• Sonuç bulunamadı

Adölesan dönemindeki kız ve erkek çocuklarında diĢ çürüğü dağılımı, çürüğün beslenme ve ağız hijyeni ile iliĢkisini araĢtırmak üzere, 300 kız ve 300 erkek üzerinde bir araĢtırma yapılmıĢtır. AraĢtırmanın sonuçlarına göre; adölesan dönemdeki kız çocuklarında erkeklere oranla daha fazla çürük olduğu, çürük ve ağız hijyeni arasında bir iliĢki olmamasına karĢın beslenmenin çürüğün oluĢmasında önemli olduğu tespit edilmiĢtir (Katiboğlu, 1980).

Sagun 1987 yılında, farklı sosyo-kültürel çevredeki lise son sınıf öğrencilerinin beslenme bilgi ve alıĢkanlıklarının ölçülmesi üzerine bir araĢtırma yapmıĢtır. Yapılan bu araĢtırmada, öğrencilerin beslenme bilgi puanları orta düzeyde olup, bölgeler arasında önemli bir farklılık bulunmamaktadır. Öğrencilerin puanları üzerine annenin yaĢı ve eğitim düzeyinin fazla etkisi söz konusu değildir. Beslenme bilgi kaynağı olarak öğretmen ve kitap daha önemli, aile daha az etkili bulunmuĢtur. Genelde öğrencilerin sabah kahvaltısı yaptıkları; ancak kız öğrencilerde kahvaltı yapmayanların oranının erkeklerden yüksek olduğu bulunmuĢtur.

Bulduk (1989), 12-18 yaĢlarındaki adölesan çağı gençlerinin besin tüketim durumlarını değerlendirmek amacıyla planladığı çalıĢmasıyı, Ankara‟da Gazi Kız YetiĢtirme Yurdu ve Yenimahalle Erkek YetiĢtirme Yurdu‟nda kalan kız ve erkek 343 adölesan öğrenci üzerinde yapmıĢtır. Genelde adölesanların boy uzunlukları ve vücut ağırlıkları standartlara göre değerlendirildiğinde kızların %47.5‟inin erkeklerin %81.6‟sının normal boy uzunluğunda; kızların %51.9‟unun, erkeklerin %85.4‟ünün normal ağırlık sınırları içinde olduğu bulunmuĢtur.

Alanyalı Özdal tarafından 1990 yılında yapılan “YetiĢtirme Yurtlarında Kalan 13-18 YaĢ Kız Erkek Grubun Beslenme ve Büyüme-GeliĢme Yönünden Ġncelenmesi” isimli araĢtırma, 152 kız ve erkek adölesan üzerinde yapılmıĢtır. AraĢtırma sonuçlarına göre; kızların %4.5‟inin, erkeklerin ise %15.4‟ünün normalin

altında vücut ağırlığına sahip olduğu belirlenmiĢtir. Kızların ve erkeklerin yaklaĢık 1/4‟ünün normalin altında boy uzunluğuna sahip olduğu saptanmıĢtır.

Bulduk ve Ünver (1991), yetiĢtirme yurtlarındaki gençlerin beslenme durumları üzerine araĢtırma yapmıĢlardır. YetiĢtirme yurtlarında kalan 343 kız ve erkek genç araĢtırmaya alınmıĢtır. Kız ve erkeklerin besin tüketimleri her mevsimin ikinci ayının ilk haftası üç gün süre ile yapılmıĢtır. Buna göre kızların enerji ve besin öğeleri tüketim düzeyleri erkeklere göre daha yetersiz bulunmuĢtur. Tabak artıkları da kızlarda erkeklerden daha fazla olmakla beraber genelde artık bütün yiyecekler için %13.1 olarak belirlenmiĢtir.

Bir baĢka araĢtırma; ortaokul öğrencilerinin beslenme bilgi ve alıĢkanlıkları üzerine planlanmıĢ ve yürütülmüĢtür. AraĢtırma sonucunda; ailedeki birey sayısı 6 ve fazla olanların oranı %54.5, kardeĢ sayısı 4 olanların oranı ise %32.2‟dir. Öğrencilerin yaĢları 13-14 arasında dağılım göstermektedir. AraĢtırmaya katılan öğrencilerin büyük çoğunluğunun boy uzunluğu (%91.9) ve vücut ağırlıklarının (%79.7) standarda uygun olduğu görülmüĢtür. Günde üç öğün yemek yiyen öğrenciler %69.6, sabah kahvaltı yapmayanlar %1.5, öğle yemeği yemeyenler %5.5, evde öğle yemeği yiyenler %61.3 oranlarında bulunmuĢtur (ġimĢek, 1991).

