rasyonel bireylerin siyasal ve ekonomik alandaki hak ve özgürlüklerini güvence altına alan piyasa ekonomisinin doğal işleyişine bırakılarak, devletin ekonomiye müdahalelerinin en az düzeye indirilmesini savunmaktadır (Aktan, 1995: 4). Bu aşamada topluma en önemli katkısı ekonomi alanında olmaktadır. Rekabete dayalı piyasada sürece katılan her bireye elde etmesi düşünülen en yüksek doyumu sağlama imkânı verilerek toplumda en yüksek sosyal verimin sağlanılacağı düşünülmektedir. Çünkü bireylerin özel çıkarlarının toplamı, genel yarara eşit olmaktadır. Bundan dolayı da liberalizm bireysel yarar- toplumsal yarar ayrımına karşı çıkmaktadır. Toplum bireylerden oluşmaktadır dolayısıyla da bireysel çıkarlar ve çıkarların kabulü toplumsal çıkarların da gerçekleşmesi anlamına gelmektedir (Aksoy, 1998: 5).

Liberalizmin savunduğu girişim özgürlüğü sayesinde iyiler ve seçkinler kendilerini gösterebilme fırsatı bularak yeteneklerinin gelişmesi fırsatını yakalayacaktır. Bu şekilde oluşan seçkinler, her alanda, yeni ve etkin organizasyonlarla gelişme sürecini sürdürmektedirler. Liberalizm, piyasa mekanizmasının ve serbest rekabet şartlarının gerçekleştirilmesi için sermayenin ve işgücünün kısıtlanmadan şartların gerçekleştirilmesini zorunlu olarak görmektedir (Yalçın, 1991: 237). Diğer taraftan da liberalizmin dayandığı rekabet ortamı, ekonomik yönden en güçlü olanın ya da olanların zaferine ortam hazırlamaktadır. Artan tekeller, rakiplerini aşabilmek için maliyet altında satış yapmakta, böylece diğer girişimcilerin rekabet gücü kırılmakta ve yaşanan çatışmalar, birbirlerini ortadan kaldırmaya doğru devam etmektedir. Bu durumda da liberalizm, kendini yıkacak güçleri kendisi doğurmuş olacaktır (Hamitoğulları, 1978: 190).

Liberalizm göre, devletin görevi güvenliği ve adaleti sağlamaktır. Yani bir trafik polisi gibi kuralların konulmasından sonra bu kurallara uyulup uyulmadığını kontrol ederek dış tehlikelere karşı güvenliği sağlamalı ve toplum içerisinde düzeni korumalıdır.

Liberalizm düşüncesi ya da akımı feodaliteye, onun akıl dışı, bireyciliğe karşı, dine bağlı ideolojisine tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu ideoloji öncelikle burjuva ya da kapitalist sınıfın ideolojisi olmuş, İngiliz devrimiyle başlamış, Fransız devrimi ile evrenselliğe ulaşmıştır (Akşin, 2000: 264). Liberalizmin ilkelerini de Lordoğlu’nun ifadesi ile özetlemek gerekirse; kişisel çıkar, toplumsal hareketliliğin asıl gücüdür. Genel çıkarlar özel çıkarların toplamına eşittir. Ekonomik etkinliğin özendiricisi mülkiyet ve kârlılıktır. Bunlara gerekli saygının gösterilmesi için devletin gerekli önlemleri alması gerekmektedir. İktisadi ve toplumsal yaşamda bireycilik en önemli işleve sahiptir. Liberal iktisat ideolojisi kuramsal olarak devletin ve yönetimin yerini ikinci planda tutmaktadır (Lordoğlu, 1996: 24).

Liberalizm, ortaya çıktığı dönemden günümüze kadar gelişiminde bazı farklılıklar yaşamıştır. Yaşadığı çağın gerekliliklerine göre farklı liberal anlayışlar türemiştir. Bu farklılıkların bazıları uzun vadede gerçekleşirken bazıları da kısa vadeli cevap arayışları sonucu ortaya çıkmıştır. Liberaller kendi aralarında ortaya çıkan bu çok çeşitlilik içinde teorilerini açıklamaya çalışmışlardır. Genel itibarıyla liberallerin çoğu kendi inandıkları ve doğru olduğunu düşündükleri bir liberalizm türünü meşrulaştırıp sunarken diğerinin yanlışlığını ortaya koymaya çalışmışlar ve böylece ortaya bir liberal teori kaosu çıkmıştır. Yine aynı şekilde liberalizmin bazı çeşitliliklerine farklı düşünürler kendi durdukları noktalardan farklı açılarla yaklaşıp muhtelif açıklamalarda bulunmuşlardır. Liberalizmin bu farklılaşmasında, ilk olarak liberal değerlerin uygulandığı ülkelerdeki farklı koşullar etkili olmuştur (Köroğlu, 2011: 12).

Liberalizmin türleri konusunda birçok sınıflandırma mevcuttur. Bazı yazarlar siyasi ve ekonomik liberalizm olarak iki kısıma ayırırken, bazı yazarlar ahlaki, siyasi, iktisadi ve sosyal liberalizm diye dört bölüme ayırmakta bazıları da bunlara neo-liberalizm de ekleyerek kendi içerisinde türlere ayırmaktadır. Burada Heywood’un kullandığı ayrım dikkate alınacaktır. Heywood, liberalizmin iki türüne işaret etmektedir. Bunlar; klasik liberalizm ve modern liberalizmdir. Son olarak Heywood, 20. yy’ın son çeyreğiyle beraber “Yeni Sağ” siyaseti çerçevesinde ortaya çıkan neo-liberalizm de buna eklemektedir (Heywood, 2006: 60-65).

I.1.5.1. Liberalizmin Unsurları7

Liberal felsefeyi ve liberal politikaları birtakım şablonlar içerisinde sunmak yeteri kadar açıklayıcı olmamakla birlikte liberalizmi ifade eden birtakım unsurlar diğer bir ifade ile ilkeler vardır.

Benzer Belgeler