• Sonuç bulunamadı

Kuruluşundan Yeniçeri Ocağının Kaldırılmasına Kadar Olan Dönem

B. TÜRKİYE’DE POLİS TEŞKİLATININ ORTAYA ÇIKIŞI VE GELİŞİMİ

2. Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Güvenlik Hizmetleri Ve Teşkilatı

2.1. Kuruluşundan Yeniçeri Ocağının Kaldırılmasına Kadar Olan Dönem

Osmanlı Devleti ilk kurulduğu dönemlerde yönetimi altındaki insan sayısı az olduğu için idari ve diğer güvenlik hizmetleri basit bir şekildeydi. Osman Bey Karahisar’ı ele geçirdiği zaman kentin yönetimini oğlu Orhan Bey’e vermiş ve onun yanına arkadaşı olan Gündüz Alp’i subaşı olarak tayin etmişti. Bu kişi bugün ki anlamıyla Osmanlıda ki ilk zabıta amiri olarak kabul edilmektedir. Subaşılar barış döneminde askeri disiplin işleri, eğitim işleri ve şehrin asayişini sağlamışlar, savaş zamanlarında bu kıtaların başında onların komutasından sorumlu olmuşlardır. Osmanlı Devletinin kuruluşundan İstanbul’un fethine kadar geçen zamanda eyalet, vilayet ve sancak adıyla çeşitli mülki bölümlere ayrılan ülkenin zabıta görevini, çeşitli zabıta birimlerinin yanında subaşılar ve gerektiğinde subaşıların verecekleri infaz görevini yerine getirmek üzere yanlarında gezen falakacılar sağlamıştır.123 Osmanlı

İmparatorluğunun kuruluş döneminde kadılar kazaların, sancak beyleri sancakların, beylerbeyi de şehirlerin en büyük memurları idiler.124

Eski Türklerde olduğu gibi Osmanlı Türklerinde de polis teşkilatı, askeri teşkilat kadrosu içinde yer almış, askeri amirler aynı zamanda polis amiri olarak da görev

122 Alyot, A.g.e., s.31. 123 M. Akyüz, A.g.e. s.7.

yapmışlardır. Devlet ve ordu teşkilatı zamanla büyümüş devletin başında mutlak bir kudrete sahip en büyük adli askeri ve mülki amiri olan padişahlar yer almışlardır. Padişahlar bütün yönetsel askeri ve bunlarla birlikte ülkede kamu düzen ve güvenliğinin sağlanması işlerini devlet ricali ve halk karşısında kendilerine temsil eden sadrazamlar vasıtasıyla yürütmüşlerdir. Bu nedenle sadrazamlar bütün polis teşkilatının görevlerini başarmak için özel memurlar, tebdil çuhadarları kullanmışlardır. Sadrazamın yanında yer alan subaşılar yasakçı adı verilen askerlerle başkentin dirlik ve düzenini sağlamışlardır. On dördüncü yüzyılın ortalarına doğru yasakçıların yanında gece bekçiliği yapan ‘asesbaşılar’ oluşturulmuştur.125

İstanbul’ un fethinden itibaren Osmanlı Devletinin her eyaletinde (ilde) bir subaşı görev yapmıştır. On beşinci yüzyılın sonlarına ve hatta on altıncı yüzyılın ilk yarısına kadar doğrudan doğruya merkezden atanan askeri ve idari görevler yüklenmiş, subaşı, devlet geleneğinin en önemli görevlilerinden biri iken daha sona beylerbeyi veya sancak beyine bağlı, onlar tarafından atanan bir görevli durumuna gelmiştir.126

İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezi olması nedeniyle, kolluk hizmetleri bakımından özel bir statüye tabi bulunmaktaydı.127

Bu dönemde dikkati çeken nokta, karakola benzer kuruluşların meydana getirilmiş olmasıdır. Şehrin bazı yerlerine yeniçeri görevlendirilip karakollar oluşturulmuş, önleyici zabıta hizmetleriyle görevlendirilmiştir. Padişahın kulu – kölesi asker anlamına gelen kullukçular ise, karakulhane adı verilen ve bugün “karakol” olarak isimlendirilen binalarda zabıta hizmetlerini yürüten askerlerdi.128 Osmanlı Devleti’nde karakol birimi fethi takip eden yıllarda Fatih Sultan Mehmet tarafından geliştirilmiştir. İstanbul’un diğer Osmanlı illerinden daha değişik ve kozmopolit bir yapıya sahip olması burada ilk karakol teşkilatının kurulmasına neden olmuştur. Karakollarda diğer görevleri ise kollukçu veya yasakçı denilmiştir. Karakollukçuların yanında günümüz gece bekçiliği görevini yapan asesbaşılar da görev yapmışlardır. Asesler bu görevlerinin yanında zindanlarda ve ceza

125

EGM, Türk Polis Teşkilatı Tarihçesi, http://www.egm.gov.tr, (Erişim Tarihi: 20.04.2012.)

