• Sonuç bulunamadı

Kurucu Meclisin ve yeni anayasanın oluşturulmasında izlenilecek olan aşamaları MGK Genel Sekreteri Haydar Saltık, 1 Kasım 1980'de düzenlediği basın toplantısında açıklamıştır: "Kurucu Meclisin teşkiline imkan verecek şartların sağlanması; Anayasa Düzeni Hakkındaki Kanuna ek olarak çıkarılacak Kurucu Meclisin kuruluş, görev yetkileri hakkındaki kanunun kabulü; Kurucu Meclisin bilfiil teşkil edilerek çalışmaya başlaması ve öncelikle yeni anayasanın hazırlanması; yeni anayasa metninin, hazırlanacak bir referandum kanunu ile halk oyuna sunularak tasvip edilmesi; yeni siyasi partiler kanunu ve yeni seçim kanunun hazırlanıp Kurucu Meclisce kabul edilmesi; yeni anayasa ve siyasi partiler kanununa uygun yeni partilerin kurulmasına ve teşkilatlanmasına yetebilecek bir zaman da dikkate alınarak parti faaliyetlerinin başlatılması; belirttiğim makul sürenin sonunda, yeni seçim kanunu uyarınca genel seçimlerin yapılması suretiyle parlamentonun kurulması ve göreve başlaması; anayasada yer almış geçici hükümler uyarınca Kurucu Meclis ve Milli Güvenlik Konseyinin görev mevcudiyetinin sona ermesi suretiyle normal

demokratik siyasi hayata bütünüyle dönülmesi."186

19 Haziran 1981 tarih ve 2485 sayılı, Kurucu Meclis Hakkında Kanuna göre, Kurucu Meclis, MGK ve Danışma Meclisinden oluşmaktaydı. Yani Danışma Meclisi

ile MGK, birlikte anayasayı hazırlayacak bir Kurucu Meclisi oluşturuyorlardı.187

Pratikte son sözü MGK söylemesine karşın, teoride Danışma Meclisi yasama

yetkisini MGK ile paylaşıyordu.188

Danışma Meclisinin 160 üyesinin 40'ı cunta tarafından atanıyor, 120 üye de cuntanın atadığı valilerin aday gösterdiği kişiler arasından yine cunta tarafından seçiliyordu. Yani aslında yeni anayasanın hazırlanması sürecinde bütün yetki MGK'nin üzerindeydi. Partilerin Danışma Meclisi üzerinde etkili olmasını engellemek için, Danışma Meclisi üyelerinin daha

185 Bir görüşe göre, Ecevit ve Demirel, darbeden sonra bari birlikte hareket etse siyasi partilerin

kapatılmasını önleyebilirlerdi. bkz. Akşin, a.g.e., 2010, s. 275. Ancak darbe sonrası tam olarak birlikte hareket etmeseler bile, başta Demirel ve Ecevit olmak üzere siyasi parti liderleri birbirlerini suçlamamış, Cunta'ya karşı net bir tavır göstermeyi başarmıştır. Örneğin Ecevit'in yazılarından dolayı cezaevine girmesinin ardından Demirel, Ecevit'i arayarak "Geçmiş olsun" dileğinde bulunmuştur. bkz. Cemal, a.g.e., s. 318.

186

Dağdelen, a.g.e., s. 152.

187

Aydın ve Taşkın, a.g.e., s. 332.

188

önce siyasetle ilgisi olmamasına dikkat ediliyordu. Ancak daha önce belirttiğimiz sebepler ve Danışma Meclisi üyelerinin siyaset dışından seçilmelerine rağmen siyasilerin etkisinde kaldığı sebebiyle, 16 Ekim 1981'de siyasi partiler feshedildi.

Danışma Meclisi tarafından oluşturulan, Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı'nın başkanlığını yaptığı 15 üyeli bir Anayasa Komisyonuna yeni anayasayı hazırlama görevi verildi. 31 Aralık 1981'de, anayasanın 1982 sonbaharında referanduma sunulacağı, bir yıl sonra da genel seçimlerin yapılacağı duyuruldu. Komisyon, 17

Temmuz 1982'de yeni anayasanın ilk taslağını hazırlayıp, Meclise sundu.189 Danışma

Meclisinin denetiminden de geçtikten sonra 7 Kasım 1982'de referandumun yapılmasına karar verildi. Anayasanın 1. maddesine eklenilen geçici maddeye göre, anayasanın kabulü aynı zamanda Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Kenan Evren'in

Cumhurbaşkanlığının da kabulü olacaktı.190

7 Kasım 1982'de gerçekleşen referandumda yeni anayasa %91,4 "Evet" oyuyla kabul edildi. Aynı zamanda Kenan Evren 7 yıllığına Cumhurbaşkanı seçilerek 'halk tarafından seçilmiş ilk

