• Sonuç bulunamadı

KUZEY ARABİSTAN’DA KURULAN DEVLETLER

VII. ARAPLARIN TAKSİMİ

2. KUZEY ARABİSTAN’DA KURULAN DEVLETLER

Güney Arabistan’da kurulan devletler hakkında özet bilgiler verdikten sonra yarımadanın kuzeyinde Araplarca kurulan devletlere kısaca değinelim.

baş gösteren anlaşmazlıklar sonucu, miladî 106’da imparator Trajan tarafından Nabat Devleti’ne son verilmiştir.351

Petra’yı işgal edip, imparatorluklarına Arabistan topraklarından bir eyalet kazandıran Romalılar bununla birlikte Aila’dan aşağı inemediler ve böylece bütün güney Nabat şehirleri, Medyen ve Hicaz’ın kuzeyi özgür kaldı. Bu sayede küçük bir Nabat devleti kalıntısı bir müddet daha devam etti. Nabatlı tüccarlar Yesrib’de yerleştiler, Hz. Peygamber zamanında bile orada bir Nabat pazarı (Sûku’n-Nabat) mevcuttu. Hatta eski İslamî kaynaklarda, Nabatlı yağ tüccarlarının Medine’deki Müslümanlara Suriye halkı ve o zaman orada hâkim olan Bizanslılar hakkında bilgi verdikleri kaydedilmektedir.352

b. Tedmür Krallığı

Nabat Devleti’nin yıkılıp, Petra’nın önemini kaybetmesinden sonra, kervan yolu yarımadanın batısından Irak’a kaymış ve başkenti Tedmür (Palmir veya Palmira) olan yeni bir Arap devleti kurulmuştur. Tedmür, Şam’ın kuzeydoğusunda ve Fırat nehrinin güneybatısında, güneyde eski Philadelphia (bugünkü Amman)’dan başlayıp, Rusâfe’nin kuzeyinde Fırat nehrine ulaşan ve Diyoklesyan yolu diye anılan eski meşhur ticaret yolunun üzerinde yer alan önemli bir şehirdir. Tedmür isminin mazisi çok eskiye dayanmaktadır. M.Ö. II. Binin başlarına ait yazıtlarda izine rastlanmıştır. Çağatay’ın verdiği bilgiye göre, Âsurlular devrine ait ticarî bir mukavelenin yazılı bulunduğu, eski Kapadokya’daki Kültepe’de ele geçirilen bir tablette isimleri yazılı olan şahitler arasında Puzur-Iştar adında bir Tedmürlünün bulunduğu tespit edilmiştir. Bu şahsın Kapadokya metinlerinde sıkça isimlerine tesadüf edilen Amurrululardan olduğu sanılmaktadır.353

Büyük İskender Tedmür’e Palmyra, yani ‘hurma şehri’ adını vermiş ve bundan sonra şehir Yunanlılar ve Romalılar tarafından bu isimle anılmaya başlamıştır. Âsur

351 Yıldız, “Arabistan (Tarih)”, DİA, III, 253-254.

352 Çağatay, age, s. 45. Nabat Devleti ve Nabatlılar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Zeydân, age, s. 91-111; Cevâd Alî, el-Mufassal, III, 5-75; Sâlim, age, s. 183-199; Hammûde, age, s. 99-110; Berrû, age, s. 99-110; Çağatay, age, s. 40-47; http://en.wikipedia.org/wiki/Nabateans (04.08.07); Hitti, History of Arabs, s. 67-70.

353 Çağatay, age, s. 47-48.

belgelerinden başka, klasik dönem yazarlarından Plinius’un eserlerinde de yer alan Tedmür şehri, Tevrat’ta Hz. Süleyman’ın kurduğu kentler arasında zikredilmektedir.

