• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KURUN DĠĞER MAKROEKONOMĠK DEĞĠġKENLERE

1.3. Kurdan Enflasyona Nedensellik

Döviz kurları, yurtiçi fiyatları yurtdışındaki fiyatların genel durumuyla karşılaştırdığı için ulusal ve uluslararası ekonomide önemli bir yere sahiptir.

Diğer taraftan küreselleşen ekonomik sistemler içerisinde enflasyon oranlarının payı yadsınamaz bir öneme sahiptir. Öyle ki, enflasyon oranları düşük olan ülkelerin uluslararası ticaretten daha fazla pay aldıkları görülmektedir. Bu sebeple, ülkeler seçtikleri ekonomi politikalarını tekrar gözden geçirerek birçoğu enflasyon hedeflemesi rejimine geçmiştir.

Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde döviz kurunun enflasyon üzerindeki etkisini azaltacak ekonomi politikaları uygulama yoluna gidilmelidir. Aksi takdirde yüksek ve değişken seyir izleyen enflasyon piyasa mekanizmasına zarar vererek kaynak dağılımının bozulmasına, ekonomide belirsizliklerin artmasına tüketicilerin yanlış tüketim kararları vermesine neden olacaktır (Alacahan, 2011:137).

Enflasyon ve döviz kurunun ortaya çıkarttığı ekonomik etkileri en aza indirmek amacı ile ülkelerin para politikası olarak doğrudan enflasyon hedeflemesini seçerek dalgalı kura geçmesi gerekmektedir. Türkiye‟de 2001 yılından bu yana dalgalı kur rejimi kullanılırken, 2006 yılında bu yana da açık enflasyon hedeflemesi politikası uygulanmaktadır. Dalgalı kurda, kurdaki değişimler gelecekteki enflasyona yönelik işaretler vermekte ve Merkez Bankası bu duruma uygun politikalar belirlemektedir (Alacahan,2011:140).

Dalgalı döviz kuru uygulamasına baktığımızda, ülke parasının yabancı paralar karşısındaki değeri piyasada arz ve talep koşullarınca serbestçe belirlenir. Ancak dalgalı döviz kuru uygulamada bu kadar serbest bırakılmayabilir. Diyelim ki, Türk Lirasının değeri Dolar karşısında hızlı bir düşüşe geçti bu düşüş enflasyonu yukarı doğru çekecektir. Merkez Bankası bu durumda devreye girerek, dolar kurunu düşürmek amacı ile piyasaya dolar satışı yaparak doları bollaştırıp kuru düşürebilmektedir. Ya da tersi durumda, Türk Lirası dolara karşı hızla değer kazanmakta ve bu durum ithalatı artırırken ihracatı azaltarak cari açığı artıracak bir eğilime girmiş ise, bu durumda da Merkez Bankası kura müdahalede bulunabilmektedir (Eğilmez,2014,137).

Özellikle kriz dönemlerinde döviz kurlarındaki artışla beraber ulusal parada meydana gelen değer kaybı, kriz sonrasında karşı karşıya kalınan yüksek enflasyon oranlarına ve ülke ekonomisinde daralmaya sebep olabilmektedir. Türkiye‟de 2001 yılında dalgalı kur rejimine geçişle birlikte kur- enflasyon ilişkisinde azda olsa bir gerileme olduğu söylenmektedir. Ancak bu kırılma belirgin ve sürdürülebilir değildir. Bu nedenle,

uygulanacak makroekonomi politikalarında bu ilişkinin göz önünde bulundurulması son derece önemlidir (Bozdağlıoğlu, Y. ,Yılmaz ,M., 2017:17).

Ulusal paranın kurdaki yükselme ile birlikte değer kaybetmesi fiyatlara iki yolla etki etmektedir. İlk ki, doğrudan ithal girdi kullanan firmaların maliyetine yansıyan etkidir. Girdi maliyetlerinde meydana gelen artış ürünün fiyatına da yansıyacaktır bu kurdaki yükselişin fiyatlara direkt yansımasıdır.