Cumhurbaşkanı'"191

oldu. Referanduma katılım oranı ise %91,3 oldu.192

Anayasa referandumu sürecinde eski siyasetçilerin "Türkiye'nin geçmiş veya gelecek siyasi ya da hukuki yapısıyla ilgili olarak, kendi anlayışları doğrultusunda sözlü ya da yazılı beyanda bulunmaları ya da makale yazmaları ve bu amaçla toplantı

düzenlemeleri" yasaklanmıştır.193

Yeni anayasanın aleyhinde her türlü propaganda yapmak da yasaklanmıştır. Anayasanın bilimsel açıdan eleştirilmesi dahi MGK tarafından engellenmiş, 12 Şubat 1982 tarihli karar ile anayasa hakkında görüş

189

Hale, a.g.e., s. 305.

190

Evren anılarında Cumhurbaşkanlığı seçimi ile anayasanın ayrı olarak seçime sunulmasını ve bir adayın kendisine rakip olarak çıkmasını istediğini, ancak anayasanın ya da Cumhurbaşkanı adayının oy oranlarında dengesizlik olması durumunda spekülasyonlara yol açabileceği düşüncesiyle vazgeçildiğini söyler. bkz. Hale, a.g.e., s. 306. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ayrı yapılması durumunda, Evren'in seçilememe riskini önlemek adına iki seçimin bir arada yapılmasına karar verildiğini söyleyebiliriz.

191

Tek aday olarak seçime giren Evren'in Cumhurbaşkanı seçilmesinin ne kadar demokratik olduğu her zaman tartışma konusu olmuştur. Evren'in Cumhurbaşkanı seçilmemesi durumunda da ne olacağı belli değildi. Bir anlamda halk sivil rejime dönmek için Evren'in Cumhurbaşkanı seçmek zorunda kalmıştır.

192

Halkın referandumu protesto etmesini önlemek için, referanduma katılmayanlara para cezası verileceği ve sonraki beş seçimde oy kullanma haklarının ellerinden alınacağı duyurulmuştur.

193

belirtebilecek kişiler MGK tarafından belirlenmiş ve gerekli görüldüğü takdirde

Anayasa Komisyonunun isteği üzerine görüş belirtmelerine izin verilmiştir.194

1982 Anayasası ile birlikte MGK dönemi (12 Eylül 1980 - 7 Aralık 1983) ve bu dönemde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK), yasalar denetim dışı

bırakılmıştır.195

Yine 1982 Anayasası'nda MGK'nin, Danışma Meclisinin, Kurucu Meclisin ve MGK döneminde kurulan hükümetin aldıkları karar ve tasarruflarından ötürü haklarında hukuki bir işlem yapılması ve yargıya başvurulması

engellenmiştir.196

Cuntacılar, 12 Eylül Darbesi'ni meşru göstermek için 1982 Anayasası'nın başlangıç bölümüne bazı bölümler eklemeyi de ihmal etmemiştir:

"Ebedi Türk vatan ve milletinin bütünlüğüne ve kutsal Türk devletinin varlığına karşı, cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bölücü ve yıkıcı kanlı bir iç savaşın gerçekleşmesi noktasına yaklaşıldığı sırada; Türk milletinin ayrılmaz parçası olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, milletin çağrısıyla gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 harekatı sonucunda, Türk Milletinin meşru temsilcileri olan Danışma Meclisi'nce hazırlanıp, Milli Güvenlik Konseyi'nce son şekli verilerek Türk Milleti tarafından kabul ve tasvip ve doğrudan doğruya onun eliyle vazolunan bu Anayasa..."197

1982 Anayasası birçok açıdan 1961 Anayasası'nın tersine çevrilmesinden oluşmaktadır. Evren, 1982 Ağustos'unda yaptığı bir konuşmada 1961 Anayasası'nı hedef alarak "O Anayasa bize bol geldi, içinde oynamaya başladık, oynaya oynaya

12 Eylül'e geldik" ifadesinde bulunmuştur.198

Evren'in açıklamasında yer aldığı gibi 1961 Anayasası'nın bol gelen yerleri 1982 Anayasası ile daraltılmıştır. Fakat 1961 Anayasası'nın aksine 1982 Anayasası ile birlikte cumhurbaşkanının yetkileri genişletilmiştir. 1982 Anayasası, başbakan ve cumhurbaşkanının aynı ideolojiden olmaları durumunda yürütme erkini yasama erki karşısında daha güçlü konuma getiriyordu. Farklı ideolojiden olmaları durumunda ise cumhurbaşkanın orantısız yetkisi karşısında yürütme ve yasama erki eziliyordu. Bu sistem cumhurbaşkanının

194

Dağdelen, a.g.e., s. 155.