126 Atilla Bayram, “Türk Zabıta Yapılanmasında Subaşıların Yeri ve Konya Şehrinde Subaşılık”,Polis

Dergisi, , Yıl:11, Sayı 43, Ankara, 2005, s.94.

127 Nurettin Akman, Yönetimde İç Güvenlik ve Jandarma, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1991, s.62. 128 Eyüp Şahin, “Osmanlı Polis Teşkilatı: İdari Yapılanması”, Polis Dergisi, Yıl 6, Sayı 24, Ankara, 2000, s.117.

evlerinde muhafızlık görevi de yapmışlardır.129

Osmanlı Devleti’nin topraklarının gelişmesine paralel olarak emniyet güçlerinin temelini oluşturan yeniçeri ocakları da büyüyerek güçlenmiştir. Yeniçeri Teşkilatının gelişerek genişlemesi üzerine İstanbul’un düzen ve güvenliğinin sağlanması işleri başta yeniçeri olmak üzere Bostancı, Cebeci, Topçu gibi askeri ocaklar ile Kaptan-ı Derya askerilerini intikal etmiş ve İstanbul Yeniçeri Ağası, Bostancıbaşı, Cebecibaşı, Topçubaşı ve Kaptan paşa arasında bölgelere ayrılmıştır.130

Bu dönemdeki zabıta işlerini yöneten başka teşkilatların varlığı da görülmektedir. Bu teşkilatın başında Böcekçi başı bulunurdu. Suçluları izleme ve yakalama işleriyle uğraşan, faili tespit edilemeyen olayları böcekbaşılar mahiyetinde geçmişte çeşitli suçları işlemiş olmasına karşılık bahse konu suçlardan arınarak suç işlemekten vazgeçen “Salma” adı verilen erkek ve kadın görevliler de bulunurdu. Ustaca kıyafet değiştirerek çarşı pazar ve diğer mıntıkaları gezen salmaların görevi kanuna aykırı hareket edenleri yakalayıp böcekbaşının huzuruna getirmekti. Ayrıca suçluların kullandıkları yöntemleri çok iyi bilmeleri salmaların görevlerinde başarılı olmalarını sağlamıştır. Çuhadarlar da bu teşkilat içinde istihbarat görevi yaparlardı. Devlet güvenliğine ilişkin konularda ve devletin emniyetini ilgilendiren meseleler hakkında Kâhya Beye bilgi verirlerdi131

Devletin gerilemeye ve yönetimin çözülmeye başlamasıyla birlikte düzen ve güvenliği sağlamakta görevli yeniçeriler emniyet ve asayişi sağlayacakları yerde tamamen bozmuşlardır.132 Yeniçerilerin bu olumsuz davranışları nedeniyle Yeniçeri

Ocağı 18 Haziran 1826 tarihinde padişah İkinci Mahmut tarafından ortadan kaldırılmıştır. Tarihte bu olay Vaka-i Hayriye olarak anılmaktadır. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından sonra İstanbul da Asakiri Mansurei Muhammediye adlı bir teşkilat kurulmuştur. Teşkilatın başına yeniçeri ağasının yetkilerine sahip “serasker” getirilmiştir. Bu teşkilat polis hizmetlerini de üstlenmiştir.133

129 Mustafa Çufalı, “Türk Polis Tarihi”, Türkiye’de Devlet Toplum ve Polis, Editörler: H. Hüseyin Çevik, Turgut Göksu, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2002, s.21.

130 EGM, Türk Polis Teşkilatı Tarihçesi, http://www.egm.gov.tr, (Erişim Tarihi: 20.04.2012.). 131İ.Yılmazçelik ve İ. Karabörk, A.g.m. s.10.

132

Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1988, s.7. 133