Yıldız tarafından 1992 yılında yapılan bir araĢtırmada; yaĢa göre ağırlık değerlendirmesinde erkek ve kız adölesanlarda ĢiĢmanlık prevalansı %4.7 olup adölesanlar hafif ĢiĢman olarak bulunmuĢtur. Genelde erkeklerde ĢiĢmanlık oranı (%13.9), kızlardan (%4.4) daha yüksektir. Ağırlık durumu BKĠ‟ne bakılarak değerlendirildiğinde deneklerin %27.9‟u zayıf, %63.3‟ü normal, %3.8‟i hafif ĢiĢman olarak saptanmıĢtır. Adölesanların %34.9‟unun beslenme bilgisi, %20.3‟ünün beslenme alıĢkanlığı kötü bulunmuĢtur ve iki grupta beslenme bilgi düzeyi ile beslenme alıĢkanlığı istatistiksel olarak önemli bulunmuĢtur (p<0.001).

Beslenme öğrenimi gören ve görmeyen kız meslek lisesi son sınıf öğrencilerinin beslenme durumları üzerine yapılan baĢka bir araĢtırmada, Beden Kütle Ġndeksine göre yapılan değerlendirmede öğrencilerin %71.33‟ünün normal

ağırlıkta, %21.50‟sinin zayıf ve %7.16‟sının da fazla ağırlıkta olduğu saptanmıĢtır. Sportif faaliyetleri olanlar %58.70 oranında olup, %33.79 oranıyla en fazla yapılan spor yürüyüĢtür. Spor yapma ile beslenme öğrenimi görme arasındaki iliĢki önemli bulunmuĢtur (p<0.05). Öğrencilerin %62.46‟sı günde üç öğün, %24.57‟si iki öğün, %10.92‟si dört öğün yemek yemekte olup, %61.90‟ı kahvaltıyı, %40.60‟ı öğlen yemeğini, %23.55‟i akĢam yemeğini değiĢik sıklıklarda atlamaktadır. Kahvaltının öğrencilerin %83.62‟si gibi büyük çoğunluğunca evde yapıldığı, öğlen öğününde öğrencilerin %52.22‟sinin okul kantini ve kafeteryadan satın alındığı %42.66‟sının evden getirdiği yiyecekleri tükettiği, akĢam yemeğini ise deneklerin (%98.98) evde yediği saptanmıĢtır (Ahsen, 1994).

Esmailzadeh 1994 yılında, Ankara‟da 250 kiĢi üzerinde yapmıĢ olduğu araĢtırmada; düĢük sosyo-ekonomik düzeydeki kızların %7.87‟sinin, erkeklerin %4.07‟sinin, orta sosyo-ekonomik düzeydeki kızların %23.91‟inin, erkeklerin %8.94‟ünün, yüksek sosyo-ekonomik düzeydeki kızların %13.39‟unun, erkeklerin %10.57‟sinin hafif ĢiĢman veya ĢiĢman olduğunu belirlemiĢtir. Sabah kahvaltısını ve öğlen öğününü atlama durumu ile ĢiĢmanlık arasındaki iliĢki her üç sosyo-ekonomik düzeyde de önemsiz (p>0.01), akĢam öğünün atlama durumu ise düĢük ve orta sosyo-ekonomik düzeyde önemsiz (p>0.01), yüksek sosyo-ekonomik düzeyde önemli (p<0.01) olarak bulunmuĢtur.

Türkmen tarafından 1996 yılında Ostim Çıraklık Eğitim Merkezi‟ne devam eden 13-17 yaĢ grubu çocukların beslenme durumları üzerine yapılan araĢtırmada, çırakların %76.0‟sının günde üç, %13.0„ünün iki, %10.0‟unun dört öğün yemek yediği, %74.0‟ünün öğün atlamadığı, %50.0‟sinin akĢam, %31.0‟inin sabah ve %12.0‟sinin öğle öğünün atladığı, %50.0‟sinin canı istemediği için, %23.0‟ünün zaman yetmezliği nedeniyle öğün atladığı, 13-14 yaĢ grubunun %66.7‟sinin, 15-17 yaĢ grubunun %77.2‟sinin sigara kullandığı, %95.2‟sinin alkollü içecek tüketmediği belirlenmiĢtir.