Ahmet Susa, I. Krallar 9: 18 ve II. Tarihler 8: 4’te geçen Tamar şehri ile Tedmür’ün bir ilişkisinin olmadığını kaydetmektedir: “Bu şehir ise Tevrat’ın tarifine göre, Yahuda (Yuda) topraklarının güneydoğusu ile Ölüdeniz’in güneybatısına düşmektedir ki, bunun Büyük İskender’in Palmyra dediği meşhur Tedmür veya daha sonra Ezine ve Zeyneb’in (Zenobya’nın) başkentiyle bir ilgisi yoktur. Bu hatanın iki sebebi olabilir. Ya Tarihler kitabının yazarları veya onlardan önceki yazarlar Tamar şehrinin nerdede bulunduğunu gerçekten bilmiyorlardı -ki uzak bir ihtimaldir- ve o zaman yıldızı parlamaya başlayan Tedmür’ü Tamar zannetmişlerdir ya da kasıtlı olarak böyle yazmışlardır. Bu değiştirmenin M.Ö. yaklaşık 300 veya 200 yılında, yani Hezeikel’den sonra yapıldığı düşüncesinden hareket edecek olursak, ikinci görüş daha doğrudur. Çünkü o sırada Tamar’ın Tedmür, Tedmür’ün de Tamar olamayacağı son derece açıktı.”354

Tedmür Devleti’nin miladî III. Asırda Sâsânîlerle boy ölçüşebilecek hale geldikleri anlaşılmaktadır. Roma İmparatoru Valerianus’u yenen Sasani hükümdarı Şapur’a karşı koyamayacağını anlayan Ezine (Uzeyna-Odenatus), barış teklifinde bulundu ise de Şapur elçilerini kabul etmedi. Bunun üzerine Uzeyna, Valerianus’un dağılmış olan kuvvetlerini de toplayarak, Sasanilerin başkenti Medâin üzerine yürüdü, Şapur’u yenerek karısını ve çocuklarını esir aldı. Ancak, kısa bir süre sonra muhteris karısı Zenobya (Zeyneb) tarafından öldürülmekten kurtulamadı. Zenobya hayallerini gerçekleştirmek üzere Mısır’ı zaptettiği gibi, Anadolu’ya da bir sefer düzenlediyse de Roma kuvvetlerinine mağlup oldu. Tıpkı Nabat Devleti gibi, Tedmür krallığı da Romalılar tarafından miladî 273’te tarih sahnesinden silindi.355

c. Gassânî Devleti

Arap tarihçiler, Arabistan’da vuku bulan geç dönem göç hareketlerini Me’rib seddinin yıkılmasına bağlamaktadır. Oysa tarihî verilere göre seddin tamamen yıkılması

354 Susa, age, s. 123-124.

355 Yıldız, agmd, s. 254. Tedmür Devleti ve Tedmürlüler hakkında geniş bilgi için bkz. Zeydân, age, s.

112-129; Cevâd Alî, el-Mufassal, III, 76-141; Hammûde, age, s. 111-124; Sâlim, age, s. 200-220;

Berrû, age, s. 111, 122; Çağatay, age, s. 47-61; http://en.wikipedia.org/wiki/Palmyra (04.08.07); Hitti, History of Arabs, s. 72-76.

M.Ö. VI. Yüzyıldan önce değildir. Bu durumda, bahsedilen göçlerde seddin yıkılması değilse de, bölgedeki siyasî kargaşa ve kaos ortamının yanı sıra sedde meydana gelen büyük çatlakların etkili olduğu söylenebilir. Rivayetlere göre, Gassânîlerin soyu Ezd oğullarına dayanmaktadır. İsimlerini Yemen’den gelip yerleştikleri Tihâme’de ‘Gassân gözesi’ denilen yerden aldıkları kaydedilmektedir. Gassânîlerin burada bir süre kaldıktan sonra, Şam civarına gelerek orada yaşayan Kudâalı Dacâime kabilesini hâkimiyet altına almak suretiyle, Bizans gözetimi altında bir emirlik kurdukları bilinmektedir. Zamanla yerleşik düzene geçen Gassânîler çok geçmeden Hıristiyanlığı benimsediler. Başkentleri Eski Şam olarak bilinen, adı meşhur rahip Buhayra ile tanınan Busra şehri idi. Gassânilerin Suriye’de Bizans hâkimiyetinde bulundukları sırada, Münzirîler de Irak’ta Perslilerin hâkimiyeti altındaydılar. O günlerde Bizans ile Persler arasında çetin savaşlar olduğu için, Gassânilerle Münzirîler de birbirleriyle kavgalıydılar. Ayrıca iki taraf da Bizanslılarla Persler arasındaki savaşta müttefiklerinin yanında yerlerini almışlardı. Gassânîler ana dilleri olan Arapçayı kullanmakla beraber Ârâmîce konuşuyorlardı.356