195 Bu dönemde 669 yasa, 90 KHK çıkarılmış ve MGK'nin 76 kararı ve 3 bildirisi yayınlanmıştır. 196

Dağdelen, a.g.e., s. 166.

197

Çavdar, a.g.e., s. 266.

198

yetkilerini sonuna kadar kullanmak istemesi durumunda, Klasik Parlamenterizmden,

fiili Yarı Başkanlık sistemine dönüşebilirdi.199

1982 Anayasası ile birlikte gücünü artıran kurumlardan birisi de Milli Güvenlik Konseyi (MGK) idi. Bütün askeri müdahalelerin (27 Mayıs-12 Mart-12 Eylül) ortak noktalarından birisi Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu durumdan güçlenerek çıkmasıdır. 1982 Anayasası ile birlikte Milli Güvenlik Kurulunda askeri üye sayısı sivil üye sayısının üzerine çıkarılmış, kurul kararlarında askerin etkisi artırılmıştır. 1961 Anayasası'nda MGK Genel Sekreteri ile ilgili hiçbir hüküm bulunmazken, 1982 Anayasası'nda MGK Genel Sekreteri'nin yetkileri artırılmış ve asker olması şartı

getirilmiştir.200

1961 Anayasası'na göre MGK'nin görevi "Milli Güvenlik ile ilgili kararların alınmasında ve koordinasyon sağlanmasında yardımcılık etmek üzere gerekli temel görüşleri Bakanlar Kuruluna bildirmek" şeklinde düzenlenmişti. 12 Mart 1971 Muhtırası sonrasında yapılan değişikle "yardımcılık etmek üzere" ibaresi

çıkarılmış ve "bildirir" kelimesi de "tavsiye eder" olarak değiştirilmişti. 1982

Anayasası'nda bu kapsam genişletilerek "Devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulaması ile ilgili kararların alınması ve gerekli koordinasyonun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kuruluna bildirir. Kurulun devletin varlığı ve bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere ait kararlar Bakanlar Kurulunca öncelikle dikkate alınır." olarak değiştirildi. MGK'nin en çok tartışma yaratan görevi ise "devletin gizli anayasası" olarak nitelendirilen ve beş

yılda bir yenilenmesi öngörülen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni hazırlamasıydı.201

Hale'nin yorumuna göre "TBMM'ye karşı sorumlu olmayan, ağırlığını askerlerin oluşturduğu devletin en yüksek karar organı denilebilecek bir yürütme konseyi" oluşturulmuştu. Bülent Ecevit başta olmak üzere birçok kişi, askerin gerçek demokrasiyi değil "sivil elbise içinde askeri rejim" kurmak istediği eleştirisinde

bulunmuştur.202

199 Aydın ve Taşkın, a.g.e., s. 335. 200

Dağdelen, a.g.e., s. 173.

201

Aydın ve Taşkın, a.g.e., s. 336.

202

1982 Anayasası, 1961 Anayasası'na göre antidemokratik bir metindir. 1961'de verilen haklar 1982'de geri alınmıştır. 1982 Anayasası'na genel olarak baktığımızda şu yasakları ve sınırları getirmiştir:

"Temel hakların sınırlanması (Madde 13): Temel haklar ve

hürriyetler, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli egemenliğinin, Cumhuriyetin, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının, genel ahlakın ve genel sağlığın korunması amacıyla kanunla sınırlabilir.

Temel hak ve hürriyetlerin durdurulması (Madde 14): Savaş, seferberlik, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde durumun gerektirdiği ölçülerde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir.

Yaşama hakkı (Madde 17): Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir...

...Mahkemelerce verilen ölüm cezalarının yerine getirilmesi hali ile meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde yetkili merciinin emirlerinin uygulanması sırasında, silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri birinci fıkra hükmü dışındadır.

Angarya (Madde 18): Ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma (angarya) sayılmaz.

Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi (Madde 42):...Eğitim ve öğrenim hürriyeti, anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz...

...Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür...

Sendika kurma hakkı (Madde 51):...sendika ve üst kuruluşlarda yönetici olabilmek için, en az on yıl bilfiil işçi olarak çalışmış olma şartı aranır.

(Madde 52): Sendikalar siyasi amaç güdemezler, siyasi faaliyette bulunamazlar, siyasi partilerden destek göremezler ve onlara destek olamazlar; derneklere, kamu kurumu niteliğindeki destek kuruluşları ve vakıflarla bu amaçla ortak hareket edemezler...

Sosyal ve ekonomik hakların sınırı (Madde 63): Devlet sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, ekonomik istikrarın korunmasını gözeterek, mali kaynakların yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.