Berçem (1997) tarafından yapılan bir araĢtırmada, demir eksikliği prevalansına, Sivas‟da 12-18 yaĢları arasındaki 164 kız ve 165 erkek adölesanda

serum ferritin düzeyleri belirlenerek bakılmıĢtır. Demir eksikliği anemisi serum ferritini, hemoglobin, OEV (Ortalama Eritrosit Volümü) ve OEH (Ortalama Eritrosit Hacmi)‟e bakılarak hesaplanmıĢtır. Demir eksikliği prevalansı, kızlarda %35.30, erkeklerde %26.10 ve total çalıĢma grubunda %30.70 olarak belirlenmiĢtir. Adölesan kızlarda demir eksikliği anemisi prevalansı %6.70, adölesan erkeklerde %4.2 ve total grubunda %5.50 olarak bulunmuĢtur. Adölesan kızlarda ortalama hemoglobin konsantrasyonu 13.3+0.08 g/dL, adölesan erkeklerde 14.10+0.08 g/dL olarak tespit edilmiĢtir.

Eser (1997) Sosyal hizmetler çocuk esirgeme kurumuna bağlı yetiĢtirme yurtlarında barınan adölesanların büyüme geliĢme ve beslenme durumları üzerine yapmıĢ olduğu araĢtırmada, kız ve erkeklerde öğün atlama alıĢkanlığının olduğunu ve %42.80‟inin sabah kahvaltısını atladıkları belirlemiĢtir. Kızlarda protein, posa, kalsiyum, riboflavin, demir, A, C vitamini, niasin yetersizliği, erkeklerde de posa A, C vitamini, riboflavin, niasin yetersizliği saptanırken, erkeklerin beslenme durumunun kızlara oranla daha iyi olduğu belirlenmiĢtir. Erkeklerde günlük alınan ortalama enerji 3186+598.20 kkal, kızlarda 2485.40+518.30 kkal‟dir.

Özgen (1998), yaĢları 17-24 arası değiĢen farklı eğitim düzeyinde bulunan öğrencilerin hızlı hazır yiyecek tüketme durumlarını tespit etmek amacıyla bir araĢtırma planlamıĢ ve yürütmüĢtür. AraĢtırma kapsamına kolejde okuyan 300, üniversitede okuyan 300olmak üzere toplam 600 öğrenci alınmıĢtır. AraĢtırmaya katılan annelerin ve babaların yaĢlarının 41-50 arasında olduğu, anne ve babaların büyük bir kısmının fakülte veya yüksekokul mezunu olduğu, anne ve babalarının eğitim durumu yükseldikçe öğrencilerin hızlı hazır yiyecek tüketimlerinin azaldığı görülmüĢtür (p<0.05). KOÖ‟in %54.7‟sinin ve ÜOÖ‟in %50.0‟sinin ailelerinin hızlı hazır yiyecekler (fast food) sağlıksız olduğundan dıĢarıda yemelerini onaylamadıkları, ancak ailelerin bir kısmının çocuklarının arkadaĢlarından farklı davranmasını istemediği için dıĢarıda yemelerini onayladıkları (%10.3, %5.3) tespit edilmiĢtir. Ailelerin çocuklarının dıĢarıdan yemelerini onaylama durumları arasındaki istatistiksel olarak anlamlı bulunmuĢtur (p<0.05).

Yabancı (1999)‟nın, adölesanlarda, fiziksel aktivite düzeyi ve beslenme durumunun, kemik mineral yoğunluğu ve vücut bileĢimi üzerine etkilerini görebilmek amacıyla yaptığı çalıĢmada; adölesanların, et, yumurta ve kurubaklagiller ile süt ve ürünlerini yetersiz, sebze, meyve ve tahıllar grubunu da yeterli miktarda tükettikleri belirlenmiĢtir. Ayrıca spor yapan adölesanların kemik mineral yoğunluğunun yapmayanlara göre yüksek (p<0.001) olduğu saptanmıĢtır.