Sâsânîler 613’te Suriye ve Filistin’i Bizanslıların elinden geri aldıkları sırada Gassânî emirliğine de son verdiler. İslam tarihçileri, Suriye akınları sırasında Cefne hükümdar soyundan Eyhem oğlu Cebele adlı bir emirden söz etmektedirler. Halid b.

Velid ile çarpışan ve sonunda Müslüman olan Cebele, o sırada Dûmetu’l-Cendel’de hüküm sürüyordu. Cebele daha sonra Mekke’de hac sırasında bir olaya kızarak kaçıp Hıristiyan olmuştu.357

d. Münzirî Emirliği

Lahmiler ve Hireliler Devleti olarak da bilinir. Nesep âlimleri Lahm ve Tenûh oğullarına menâzire (münzirîler) adını vermişlerdir. Bu soydan gelen Lahmîler kurdukları devlete başkent olarak Hire’yi seçtikleri için onlara Hireliler denmiştir. Hire kelimesi, Ârâmîcede çadırlı ordugâh anlamındadır. Hire, sahraya yakın ovalık bir

356 Susa, age, s. 126-127.

357 Çağatay, age, s. 65. Gassânî Devleti ve Gassânîler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Zeydân, age, s.

246-262; Cevâd Alî, el-Mufassal, III, 387-448; Berrû, age, s. 141-146; Sâlim, age, s. 223-241;

Hammûde, age, s. 125-133; Çağatay, age, s. 61-65; http://en.wikipedia.org/wiki/Ghassan (04.08.07);

Hitti, History of Arabs, s. 78-80; Ağırakça, Ahmet, “Gassânîler”, DİA, İstanbul, 1996, XIII, 397-398.

bölgede, Kûfe’nin güneyinde yer alan bir şehirdi. Irak’ın dört bir yanına açılan yolların kavşak noktasında yer alan Hire, coğrafî konumu sayesinde Arap yarımadasında ikamet eden pek çok kabile ile irtibat halindeydi. Ticaret kervanlarının geçiş noktasında bulunduğu için tarihte her zaman önemli bir yere sahip olmuştur. Ayrıca İslâmî fetihlere üs vazifesi görmüştür. Hire sakinlerinin çoğu bedevî Araptı. Bununla birlikte, şehirde Acemler ve Nabatlar da yaşıyordu. Ayrıca bir de Yahudi mahallesi bulunmaktaydı.

Bunların Babil esaretinden sonra buraya yerleştikleri ve Babil Talmudu’nu yazdıkları ileri sürülmüştür.358

Hirelilerin Arap dili açısından önemi ise, kuzey Arapçasıyla yazılan en eski kitabe olarak kabul edilen İmruulkays’a ait miladî 328 tarihli mezar taşının359 bu emirlik zamanına ait olmasıdır. Yazıtın Hire’ye çok uzak olan Nemâra’da (Havran) ortaya çıkarılması, ayrıca Hirelilerin hâkimiyetinin buralara kadar genişlediğini göstermektedir. En önemli hükümdarları II. İmruulkays, III. Münzir ve Nu’man b.

Münzir olan Hire krallığı, 613’te Sâsânîlerin kontrolü altına girmiş ve nihayet Hz.