İkinci olarak, tüketim üzerinden dolaylı etki meydana gelecektir. Yurtdışından ithal edilen malların fiyatlarındaki artış dolaylı olarak tüketici fiyatlarına yansıyarak fiyatları artıracaktır. Döviz kurunda meydana gelen değişmeler yurtiçi ve yurtdışı talep birleşiminde değişime yol açacaktır. İthal edilen malların fiyatında meydana gelen artış, alternatif yerli mal üretimi üzerine talep artışına neden olacak ve ithal ikame malların fiyatında artışa yönelik baskı oluşturacaktır.

Kurdan enflasyona nedenselliğin çeşitli varsayımlar altında incelendiğinde, ilişki ile ilgili temel bir sonuç çıkarılamasa da, elde edilen sonuçlar ışığında nedensellik ilişkisinin varlığı yadsınamayacaktır.

1.3.1. Literatür Taraması

Kurdan enflasyona doğru olan nedensellik ilişkisi ile ilgili literatürdeki çalışmalar ve sonuçları ise şöyledir:

Woo 1984 yılında yapmış olduğu çalışmasında, döviz kurunun fiyatları dört farklı kanaldan etkilediğini ifade etmiştir. Bunlardan ilki ithal edilen malların doğrudan doğruya tüketici fiyat endeksini etkilemesidir. İkincisi, girdi fiyatlarının direkt maliyetleri etkilemesi, bir diğeri, ticaret çarpanı üzerinden döviz kurundaki değişimin toplam talebi etkilemesi ve bunun fiyatlara yansıması, son olarak da ,yabancı malların fiyatlarındaki artışların yurtiçinde üretilen ithal ikame malların fiyatını yükseltmesi şeklindedir.

Mihaljek D. ve Klau M. 2001 yılında, Granger Nedensellik Analizi yöntemi kullandıkları çalışmalarında, İthal fiyatlardaki değişim ile enflasyon arasındaki ilişkinin nominal döviz kurundaki değişimin enflasyonla olan ilişkisinden daha zayıf olduğu sonucu elde etmişlerdir.

Mc Carthy, J. 1999 yılında, Granger Nedensellik Analizi kullandığı çalışmasın da Döviz kurlarının fiyatlar üzerindeki etkisinin bir yılı aşkın bir süre hissedildiği ancak en çok ilk dört ayda etkilenildiğini saptamıştır.

Telatar F. ve Telatar E. 2003 yılında, Granger Nedensellik Analizi kullandığı çalışmasında ,döviz kuru değişkenliğinden enflasyona doğru tek gönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu saptamışlardır.

Gül, E. ve Ekinci, A. 2006 yılında, Granger Nedensellik Analizi ve Eş bütünleşme Analizlerini kullandıkları çalışmalarında, Telatar F. ve Telatar E. buldukları sonuca benzer olarak döviz kuru ve enflasyon arasında bulunan nedensellik ilişkinin döviz kurundan enflasyona doğru tek taraflı olduğu sonucuna varmışlardır.

Yanar, R. 2008 yılında, Granger Nedensellik Analizi yöntemi ile yaptığı çalışmasında, dalgalı döviz kurunun enflasyonu körüklediği ve kesin bir genelleme yapılamasa da döviz kurundaki esneklik oranı arttıkça enflasyon oranlarının arttığını tespit etmiştir. Ayvaz Güven, E. ve Uysal, D. 2013 yılında, Granger Nedensellik Analizi kullandıkları çalışmalarında Tüfe ve reel efektif döviz kuru arasında karşılıklı bir ilişki olduğunu tespit etmişlerdir.

BÖLÜM 2: FAĠZĠN DĠĞER MAKROEKONOMĠK DEĞĠġKENLERE

Benzer Belgeler