Saçan tarafında (2000) Diyarbakır il merkezinde lise ikinci sınıfa devam eden öğrencilerin (n=600) benlik tasarım düzeylerinin incelenmesi üzerine yapılan araĢtırmada; annenin öğrenim düzeyi, babanın mesleği, gençlerin devam etmekte oldukları okulun türü ile gençlerin benlik tasarım düzeyleri arasında iliĢki önemli bulunmuĢtur. Annenin öğrenim düzeyi yükseldikçe gençlerin benlik tasarım puanlarının arttığı, babaları memur ve esnaf olan gençlerin babaları iĢçi ve diğer (Emekli, seyyar satıcı v.b.) meslek gruplarından daha yüksek puan aldıkları, Anadolu lisesi ve meslek liselerine devam eden gençlerin ise düz liselere devam edenlere göre daha yüksek puan aldıklarını gözlemlemiĢtir.

Chugh ve Puri, 2001 yılında 50 az kilolu, 50 kilolu ve 30 obez genç kız üzerinde yapmıĢ oldukları çalıĢmada, düĢük ya da normal kiloda olsalar bile adölesanların aĢırı kilo hakkındaki endiĢelerinin fazla olduğu belirlenmiĢtir. Adölesanların kilolarının artmasıyla vücut ölçüsü memnuniyeti de düĢmüĢtür. Obez kızların %3‟ü ileride önemli derecede anoreksiya olma riski altında bulunmuĢtur.

Alaçam tarafından 2002 yılında yapılan bir araĢtırmada; özel okul öğrencilerinin %86.0‟sı, devlete ait ilköğretim okulu öğrencilerinin ise %57.0‟si düzenli olarak kahvaltı yaptıkları saptanmıĢtır. Öğün atlayan öğrencilerin çoğunluğu devlet okulu öğrencilerinden oluĢmaktadır. Devlet okulu öğrencilerinin %43.0‟ünün, özel okul öğrencilerinin ise %30.0‟unun öğün atladıkları saptanmıĢtır. Öğrencilerin spor yapma düzeyleri özel okul öğrencilerinde %94.0, devlet okullarında ise %80.0 olarak belirlenmiĢtir. Öğrencilerin spor yapma sıklığı ve süresi açısından, anlamlı bir fark olmadığı görülmüĢtür (p>0.05).

“Beslenme Dersi Alan ve Almayan Afyon Kocatepe Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Öğrencilerinin Beslenme Bilgi ve AlıĢkanlıkları Üzerine Bir AraĢtırma” baĢlıklı çalıĢma, beslenme dersi alan 172, beslenme dersi almayan 186 olmak üzere toplam 358 öğrenci üzerinde yürütülmüĢtür. AraĢtırmada elde edilen bulgulara göre beslenme dersi alan ve beslenme dersi almayan öğrencilerin beden kütle indeksleri arasında istatiksel açıdan anlamlı fark olduğu tespit edilmiĢtir (p<0.05). Öğrencilerin sosyo-kültürel düzeyleri arasında fark olmadığı saptanmıĢtır. Öğrencilerin genelde üç öğün beslendikleri ve en fazla atlanan öğünün öğle yemeği olduğu tespit edilmiĢtir. Karbonhidrat, protein, yağlar, vitaminler ve mineraller konusunda beslenme dersi alan öğrencilerin verdiği cevaplar, beslenme dersi almayan gruba oranla daha doğrudur ve aradaki fark anlamlıdır (p<0.05) (Karayormuk, 2002).

Yapılan bir diğer araĢtırmada, öğrencilerin en az atladıkları öğünün 58 puanla akĢam yemeği olduğu tespit edilmiĢtir. Kahvaltıda, öğlen ve akĢam yemeklerinde öğrencilerin %42.80‟i, %39.20‟si, %60.80‟i dengeli beslenmektedir. Günde ortalama olarak tüketilen enerji 1863+68.89 kkal, protein 68.26+1.78 g, A vitamini 4613.05+536.09 IU, tiamin 0.69+0.02 mg, riboflavin 1.12+0.03 mg, niasin 10.61+0.50 mg, C vitamini 36.19+1.94 mg, kalsiyum 615.80+13.90 mg, demir 9.84+0.34 mg‟dır. AraĢtırmaya katılan öğrencilerin %18.6‟sının “iyi” ve “çok iyi” beslenme bilgisine sahip olduğu görülmüĢtür (Önay, 2002).