Ebubekir’in hilafeti sırasında Halid b. Velid tarafından ortadan kaldırılmıştır.360 e. Kinde Emirliği

Nesep bilginlerinin Kahtânî asıllı olduğunu söyledikleri Kinde kabilesi önceleri, Bahreyn ve Yemâme bölgelerinde el-Muşakkar denilen yerde oturuyorlardı. Bir müddet sonra buradan çıkarak önce Hadramut’un doğusundaki Kinde’ye yerleşmişler, ardından Mehre taraflarında yer tutmuşlardı. Himyer hükümdarları, Kindelilerin doğruluklarını ve cesaretlerini beğendiklerinden, onları ordu hizmetlerinde ve diğer önemli işlerde

358 Susa, age, s. 127-128.

359 Miladî 250 yılına tarihlenen I. Ummu’l-Cimâl yazıtı ile birlikte Arap yazısının bir önceki safhası olan Nabat alfabesiyle yazılmış olan İmruulkays (Nemâre) kitabesi Arapça açısından son derece önemli bir yere sahiptir. Nitekim bazı müsteşrikler, bu sonuncu kitabede geçen ‘bütün Arapların kralı’

ifadesinden yola çıkarak, Arap teriminin ilk defa bu asırda kullanıldığını ileri sürmüşlerdir. Kubeysî bu görüşü eleştirmiş ve başka metinlerden yola çıkarak söz konusu terimin bu tarihten çok önce kullanıldığını ispatlamaya çalışmıştır. Ayrıntılar ve Nemâre kitabesi hakkında etraflıca bilgi için bkz.

Kubeysî, age, s. 64 vd; Moritz, B., “Arabistan (Yazı)”, İA, I, 499; Bergsträsser, Gotthelf, Sâmî Dilleri Tarihi, çev. Hulusi Kılıç-Eyyüp Tanrıverdi, Anka Yay., İstanbul, 2006, s. 103-104; Çağatay, age, s.

67; Zeydân, age, s. 269-271; Sâlim, age, s. 257;

360 Çağatay, age, s. 67-71. Hire Devleti ve Hireliler/Lahmiler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Zeydân, age, s. 263-285; Cevâd Alî, el-Mufassal, III, 155-314; Berrû, age, s. 123-141;Sâlim, age, s. 242-311;

Hammûde, age, s. 135-148; http://en.wikipedia.org/wiki/Lakhmids ve http://en.wikipedia.org/wiki/Al-Hirah (04.08.07); Hitti, History of Arabs, s. 181-183.

kullanıyorlardı. Himyerlerin kralı ile ünlü şair İmruulkays’ın büyük dedesi Hucr akraba olduğu için, kral onu Maad kabileleri üzerine emir tayin etmişti. Hucr bu fırsattan istifadeyle V. Yüzyılın ortalarında Necid bölgesinde Kinde devletini kurdu.

İmruulkays’ın babası kabileler arasında vuku bulan bir çatışmada öldürülünce, şair babasının intikamını almak üzere Bizans’tan yardım istedi. Düşman kabilenin girişimleriyle Bizans kralının olumlu yaklaşımı etkilenince, dönüş yolunda zehirlenerek öldürüldü. Ondan sonra gelen birkaç hükümdardan sonra Kinde krallığı tarihe karışmıştır.361

361 Çağatay, age, s. 76-80. Kinde Devleti ve İmruulkay’sın mücadelesi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.

Zeydân, age, s. 286-291; Cevâd Alî, el-Mufassal, III, 315-386; Hammûde, age, s. 148-158; Susa, age, s. 128-130; Sâlim, age, s. 313-335; Berrû, age, s. 152-163; http://en.wikipedia.org/wiki/Kindah ve http://en.wikipedia.org/wiki/Kindites (04.08.07).

İKİNCİ BÖLÜM

SÂMÎ DİLLERİ VE ARAP DİLİNDE TA ‘RÎB OLGUSU AÇISINDAN GARÎBU’L-KUR’ÂN