Siyasi partilerin uyacakları esaslar (Madde 69): Siyasi partiler, tüzük ve programları dışında, faaliyette bulunamazlar; Anayasa'nın 14. maddesindeki sınırlamalar dışına çıkamazlar, çıkanlar temelli kapatılır...

Siyasi partilerin mali denetimi Anayasa Mahkemesi'nce yapılır... Temelli kapatılan siyasi partilerin kurucuları ile her kademesindeki yöneticileri, yeni bir siyasi partinin kurucusu, yöneticisi ve deneticisi olamayacakları gibi, kapatılmış bir siyasi partinin mensuplarının üye çoğunluğunun teşkil edeceği yeni bir siyasi parti de kurulamaz...

Devlet Güvenlik Mahkemeleri (Madde 143):... Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin yargı bölgelerinde sıkıyönetim ilan edilmesi halinde, bu bölgelerle sınırlı olmak üzere kanunla belirlenen esaslara göre Devlet Güvenlik Mahkemesi, Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'ne dönüştürülebilir.

Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkileri (Madde 148):...Ancak olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne dava açılamaz.

(Madde 152):...Anayasa Mahkemesi'nin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmi Gazete'de yayınlanmasından sonra on yıl geçmedikçe

aynı kanun hükmünün Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.

(Geçici Madde 1):...Halk oylaması tarihindeki Milli Güvenlik Konseyi ve Devlet Başkanı, Cumhurbaşkanı sıfatı kazanarak, yedi yıllık bir dönem için, Anayasa ile tanınan görevi yerine getirir. 13 Eylül 1980 tarihinde Devlet Başkanı olarak içtiği and yürürlükte kalır.

(Geçici Madde 2):... TBMM toplanıp göreve başladıktan sonra, MGK, altı yıllık bir süre için Cumhurbaşkanlığı Konseyi haline dönüşür. MGK üyeleri, Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyesi sıfatını alırlar.

(Geçici Madde 4): 16 Ekim 1981 tarih ve 2533 sayılı kanun ile feshedilmiş bulunan siyasi partilerin;

a) 1 Ocak 1980 ve daha sonraki tarihlerde; genel başkan, genel başkan yardımcıları veya vekilleri, genel sekreterleri, bunların yardımcıları ve merkez yönetim kurulu veya benzer organların üyeleri; Anayasa'nın halk oylaması sonucu kabulü tarihinden başlayarak on yıl süre ile siyasi parti kuramazlar; Anayasa hükümlerine dayalı olarak kurulacak partilere üye olamazlar, siyasi partilerle herhangi bir şekilde bağlantı kuramazlar ve siyasi partilerde fahri olarak bile herhangi bir görev alamazlar.

b) 1 Ocak 1980 tarihinde TBMM'de üye bulunan milletvekili ve senatörler, Anayasa'nın halk oylaması sonucu kabulünden başlamak üzere beş yıl süre ile siyasi parti kuramazlar, kurulacak siyasi partilerin yönetim kurullarında veya benzer organlarında görev alamazlar.

(Geçici Madde 9):...TBMM'nin başkanlık divanı kurulduktan sonra altı yıllık süre içinde yapılacak Anayasa değişikliklerini, Cumhurbaşkanı TBMM'ye geri gönderebilir. Bu takdirde TBMM'nin geri gönderilen kanunu, aynen kabul edip tekrar Cumhurbaşkanı'na gönderebilmesi, üye tam sayısının dörtte üç çoğunluğu ile mümkündür.

(Geçici Madde 15): 12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanarak TBMM'nin Başkanlık Divanı'nı oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini TBMM adına kullanan,

2356 sayılı kanunla kurulu MGK'nın, bu konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis hakkında kanunla görev ifa eden Danışma Meclisi'nin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali ve hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz... Bu dönem içinde çıkarılan kanunlar, kanun hükmünde kararnameler ile 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun uyarınca alınan karar ve tasarrufların Anayasa'ya aykırılığı iddia edilemez."203

1982 Anayasasının getirdiği bazı yenilikler otoriteler tarafından olumlu karşılanmıştır. Örneğin 1961 Anayasası ile kurulan, işlevini yerine getiremeyen ve gereksiz olduğu herkes tarafından kabul gören senato kaldırılmıştır. Böylece çift meclisli yapı sona ermiştir. Diğer önemli madde ise hükümetin güvenoyu alamaması durumunda cumhurbaşkanına erken seçime gitme yetkisi verilmesidir. Böylece 12 Eylül öncesi birçok kez karşılaşılan, hükümetin güvensizlik oyu almasına rağmen, yeni hükümetin kurulamadığı için görevde kalmaya devam etmesi durumunun önüne

geçilmiştir.204