Solmaz 2002 yılında lise son sınıf öğrencilerinin kimlik statüleri ile anne- baba tutumlarını algılamaları arasındaki iliĢkilerin incelenmesi üzerine yapmıĢ olduğu araĢtırmada; ergenin kimlik geliĢiminde cinsiyetin; moratoryum, bağımlı ve kargaĢalı kimlik statülerinde önemli bir farklılığa neden olduğu, babanın öğrenim düzeyinin ise; ergenin bağımlı ve kargaĢalı kimlik statülerinde önemli bir farklılığa neden olduğu saptamıĢtır. Ancak kardeĢ sayısı, doğum sırası, annenin öğrenim düzeyi gibi değiĢkenlerin kimlik statüsünde önemli bir farklılık yaratmadığı belirlenmiĢtir. BaĢarılı kimlik statüsü ile demokratik anne tutumu ve demokratik baba tutumu arasında pozitif yönde önemli bir iliĢki olduğu saptanmıĢtır. Buna

karĢılık otoriter anne ve otoriter baba tutumları ile baĢarılı kimlik statüsü arasında negatif yönde önemli ve anlamlı bir iliĢki olduğu belirlemiĢtir.

Yapılan bir baĢka araĢtırmada, öğrencilerin beslenme alıĢkanlıklarına bakıldığında; düzenli yemek yedikleri (kızlar%61.90‟ı, erkeklerin %69.70‟i), içecek olarak suyu tercih ettikleri (kızların %49.20‟si, erkeklerin %64.40‟ı), öğün aralarında bir Ģeyler tüketme (kızların %86.10‟u, erkeklerin %86.70‟i) ve yemek seçme eğilimleri (kızların %67.90‟ı, erkeklerin %59.10‟u) olduğu tespit edilmiĢtir. Öğrencilerin %76.90‟ı beslenme eğitimi almak istemiĢlerdir. Beslenme eğitimi almak isteyen öğrencilerin, daha çok yaĢlarına uygun beslenme eğitimi almak istedikleri, eğitim için beslenme öğretmeni istedikleri belirlenmiĢtir (DaĢbaĢı, 2003).

Ahranjani ve arkadaĢlarının (2004) 11-16 yaĢları arasındaki adölesanlar üzerinde yapmıĢ oldukları çalıĢmada; BKĠ ortalaması erkeklerde 19.8+3.95 kg/m², kızlarda 20.6+4.44 kg/m² olarak bulunmuĢtur. Adölesanların, düĢük kilo, aĢırı kilo ve obezitedeki yüzdeleri sırasıyla, %5.7, %21.1 ve %7.8 olarak belirlenmiĢtir. AĢırı kilo yaygınlığı önemli derecede bir oranla kızlarda daha fazladır. Obezite ile yaĢ arasında anlamlı bir iliĢki bulunamamıĢtır (p>0.05)

Yabancı (2004) okul çağı çocuklarda büyüme ve obezite durumunun saptanması ve bunu etkileyen etmenlerin değerlendirilmesi amacıyla 7-14 yaĢ arası 1041 erkek, 1007 kız çocuğunu araĢtırma kapsamına almıĢtır. AraĢtırma sonucunda çocukların vücut ağırlığı ve boy uzunluklarının yaĢla birlikte artıĢ gösterdiği %2.6‟sının yaĢa göre vücut ağırlığı, % 8.9‟unun yaĢa göre boy uzunluğunun 5. persentilin altında olduğu saptanmıĢtır. YaĢa göre BKĠ > 85. - <95. persentil (hafif obez) olan erkek ve kızların sıklığı %16.1 ve %12.3, >95. persentil (obez) olanların sıklığı ise %8.5 ve %5.4 olarak bulunmuĢtur.

Yapılan bir baĢka araĢtırmada ise; sosyo ekonomik yönden düĢük bir bölgede yaĢayan 11-17 yaĢ gurubu adölesan çağı öğrencilerin (n=638) beslenme alıĢkanlıklarının değerlendirmek amacı ile yapılan çalıĢmada Beslenme AlıĢkanlıkları Ġndeksi (BAĠ) kullanılmıĢtır. Buna göre öğrencilerin %98.8‟i beslenme

alıĢkanlıkları yönünden farklı derecelerde riskli bulunmuĢtur. YaĢ gurubu ile birlikte beslenme risk düzeyi de artmıĢtır. Genel anlamda çalıĢma gurubunda yer alan adölesanların beslenme alıĢkanlıkları yönünden risk taĢıdığı ve riskli davranıĢların erkek öğrencilerde daha fazla olduğu belirlenmiĢtir (Demirezen ve CoĢansu, 2005).

Karabacak (2005)‟ın, Ankara‟nın sosyo kültürel yönden farklı semtlerinde bulunan lise çağı öğrencilerin beslenme alıĢkanlıkları üzerine yapmıĢ olduğu çalıĢmada; öğrencilerin ağırlık ölçüleri, beden kütle indeksleri, yağ grubunu tüketimleri, yemek yeme biçimlerine göre dağılımları ile devam ettikleri okullardaki sosyo- ekonomik durumları arasında istatiksel olarak anlamlı (p>0.05) bir iliĢki bulunmuĢtur. Ailelerin sosyo-ekonomik düzeyi düĢtükçe birey sayısında artıĢ olduğu saptanmıĢtır. Sosyo-ekonomik düzeyi yüksek grubun eğitim ve meslek durumlarının da daha iyi olduğu tespit edilmiĢtir. Öğrencilerin genelinin üç öğün beslendikleri ve en fazla atlanan öğünün sabah kahvaltısı (%69.0) olduğu, bunu öğle yemeğinin (%64.1) izlediği saptanmıĢtır. AraĢtırmada elde edilen bulgulara göre sosyo- ekonomik düzey farkının öğrencilerin beslenme bilgi ve alıĢkanlıkları üzerinde etkili olduğunu saptamıĢtır.

Ürer, tarafından 2005 yılında “TaĢımalı ve TaĢımalı Olmayan Ġlköğretim Ġkinci Kademe Öğrencilerinin Beslenme AlıĢkanlıkları ve Diyet Örüntüleri Üzerine Bir AraĢtırma” isimli çalıĢma, 210‟u taĢımalı, 210‟ taĢımalı olmayan 420 öğrenci üzerinde yapılmıĢtır. AraĢtırmadan elde edilen sonuçlara göre taĢımalı ve taĢımalı olmayan öğrencilerin beslenme alıĢkanlıkları ve beslenme durumları çok farklı değildir. TaĢımalı ve taĢımalı olmayan öğrencilerin diyet örüntüleri standartlarla karĢılaĢtırıldığında yetersiz beslendikleri görülmüĢtür.

“Yatılı ve Gündüzlü Ġlköğretim Okulunda Öğrenim Gören Kız Adölesanların Antropometrik Ölçümleri, Beslenme Durumları, Beslenme AlıĢkanlıkları ve Diyet Örüntülerinin Tespiti” baĢlıklı araĢtırma, 133‟ü yatılı, 133‟ü gündüzlü 266 öğrenci üzerinde yürütülmüĢtür. AraĢtırma sonucunda elde edilen verilere göre adölesanların yaĢ ortalamalarının 13.32 + 1.03 yıl olduğu görülmektedir. Yatılı ve gündüzlü adölesanların vücut imajlarından memnun olma durumları arasındaki farkın önemli

(p<0.05) olduğu görülmüĢtür. Adölesanların %52.3‟ü üç öğün, %36.1‟i dört öğün ve %11.7‟si iki öğün yemek yemektedir. Her iki grupta en fazla atlanan öğle öğünü; yatılılarda %39.8, gündüzlülerde %53.2 olarak belirlenmiĢtir. Adölesanların yeme isteğine engel olan durumların sırasıyla canın istememesi (%31.6), iĢtahın olmaması (%24.7) ve kilo almaktan korkma (13.7) olduğu görülmüĢtür (Bekar, 2006).

Demir (2006) adölesan kızların beslenme alıĢkanlıklarını ve beden algısını etkileyen etmenleri araĢtırmak amacıyla yaptığı çalıĢmasını, Ġzmir Merkez Bölgesinde liseye devam eden 152 kız öğrenci ile çalıĢmıĢtır. AraĢtırmanın sonuçlarına göre; öğrencilerin yaĢ ortalaması 16.3 + 0.9 yıl, BKI ortalaması 21.2 + 3.2 kg/m²‟dir. Öğrencilerin %1.3‟ü çok zayıf, %13.8‟i zayıf, %72.4‟ü normal, %12.5‟i ise ĢiĢmandır. Kahvaltı, öğle ve akĢam öğünlerini atlayan öğrenci oranı sırasıyla %14.5, %5.9, %3.9 dur. Öğün aralarında bazı besinleri atıĢtırma oranı çok yüksek çıkmıĢtır (%99.4). AraĢtırmaya katılan öğrencilerin %63.2‟sinin zayıflamak, %13.2‟sinin ise ĢiĢmanlamak istedikleri belirlenmiĢtir. Ağırlığından memnun olan öğrencilerin oranı %23.6‟dır. Ağırlık kaybetmek isteyen öğrenciler diğerlerine oranla daha çok öğün atlamaktadırlar. Ağırlık kaybetmek isteyen öğrencilerin %78.11‟inin normal ağırlıkta olduğu saptanmıĢtır.

Yapılan bir baĢka araĢtırmada, yatılı olan ve yatılı olmayan lise öğrencilerinin beslenme bilgi durumlarının değerlendirilmiĢtir. AraĢtırma sonucunda, lise öğrencilerinin % 80.8‟inin üç öğün, % 9.2‟sinin iki öğün, % 10.0‟unun ise dört öğün ya da daha fazla yemek yedikleri saptanmıĢtır. Yatılı öğrencilerin arasında üç öğün yemek yiyenlerin oranı % 86.6 iken, yatılı olmayan öğrencilerde % 66.7‟dir. En çok atlanan öğün sabah kahvaltısı, öğün atlamanın ise canı istememe ve vakit bulamama gibi nedenlerden kaynaklandığı belirlenmiĢtir. Okulda yatılı okuyan öğrencilerin beslenme bilgisinin, yatılı olmayan öğrencilerden daha yüksek olduğu tespit edilmiĢtir (Karasu, 2006).

Küçükaslan tarafından 2006 yılında, “Dershaneye Giden ve Gitmeyen Adölesanların Vücut BileĢimleri, Beslenme Durumları, AlıĢkanlıkları ve Kaygı Düzeylerinin Değerlendirilmesi” isimli araĢtırma, 240 öğrenci üzerinde planlanıp

yürütülmüĢtür. AraĢtırma sonuçlarına göre; adölesanların %41.7‟si erkek, %52.9‟u kız olup yaĢ ortalaması 13.60 + 0.90 yıldır. Dershaneye giden adölesanların %50.0‟sinin ailesindeki birey sayısı 4 iken gitmeyenlerin %47.5‟inin ailesindeki birey sayısı 5 kiĢidir. Adölesanların %61.2‟sinin ailesinde ĢiĢman birey bulunmamaktadır. Adölesanların hafta içi ve hafta sonu enerji harcaması arasındaki fark istatiksel açıdan önemsiz (p>0.05)‟dir. Adölesanların %70.8‟i günde üç öğün yemek yemekte, %57.9‟u her zaman kahvaltı yapmaktadır. Adölesanların %55.0‟inin bazen ev dıĢında yemek yemek zorunda kaldıkları tespit edilmiĢtir.

Lise öğrencilerinin besin tercihleri ve beslenme bilgi düzeyleri üzerine yapılan bir araĢtırmada; öğrencilerin %89.4‟ünde herhangi bir besine karĢı alerji görülmediği, %85.3‟ünün herhangi bir diyet uygulamadığı, %92.2‟sinin beslenme dersi almadığı, %55.5‟inin basında beslenme ile ilgili çıkan haberlerden etkilenmediği, %55.8‟inin satın aldıkları ambalajlı ürünlerde ürünün üretim-son kullanma tarihine dikkat ettikleri, %42.5‟inin bazen yeterli ve dengeli beslendiklerini düĢündükleri belirlenmiĢtir. Öğrencilerin %51.9‟unun günde üç öğün tükettikleri, %20.3‟ünün kahvaltıyı, %18.6‟sının öğle yemeğini, %7.5‟inin akĢam öğününü atladığı tespit edilmiĢtir (Sormaz, 2006).

Benzer Belgeler